Davos’taki Irak Diplomasisinin Değerlendirilmesi

İsviçre’nin Davos kasabasında 21-24 Ocak 2020 tarihleri arasında birincisi 1971 yılında gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu’nun 50’incisi gerçekleştirilecektir. Forumun yanı sıra liderler arasında gerçekleştirilen gayri resmi görüşmeler ile çeşitli konularda müzakereler devam etmektedir. Bu görüşmelerde yer almak isteyen Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih ve IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, foruma katılmak üzere İsviçre’ye gitmiştir. Diğer yandan Irak Maliye Bakanı Fuad Hüseyin ve IKBY Terörle Mücadele Birimi Direktörü Lahur Talabani ile IKBY Dış İlişkiler Sorumlusu Sefin Dizayi de foruma katılmıştır. Bu noktada Davos Forumu’na katılan Iraklı heyetteki Kürt temsilcilerin ağırlığı görülmektedir.

Irak Cumhurbaşkanı Salih ve IKBY Başkanı Barzani, İsviçre’deki temasları doğrultusunda ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmüştür. Barzani, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de görüşmüştür. Bu noktada Iraklı temsilcilerin ABD Başkanı Trump ile görüşmelerdeki ağırlığı dikkat çekmektedir. Zira, Beyaz Saray’ın açıklamasına göre Trump, beş ikili görüşme gerçekleştirmiş ve bu görüşmelerden ikisi Iraklı siyasetçiler ile olmuştur. Cumhurbaşkanı Salih’in, Trump ile görüşeceği açıklandıktan sonra Haşdi Şaabi bünyesindeki Ketaib Hizbullah’ın önde gelen liderlerinden Ebu Ali el-Askeri, Salih’in ABD’li mevkidaşı ile görüşmesi üzerine ülkesine dönüşünde hoş karşılanmayacağını ve halk tarafından ülkeden kovulacağını açıklamış, Asaib Ehlül Hak Lideri Kays el-Hazali ise Berham Salih’in tutumunu “haince” olarak değerlendirmiştir.

Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih’in Temasları
Ancak bu tehdide rağmen Salih, Trump ile ikili görüşme gerçekleştirmiştir. 3 Ocak 2020 tarihinde İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şaabi Komisyonu Başkan eski Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’in (İbrahim Cafer) hayatını kaybetmesine neden olan ABD hava saldırısının ve Irak Parlamentosu’nun 5 Ocak tarihli, ABD güçlerinin ülkeden çıkartılması hakkında aldığı tavsiye kararının ardından gerçekleşen ilk ikili görüşmedeki çıktılar, Haşdi Şaabi’nin beklentilerinin tersine olmuştur. Görüşmenin ardından Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada iki ülkenin, ekonomik ve güvenlik alanlarındaki iş birliğini sürdürmek ve IŞİD’e karşı yürütülen çabaların sonuca ulaştırmak için beraber çalışmaya devam edeceği ifade edilmiştir. Diğer yandan Trump’ın egemen, istikrarlı ve refah içerisindeki Irak’a yönelik isteklerinin devam ettiği söylenmiştir. Buna rağmen, Trump, Irak’a karşı uygulanabilecek yaptırımların masada yer almaya devam ettiğini, Irak’taki ABD askeri varlığının ise 2003 sonrasındaki en düşük seviye olan 5 bine kadar indiğini açıklamıştır. Bununla birlikte, Trump, ABD askeri varlığının geleceği konusunda “her ne kadar alırsak alalım bunu duyacaksınız” diyerek net bir tutumdan kaçınmıştır. Ancak Trump’ın açıklanmasının olası çekilme senaryoları ile birlikte anılması üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, ABD askeri varlığının Irak’tan çekilmesinin planlanmadığını açıklamıştır.

Diğer yandan Cumhurbaşkanı Salih, 22 Ocak’taki konuşmasında bölgedeki gelişmelerin ve Irak’ın önünde bulunan tehditlerin bölge barışına ve güvenliğine zarar verdiğini ifade etmiştir. Ayrıca, Irak’ta devam eden gösterilerden bahseden Cumhurbaşkanı Salih, göstericilerin daha kapsayıcı bir devlet ve değişim istediğini söylemiştir. Buna ek olarak, Irak dış politikası hakkında “diplomatik ve ekonomik politikalarımız başkalarının veya müttefiklerimizin çıkarları doğrultusunda değil ulusal çıkarlarımız doğrultusunda çizilmelidir. Irak’ın egemenliğinin ve istikrarının Irak’ın komşuları ve diğer ülkelerin çıkarınadır” şeklinde açıklama yapmıştır. Cumhurbaşkanı Salih, Davos’ta gerçekleştirdiği konuşmada Irak’ın bölgesel gerilimlerden etkilendiğini ifade etmesinin yanı sıra Irak’ın istikrarı için gerilimlerde taraf olunması için baskı yapılmamasını istemiştir.

Irak’ın siyasi kriz yaşadığı bu süreçte, Salih, ülkenin gerilimlerden uzak tutulmasını istemektedir. Zira, Irak’ın bu gerilimlerde taraf olması, siyaseten kutuplaşmanın arttığı süreç içerisinde siyasi krizleri çözümsüzlüğe götürmektedir.

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’nin Temasları
ABD Başkanı ile görüşen ikinci siyasetçi olan IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’nin görüşmesi, Trump’ın IKBY ile Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PKK’nın kontrol ettiği alanı karıştırması ile dikkat çekmiştir. Trump, görüşmenin basına açık olan kısmında Suriye’deki sorunun çözümü için Barzani’ye teşekkür etmiş ve IŞİD’in yenildiğini hatta IŞİD’in kontrolündeki toprakların tamamen temizlendiğini söylemiştir. Barzani ise IŞİD’e karşı olan başarının beraber çalışmaları sonucunda gerçekleştiğini eklemiştir. Toplantının ardından, ikili görüşmeye ilişkin bir açıklama yapılmamasına rağmen, Barzani görüşmenin dostane ve yapıcı olduğunu ifade etmiştir.

Barzani, ABD Başkanı Trump’ın yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de bir görüşme gerçekleştirmiştir. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen görüşmenin ardından yapılan açıklamada Bakan Çavuşoğlu Irak’ın etnik ve mezhepsel hatlar doğrultusunda bölünme riski taşıdığını vurgulamış ve IKBY ile ilişkilerin geliştirilmesine devam edileceğini söylemiştir. IKBY Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Irak’ın içerisinden geçtiği sürecin ve bölgesel gelişmelerin de değerlendirildiği görüşmede bölgesel istikrar ve refahın arttırılması için iş birliği imkanlarının tartışıldığı aktarılmıştır. Görüşmenin basına kapalı gerçekleşen kısmında ise terör örgütü PKK’nın IKBY ve Irak’taki varlığına karşı atılabilecek ortak adımların konuşulmuş olması muhtemeldir. Zira Bakan Çavuşoğlu’nun 10 Haziran 2019 tarihinde Neçirvan Barzani’nin IKBY Başkanlık görevine başlaması için gerçekleştirilen yemin törenine katılarak bölgedeki PKK varlığına dikkat çekmiştir. Dolayısıyla, güvenlik alanındaki iş birliğinin Türkiye ve IKBY ilişkilerinin geleceğini etkileyebilecek en önemli gündem maddelerinden birisini oluşturduğu söylenebilir. Barzani, Bakan Çavuşoğlu ile görüştükten sonra BM Genel Sekreteri António Guterres ve İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ile görüşerek, IŞİD sonrası dönemde IKBY’nin ülke içinde yerinden olmuş kişiler ve sığınmacılar konusunda daha fazla desteklenmesini talep etmiştir.

Diğer yandan IKBY Başkanı Barzani, katıldığı “Huzursuz Ortadoğu” başlıklı paneldeki konuşmasına, Irak Parlamentosu’nun ABD askeri gücünün ülkeden çıkartılması yönünde aldığı tavsiye niteliğindeki kararını Sünnilerin ve Kürtlerin boykot ettiği bir oturumda aldığını söyleyerek başlamıştır. Diğer yandan, Barzani, IŞİD’e karşı yürütülen operasyonlarda ABD askeri varlığının büyük bir payı olduğunu ifade ederek ABD askeri varlığının ülkede kalmasını istediğini belirtmiştir. Buna ek olarak, Barzani, terörle mücadelenin sürdürülmesi için başta ABD olmak üzere uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç olduğunu ve bu nedenle yabancı askeri güçlerin Irak’ta kalmasını istediğini söylemiştir.

Ayrıca, Irak’ta 1 Ekim 2019 tarihinden itibaren devam eden gösteriler hakkında da değerlendirmelerde bulunan Barzani, gösterilerin başat aktörü olarak Baas rejimini görmemiş gençlerin yer aldığını söylemiştir. Gösteriler nedeniyle, Irak’ın 1 Ekim öncesinden farklı olacağını ifade eden Barzani, sorunların temelinde birleşik bir ulusal kimliğin olmayışının yattığını söylemiştir. Ancak, İsviçre ve AB gibi yapıların, sahip oldukları farklı kültür ve dillere rağmen başarılı olmasının Irak için bir örnek olarak alınması gerektiğini ifade etmiştir.

Irak Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Fuad Hüseyin’in Temasları
Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi, Irak Parlamentosu’na sunduğu istifa kararının 1 Aralık 2019 tarihinde kabul edilmesi üzerine görevini geçici başbakan sıfatı ile yürütmektedir. Bu nedenle Abdülmehdi yerine Irak Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Fuad Hüseyin foruma katılmıştır. Zira Geçici Başbakan Abdülmehdi’nin güvenoyu parlamento tarafından kaldırılmasına rağmen kabine üyelerinin güvenoyları devam etmektedir. Başbakan Yardımcısı Hüseyin de “Huzursuz Ortadoğu” başlıklı panelde konuşmacı olmuştur. Hüseyin, konuşmasında, Irak siyasetinden bahsederek, bölgesel gerilimlerin Irak’a verdiği zarardan şikayet etmiş ve istikrarlı, egemen ve bağımsız bir Irak’ın bölgenin çıkarına olduğunu vurgulamıştır.

Diğer yandan, Irak Parlamentosu’nun yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması için aldığı tavsiye kararını değerlendiren Hüseyin, IŞİD’e Karşı Koalisyon içerisinde yer alan ülkeler ile diyalog kurulması gerektiğini ve ortak bir çözüm bulunmasının önemli olacağını ifade etmiştir. Irak’taki yabancı güçlerin varlığı konusunun ardından Hüseyin, bölgesel denklem doğrultusunda Irak’ın ABD ile tarihi ilişkilere sahip olduğunu, diğer yandan ise komşusu İran ile iyi ilişkilere sahip olduğunu söylemiştir. Zira, başbakan yardımcısının konuşması, Irak’ın gerilimlerde taraf olmayı istemediğini ifade etmesi açısından önem taşımaktadır.

Hükümet karşıtı gösterilerin devam ettiği ve ABD ile İran arasındaki geriliminin yansımalarının somut olarak yaşandığı Irak’ta merkezi hükümet, uluslararası aktörler ile görüşerek destek sağlamak ve meşruiyetini pekiştirmek için alan kazanma konusunda çaba harcamaktadır. Merkezi hükümet, ABD ve İran arasındaki gerilimde tarafsız kalarak, dış politikasında bağımsızlığı öncelediğini göstermektedir. Ancak ABD ve İran’dan Irak’ın gerilimde taraf olarak diğer aktörü dışlaması talepleri gelmektedir. Bu talepler karşısında merkezi hükümetin denge politikası yürütmekte ve kimseyi karşısına almamak için iki ülkenin de Irak nezdindeki önemine vurgu yapmaktadır. Nitekim ABD ve İran’ın IŞİD’in yenilmesi konusunda verdiği destekten bahsedilmekte ve iki ülkenin Irak ekonomisi için olan önemi vurgulanmaktadır. Merkezi hükümetin dengeleyici tutumuna karşın, IKBY, Irak’taki gösteriler ve ABD ile İran arasındaki gerilimden faydalanarak uluslararası kamuoyunun desteğini almak üzere girişimlerde bulunmaktadır. ABD Başkanı Trump’ın görüştüğü beş liderden birisinin Neçirvan Barzani olması, ABD’nin İran’a karşı IKBY’yi yanına çekebildiğini göstermektedir. Ancak buna rağmen IKBY yetkilerinin İran’ı direkt olarak karşılarına almaktan çekindikleri görülmektedir. Bu durum, Irak’ın olası parçalanma senaryolarının konuşulduğu süreçte, 2017 yılında IKBY’nin gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumunda alınamayan ABD desteğinin alınmasına atfedilen önemi göstermektedir.