Analiz

Kuzey Irak'ın Sosyal-Siyasal Yapısı ve Kürt Bölgesel Yönetimi'ninTürkiye ile İlişkileri

- Aşiretler Kuzey Irak’ta toplumsal yapının önemli bir bileşenidir. Ancak, bölgedeki siyasal, ekonomik ve toplumsal düzeni aşiretçilik merkezinde açıklamak büyük ölçüde olguların yanlış değerlendirilmesi ve abartılmasıdır.
- Kuzey Irak denilince Türkiye’de akla bölgede sadece Kürtlerin yaşadığı gelmektedir. Oysa Kürk Bölgesel Yönetimi sınırları içinde Kürtler büyük bir çoğunluğu oluşturmalarına rağmen Türkmen, Ezidi, Asuri-Keldaniler gibi irili ufaklı çok sayıda etnik grup yaşamaktadır.
- Kuzey Irak’ta 1991’den bu yana yeni bir devletsi yapı ortaya çıkmıştır. Bölgede iki büyük parti arasındaki siyasi mücadele ve nihayetinde çıkan iç savaşın 1998’de sona ermesi daha sonra da 2002’den itibaren KDP ve KYB arasındaki işbirliğinin etkisiyle siyasi yapıda önemli bir değişim süreci başlamıştır. Fakat Kuzey Irak’taki siyasi yapının bugünkü halini alması asıl olarak Irak’ın işgalinden sonra bölgenin yaşadığı dönüşümde aranmalıdır.
- KDP ile KYB arasındaki ittifak devam ettiği sürece bir başka parti ya da ittifakın Kuzey Irak’ta seçim kazanması olası görünmemektedir. KDP ve KYB’nin yapmış olduğu stratejik ittifak bölgede işgal sonrası yaşanan siyasi istikrarın en önemli unsurlarından birisi olmuştur. KDP-KYB ittifakı Bağdat ile ilişkiler konusunda bir avantaj yaratırken bölge içi siyasette de büyük kutuplaşmaların ortaya çıkmasını engellemiştir.
- 1990’lar boyunca Türkiye’nin aklına Kuzey Irak denildiğinde kabaca iki şey gelmiştir: PKK terör örgütüyle mücadele ve Irak’ın parçalanması sonucunda kurulacak olan bir Kürt devletinin Türkiye’nin parçalanmasına neden olması olasılığı. Bu iki boyut nedeniyle Türkiye’nin politikası güvenlik perspektifinden yürütülmüştür.
- Türkiye’nin Erbil’de başkonsolosluk açmasının hem sembolik hem de pratik bir önemi vardır. Bu açılardan bakıldığında Türkiye’nin bölgeye olan yaklaşımının değiştiğini ve ilişkiye verdiği önemi göstermektedir. Birçok ülkenin konsolosluk açtığı bir dönemde bölgeyle en güçlü ticari ilişkiye sahip ülke olan Türkiye’nin bir konsolosluk açması siyasi nedenlerle gecikmiş olsa önemli bir adımdır.