İran Cumhurbaşkanlığı Seçim Kampanyasında Öne Çıkan Tartışmalar

Geçtiğimiz Nisan ayının sonlarında Cumhurbaşkanlığı seçimi için adayların belirlenmesinden sonra seçim kampanyaları başladı. Bir kısmı reformcu-teknokrat, bir kısmı muhafazakar-radikal kanada mensup  altı aday - Hasan Ruhani, İshak Cihangiri ve Mustafa Haşimitaba, S. İbrahim Reisi, M. Bakır Galibaf ve Mustafa Mirselim – 19 Mayıs’ta yapılacak seçimler için yarışıyor. 55 milyon seçmenin olduğu ülkede cumhurbaşkanı olabilmek için ilk turda kullanılan oyların yarısından fazlasını almak gerekiyor. Seçim kampanyasında ekonomik ve sosyal meseleler ağırlıklı yer tutuyor.

 

Ekonomik Durum ve Algılar

Iranpolladlı araştırma şirketi tarafından Nisan ayında yapılan bir ankete katılanların yüzde 42’si ülkedeki en önemli sorununişsizlik olduğunu söylüyor. İşsizlik, özellikle genç işsizliği ve geçim zorlukları İran halkının temel sorunları olarak görülüyor.Aslında Ocak 2016’da nükleer anlaşmanın uygulamaya girmesinden sonra İran ekonomisi önemli gelişmeler kaydetti, fakat 2012-2014 yıllarında yaptırımların etkisiyle İran ekonomisinde görülen daralmanın etkileri hala hissediliyor.

2011’de 600 milyar dolarayakın olan milli gelir (GSMH) şimdi 410 milyar dolar civarında. Trump başkanlığında Amerikan yönetiminin İran’a yönelik politikasının belirsizliği, nükleer dışı yaptırımların devam etmesi, petrol fiyatlarındaki düşüş nükleer anlaşma ile birlikte yaptırımların kalkmasına rağmen İran ekonomisinin hızlı bir şekilde toparlanmasını önlüyor. Ayrıca İran ekonomisindeki yapısal sorunlar, bürokratik engeller ve artan nüfus ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Nitekim her yıl bir milyondan fazla genç işgücü piyasasına giriyor. Buna karşılık geçen yıl Cumhurbaşkanı’nın Ruhani’nin belirttiğine göre 700 bin kişilik istihdam imkanı yaratılmış. Sonuç olarak ekonomide makro düzeyde bazı ilerlemeler kaydedilse de Iranpoll anketine katılanların yüzde 51’i geçen dört yılda – Ruhani’nin cumhurbaşkanlığı döneminde - ekonomik durumunun pek değişmediğini söylerken, yüzde 35’i ekonomik durumunun kötüye gittiğini söyledi. Ankete katılanların yüzde 55’i Ruhani’nin ekonomi yönetimini başarılı bulmadığını belirtti. 

Ekonominin vaziyeti ve halkın çoğunluğunun ekonomi hakkındaki algı ve düşünceleri adayların ekonomi ile ilgili meseleler üzerinde yoğunlaşmasına sebep oldu. Mevcut Cumhurbaşkanı Ruhani ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cihangiri hükümetin ekonomi performansını anlatarak seçmeni ikna etmeye çalışıyor. Nükleer anlaşmadan önce günlük 500 bin varile kadar düşmüş olan ham petrol ihracatı şimdi 2 milyon varile çıktı. Petrol satışlarının da artmasıyla geçen yıl İran ekonomisi yüzde 6 büyüdü ve içinde bulunduğumuz yılda yüzde 3’ten fazla büyümesi bekleniyor. Bir ara yüzde 40’a yaklaşan enflasyon uzun zamandır ilk defa yüzde 10’un altına düştü. İşsizlik ise yüzde 13 civarında. Ruhani, işsizlik meselesinin halledilebilmesi için ulaşım, iletişim, gaz ve petrol altyapısının modernize edilmesi gerektiğini, bunun için de 140 milyar doların lazım olduğunu söyledi. Bu çerçevede Ruhani’nin seçim programında yabancı yatırımcının çekilmesi, özel sektörün güçlendirilmesi ve turizmin geliştirilmesi hedefleniyor.

 

Reisi ve Galibaf’ın Vaatleri

Seçim yarışında Cumhurbaşkanı Ruhani’nin iki güçlü rakibi var; Reisi ve Galibaf. Cihangiri’nin seçimden önce Ruhani lehine yarıştan çekilmesi bekleniyor.Ekonomide yaşanan sorunlar ve halkın talepleri her iki adayın da ‘popülist’ vaatlerleöne çıkmasına neden oldu. Reisi’nin temel sloganı ‘İş ve İyilik(Kar ve Keramet)Hükümeti’. Reisi’nin açıklamaları eski Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın söylemlerini çağrıştırıyor. Mesela gençlerin ekonomik sebeplerle evlenemediğine dikkat çekiyor ve devletin vatandaşlara mesken sağlamakla yükümlü olduğunu söylüyor. Reisi, toplumun dar gelirli kesimlerine halihazırda ödenen aylık nakdi yardımları (kişi başı 455 bin riyal - 14 dolar değerinde) üç kat artırmayı ve işsizlik sorunun çözümü için yılda 1,5 milyon istihdam sağlamayı vaat ediyor.Kendisini partiler üstü bir aday olarak göstermeye çalışan Reisi’nin doğrudan kimseyi hedef almamasıyla dikkat çekiyor. Kendisini ‘fakirlik ve işsizliğin düşmanı’ olarak tanıtan Reisi, ‘halkın menfaatine değişiklikler’ yapılacağını söylüyor.

Kendisini başarılı bir ‘teknokrat’ olarak sunan Galibaf ise İran GSMH’sini dört yılda 2,5 kat artıracağını iddia ediyor. Bunun için dış politikayı ekonominin hizmetine sokacağını, İran’ın özellikle bölge ülkelerine ihracatını artırmak suretiyle ekonomiyi büyüteceğini söylüyor.

Galibaf’ın vaatlerinden birisi de sosyal eşitsizlikleri gidermek için nakdi yardımları üç kat artırmak. Temel sloganı ‘Halkın Hükümeti.’ Galibaf işsizlik sorunun çözümü için işverenlerle iş arayanları buluşturmayı hedefleyen bir sistem kurmayı vaat etti. Bu doğrultuda bir internet sitesi açarak daha kampanya döneminde iş başvuruları almaya başladı. Galibaf’ın sitesi, ‘oyların satılmasına sebep olabilir’ gerekçesiyle kapatıldı.

Nükleer anlaşma seçim atmosferinde pek tartışma konusu yapılmıyor. Hem Reisi hem de Galibaf nükleer anlaşmaya bağlı kalacaklarını açıkladı. Fakat nükleer anlaşma ile ilgili olarak Ruhani hükümetinin tüm yaptırımların kaldırılacağını söyleyerek insanları yanılttığını ileri sürüyorlar. Ayrıca nükleer anlaşmanın ekonomiye bir fayda getirmediğini, işlerin hala durgun olduğunu, halkın sofraya yeni bir şey koyamadığını söylüyorlar. Bu bağlamda Galibaf, anlaşmanın sadece en zengin ve hükümetle ilişkisi olan yüzde 4’e yaradığını, geri kalan yüzde 96’nın mahrumiyetinin devam ettiğini söylüyor. Seçim kampanyasında en öne çıkan sloganlardan birisi ‘biz yüzde 96’yız!.’

Nükleer anlaşmanın kazançlarını sık sık dile getiren Cumhurbaşkanı Ruhani, ekonomik ve sosyal meselelerin çözülmesi için hükümetin elindeki imkanların sınırlı olduğunu belirtiyor. Bununla beraber ‘İran için’ sloganı altında ülkesinin geleceği için tekrar aday olduğunu söyleyen Ruhani, destekçilerinden  ‘geri dönmemelerini’, ‘yola birlikte devam etmelerini’ istiyor ve ‘İran’ı beraber inşa edelim’ diyor. Son yıllarda artan ve hükümet üzerinde baskıların artmasına sebep olan çevre sorunları ile ülkenin karşı karşıya olduğu diğer sorunların ‘herkesin’ yani bütün İran’ın meselesi olduğunu belirtiyor ve çözümün de birlikte hareket etmekten geçtiğini söylüyor. Bu çerçevede özellikle kadınlara, gençlere ve ‘azınlık’ gruplarınasesleniyor ve onların desteğini almayı hedefliyor.

 

Sonuç

Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında ekonomik ve sosyal meseleler öne çıkarken dış politika pek gündeme gelmiyor. İdeolojik, siyasi farklılıklar da pek öne çıkmıyor. Fakat Ruhani, özellikle reformcu kesimlerin ve azınlıkların desteğini alabilmek içineski otoriter uygulamalar ile sosyal ve kültürel alanda kaydedilen ilerlemelerive hatırlatıyor. Bu hususta göze çarpan hususlardan birisi sosyal medyanın göreceli olarak serbestçe kullanılması, sansürün azaltılması vs. geliyor. Ruhani yanlıları geçmişte, özellikle Ahmedinecad dönemindeki aşırıcı uygulamalara atıfla muhafazakar adaylardan birisinin seçilmesinin doğuracağı ‘riskleri’ gündeme getirerek bu seçimin de tıpkı 2013 seçimi gibi ‘aşırıcılık’ ile ‘itidal’ arasında olacağı iddia ediyor.