Sahel’de Darbe Ekosistemi ve Nijer

Nijer, Kuzey ve Batı Afrika ülkeleri arasındaki stratejik konumuyla bölgesel ve küresel etkileşimlerden doğrudan etkilenen bir ülkedir. Yaklaşık 25 milyon nüfusa sahip Nijer, 2023 yılında dünyanın en fakir ilk üç ülkesi arasında yer alsa da başta uranyum ve petrol olmak üzere çeşitli maden ve minerallere sahiptir. Diğer taraftan Nijer, son 10 yılda bölgede yayılan terör hareketlerine karşı mücadele etmektedir. Sahel krizi olarak adlandırılan bölgedeki güvenlik sorunu, Nijer’in kuzey, batı ve güney komşuları Libya, Mali, Burkina Faso ve Nijerya sınırları boyunca Niamey’i tehdit etmektedir.

Fransa başta olmak üzere ABD ve diğer Batılı aktörlerle iyi ilişkiler geliştiren Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum yönetimi, 26 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına bağlı unsurlar tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda alıkonulmuştur. Gine’den Sudan’a kadar uzanan Sahel kuşağında son dört yılda yaşanan darbeler, bölge toplumunda artan Fransa özelindeki Batı karşıtlığıyla dikkat çekmekte ve Rusya merkezli Doğulu aktörlerin Batılı aktörlerden doğan siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarındaki boşluğu doldurduğu (Mali ve Burkina Faso) gözlemlenmektedir. Bu durum bölge toplumları nezdinde artan Fransa karşıtlığı özelindeki “darbe ekosistemine” işaret etmekte ve pan-Afrikanist fikirlerle Afrika toplumunu domine etmektedir. Buradan hareketle çalışmada, 1960 yılında Fransa’dan bağımsızlığını kazanan Nijer’deki 26 Temmuz darbe girişiminin nedenlerinin yanı sıra küresel ve bölgesel etkileşimleri mercek altına alınmaktadır.

Darbenin Nedenleri: İç Siyaset, Bölgesel ve Küresel Etkileşimler
Muhammed Bazum, Şubat 2021’de yapılan seçimler sonucu devlet başkanı olarak seçilmişti. Fakat göreve gelmesinden kısa bir süre sonra Mart 2021’de bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalmıştı. Bazum, son yıllarda Sahel bölgesinde Batılı müttefiklerinden ayrılarak Rusya ile yakınlaşan komşuları Mali ve Burkina Faso’dan sonra, Batılı güçlerin bölgedeki tek müttefiki olarak dikkat çekiyordu. Bununla birlikte, Nijer’in komşuları Mali ve Burkina Faso’nun, Wagner ile iş birliklerine de karşı çıkmaktaydı.

26 Temmuz Çarşamba günü Nijer Cumhurbaşkanlığının Twitter hesabından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına bağlı unsurların, cumhuriyet karşıtı bir girişim başlattığı ve Ulusal Silahlı Kuvvetler ile Ulusal Muhafızların desteğini almayı hedeflediği belirtilmiştir. Paylaşımda, Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum ve ailesinin durumunun iyi olduğu ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı unsurlarının darbe girişiminden vazgeçmediği takdirde, ordu ve Ulusal Muhafızların saldırıya hazır olduğuna dikkat çekilmiştir. Darbe girişiminin liderliğini yaklaşık 10 yıldır Cumhurbaşkanı Muhafız Alayı Komutanı olarak görev yapan General Ömer Tchiani üstlenmektedir. Buradan hareketle darbe girişiminin nedenleri, iç siyaset, bölgesel ve küresel etkileşimler üzerinden analiz edilecektir.

İç Siyaset

İç siyaset bağlamında darbenin temel nedenleri arasında gruplar arası anlaşmazlıklar ve ülkedeki ekonomik sorunlara işaret edilebilir. İlk olarak Bazum’un, selefi Mahmud Isafu döneminde de aynı görevde bulunan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Ömer Tchiani’yi görevden almak istediği yönündeki iddialar bulunmaktadır. Bu iddialardan hareketle Cumhurbaşkanı Bazum’un kendisini görevden almadan önce, Tchiani’nin cumhurbaşkanını görevden almaya kalkışması kuvvetle muhtemeldir.

İkincisi Nijer’de gerçekleşen darbenin sebepleri belirsizliğini korusa da ülkedeki siyasi ve ekonomik atmosfer darbeye zemin hazırlayan temel nedenlerden biridir. Nitekim Nijer’de yaşanan ekonomik zorluklar ve artan hayat pahalılığı halk arasında ciddi bir hoşnutsuzluk oluşturmaktaydı. Ekonomi politikasında kaynakların etkin kullanılmaması ve yolsuzluk iddiaları, hükûmetin halkın ihtiyaçlarına yeterince cevap verememesi gibi nedenler toplumda hoşnutsuzluğa ve isyan duygusuna yol açmıştı.

Bölgesel ve Küresel Etkileşimler

Darbeye zemin hazırlayan bölgesel etkileşimler bağlamında dikkat çekilebilecek konu da Sahel’deki terör tehdidine karşı oluşan ekosistemdir. Bu ekosistem, Nijer’in komşuları Mali ve Burkina Faso özelinde son iki yılda Batı karşıtı tavır takınan askerlerin gerçekleştirdiği darbelerden kaynaklı bir şekilde oluşmaktadır. Nitekim Sahel, Nijer’in sınırlarında da yer alan birçok ülkede isyancı grupların etkin olduğu bir bölgedir. Nijer hükûmetinin, isyancı ayaklanmayı kontrol altına alma konusundaki başarısızlıkları, halkta güvenlik endişelerine ve siyasi liderlere olan güvensizliğe neden olmuştur. Bölge halkı, hükûmetin ülkenin güvenliğini sağlama konusundaki yetersizliğinden endişelenmiştir. Ayrıca, bölgede askerî darbelerin artış göstermesi, Nijer halkında mevcut hükûmete olan güveni sarsmış ve siyasi liderlerin istikrarını zayıflatmıştır.

Bu bağlamda Nijer’in Sahel bölgesindeki istikrarsızlığın önlenmesi için Batılı ülkelerden güvenlik özelinde destek aldığına dikkat çekilebilir. Örneğin, ABD’nin Sahel’deki terör sorununa dair istihbarat toplama noktasında AFRICOM’a bağlı Nijer’in Agadez bölgesinde drone üssü bulunmakta, Fransa ise 1.100 askeriyle bölgedeki terörle mücadeleye katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Diğer taraftan her iki ülkenin de Nijer Ordusuna eğitim ve güvenlik ekipmanları ihracatı bulunmaktadır. Bu kapsamda ABD ve Fransa’nın Nijer’de gerçekleşen darbeyi kınaması ve Bazum’un yeniden görevine iade edilmesi noktasında diplomatik baskıları sürmektedir. Buradan hareketle, Nijer’deki darbe sonucunda doğacak güvenlik boşluğunu Mali ve Burkina Faso’da olduğu gibi Rusya’nın doldurması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim Rus siyaset bilimci Aleksandr Dugin de yaptığı açıklamada Nijer’de gerçekleşen darbeden memnuniyetini belirtmiştir.

Nijer’deki darbe, bölge için endişe verici bir duruma işaret etmektedir. Nitekim Nijer’in çevre ülkelerinde yaşanan terör tehdidi, söz konusu darbe ekosistemi ve küresel etkileşimlerin Sahel özelinde Afrika’ya yansımaları bulunmaktadır. Buradan hareketle bölgesel gelişmeler açısından Nijer darbesinin Libya, Sudan, Mali ve Burkina Faso’nun ardından Çad’ı da darbeyle sonuçlanan ekosisteminin içerisine dâhil etmesi muhtemeldir. Nitekim Çad toplumu nezdinde de mevcut yönetime karşı güçlenen ve bastırılan bir muhalif kesim bulunmaktadır ki Sudan, Mali, Burkina Faso ve Nijer örneklerindeki gibi toplum nezdinde tecrübe edilen fikirler dikkat çekmektedir.

Diğer taraftan Nijerya öncülüğünde Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nun (ECOWAS) darbe yönetimine görevi Bazum’a devretmesi için diplomatik baskı kurmasının yanı sıra Burkina Faso ve Mali’nin, Nijer’e karşı Batı kaynaklı olası bir askerî müdahaleye karşı savaş ilan edeceğini duyurması, Sahel’deki jeopolitik kırılmaların derinleşebileceğine işaret etmektedir. Bu durum, Sahel’de doğu-batı karşılaşmasının terör hareketleri nezdindeki vekil güçlerin çatışmasını hızlandırabilecek ve bölge ülkelerinin demokratik kazanımlarını kaybetmesinin yanı sıra doğal kaynaklarından fayda sağlamasını kayda değer oranda olumsuz etkileyecektir.

Sonuç olarak, Nijer’de yaşanan darbenin temel nedeni, askerî liderlerle Bazum yönetimi arasındaki anlaşmazlıklardır. Yardımcı sebepler ise ekonomik sorunlar ve bölge halklarında Fransa özelinde Batı karşıtlığı ekosisteminin yansımalarıdır. Ancak bu durumlar darbe girişimini başlatan liderlerin Fransa ve ABD karşıtı veya Rusya yanlısı olduğuna işaret etmemektedir. Nitekim bu iddiaya dair veri de bulunmamaktadır. Ancak bölgede oluşan istikrarsızlık, söz konusu grupların Batılı ve Doğulu aktörler tarafından kullanılarak güç konsolidasyonuna sahne olması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca bu durum, Orta ve Batı Akdeniz göç rotalarındaki trafiği artıracak ve Avrupa ülkelerini yeni bir göç sorunuyla mücadele etme noktasında karşı karşıya bırakacaktır.