Sincar Anlaşması’nın Önündeki Engel: PKK

Ağustos 2014’te terör örgütü IŞİD’in Sincar’ı ele geçirmesiyle şehirde ve etrafındaki köylerde yaşayan Yezidiler kendilerine karşı düzenlenen saldırılar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Suriye sınırında yer alan Sincar’daki Yezidilerin, Suriye üzerinden kaçması için terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı YPG koridor oluşturmuştur. Kasım 2015’te ABD’nin hava desteği ile Peşmerge güçleri ve YBŞ’nin katılımı ile oluşturulan “Sincar İttifakı” tarafından düzenlenen operasyonla Sincar’daki IŞİD varlığı sonlandırılmıştır. Bunun üzerine bir terör örgütünden boşalan yeri bir diğer terör örgütü PKK doldurmuştur. Hatta Ocak 2016’da PKK, Sincar’da “öz yönetim”in sağlanması için şehrin Suriye’de PKK tarafından oluşturulan sözde kantonlar gibi kanton ilan edileceğini açıklamıştır. Bunun üzerine şehirde PKK tarafından Sincar İnşa Meclisi adıyla bir yerel yönetim oluşturulmuştur.

Terör örgütü PKK, Sincar’daki yasa dışı varlığı ile etkinlik alanını genişletmiş; doğrudan merkeze bağlı vilayetler ve IKBY’yi tehdit eder bir pozisyona gelmiştir. Bu nedenle 2017 yılında Kürdistan Demokratik Partisi (KDP), Sincar’dan çıkması için PKK ile müzakereye başlamıştır. Çeşitli dönemlerde PKK’nın Sincar’dan çekilmeyi kabul ettiğine dair iddialar dile getirilmesine rağmen terör örgütü şehirdeki varlığını korumuştur. Mart 2018’e kadar terör örgütü, Kandil’den yaptığı açıklamalar ile Sincar’dan çekilmeyeceklerini ifade etmiş ancak daha sonra PKK üzerindeki baskıyı azaltmak için Sincar’dan çekilmeyi kabul ettiğini açıklamıştır. Ancak PKK, açıkladığı gibi şehirden çekilmemiştir. Küçük bir militan grup şehirden ayrılmış ve PKK’nın Sincar uzantısı YBŞ adı altında geri dönmüştür. Diğer yandan PKK tarafından Yezidi militanların katılımı ile kurulan YBŞ’nin, Sincar’daki etkinliği değişmemiş ve şehirde kalmaya devam etmiştir. Şehirden çekilmeyen PKK unsurlarının YBŞ içerisinde gizlenmesi ise PKK ve YBŞ arasındaki somut ilişkiyi göstermiştir.

Sincar İttifakı’nda yer alan bir diğer güç olan Peşmerge ise Sincar’ın terör örgütü IŞİD’den temizlenmesinin ardından şehrin girişinde konuşlanmış ve bölgedeki etkinliğini sürdürmek istemiştir. Ancak Nisan 2017’de Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye’nin kuzeydoğusundaki Karaçok Dağı ve güneyindeki Sincar’a yönelik hava harekâtı düzenlenmiştir. Bu esnada terör örgütü PKK tarafından oluşturulan sözde güvenlik noktalarına yakın bir konumda Peşmerge’nin de konuşlanmış olması nedeniyle IKBY’ye bağlı altı güvenlik personeli hayatını kaybetmiştir. Bu durum ise KDP ile PKK arasında yazıya geçirilmemiş bir “çatışmasızlık anlaşması” olduğunu somut bir şekilde göstermiştir. Diğer yandan, Bağdat hükûmetinin 16 Ekim 2017’deki tartışmalı bölgelere kontrolü yeniden tesis etmek üzere gerçekleştirdiği operasyonun ardından Sincar’daki idari makamlara YBŞ ve PKK’nın oluşturduğu Sincar İnşa Meclisi üyelerinin atandığı görülmüştür. Dolayısıyla önce KDP, ardından Bağdat ile terör örgütü PKK arasında fiilî anlaşmalar yapıldığı görülmüştür. Ancak Bağdat ve IKBY’nin pozisyonunda benzeşmenin ortaya çıkması ile iki aktör bir araya gelerek PKK karşıtı bir anlaşma yapmıştır.

Sincar Anlaşması
Sincar’daki terör örgütü PKK varlığına karşı 9 Ekim 2020 tarihinde Erbil’de, Bağdat ve Erbil hükûmetlerinin temsilcileri tarafından BM Irak Yardım Misyonu (UNAMI) gözetiminde “Sincar’da İstikrarın Yeniden Tesisi ve Normalleştirilmesi” isimli anlaşma imzalanmıştır. Bölgedeki PKK varlığından rahatsız olan Türkiye, anlaşmayı doğrudan desteklemiştir. Nitekim T.C. Dışişleri Bakanlığı “anlaşmanın uygulanmasının ümit edildiği”ni ve “Türkiye’nin Sincar ve Irak’ın diğer kısımlarında terörle mücadele konusunda iş birliğine hazır olduğu”nu açıklamıştır. Türkiye’nin yanı sıra uluslararası kamuoyunun da desteğini alan anlaşma; idare, güvenlik ve kalkınma alanları ile ilgili üç ana bölümden oluşmuştur.

İdare, güvenlik ve kalkınma sıralaması ile uygulanması beklenen aşamaların ilki olan idari düzenleme aşamasında, ilçe için hem Bağdat hem de Erbil tarafından kabul edilecek yasalara ve prosedürlere uygun yeni kaymakam seçilmesini ve ardından ortak komisyon ile diğer idari pozisyonların gözden geçirilmesi öngörülmektedir. İkinci aşamada Bağdat’a bağlı güvenlik kurumlarının ilçe merkezinde kontrolü üstlenmesi, Sincar ve mülteci kamplarında yaşayan Yezidilerden 2.500 kişilik bir güvenlik gücünün oluşturulması ve PKK ve uzantılarının bölgeden uzaklaştırılması beklenmektedir. Kalkınma aşamasında ise uygulanması usulü henüz belirlenmemiş bir komisyon ile ilçenin yeniden imar edilmesi amaçlanmaktadır.

Anlaşmanın imzalanmasının ardından yaklaşık dört ay sonra, Kasım 2020’de Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım el-Araci ve IKBY İçişleri Bakanı Rebvar Ahmed anlaşmanın uygulanmaya başladığını açıklamıştır. Ancak Şubat 2021’de IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, anlaşmanın “bölgeden çekilmesi gereken güçlerin çekilmemesi” nedeniyle uygulanamadığını ancak IKBY’nin anlaşmanın uygulanmasına yönelik taahhüdünün devam ettiği açıklanmıştır.

Anlaşmanın Önündeki Engeller
Sincar’ın statüsüne ilişkin yapılan anlaşma lehinde Bağdat ve Erbil’in siyasi irade göstermesine ve hatta uluslararası destek elde etmesine rağmen uygulamada çıkan sorunların temelinde yerel dinamikler rol oynamıştır. Öncelikle Sincar ilçesinde konuşlu Haşdi Şaabi’ye bağlı grupların statüsü genel anlamda karmaşaya yol açmıştır. Zira terör örgütü PKK’nın Yezidi uzantısı olan YBŞ militanları arasında Haşdi Şaabi içerisinde kurumsallaştırılan gruplar yer almaktadır. Bu durum, ilgili militanların yerinde kalmasına ve diğer PKK militanlarının onlar sayesinde bölgede kalmasına neden olmaktadır. Bu noktada İran’a yakınlığıyla bilinen Asaib-i Ehli’l-Hak ve Ketaib-i Hizbullah gibi Haşdi Şaabi gruplarının da Sincar yakınlarına konuşlandırılması ilçedeki mevcut durumun devamlılığı için uygun zemin hazırlamaktadır.

Anlaşmanın siyasi iradeye dayalı olarak somut şekilde uygulamaya konulması hem Bağdat’ın hem de Erbil’in askerî güç kullanma konusunda çekince göstermesi nedeniyle sekteye uğramaktadır. Zira yasa dışı bir statü ile faaliyet gösteren terör örgütü PKK’nın, Irak’ta yürütme erkini meşru olarak üstlenen Bağdat ve Erbil’in girişimlerine uyması beklenmemektedir. Bu nedenle anlaşmanın elde ettiği uluslararası desteğe rağmen İran etkisi ile sekteye uğradığının söylenmesi yanlış olmayacaktır.

Türkiye’deki kararlı terörle mücadele kapsamında hareket alanı bitirilen terör örgütü PKK, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 28 Mayıs 2019 tarihinde başlatılan Pençe Operasyonu ile Irak’ta da hareket alanını kaybetmeye başlamıştır. Dolayısıyla PKK açısından Sincar, terör örgütünün nefes alabileceği bir alan olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Ancak PKK’nın Irak’ın birliğini ve egemenliğini tehdit eden bir yapıya dönüşmesi terör örgütü IŞİD’in alan hâkimiyetinin sonlandırılmasının ardından başka bir terör örgütünün alan hâkimiyeti oluşturması riskini ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla Bağdat ve Erbil arasında terör örgütlerine karşı iş birliğinin arttırılması ve terör örgütlerine hiçbir “gri alan” bırakılmadan mücadele edilmesi gerekmektedir. Bu noktada Türkiye, operasyonel yetersizlik ortaya çıkması durumunda Irak’ın terörle mücadelesini desteklemek üzere hazır olduğunu birçok kez dile getirmiştir. Ancak bu noktada Irak tarafından PKK tanımının, terör örgütünün bütün uzantılarını kapsayacak şekilde yapılması Türkiye ve Irak ilişkilerinin geleceğini belirleyen temel dinamiklerden biri olacaktır.