Birinci Yıl Dönümünde Sudan İç Savaşının Bilançosu

Sudan’da iç savaş birinci yılına girdi. İki general arasındaki bu iktidar anlaşmazlığının faturasını ise Sudan toplumu ödüyor. Bu süreçte milyonlarca insan yerinden edildi veya hayatını kaybetti. 2011 yılında Güney Sudan’ın ayrılmasıyla zorlanan ülke ekonomisi, Nisan 2019’da Ömer el-Beşir’in devrilmesiyle hızlı düşüşünü sürdürüyordu. İç savaş ise zaten kötüye giden Sudan ekonomisini onlarca yıl geriye götürdü. Buradan hareketle, Sudan’ın iç savaşa nasıl sürüklendiği ve bu kaosun birinci yılındaki bilançosunun ne olduğunu anlamak meselenin çözümüne yönelik girişimlere katkı sunacaktır.

Sudan İç Savaşa Nasıl Sürüklendi?
Sudan, 2019’da Ömer el-Beşir’in devrilmesiyle başlayan siyasi bir geçiş sürecine girmiş ve bu süreç, 2023 yılında da iç çatışmalar, siyasi krizler ve uluslararası müdahale çağrılarıyla devam etmiştir. El-Beşir’in devrilmesinin ardından kurulan Egemenlik Konseyi, sivil ve askerî üyeler arasındaki güç paylaşımı anlaşmazlıkları sebebiyle istikrarsız bir dönem geçirmiştir. Konsey, 2019’da imzalanan Anayasa Belgesi ile kurulmuş ve 2024 yılına kadar demokratik seçimler yapılması planlanmıştır ancak bu süre zarfında ekonomik krizler, iç siyasi gruplar arası anlaşmazlıklar ve bu grupların yabancı aktörlerle olan ilişkileri, Sudan’da siyasi dengenin sağlanmasını zorlaştırmıştır.

2021 yılında, Egemenlik Konseyi’nin askerî üyeleri tarafından sivil üyelere yönelik gerçekleştirilen bir müdahale, sivil Başbakan Abdullah Hamduk’un ev hapsine alınmasına ve hükûmet krizine yol açmıştır. Bu durum, sivil ve askerî gruplar arasında daha derin anlaşmazlıkların oluşmasına neden olmuştur. Darfur ve Port Sudan gibi bölgelerden gelen kabile ve tarikatlar, askerî yönetimi destekleyen mitingler düzenlemiş, bu da 25 Ekim darbesini tetiklemiştir. Darbenin ardından Hamduk, siviller arasında bölünmelerin yaşanmasına ve protesto gösterilerinin artmasına sebep olan bir anlaşma ile yeniden başbakanlığa atanmıştır.

Hamduk’un 2022’nin başında istifa etmesiyle, siyasi tutuklular, iç siyasi gruplar arası anlaşmazlıklar ve arabuluculuk süreci Sudan’ın iç siyasetini meşgul etmiştir. Uluslararası ve bölgesel aktörlerin desteklediği bir arabuluculuk mekanizması, sivil ve askerî taraflar arasında 30 aylık siyasi geçiş dönemini öngören bir siyasi bildirgeyi (Siyasi Çerçeve Anlaşması) imzalamıştır. Ancak bu bildirge, tamamen sivil bir yönetime geçilmesi talebiyle yapılan protestolar ve imzalanan anlaşmaları reddeden siyasi gruplar tarafından kabul görmemiştir.

15 Nisan 2023 tarihinde, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Abdülfettah el-Burhan ile Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo arasında iktidar paylaşımı temelinde çatışmalar patlak vermiştir. Bu çatışmanın arka planındaki ana nedenleri arasında Dagalo’nun Ekim 2021’deki müdahalesini bir yanlışlık olarak değerlendirmesi, diplomatik toplantılar için sivil kıyafetleri tercih etmesi ve Rusya’dan HDK için askerî helikopterler istemesi gibi adımlar, el-Burhan’la arasındaki gerginliği körükleyen olaylardandır. Bununla birlikte, Aralık 2022’de imzalanan Siyasi Çerçeve Anlaşması kapsamında HDK’nın Sudan ordusuna dâhil edilme sürecinin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği konusundaki görüş ayrılıkları, mevcut çatışmanın ana sebeplerinden biri hâline gelmiştir.

Çatışmalar, ekonominin daha da kötüleşmesine, binlerce insanın ölümüne ve milyonlarcasının yer değiştirmesine neden olmuştur. Uluslararası toplum, taraflara ateşkes ve müzakerelere geri dönme çağrısı yapmış, ancak çatışmaların çözümünde belirgin bir başarı kaydedilememiştir.

Çatışmaların Sudan’a Ekonomik Bedeli
Sudan ekonomisi, 15 Nisan 2023’te başlayan çatışmaların bedelini ağır bir şekilde ödemektedir. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın verilerine göre, 2023’te Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) %40 oranında bir daralma yaşayarak 42 milyar ABD Doları’ndan 25 milyar ABD Doları’na düşmüştür. 2024 için ise ekonominin %18,3 oranında daha küçülmesi beklenmektedir.

Ülkenin zorlukları ekonomik göstergelerde açıkça görülmektedir. Tarım sektörü, ekonominin üçte birini oluşturan kritik bir alan olarak %60’lık büyük bir azalma ile sarsılmış durumdadır. Sudan’ın para birimi cüneyhtir. Çatışmalardan hemen önce 1 ABD Doları karşılığında yaklaşık 500 cüneyh iken şimdi 1000 cüneyhin üzerine çıkmıştır. Bu da sürdürülebilir bir ekonomi için alarm verici bir değer kaybına işaret etmektedir.

İşsizlik oranlarındaki dramatik artış, zaten zor durumdaki halkı daha da zor bir duruma sokmaktadır. 2022’de %32,14 olan işsizlik oranı, bir yıl sonra %47,2’ye yükselmiştir. Bu durum, nüfusun neredeyse yarısının işsiz olduğu anlamına gelmektedir ve ekonominin ne kadar kötü durumda olduğunu açık bir şekilde gözler önüne sermektedir.

Enflasyon oranları da endişe verici bir yükseliştedir. 2022’de %129 olan enflasyon, 2023’te bir miktar düşüşle %127’ye gerilese de 2024 için %256,17’lik bir beklenti, vatandaşların alım gücünün ciddi şekilde azalacağını ve hayat pahalılığının katlanılabilir düzeyleri aşacağını işaret etmektedir. Nitekim pek çok Sudanlının göç etmek zorunda kaldığı Port Sudan kentindeki ev kiraları ve diğer yaşam maliyetlerindeki yükseliş bu öngörülen verilerin tutarlılığını kanıtlar niteliktedir.

Dolayısıyla bu veriler, Sudan’ın ekonomik istikrarını yeniden sağlamak için acil ve kapsamlı tedbirler alması gerektiğini ortaya koymaktadır. Uluslararası toplumun desteği ve iç çatışmalar son bulmadan, Sudan’ın bu ekonomik darboğazdan çıkışı oldukça zor görünmektedir.

Öncelikli Bir Mesele Olarak Çatışmanın İnsani Kriz Boyutu
BM Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verilerine göre 50 milyon nüfusa sahip Sudan’da iç savaştan dolayı 8 milyondan fazla insan evlerini terk etmek zorunda kalmıştır ve bunlar arasında 1,7 milyonu ülke dışına göç etmiştir. Ülke dışı göçte Sudan’ın komşularının yanı sıra Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa ülkeleri de öne çıkmaktadır. Ülke içinde ve komşu ülkelerde güvenli bölgelere göç eden insanların ise ekonomik sorunların da bir sonucu olarak zor şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (UNOCHA) ve IOM’un Sudan raporunda Sudan’da göç etmek zorunda kalan insanların yaklaşık 2,7 milyar dolar yardıma ihtiyacı olduğu ve mevcut bütçenin yaklaşık 155 milyon dolar olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla ivedilikle BM’nin uluslararası bir yardım çağrısına çıkması gerekmektedir.

Bunun yanı sıra Sudan’daki iç savaş, ülkedeki sağlık, gıda güvensizliği ve eğitime de olumsuz etkiler oluşturmuştur. Dünya Sağlı Örgütünün (WHO) Sudan’daki çatışmalara odaklanan raporunda 60 sağlık tesisinin kullanılamaz hâle geldiği ve çatışma bölgelerinde zarar gören sağlık tesislerinin oranı %70 olarak tespit edilmiştir. Gıda güvensizliği bağlamında ise UNOCHA raporunda, yaklaşık 20 milyon kişinin gıda ihtiyacına gerek duyduğu ve bunlardan sadece 7 milyonuna erişim sağlanabildiği belirtilmektedir. Eğitim konusunda ise yine UNOCHA raporunda ülke içinde ve dışında güvenli bölgelere göç eden çocukların 87 binine BM tarafından eğitim sağlandığı belirtilmektedir.

Sudan’daki iç savaşın yıkıcı etkileri hem insani hem de ekonomik açıdan derin yaralar açmıştır. Çatışmanın çözümüne yönelik politika önerileri geliştirilirken, acil olarak gerçekleştirilmesi gereken adımlar başlıca üç ana kategoride toplanabilir.

İlk olarak uluslararası toplumun, çatışma taraflarını müzakere masasına oturtmak için daha etkin diplomatik baskı uygulaması ve ateşkesin sağlanması gerekmektedir.

İkincisi, insani yardımın artırılması ve daha iyi koordine edilmesi şarttır; bu, milyonlarca yerinden edilmiş insan ve gıda güvensizliği çeken nüfusa acil yardım sağlamak için elzemdir.

Son olarak uzun vadeli çözümler arasında, ekonomik istikrarın sağlanması ve sivil yönetim altında demokratik süreçlerin yeniden tesis edilmesi öncelikli hedefler olmalıdır. Bu hedeflere ulaşmak için uluslararası finans kuruluşlarının destekleyici rolü büyük önem taşımaktadır.

Ancak bu adımlar, sürdürülebilir bir barış ve toplumsal iyileşme için yeterli değildir; aynı zamanda Sudan’ın derinleşen sosyal ve ekonomik sorunlarına kalıcı çözümler üretmek amacıyla ulusal bir uzlaşı sürecinin teşvik edilmesi de büyük önem arz etmektedir. Bu sürecin, tüm etnik ve politik grupların adil bir şekilde temsil edilmesi, şeffaf ve kapsayıcı olması gerekmektedir. Ancak bu sayede Sudan, uzun süredir devam eden iç çatışmaların neden olduğu travmadan kurtulabilecek ve gerçek bir toplumsal ve ekonomik kalkınmayı başlatabilecektir.

Bu makale 15 Nisan 2024 tarihinde Anadolu Ajansı web sitesinde “1. yıl dönümünde Sudan iç savaşının bilançosu” başlığıyla yayımlanmıştır.