Libya’da Yabancı Paralı Askerler Sorunu: Çad’da Değişim ve Uyum Cephesi (FACT)

Libya’da uzun yıllar süren çatışmaların ardından savaşan tarafların temsilcileri tarafından oluşturulan 5+5 Ortak Askerî Komitesi, ateşkes anlaşması üzerinde mutabık kalmış ve anlaşma 23 Ekim 2020 tarihinde imzalanmıştır. Bu kalıcı ateşkes kapsamında yabancı paralı askerlerin Libya’dan çıkarılması ise hiç şüphesiz en öne çıkan konu başlıklarından birisi hâline gelmiştir. Komite tarafından verilen üç aylık sürenin dolmasının ardından gerek Rus Wagner şirketinin etkin olduğu Sirte-Cufra hattı gerekse Libya’nın doğusundaki milis grupların lideri Halife Hafter’in kontrolü altındaki bölgelerde yaşanan hareketlilik, paralı askerlerin Libya’dan çıkarılması noktasında bu aktörlerin isteksiz olduklarını göstermiştir. Ancak büyük oranda yabancı milis grupların finansörü konumundaki Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) mart ayında bu gruplara olan maddi desteğini çektiğini açıklamasının ardından sayıları 5.000’e varan Çad ve Sudanlı milislerin Libya’dan çekilmeye hazırlandığı açıklanmıştır. Nitekim Libya’da sınır kontrolünün hâlen tam anlamıyla sağlanamamış olması ve özellikle Çad-Nijer sınırında ciddi güvenlik problemleri yaratan illegal sınır geçişleri, kendi ülkelerinde ayrılıkçı addedilen bu düzensiz ve denetimden yoksun milis grupların yaratabileceği tehditler konusunda uyarı niteliğinde görünmektedir. Son haftalarda Çad-Libya sınırında yaşanan gelişmelerin akabinde 31 yıllık Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno’nun öldürülmesi ile birlikte, Çad’da Değişim ve Uyum Cephesi (FACT) bu gruplar arasında ön plana çıkmıştır.

Çad’da Değişim ve Uyum Cephesi (FACT)
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 8 Mart tarihinde yayımlanan Libya Uzmanlar Paneli raporunda Hafter’e bağlı milis gruplar listesinde gösterilen FACT, 2016 yılında Mehdi Ali Mahmut tarafından kurulmuştur. Cephenin ortaya çıkışı Çad’da Cumhurbaşkanı İdris Debi karşıtı muhalefetin öncüsü konumundaki Demokrasi ve Kalkınma Güçleri Birliği’nin (UFDD) dağılması sonucu belirginleşmiştir. Grubun sürgündeki lideri Mahmut Nuri tarafından Libya’daki UFDD savaşçılarını komuta etmek üzere görevlendirilen Mehdi Ali Mahmut, ilk etapta Çad’ın önemli etnik gruplarından birisi olan Goran aşiretinin savaşçılarının yoğunlukta olduğu UFDD içerisinde ciddi tepkiler almıştır. Mahmut’un güçlenerek yönetimi devralması, çeşitli fikir ayrılıklarını beraberinde getirmiş ve üç farklı grubun oluşmasıyla sonuçlanmıştır. Bu gruplardan birisi olarak yükselen, Mahmut liderliğindeki FACT, Mısratalı birliklerin çoğunlukta olduğu “Libya Şafağı” ve “Kerâme Güçleri” (Hafter’ bağlı milisler) arasında yoğun çatışmaların yaşandığı bir dönemde Cufra kentinde faaliyetlerine devam etmiştir. UFDD içinden evrilen diğer bir grup olan Cumhuriyetin Kurtuluşu İçin Askerî Komuta Konseyi (CCMSR) ise iç savaş esnasında tarafsızlığını korumuştur.

2017 yılında Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu (LUO) birliklerinin Cufra’yı ele geçirmesinin ardından Mısratalı birliklerin saflarında savaşan FACT, bölgeyi terk etmeyerek LUO ile saldırmazlık anlaşması yapmıştır. Bu tarihten itibaren FACT, Hafter’in önemli müttefik güçlerinden biri olarak gösterilmektedir. Cufra’dan Sebha, Tamanhint ve Birak kentine kadar uzanan bir alana yayılan Çadlı milis grup, bu noktalarda Hafter’e bağlı askerî yığınakları ve petrol tesislerinin güvenliğini üstlenmiştir. Hafter’in 2019 Nisan ayında başlattığı Trablus saldırısında da etkin bir rol oynayan FACT, Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) ile beraber artan ulusal uzlaşı ve uluslararası baskı sonucunda ülkeyi terk etmek durumunda kalmıştır.

FACT’ın Libya’yı Terk Etmesi ve Cumhurbaşkanı Debi’nin Ölümü
Farklı kaynaklara göre Libya’yı terk etmeye hazırlanan ayrılıkçı grubun Cumhurbaşkanı İdris Debi’yi protesto etmek ve silahlı mücadele başlatmak amacıyla seçimlerin yapıldığı gün olan 11 Nisan tarihinde ülkeye girdiği belirtilmiştir. Bu kapsamda, 500 kişilik grubun konvoylar hâlinde iki gruba ayrıldığı, bir grubun başkent N’Djamena’ya doğru diğer grubun ise stratejik Mao kentine doğru ilerlediği aktarılmıştır. 15 Nisan tarihinde ise ABD Libya Elçiliği, Libya’yı terk eden Çadlı milis grupların takip edilmesi ve yaratacağı tehlikeler hususunda uyarılarda bulunmuş, Çad’ın Libya ve Nijer sınırındaki Vour ve Zuarke bölgelerini işaret etmiştir. Yine ABD’nin Libya Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada Libya’nın güvenli ve istikrarlı bir devlet yapısına kavuşması için sınır güvenliği önlemlerinin artırılması noktasında her türlü desteğin sağlanacağı belirtilmiştir.

Bu açıklamalardan iki gün sonra Çad Ordu Sözcüsü Aziz Bermandos Aguna, Libya’dan gelen isyancıların 17 Nisan’da ülkenin kuzeyindeki Kanem bölgesinde saldırılara başladığını ve bu saldırıların kısa sürede engellendiğini ifade etmiştir. Diğer taraftan FACT’ın Facebook hesabından yayımladığı bildiride “Kanem bölgesinin özgürleştirildiği” ve birliklerin başkent N’Djamena’ya doğru ilerlediği yönündeki söylemler, ülke içerisinde olduğu gibi uluslararası arenada da kaygıları artırmış, ülke içerisindeki yabancı diplomatlar ülkelerine çağrılmıştır. 2019 yılında meydana gelen benzer ayaklanmalar, Fransız ordusunun müdahalesi ve isyancı gruplara karşı başlattığı hava saldırılarıyla bastırılmış, müttefik olarak görülen Cumhurbaşkanı İdris Debi muhtemel bir darbeden kurtarılmıştı. FACT ayaklanmaları temelde Cumhurbaşkanı İdris Debi’nin görev süresinin uzatılması ve seçimlerde yeniden aday olması ile ilişkilendirilmektedir. Devam eden çatışmaların ardından son olarak 20 Nisan tarihinde orduya moral vermek amacıyla başkent N’Djamena’nın birkaç yüz kilometre kuzeyindeki cepheye ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı İdris Debi, çatışmaların başlamasıyla birlikte hayatını kaybetmiştir.

Sonuç
Libya’daki yabancı paralı askerlerin durumu yalnız Libya için değil Sahel bölgesi kuşağını kapsayan Nijer, Çad, Mali ve Sudan gibi ülkeler için de ciddi bir tehdit unsuru teşkil etmektedir. Çünkü hâlihazırda Libya sınırları içerisinde hâlen çok sayıda Çad, Sudan ve sınırlı sayıda Nijerli yabancı paralı askerin olduğu tahmin edilmektedir. Yaşanan son gelişmeler aynı zamanda çoğu zaman ikinci plana atılan Libya’nın güneyindeki güvenlik açığını de gözler önüne sermektedir. Bu anlamda, illegal göç ve kaçakçılık faaliyetlerine sık rastlanan bölgede Libya Başkanlık Konseyine bağlı yerel askerî konseylerin yetersiz kaldığı gözlemlenmektedir. Güney Libya’daki Fizan eyaletinde kabilevi unsurların aktif olduğu ve kontrolü elinde bulundurduğu bilinmektedir. Dolayısıyla güvenlik sektörü reformunun hızlandırılması ya da en azından bölgenin hassasiyeti göz önünde bulundurularak önlemlerin artırılması ilk etapta alınması gereken önlemler arasındadır.

Bununla beraber, geçtiğimiz hafta Libya ziyaretleri kapsamında hemen hemen tüm Avrupalı ülkelerin üst düzey yetkilileri yabancı paralı askerler konusunu dile getirmiş ve tarafları uyarmıştı. Ek olarak BMGK, 16 Nisan tarihinde Libya’daki ateşkesin gözlemlenmesi için 60 kişilik bir ekibin ülkeye gönderilmesine karar vermiş, alınan karar 5+5 Ortak Askerî Komitesi üyeleri tarafından olumlu karşılanmıştı. Gelinen noktada yabancı milislerin ülkeyi terk etmesinin belli bir plan dâhilinde yapılması temel öncelikler arasında yer almalıdır. Aksi takdirde ilerleyen günlerde yaşanacak benzer olaylar, Libya’nın yeniden yapılanma sürecini baltalayacak ve Dibeybe hükûmetini zor durumda bırakacaktır.