Analiz

Oman Sultanlığı: Arap Yarımadasında Geleneksel ile Modernite Arasında Bir Ülke

Yaklaşık 40 yıldır Oman Sultanlığı’nı yöneten Sultan Kâbus bin Said döneminde izlenen iç ve dış politika sayesinde Oman bölgede bir istikrar adası haline gelmiştir. 1980’den itibaren Ortadoğu’da birçok savaş ve çatışma yaşanmasına karşın Sultan Kâbus 1970’den itibaren izlediği tarafsızlık politikası, diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ve diplomasi dışı yöntemleri benimsememe ilkelerine sadık kalarak ülkesini istikrar ortamını korumakta başarılı olmuştur. Sultan Kâbus yönetimi İran nükleer krizi ve İsrail-Filistin sorunu dâhil olmak üzere tüm bölgesel sorunların çözümünde diplomasiye öncelik verilmesini dış politika önceliği olarak benimsemiştir. Sultan Kâbus’un iktidarı devraldığı 1970 tarihinde Oman, Dohar isyanı nedeniyle hızla bir iç savaşın içine sürüklenmekteydi. Sultan Kâbus böyle bir ortamda öncelikle toplumsal barışı sağlamaya dönük politikaları hayata geçirmiş ve bu amaca uygun olarak genel af ilan etmiştir. 1975’de isyan bölge ülkelerinin desteğiyle bastırıldıktan sonra Sultan Kâbus siyasal alanda modern kurumların kurulmasına öncelik vermiş, sosyal politikaları güçlendirerek sağlık ve eğitim hizmetleri başta olmak üzere yeni bir kalkınma hamlesini hayata geçirmiştir. Sultan Kâbus döneminde Türkiye ile Oman arasındaki ilişkilerde de yeni bir sayfa açılmıştır. 1985-1986 yıllarında karşılıklı olarak büyükelçiliklerin açılmasından sonra 1989 yılında Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Sultan Kâbus’un yönetimi döneminde ilişkiler siyasal, ticari ve toplumsal düzeyde gelişme göstermiştir. Son olarak 12-14 Nisan 2010 tarihlerinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Oman’a düzenleyeceği resmi ziyaret bir anlamda tarihi geri planı 1500’lü yıllara dayanan Türkiye-Oman ilişkilerinin geliştirilmesine olumlu bir katkı sağlayacaktır.