Rapor

Irak’ta 2021 Seçimleri, Krizler, Gösteriler ve Sonrası

Irak’ın 2003 yılında ABD tarafından işgal edilmesi ülkedeki rejimin uzaklaştırılmasına ek olarak ülkeyi ve toplumunu temelden etkilemiştir. Bu kapsamda ülkede kurulan yeni yönetim sistemi 2005 yılının ardından tamamen Iraklılara devredilmiştir. Ancak 2003 yılındaki kırılmayla başlayan sosyal değişim bugün itibarıyla Baas dönemini (1968-2003) hatırlamayan Iraklılarla devam etmektedir. Ülkedeki değişim, Baas döneminde güç hiyerarşisinin dışında kalan grupların ve muhalefetin 2003 sonrasının başat ve oyun kurucu aktörü olmasına neden olmuştur. Bu grupların, 2003 sonrasında gücü elde etmesiyle rövanşist politikaların uygulamaya konduğu görülmüştür. Hatta bu uygulamaların aynı kimliği temsil ettiğini iddia eden siyasi oluşumlar tarafından diğerlerine de uygulandığı söylenebilir. Ancak en şiddetli şekilde “ötekiye” yönlendirilmiştir. Dolayısıyla ülkenin fay hatlarını oluşturan dinî, mezhebî ve etnik grupların ayrışmasının ülkeye etkisi artmıştır.

Bu denklem içerisinde, Irak Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde de belirtildiği üzere, ortak bir ulusal kimliğin inşa edilememiş olması etnik ve mezhebî kimlikler üzerinden siyasetin yürütülmesine neden olmuştur. Hatta ilerleyen süreç içerisinde, 2005 yılında kurulan Ulusal Irak İttifakı, ilk başta bütün Irak Şiilerini kapsamasına rağmen sonraki seçimlerde içerisinden ayrılan oluşumlarla Şii grup kimliği içerisindeki rekabetin de oluştuğu görülmüştür. Zira benzer bir durum Iraklı Sünniler ve Kürtler için de yaşanmıştır. Bölünen siyasi oluşumlar artık grup çıkarının da alt kırılımlarına hitap edecek şekilde dönüşüm yaşamış, toplumun talepleri ve siyasi mekanizmanın arzı arasındaki uyuşmazlık ülkede yeni bir dinamiğe neden olmuştur.

Bu doğrultuda 1 Ekim 2019 tarihinde başlayan hükûmet karşıtı gösteriler, Irak siyasetinde ilk kez bir başbakanın görev süresini tamamlayamadan istifa etmesine neden olmuştur. Hatta gösterilerin siyaset üzerindeki etkisi nedeniyle Irak ve siyasetinin “ekim öncesi ve ekim sonrası” olmak üzere ikiye ayrıldığını söylemek mümkündür. Ayrıca gösterilerin ülkeyi bu denli etkisine almasıyla gösteriler, “Ekim Devrimi” olarak isimlendirilmiştir. Bu doğrultuda siyasette yaşanan kırılmalarla farklı parlamento gruplarının uzlaşı başbakanı olan Adil Abdulmehdi’nin istifasının ardından Irak’ta başbakanlık krizi yaşanmıştır. Kriz Muhammed Tevfik Allavi ve Adnan Zurfi’nin başarısız girişimlerinin ardından Irak İstihbarat Servisi Başkanı Mustafa el-Kazımi’nin güvenoyu almasıyla sonlanmış ve hükûmet kurulabilmiştir.

Gösterilerin ortaya çıkardığı dinamikler nedeniyle Başbakan Kazımi’nin hükûmet programı içerisinde yeni bir seçim yasasının yapılmasıyla birlikte erken seçimlere gidilmesi yer almıştır. Hatta Kazımi, göstericilerin desteğini muhafaza edebilmek amacıyla hükûmetini “Irak’ı erken seçimlere taşıyacak hükûmet” olarak lanse etmiştir. Bu doğrultuda Kazımi öncesinde Irak Parlamentosunda başlayan yeni seçim yasası tasarısı hakkındaki görüşmeler devam ettirilmiştir. Parlamentoda üzerinde uzlaşı sağlanan tasarı 5 Kasım 2020 tarihinde Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih tarafından onaylanmıştır ve 9 Kasım 2020 tarihinde Irak Resmî Gazetesinde yayımlanarak yasalaşmıştır. Seçim yasasının yürürlüğe girmesiyle seçim takvimi doğrultusunda öncelikle 6 Haziran 2021 tarihinde sandık kurulmasına karar verilmiştir. Ancak Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliğinin (IBYSK) hazırlıkların tamamlanabilmesi için daha fazla zaman talep etmesi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından yeni tarih olarak 10 Ekim 2021 belirlenmiştir.

Seçim takviminin işlemesiyle adaylık süreçleri nihayete ermiştir. Bu doğrultuda IBYSK tarafından milletvekilliği adaylıklarının incelenmesinin ardından 951’i kadın ve 789’u bağımsız aday olmak üzere toplam 3249 kişinin adaylığı kabul edilmiştir. Ancak seçimlerden çekilmek isteyen bazı siyasi parti ve adayların bu taleplerini geçerli sürenin dışında iletmeleri nedeniyle listede isimlerinin muhafaza edileceği IBYSK tarafından açıklanmıştır. Diğer deyişle seçimlerden çekilmek istediğini açıklayan aday ve partilerin çekilmesine aday listelerinin nihai hâline ulaşması gerekçesiyle izin verilmemiştir. Bu durum seçimleri boykot edeceğini açıklayan siyasi partilerin bu pozisyonlarının bir siyasi manevra olarak kullanılabilmesinin önünü açmıştır. Sadr Hareketi de bu minvalde hareket ederek önce seçimleri boykot edeceğini açıklamış ancak daha sonra seçimlere katılım sağlamıştır. Zira Sadr Hareketi’nin oy pusulasından kaldırılması seçimlere katılmasını engelleyecek olmasına rağmen pusulada muhafaza edilmiş olması siyaseten manevra alanını genişletmesine imkân sağlamıştır.

Ancak bu noktada Sadr Hareketi dışında boykot çağrısında yer alan partilerin de sokaktaki gösterici liderlerinden İhab el-Vezni’nin öldürülmesinin ardından boykot çağrısında yer aldığı görülmektedir. Bu durum partiler arasında da ayrışma ortaya çıkarmıştır. Boykot çağrılarını haksız bulan göstericilerin kendi oluşturdukları siyasi oluşumları desteklemeye devam ettiği görülmüştür. Irak’taki siyasal mekanizmaya tepkili olan bu seçmen kitlesi açısından erken seçimlerle ilgili talepleri arasında:

  • Adil ve uygulanabilir seçim yasası,
  • Bağımsız ve tarafsız seçim komiserliğinin oluşturulması,
  • Siyasi partiler yasasının uygulanması,
  • Adil bir seçim ortamının sağlanması,
  • Göstericileri öldürenlerin yargılanması,
  • Yolsuzluğa bulaşmış siyasetçilerden hesap sorulması ve
  • Devlet kontrolü dışında kalan silahların toplanması yer almıştır.

Irak siyasetinde meydana gelen iç ve dış pek çok yeni gelişmeye rağmen, Irak’ın altıncı parlamento seçimleri 10 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Ancak seçim öncesi yaşanan bu gelişmeler, seçim sonrası süreci de yakından ilgilendirmesi bakımından son derece önemli olmuştur. Özellikle seçim sonrası oluşan tabloda, ittifakları ve birbirine muhalif grupları oluşturan temel dinamiklerin seçim öncesi dönemde şekillendiği söylenebilir. Dolayısıyla seçim sonrası sürece geçmeden önce Irak’ı erken seçimlere götüren süreci incelemek faydalı olacaktır.