Irak’tan Seçim Öncesi Değerlendirmeler 4: Başbakan Maliki’ye Olan Desteğin Nedeni

Yrd.Doç.Dr. Veysel Ayhan, Ogün Duru
Irak’ta 7 Mart 2010’da gerçekleştirilecek parlamento seçimlerine hazırlanan Kanun Devleti koalisyonun en önemli lideri hiç tartışmasız Dava Partisi’nin lideri Başbakan Nuri El Maliki’dir. Kanun Devleti koalisyonu kağıt üzerinde bir çok Sünni, Şii, Kürt ve Türkmen partisiyle ittifak yapmış gibi görünmesine karşın gerçekte güçlü tek bir liderin etrafında kümelenmiş bir koalisyon yapısı arz etmektedir. Bağdat’ta yaptığımız saha çalışmasında elde ettiğimiz verilere göre, seçime girerken güçlü partilerle ittifak yapmamayı tercih eden Başbakan Maliki’nin temel amacı, parlamentoda yaklaşık 90-100 sandalye kazanmak ve böylelikle hem bir kez daha başbakan olmayı hem de önemli bakanlıkların kendi partisinin elinde olmasını sağlamaktır.

20 Mayıs 2006 tarihinde eski Dava Partisi Başkanı İbrahim Caferi’den boşalan başbakanlık koltuğuna oturan Nuri Maliki’nin ilk dönemlerinde ülke hızla bir mezhep savaşına doğru sürüklenmekteydi. Güvenlik güçleri Bağdat dahil ülkenin hiçbir bölgesinde kontrol kurabilmiş değildi. Bağdat’ın Sünni mahallerinde yaşayan Şiiler gruplar halinde evlerini terk ederken aynı şekilde Sünniler de Şii bölgelerinden çıkartılmıştı. Bağdat içinde bir Şii’nin Sünni mahallesine girmesi imkânsız hale gelmişti. Basra ve Necef gibi güney illerinde Sadr’a bağlı Mehdi güçleri tam bir denetim kurmuştu. Ülkenin Sünni vilayetlerinden Felluce ve Ambar gibi bölgelerde ise hem eski Baas mensupları hem de El Kaide’ye bağlı organizasyonlar kontrolü ele geçirmişti. Dönemin Başbakanı İbrahim Caferi’nin mezhep çatışmalarını durduramayışı ve Kürt partileriyle sorunlar yaşaması en sonunda hükümetin dağılmasına yol açmış ve yerini Maliki hükümeti doldurmuştu.

Maliki Başbakanlığa gelir gelmez öncelikli olarak güvenlik konusunu gündemine almış ve bazı radikal planları eleştirilere rağmen uygulamaya koymuştur. Öncelikli olarak Basra, Amara, Necef ve Kerbela’da üstlenen Mehdi Ordusu’na karşı harekete geçmiş ve bu şehirlerdeki Sadrcı millisleri etkisiz hale getirmiştir. Muhafazakâr Şii bir Başbakan’ın Sadr yanlısı milislere müdahale etmesi ülke içinde beklenmeyen bir hamleydi. Ancak Maliki bununla da yetinmeyerek güney illerinde asayişi sağladıktan sonra Bağdat’a dönmüş ve Sadr City’deki Mehdi Ordusu’na yönelmiştir. Amerikan askerlerinin desteğiyle düzenlenen operasyonların ardından bu bölgedeki düzensiz milis kuvvetlerinin de kontrol altına alınması sağlanmıştır. Şii bölgelerinde güvenlik sağlandıktan sonra Maliki ikinci iş olarak Sünni vilayetlerinde üstlenen El Kaide ve eski Baas unsurlarıyla mücadele etmiştir. Büyük çaplı operasyonların yanı sıra yerel Sünni aşiretlere dayanan ve Sahva birlikleri diye kamuoyunda bilinen Uyanış Konseylerini kurarak bölgedeki halkın desteğini arkasına almıştır. Ortak operasyonların ardından bu bölgedeki terör ve güvenlik sorunu da giderilmiştir.   Güvenlik sorunu ciddi şekilde sağlandıktan sonra Başbakan Maliki Amerika ile ilişkiler ve petrol kaynaklarının işletilmesi konusunu gündeme almıştır. Uzun pazarlıklar sonucu SOFA olarak adlandırılan ve ABD’nin Irak’tan ön koşulsuz çekilmesini takvime bağlayan bir anlaşma yapmayı başarmıştır. Aynı dönemde ABD başta olmak üzere petrol şirketlerinden gelen baskılara rağmen Başbakan Malili hidrokarbon yasasını Meclisin gündemine almamıştır. 2010 Martına gelindiğinde tüm baskılara rağmen Irak bir petrol yasası çıkarmamıştır.   Maliki tüm bu konuların dışında özellikle Kerkük, tartışmalı bölgeler ve Federe Kürt Yönetimiyle ilişkiler konusunda Irak vatanseverliği çizgisinde bir politika izleyerek tüm Arapların desteğini arkasına almıştır. Kerkük sorunun çözümünde Kürt yönetimiyle müzakerelerde bulunmayı reddeden ve vilayete Irak askeri gönderen Başbakan Maliki ayrıca iki taraf arasında tartışmalı bölge olarak görülen ve 2003 tarihinden beri Peşmergelerin denetiminde olan Diyala ‘ya bağlı Karatepe, Mendeli, Bedra, Cessan, Zirbati, Celevla ve Hanekin gibi bölgelere Irak askerlerini sevk etmiştir. Başbakan Maliki Bunların yanı sıra Başbakan Maliki, Peşmergelerin denetiminde olan Mahmur, Şengal, Şexan, Giyara, ve Musul’daki bazı bölgelerdeki Kürt güçlerinin de çıkartılması yönündeki askeri baskılarını sürdürmüştür.   2010 Martındaki seçimlerde Başbakan Maliki’nin en önemli avantajı yukarı da belirtmiş olduğumuz icraatlarıdır. Güvenlik alanında sağlanan başarının ardından Irak vatanseverliği temelinde Kürt partileriyle çatışmayı göze alan Başbakan Maliki’nin merkezi yapıyı güçlendirme politikaları Kanun Devleti koalisyonuna olan Irak milliyetçisi kesimin desteğini artırmasına yol açmıştır. Nitekim 2009’daki vilayet meclisleri seçiminde Maliki’nin listesinin büyük bir başarı elde etmesinin temel gerekçesi de güvenlik alanındaki icraatları ve vatanseverlik temasına verdiği önem olmuştur. İşte Maliki’nin diğer Şii partilerle seçim koalisyonu kurma pazarlıkları sırasında başbakanlık koltuğunu ve ortak listenin çıkaracağı toplam sandalyenin yarısını istemesinde, son yıllardaki başarısından kaynaklanan bu güven rol oynamıştır. Yaptığımız görüşmelerde birçok parti temsilcisi Maliki’nin popülaritesinde bir gerileme olduğunda ısrar etse de, Başbakan’ın kendisi 2009’daki seçim başarısını 2010’da da tekrarlayabileceğinden emin görünmektedir.