İran’da Behest- Abad Projesi ve Etkileri

Dr. Tuğba Evrim Maden ORSAM Su Araştırmaları Hidropolitik Uzmanı temaden@gmail.com
İran, nüfus yoğunluğunun fazla olduğu merkez vilayetlerinde içme ve sulamaya ilişkin artan su talebini karşılamak için bölge dışı havzalardan su transferi gerçekleştirmektedir.  Geçen hafta merkez vilayetlerine su transferini amaçlayan Hazar Denizi projesini rafa kaldıran İran, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin açıklamalarından uzun yıllardır havzalararası su transferlerinde yoğun bir donor havza olarak kullandığı Karun nehri havzasında projelerine devam edeceği anlaşılmıştır. 
 
Karun nehri, İran’ın Huzistan bölgesinde doğan ve Karun nehri bölgenin en önemli sınıraşan nehirlerinden biridir. Havza büyüklüğü 58.000 km2’dir ve Ahvaz şehrinde yer alan olcum istasyonuna göre yıllık ortalama debisi ise 24,7 milyar metreküptür. Karun nehrine Ahvaz şehrinde ortalama debisi yılda 7,4 milyar metreküp olan Dez nehri katılmaktadır. Karun nehri, Al-Muhamara şehrinde Şatt’ul-Arab’a yaklaşık 10 milyar metreküplük debi ile katılmaktadır. İran, Karun nehri üzerinde birçok baraj ve su yapısı inşa etmiştir. Karun nehri ve Dez nehri suları,  İran’ın merkezinde yer alan nüfus yoğunluğunun, sanayileşmenin en fazla olduğu bölgelerden biri olan Zayanderud alt havzasına kanallar ve tüneller vasıtasıyla taşınmakta ve 1970 yılında inşa edilmiş olan çok amaçlı Zayanderud barajında depolanmaktadır.
 
Karun nehri ve kolları üzerinde, merkez vilayetleri İsfahan, (Yezd) Yazd, Kerman ve İsfahan yılda en az 1 milyar metreküp su transfer etmeyi amaçlayan Behest Abad projesi, Karun nehri üzerinde su transferi amacıyla yapılan dördüncü projedir.  Geçen hafta bölgeyi ziyaret eden Ruhani’nin açıklamalarına göre sadece söz konusu proje vilayetlerin içme suyu ihtiyacını karşılayacaktır. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Ruhani havza da yer alan önceki projelerin de durdurulacağını ifade etmiştir. 
 
Bölge için hayati bir kaynak olan Karun nehri suları, Bölge halkının ve çevre aktivistlerinin karşı çıktığı bu proje tamamlandığında Basra körfezine dökülemeyecektir. Ayrıca, geçtiği formasyonlardan dolayı tuz ve iyi kalitede olmayan su içeren Karun nehri ve kolları üzerinde yapılan bu projeler, nehir sularının kalitesini daha da bozacağı iddia edilmektedir. Söz konusu bu sular Huzistan bölgesinde bulunan, Shadegan sulak alanlarının varlığının sağlanması için büyük önem arz etmektedir. Shagedan sulak alanı yaklaşık 400.000 hektar büyüklüğünde olup, İran’ın sahip olduğu en büyük Ramsar alanıdır. Yapılan çalışmalara göre alanda 110 bitki ve 311 hayvan türü tespit edilmiştir. 1975 yılında Ramsar listesine dahil olan Shagedan, biyolojik çeşitliliği bütün dünyaca kabul edilmiş ve UNESCO’nun Doğal Miras listesinde de yer alan uluslararası bir alandır.
 
Proje için öne sürülen bir diğer eleştiri ise projeni, Havza’da inşa edilmiş olan hidroelektrik santrallerin, barajların ve (Kuhreng tünelleri gibi) derivasyon tünellerinin kapasitelerini olumsuz etkileyeceğidir.  Bu barajlardan bazıları Gotvand Barajı, Mescidi Süleyman Barajı, Kuhreng Barajı, Bakhtiyari Barajı,  Kuhreng-1, Kuhreng-2, Karun-3, Karun-4 ve Karun-5 barajlarıdır.
 
İran ve Irak arasında sınıraşan bir havza olan Karun nehrinde yapılan bu projeler sadece İran’da ülke içi etkilere neden olmamaktadır. Iraklı uzmanların yaptığı çalışmalara göre Karun nehri üzerinde yapılan projeler ile Şatt’ul- Arab’a katılacak su miktarında büyük düşüşler meydana gelecektir. Tuz ihtiva etmesi nedeniyle düşük kaliteye sahip suya sahip olan Karun nehrinin bu durumu hidrolojik olarak Irak’ta da etkili olmaktadır. Bilindiği üzere,  Karun nehri dışında, Dicle nehrini besleyen kolların önemli bir bölümü İran’da doğmaktadır. İran, özellikle Sirwan ve Karun nehirleri üzerine büyük projeler inşa etmeye devam etmektedir. Bu durum Irak’ta endişe yaratmaktadır. Gelecek dönemlerde bu durumun iki ülke ilişkilerinde hem çevresel etkileri hem de hidrolojik etkileri nedeniyle, politik sorunlara neden olacağından endişe edilmektedir.