Nabucco-Güney Akım Rekabeti Devam Ediyor

Dr. İlyas Kamalov, ORSAM Avrasya Danışmanı
Son dönemde gerek Rus basınında gerekse de Türk basınında Nabucco ile Güney Akım projeleri bir kez daha gündeme gelmiştir. Her ne kadar resmi yetkililer, iki projenin birbirine rakip olmadıklarını dile getirse de projelerin birlikte zikredilmesi, artık alışık hâl almıştır. Nitekim Rus yetkililerin Slovenya, Slovakya, Macaristan ve Avusturya yetkilileriyle Güney Akım konusunda anlaşmaları, Güney Akım Projesi’nin başarısı ve Nabucco’nun başarısızlığı olarak nitelendirilmiştir.    Bilindiği gibi, Nabucco Projesi’nin en önemli amacı, Orta Asya ve Ortadoğu gazını Rusya’yı by-pass ederek Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak ve böylece gerek Türkiye’nin gerekse de Avrupa ülkelerinin Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmaktır. Rusya ise Güney Akım’ı hayata geçirerek hem Nabucco’yu engellemek istemekte hem de Ukrayna’ya transit konusunda olan bağımlılığını azaltmayı planlamaktadır. Ancak söz konusu projeler uzun süre önce ortaya atılmış olmalarına rağmen, tarafların bir türlü belli sorunları çözemedikleri görülmektedir.    Nabucco’nun önündeki en büyük sorun, hiç şüphesiz projeyi hayata geçirecek gazın olmamasıdır. Irak’ta istikrarsızlığının devam etmesi, İran’ın projeye katılımını ABD’nin istememesi, Azerbaycan ile Türkmenistan arasında Hazar’ın ve bölgedeki kaynakların paylaşımı konusundaki anlaşmazlığın devam etmesi, Kazakistan’ın projeye katılımı konusunda kesin kararını verememesi, Nabucco için gazın bulunmasını zorlaştırmaktadır. Türkiye ile Ermenistan arasındaki diyalogun başlatılmasına olumsuz yaklaşım gösteren Azerbaycan’ın Türkiye ile ilişkilerinde enerji kartını devreye sokması da Nabucco’yu olumsuz etkilemektedir. Ayrıca Nabucco'nun finansmanı olarak görülen Avrupa Yatırım Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın aynı zamanda Güney Akım Projesi'ne finansal destek için Rusya ile de temas halinde olmaları, bu sorunun da tam olarak netleşmediğine işaret etmektedir.    Güney Akım Projesi’nin önündeki engel ise güzergâh meselesidir. Bulgaristan ve Sırbistan’da iktidarların değişimi ve yeni iktidarların Rusya ile enerji alanındaki işbirliğini gözden geçirmeleri, Rusya’nın Güney Akım’ı hayata geçirme konusundaki planlarını ertelemiştir. Ancak Türkiye’nin Karadeniz'in kendi ekonomik bölgesinde, Rusya’nın Güney Akım Projesi ile ilgili jeolojik incelemelerin yapılmasına izin vermesi, Kremlin’in işini kolaylaştırmış ve Güney Akım’ın hayta geçme şansı artmıştır. Bununla birlikte yine de bu süreçte Moskova açısından en zayıf halkayı Ankara oluşturmaktadır. Zira Ankara, boru hatlarının Karadeniz’in kendi ekonomik bölgesinden geçmesine resmi izni daha vermemiştir. Ancak Rus yetkililer, bütün sorunları çözdüklerini ve 2011 yılında boru hattın inşasına başlayacaklarını ileri sürmektedir. İşte Güney Akım cephesindeki bu gelişmeler ve Türkiye’nin enerji alanında Rusya ile işbirliğini arttırması, Nabucco’da “frene basıldığı”na dair yorumların yapılmasına neden olmuştur.     Bununla birlikte Nabucco’nun önünde birtakım engeller olmasına rağmen başta Türkiye olmak üzere projeye katılacak ülkelerin projeyi hayata geçirmek için çalışmalarına devam ettikleri görülmektedir. 13 Kasım 2009’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov arasında yapılan görüşmede taraflar Nabucco’nun öneminin altını çizmiş ve bu konuda işbirliği geliştirecekleri konusunda anlaşmaya varmışlardır. Diğer taraftan projenin hayata geçmesini herkesten fazla isteyen ABD’nin de taraflara olan baskısı devam etmektedir. 17 Kasım 2009’da ABD'nin Güney ve Orta Asya’dan sorumlu Dışişleri Bakan Müsteşar Yardımcı George Krol, Türkmenistan ziyareti sırasında yaptığı basın toplantısında, Nabucco'nun uzun vadeli bir proje olduğunu kaydetmiş ve Türkmenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler başta olmak üzere Nabucco projesinin birçok faktöre bağlı kaldığını ifade etmiştir. ABD’nin projeye verdiği önem göz önünde bulundurulduğunda Krol’un ziyaret sırasında bu açıklamayla sınırlı kalmadığını, taraflara aralarındaki sorunu çözmeleri konusunda bir takım öğütlerde bulunduğunu da tahmin etmek mümkündür. Zira gerçekten de Azerbaycan ile Türkmenistan arasındaki Hazar’ın paylaşımı konusundaki anlaşmazlık, Nabucco’nun önündeki en büyük engellerden biridir. Ayrıca ABD’li yetkililer, Türkiye ve Azerbaycan’ın bir an önce gaz fiyat ve transit geçiş ücreti konusunda anlaşmalarını istemektedirler. ABD'nin Avrasya Enerji Özel Temsilcisi Richard Morningstar, Avrupa'nın enerji arz çeşitliliği ve güvenliği için Türkiye üzerinden geçen Güney Koridoru’nun ve Nabucco’nun hayati önem taşıdığını belirterek “Azerbaycan ve Türkiye, gaz fiyatı ve transit ücretinde anlaşamazsa enerji şirketlerinin alternatif yollar aramaya başlayacağı” uyarısında bulunmuştur. ABD’li yetkililerin söz konusu istek ve uyarılarının er ya da geç bir sonuç vereceğini tahmin etmek mümkündür.    Türkiye ise gerek kendi enerji ihtiyaçlarını karşılamak, gerekse söz konusu projeyi hayata geçirmek için gaz arayışına devam etmektedir. Her ne kadar ABD, Türkiye’nin İran ile enerji alanında işbirliği yapmasına ve İran’ın Nabucco’ya katılımına karşı çıksa da 17 Kasım’da Türkiye ile İran yetkilileri, İran’daki Güney Pars yataklarından çıkartılacak gazın Türkiye’ye ihracatı konusunda anlaşmaya varmıştır. Türkiye’nin bu gazı Nabucco projesi için kullanmasının önünde de bir engel yoktur. Ayrıca yakın gelecekte faaliyete geçecek Türkmenistan-İran gaz hattından gelecek gazın da önümüzdeki dönemde Nabucco’ya aktarımı söz konusu olabilir. Böylece Nabucco’nun önünde birtakım sorunlar olmasına rağmen başta Türkiye olmak üzere projeye taraf ülkelerin projenin hayata geçmesi için çalışmaya devam ettiklerini görüyoruz. Güney Akım’ın şimdilik bir adım önde olması, hatta belki de Nabucco’dan önce hayata geçecek olması dahi, Nabucco’nun varlığına son vermeyecektir. Avrupa ülkelerinin enerji ihtiyacı ve dolayısıyla Orta Asya ile Ortadoğu gazına olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Bundan dolayı iki projenin de hayata geçmesinin mümkün olmadığını ileri süren uzmanların bu konuda yanıldıklarını söyleyebiliriz.    Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Ankara’nın Güney Akım’a yeşil ışık yakmasıyla önü açılmıştır. Ankara bu adımıyla aslında, kendisine yeni bir alternatif yaratmıştır. Nabucco’nun hayata geçip geçmeyeceğine bakılmaksızın Türkiye, Güney Akım projesi ve genel olarak Rusya ile işbirliği (Mavi Akım vs.) sayesinde Avrupa ile Asya arasında enerji köprü olma hayalini gerçekleştirecek, jeostratejik konumunu güçlendirecek ve AB ile yaptığı üyelik görüşmelerinde de önemli bir koz elde etmiş olacaktır.