Analiz

Mısır Devriminin Ayak Sesleri: Bir Devrin Sonu mu?

Yaklaşık 30 yıldır otoriter bir yönetim altında kalan insanların korku eşiğini aşarak kitlesel katılımlarla ve uzun bir süreye yayarak sokaklara dökülmesini organize olmayan, lidersiz ve örgütsüz kalabalıklar olarak değerlendirmek yetersiz bir tespit olur. Sokak gösterilerinin arkasında en azından amaçta birleşmiş bir örgütlü kesimin ve lider kadrosunun olduğu ileri sürülebilir. Bu bağlamda muhalefete öncülük eden grupların en azından bir kısmının iktidar çemberinden veya rejime uzunca bir dönemdir bağlı olan askeri ve sivil bürokrasiden geldiği varsayılabilir. 

Diğer yandan son birkaç günde yaşanan gelişmeler de Mübarek yönetiminin ardı sıra tavizler vermeye başladığını ve inisiyatifin artık sokağın eline geçtiğini göstermektedir. Devlet Başkanı yardımcısı ataması, Mısır’da ölmek istediğini dile getirmesi ve son olarak da 2011’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlere katılmayacağını açıklamak zorunda kalması oldukça önemli olmakla birlikte tüm bunlar Mübarek karşıtı gelişen toplumsal olayları durduracak nitelikte değildir.
 
Bu kapsamda iç dinamikler açısından bakıldığında Mısır Ordusunun, muhalefet partilerinin ve gençlik hareketlerinin Mübarek’in gitmesi konusunda bir görüş birliğine vardıkları görülmektedir. Dış dinamikler açısından ise başta AB ülkeleri olmak üzere Washington’un da Mübarek sonrası döneme ilişkin planlarını hayata geçirmeye başladığı ve reform çağrılarını daha güçlü bir dille dile getirdiği dikkat çekmektedir. Ayrıca Türkiye’de dahil olmak üzere bir çok bölge ülkesinin de Mısır halkını desteklediklerini deklere etmesi Mübarek rejiminin uzun ömürlü olmayacağını bir kez daha göstermektedir.