Güven Bunalımı Kıskacında İran-IKBY İlişkileri

İranlılar ile Kürtler arasında ilişkiler incelenirken ilk dikkat çekilen hususlardan birisi, aralarındaki kültürel, tarihsel ve dilsel yakınlıktır. Fakat modern İran devletinin Iraklı Kürtlerle ilişkilerinde kimlik politikalarından ziyade siyasi mülahazalar ve güvenlik kaygıları belirleyici olmuştur. Bu durum İran İslam Devriminden sonra da pek değişmemiştir. Devrimden kısa bir süre sonra İran’da çıkan Kürt isyanlarının bastırılması için Geçici İran Hükümeti, o dönemde Baas rejiminden kaçarak İran’a sığınmış olan Mesut Barzani yönetimindeki KDP (Kürdistan Demokratik Partisi) ile işbirliği yapmıştır. Bu işbirliği İran-Irak savaşı boyunca daha da güçlenmiştir. KDP, İran askerleri ile birlikte ortak düşmanları Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak’a karşı savaşmıştır. Aynı dönemde Celal Talabani liderliğindeki KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) de 1980’lerin ortalarından itibaren İran ile yakın ilişki ve işbirliği içerisine girmiştir. Zaman zaman iniş çıkışlar yaşansa da Iraklı Kürtler ile İran arasındaki yoğun ilişkiler 1990’larda da devam etmiştir. Bu dönemde Iraklı Kürt siyasi hareketlerin hemen hepsi İran’da irtibat büroları açmıştır. İran, Irak Kürtlerinin dünyaya açılan kapısı olmuştur. Buna karşılık İran istihbarat ve güvenlik birimleri de ‘Irak Kürdistan Bölgesi’nde gayri resmi güvenlik noktaları oluşturmuş ve bölgedeki nüfuzunu artırmıştır.

Partiler Düzeyinden ‘Hükümetler Düzeyine’ İran-Kürt İlişkileri
2003’te Amerikan işgalinin ardında Irak’ın yeniden yapılanma sürecinde Kürtler ile İran arasındaki yakın ilişkiler etkili olmuştur. İran, Irak’ın federasyona dönüşmesini, dolayısıyla Kürtlerin özerklik talebini destekleyen tek bölge ülkesidir. Ayrıca Kürtlerin Şiilerle ittifak halinde Irak merkezi siyasetinde aktif olmasını desteklemiştir. Böylece hem Kürtler üzerinde, hem de Irak siyasetinde İran etkisi artmıştır.

‘Irak Kürdistan Bölgesi’nin (IKB) 2005 Anayasası ile resmen federal bir bölge olarak kabul edilmesinden sonra İran ile Irak Kürtleri arasındaki ilişkilerde yeni bir dönem başlamıştır. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY)  dış ilişkilerini yürütmek amacıyla 2006’da Dış İlişkiler Dairesi kurulmuş; bu dairede Türkiye ve İran ile ilişkileri idare etmekle vazifeli iki genel müdürlük oluşturulmuştur. Kürt partilerinin Tahran’daki bürolarının yanı sıra 2007’de IKBY’nin ‘Tahran Temsilciliği’ açılmıştır. İran ise Erbil ve Süleymaniye’de konsolosluk açan ilk ülke olmuştur. Böylece İran’ın Irak Kürtleri ile ilişkileri partiler düzeyinden ‘hükümetler’ düzeyine veya ‘diplomatik’ düzeye çıkmıştır. KDP lideri Mesut Barzani Kasım 2008’de ilk defa IKBY Başkanı sıfatıyla Tahran’ı ziyaret etmiştir.

Bu yeni dönemde IKBY ile İran arasındaki iktisadi ilişkiler gelişmiş, İran, IKBY’nin Türkiye’den sonra ikinci büyük ticaret ortağı olmuştur. Yaklaşık 600 km’lik bir sınırı paylaşan İran ile IKBY arasında üç gümrük kapısı – Başmak, Pervizhan ve Hacıumran – faaliyet göstermektedir. IKBY ile İran arasında ticaret hacmi günümüzde 4-4,5 milyar dolar civarındadır. İran, IKBY’ye gıda ürünleri, tekstil, otomotiv yedek parçası ve benzeri ürünler satmaktadır. İran şirketleri bölgedeki altyapı, baraj, yol ve inşaat projelerinde de rol almaktadır. IKBY’de kayıtlı 470 civarında İran şirketi vardır ve 20 binden fazla İran vatandaşı mevsimlik veya sürekli işçi olarak burada çalışmaktadır. İran havayolu şirketi Mahan Air, Erbil ile Tahran arasında haftada üç defa karşılıklı uçuş gerçekleştirmektedir. Erbil-Urumiye ve Süleymaniye-Tahran uçak seferleri ekonomik olarak verimli olmadığı gerekçesiyle kaldırılmıştır. Fakat sınır illeri arasında, özellikle Erbil ve Urumiye arasında düzenli otobüs seferleri yapılmaktadır. İran ile IKBY arasında ticari, kültürel ve siyasi ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla özellikle sınır bölgelerinde bulunan İran vilayetleri ile IKB vilayetleri arasında doğrudan bağlantı kurulmasının önü açılmıştır. Böylece yerel idareler arasında iktisadi ve kültürel ilişkilerin gelişmesi sağlanmıştır.

IKBY’nin İran ile ekonomik ilişkilerinde enerji meseleleri önemli bir yer tutmaktadır. Erbil ile Bağdat arasında petrol kaynaklarının işletimi ve pazarlanması konusunda ortaya çıkan anlaşmazlıklardan sonra IKBY, Türkiye ve İran üzerinden tankerlerle uluslararası pazarlara ham petrol sevk etmiştir. Nisan 2014’te IKBY ile İran arasında enerji işbirliği konusunda bir mutabakata varılmıştır. Buna göre IKB’den boru hatları ile İran’a ham petrol sevk edilmesi ve bu petrolün İran rafinerilerinde işlenerek geri gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca, İran’ın IKB’deki elektrik santrallerine yakıt temin etmesi hususunda anlaşmaya varılmıştır.
 
İran-IKBY İlişkilerinde Güven Bunalımı
Aralarındaki yakın ve köklü ilişkilere rağmen İran-IKBY ilişkileri ‘stratejik’ işbirliğine dönüşmedi. İlişkilerin geliştirilmesine yönelik atılan adımlara rağmen taraflar arasında hem iktisadi ilişkiler, hem de siyasi ilişkiler adeta yerinde saydı. Diğer bir tabirle Irak Kürtleri, özellikle KDP ile İran hükümeti arasındaki siyasi uyum giderek bozuldu. Bunun başlıca nedeni, Baas rejiminin kökünden yıkılmasıyla beraber İran’ı ve Irak Kürtlerini aynı safta buluşturan tehdidin ortadan kalkmasıdır. Üstelik Bağdat’ta İran’a dost ve IKBY’yi tehdit etmeyecek kadar zayıf bir hükümetin kurulması, Erbil-Tahran ittifakının önemini azaltmıştır. Üstelik, bu dönemde İran yönetimi Bağdat ile ilişkilerine öncelik vermeye başlamış, Erbil-Bağdat ilişkilerinde gerilim arttığı zaman genellikle Bağdat’ı desteklemiştir. Diğer yandan otoritesi ve bölgesel statüsü giderek sağlamlaşan IKBY, ekonomik ve siyasi hareket alanını genişletmek amacıyla bölgesel veya bölge dışından güçlerle ilişkilerini geliştirme arayışına girmiştir. IKBY’nin bu çabaları Tahran’da kaygıyla izlenmiş, özellikle IKBY-İsrail ilişkileri ciddi bir tehdit olarak değerlendirilmiştir.

Böyle bir ortamda İran’ın bölgedeki siyasi etkisi ve ‘istihbarat’ gücü IKBY yetkilileri, özellikle KDP tarafından tehdit olarak görülmeye başlanmıştır. Zira İran bu gücü sayesinde hem Irak Kürt siyasetine sık sık müdahale etmektedir, hem de IKBY üzerinde baskı uygulamaktadır. Bazı iddialara göre, İran’ın IKB’de gizli faaliyetlerinde kullandığı yüzlerce ‘hücre’ vardır. İran’ın bölgedeki güçlü varlığı nedeniyle Kürt yetkililer alenen İran aleyhine konuşmaktan çekinmektedir. Nitekim Erbil’de yayınlanan Israel-Kurddergisinin editörü Mevlüt Afand Haziran 2012’de Süleymaniye’de kaçırılmıştır. Birçok kişi Afand’ın kaçırılmasından İran’ı sorumlu tutmaktadır. Diğer taraftan İran, IKBY ile yürüttüğü resmi temasların yanı sıra bölgedeki partilerle, özellikle KYB ile yakın ilişkilerini sürdürmüştür. Üstelik Talabani’nin rahatsızlığı sırasında parti içinde baş gösteren liderlik mücadelesine müdahil olmuştur. Ekim 2013’te Hawlati gazetesinde IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani’nin Amerikalı bir diplomatla yaptığı görüşmeyi aktaran bir yazışma yayınlandı. Buna göre Barzani, Talabani’nin ölmesi durumunda KYB’nin etkili olduğu bölgelerdeki İran nüfuzunun artmasından duyduğu endişeyi ifade etmiştir. Aynı yazıda İran’dan gelecek tehlikelerin bertaraf edilmesi amacıyla KDP’lilerin Talabani’nin sağlığı için duacı olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan ‘otonomisi’ genişleyen ve özgüveni gittikçe artan IKBY, Irak Kürtlerinin İran’ın bölgesel siyasetinde bir araç olarak görülmesinden rahatsız olmaya başlamış, İran ile ilişkilerinde daha ‘saygın’ bir yer edinmeyi beklemiştir. Oysa İran, uzunca bir süre IKBY ile ilişkilerini alt düzey memurlar ve Devrim Muhafızları vasıtasıyla yürütmüştür. IKBY Başkanı Barzani dâhil Kürt yetkililer, İran’ın ‘davetlerine’ icapla veya başka vesilelerle defalarca Tahran’a gitmiş ve burada üst düzeyde kabul görmüş ise de İranlı üst düzey yetkililer yakın zamana kadar Erbil’e gitmekten imtina etmiştir.
İran’ın IKBY’ye karşı ‘tepeden bakan’ ve ‘müdahaleci’ tavrına tepki olarak Mesut Barzani 2011’den beri Tahran’a gitmemiştir. Barzani’nin 2012’de Tahran’a gideceği duyurulsa da bu ziyaret gerçekleşmemiştir. IKBY’nin bu konudaki rahatsızlığını gösteren bir gelişme, 2014 yılının Mayıs ayında yaşanmıştır. İran’ın Süleymaniye konsolosluğunun internet sayfasında ‘İran-Kürt ilişkileri’ hakkında yazılan bir yazıda Kürtçeden Fars dilinin bir lehçesi olarak bahsedilmesi, 1946’da Mahabad’da kurulan Kürt devletinin komünist grupların bir faaliyeti gibi anlatılması ve Kürtlerin Irak’tan ayrılmaları durumunda İran ile ilişkilerinin bozulacağı ifadelerinin yer alması IKBY’nin sert tepkisine neden olmuştur. Keza Temmuz 2014’te Irak basınında Mesut Barzani’nin İran’a gittiği yazılmıştır. İddialara göre İran, ‘Peşmerge’nin Kerkük’e girmesi, Erbil-Bağdat ilişkilerindeki sorunlar ve Barzani’nin bağımsızlık konusunda referandum kararı alması hususlarındaki rahatsızlığının ifade etmiştir. IKBY Hükümet sözcüsü Omid Sabah, bu konuda yaptığı açıklamada böyle bir ziyaretin gerçekleştiği iddialarını reddetmiş ve ‘Kürtlerin kendi kaderlerine karar vermek için kimsenin iznini almayacaklarını’ eklemiştir.
 
İran-IKBY İlişkilerinde Yeni Ortak Tehdit: IŞİD
IKBY-İran ilişkilerindeki soğukluğa karşın Haziran 2014’te IŞİD’in IKBY’yi tehdit eden bir güç olarak ortaya çıkması, Erbil-Tahran ilişkilerinde yeni bir dönemin başlamasına neden olmuştur. Neçirvan Barzani, IŞİD tehdidi üzerine 16 Haziran’da İran’a bir ziyaret gerçekleştirmiş ve güvenlik yetkilileri ile görüşmüştür. Ağustos ayının başında da Mesut Barzani, İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye hitaben ‘Mevcut krizde Iraklı Kürtlerin yanında durduğu için İslam Cumhuriyeti’ne şükranlarını sunan’ bir mektup göndermiştir. Barzani, Ağustos ayının sonlarında yaptığı bir açıklamada, IŞİD’e karşı kendilerine silah ve mühimmat desteği veren ilk ülkenin İran olduğunu söylemiştir. Böylece, ‘Irak Kürtlerinin zor durumlarında İran’ın her zaman destek olduğu’ olgusu tekrar edilmiştir.

IŞİD tehdidi ile birlikte Erbil-Tahran arasında sadece güvenlik ilişkileri yeniden güçlenmekle kalmamış, taraflar arasındaki siyasi ilişkilerin niteliği de değişmeye başlamıştır. 26 Ağustos’ta Erbil’i ziyaret eden Dışişleri Bakanı M. Cevad Zarif, bölgeyi ziyaret eden üst düzey ilk İranlı yetkili olmuştur. Zarif’in ardından kısa bir süre sonra Aralık 2014’te İran Meclis Başkanı Ali Laricani Erbil’i ziyaret etmiştir. Mesut Barzani, Laricani ile görüşmesinde ‘taraflar arasındaki ilişkilerin yeni bir aşamaya girdiğini’ ifade etmiştir.

IKBY ile İran arasında güvenlik işbirliğinin ve siyasi ilişkilerin canlanmasına paralel olarak ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi sürecinde de yeni bir hareketlilik yaşandı. Kasım 2014’te İran-IKBY sınırında, Penjwen’de serbest ticaret bölgesi kurulması konusunda anlaşmaya varıldı. İran’ın Irak ile ekonomik ilişkileri geliştirmekten sorumlu yetkilisi Rustem Kasımi geçtiğimiz Şubat ayının sonunda Erbil’e gitti. Kasımi IKBY yetkilileri ile İran’ın bölgeden ham petrol alması ve işlenmiş petrol satması çalışmalarını görüştü. Ayrıca Süleymaniye ile Kirmanşah arasında demiryolu yapılması konusu ele alındı.

Görüldüğü kadarıyla İran-IKBY ile ilişkilerinde iki husus öne çıkmaktadır. Birincisi, tarafların ortak tehdit algısıdır. İkincisi ise onlarca yıllık işbirliğine rağmen İran-IKBY ilişkilerinde rastlanan güven bunalımıdır. Ortak tehdit algısı, Irak Kürtleri ile İran arasındaki yakın ilişkilerin kurulmasıyla sonuçlanırken, bu tehdidin ortadan kalkması taraflar arasında güven bunalımının öne çıkmasına neden olmaktadır. Taraflar arasındaki güven bunalımı ise stratejik yönelimlerinin farklı olmasından ve asimetrik güç ilişkilerinden kaynaklanmaktadır. Zira İran, IKBY’nin bölgesel düzeyde etnik temelli siyaset yürütmesi, bağımsızlık emelleri ve hasımları ile işbirliği yapması ihtimallerinden tedirgin olurken, Iraklı Kürtler İran’ın bölgedeki gücünden ve Kürtler üzerinde baskı uygulamasından rahatsız olmaktadır. İran, Irak Kürtlerini belirli alanlarda desteklerken aynı zamanda onları kontrol etmeye, sınırlamaya ve yönlendirmeye çalışmaktadır. IKBY ise bir taraftan İran’ın desteğine muhtaçtır, ama diğer yandan İran’ın bölge üzerindeki nüfuzunu sınırlamak için siyasi ve ekonomik hareket alanını genişletmeye çalışmaktadır. IŞİD’in ortak bir tehdit olarak ortaya çıkması, IKBY ile İran arasında siyasi ilişkilerin ve güvenlik işbirliğinin yeniden güçlenmesini sağlamış, ama taraflar arasındaki güven bunalımının ve asimetrik ilişkilerin çözümü doğrultusunda henüz adım atılmamıştır.
 
Bu yazı “Güven Bunalımı Kıskacında İran-IKBY İlişkileri” başlığıyla Ortadoğu Analiz Dergisi'nde yayınlanmıştır.