Batının Suriye Açmazı

Suriye’deki çatışmalar ve bu konuda ABD başta olmak üzere Batının takındığı tavır, Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin zorluğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Gelinen aşamada, ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye doğrudan silahlı bir müdahalede bulunamayacakları anlaşılmıştır. Suriye ile ilişkileri oldukça gergin seyreden Türkiye’nin de yapabileceklerinin sınırlı olduğu görülmüştür. Hem ülkelerin iç dengelerinin hem bölge dengelerinin hem de küresel dengelerin ortaya koyduğu gerçek, Suriye’de Esad rejimini devirmenin, Libya’da Kaddafi’yi devirmekten çok daha güç olduğudur.
 
Suriye muhalefetinin birlik oluşturamama, gücü ve eylemleri şişirme, dini ve mezhepsel söylemlere eğilim gösterme, yönetimin devrilmesinin ardından ne olacağına ilişkin bir yol haritası sunamama gibi nedenlerle Suriye içindeki halk desteği sınırlı kalmıştır. ABD başta olmak üzere Batı, Suriye’de birleşik, meşru, kapsayıcı bir muhalefet hareketi oluşturamamıştır. Suriye muhalefeti terörist unsurlarla iç içe geçmiştir. Esad karşıtlarının silahlı gücü olan Özgür Suriye Ordusu’nun pek çok üst düzey komutanı, geçtiğimiz haftalarda Suriye’ye dönüp, Esad yönetiminden özür dilemişlerdir. Suriye’de mezhep çatışması riski vardır ve bu da ülkedeki durumu daha da karmaşık ve istikrarsız hale getirebilir. Arap ülkeleri arasındaki en laik rejime sahip olan Suriye’de Nusayrilerin tamamına yakını, gayrimüslim azınlıkların ise büyük bölümü rejimi desteklemektedir. Çünkü her ikisi de Esad rejimi düşerse, Müslüman Kardeşler’in Suriye kolunun iktidara gelmesinden endişe etmektedir. Ayrıca, Suriye meselesinde Esad’ı devirmek için ABD’nin başı çekmesi, İsrail’in devrede olması, Esad karşıtlarının meşruiyetinin sorgulanmasına neden olmaktadır.