Siyasi Amaçlar Açısından Irak’ta Son Yerel Seçimler

Irak’ta uzun zamandır yapılamayan vilayet meclisi seçimleri 10 yıllık bir duraksamanın ardından 18 Aralık 2023 tarihinde yapıldı. En son 2013 yılında, ondan önce ise 2009 yılında gerçekleşen ve parlamento seçimleriyle eş zamanlı olarak 2018 yılında yapılması planlanan bu yerel seçimler, birçok kez ileri tarihlere ertelenmişti.

Irak Parlamentosu, Kasım 2019 protestoları başladığında vilayet (belediye) meclislerini feshederek görevlerine son verdi. Bu, aynı zamanda protestocuların talepleri arasında yer almaktaydı. Zira kasım protestocuları ve Irak halkının çoğu, 2003 yılından sonraki vilayet meclisleri deneyiminin oldukça kötü olduğu ve vatandaşlara bir hizmet sunmadıkları inancına sahiptiler. Gerçekte de vilayet meclisleri veya yerel meclisler, vatandaşların yaşam koşullarını iyileştirmek ve hizmet kalitesini arttırmak için çalışmaları gerekirken, askıya alınmadan önce devlete zarar veren yönetimler hâline dönüşmüştü. Zira egemen siyasi partilerin kendi adamlarına gelişigüzel istihdam alanları yaratmakta, siyasi partilere seçim dönemi ve öncesi finansal ve lojistik destek sunmakta, yalnızca siyasi çekişmelerin odağında yer almakta ve yolsuzluklara konu olmaktaydı.

2019 protestoları her ne kadar Irak sokaklarında bitmiş olsa da halkın toplumsal belleğinde ve Irak siyaset hafızasında hâlen canlılığını korumaktadır. Protestoların boyutu, isteklerin ciddiyeti, mezhepçilikten bağımsız atılan millî sloganlar ve gösterilen kararlılık, 2003 yılından beri siyasi otoriteyi ilk kez ciddi manada tehdit etmekteydi. Siyasal sistemin daha önce hiç bu denli sarsılmadığını ülkenin önde gelen siyasetçileri bizzat itiraf etmişlerdir.

Kasım protestoları durduğunda ülkeyi “kota ilkesi” ile yöneten geleneksel siyasi kesimler (Şiiler, Sünniler ve Kürtler) gerçek bir sınamayla karşı karşıya kaldılar. Kasım protestolarının etkilerini sindirebilmek, siyaseti yeniden tasarlamak ve protesto öncesi var olan siyaset geleneğine geri dönmek hiç de kolay değildi. Bu dönüş yolunda yapılması gereken ilk şey aynı geleneksel siyasi partilerin yanı sıra, kasım protestocularından olduklarını öne süren bazı yeni partilerin katılımıyla 2021 yılında erken seçimlere gitmekti. Bu geleneksel siyasi partilere en büyük sürpriz ve aynı zamanda geçmişe dönüş hediye, kota sistemini yıkarak ulusal birlik hükûmeti için uğraşan ve seçimlerde ilk sırada yer alan Sadr Grubu’nun seçimlerden çekilmesi oldu. En nihayetinde Sadr Grubu hükûmet ortağıydı ve 2021 seçimleri öncesi kota sistemini kabul ederek uzlaşı hükûmetinin bir parçası olması konusunda ikna edilmesi için uğraşmak gerekiyordu.

Geleneksel Siyasi Partiler Açısından Yerel Seçimlerin Önemi
Aralık 2022 tarihinde mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani liderliğinde hükûmetin kurulmasının ardından yerel seçimlerin yapılması konusu tekrar gündeme geldi. Özellikle de Sünniler, Şiiler ve Kürtlerden oluşan “Devlet Yönetimi” Koalisyon Hükûmeti ve koalisyonun en büyük ve en etkin ortağı olan “Şii Koordinasyon Çerçevesi” bu seçimlerin yapılmasını istemekteydi. Çünkü bir an önce yerel seçimlerin yapılmasını isteyenlere göre, vilayet meclislerinin olmaması ve valilerin uzun süre denetimden uzak şekilde görevlerini sürdürmeleri, yolsuzlukların artmasına neden olduğu gibi bazı valilerin görevlerini kötüye kullanmalarının yolunu açmıştı. Öte yandan vilayet meclislerinin yeniden kurulmasını savunan siyasi kesimler, bu meclislerin siyasi çekişmelerden uzak bir şekilde Irak’ta ekonomik ve sosyal yaşam koşullarının iyileştirilmesi konusunda merkezi hükûmete destek vererek yalnızca hizmet üretecekleri konusunda yeni plan ve programları hayata geçirme sözü vermişlerdi.   

Yerel seçimlerin yapılmasını isteyenlerin, aslında siyasi arenada otoriteyi tekrar elde etmek isteyen eski siyasetçilerin olduğunu söylemek de mümkündür. Onlara göre kasım protestocularının isteği olan yerel seçimlerle protestoların neden olduğu yarayı sarmak mümkün olacaktır.

Diğer bir ifadeyle geleneksel siyasetçiler, Irak siyaset arenasında kalabilmek ve güven tazelemek için 2021 erken seçimlerine ihtiyaç duydukları gibi söz konusu güveni sağlam zemine oturtmak için ise 2023 yerel seçimlerine de ihtiyaç duymaktaydılar. Ne var ki Sadr Grubu yerel seçimleri boykot ederek Irak vatandaşlarını da boykota çağırmıştır. Çünkü onlara göre yerel seçimler ülkeye ve halka fayda sağlamayacağı gibi yolsuzluk ve kaosu daha da derinleştirecektir. Sadr Grubu’nun medya kanadı kendilerinin katılmadığı hiçbir seçimin başarıyla sonuçlanmayacağını ispat etmek için katılım düzeyini olabildiğince düşürmeye çalışmıştır.  

Sadr Grubu’nun yerel seçimleri boykot çağrısına karşın Şii Koordinasyon Çerçevesi, kendi seçmenine ve tüm halka Sadr Grubu olmasa bile genel siyasetin ve seçimlerin etkilenmeyeceğini göstermek için karşı hamlede bulunmuştur. Yüksek Seçim Kurulunun ilan ettiği katılım oranına göre Sadr Grubu’nun boykot çağrısı ve seçime katılmaması normal zamanlarda da düşük olan genel oranı çok etkilememiştir. Sadece Bağdat’ın doğu bölgesinin yarısında, el-Rasafe bölgesinde katılım oranı %19’larda kalmıştır. Bu oran, tüm Irak içindeki en düşük oran olarak kayıtlara geçmiştir.

Irak Yüksek Seçim Kurulunun verilerine göre, yerel seçimlerden önce bilgilerini güncelleyen seçmen sayısı 16.158.788’ken, biyometrik seçmen kağıtlarını alan seçmen sayısı 14.619.952’ydi. Bilgilerini güncelleyerek seçmen kağıtlarını alanlar arasından oy kullananların sayısı ise 6.599.668 olarak kayıtlara geçmiştir. Yine YSK’nın verilerine göre yerel seçimlere katılım %40,84 oranında olmuştur. Burada YSK’nın bilgilerini güncelleyen seçmen sayısı üzerinden hesaplama yaptığı anlaşılmaktadır. Öte yandan kamuoyu ve seçimleri gözlemleyen bağımsız araştırma merkezlerine göre Irak halkı içinde seçme yaşında olan 23 milyondan fazla seçmen varken son yerel seçimlere gerçek katılım oranı %28’de kalmıştır.

Sadr Grubu’nun seçimleri boykot etmesi konusuna gelecek olursak 2021 seçimlerinde Sadr Grubu’na ait seçmen sayısı 900 bin civarındaydı. 2 yıl içerisinde seçmen sayılarının 50 bin kadar arttığını varsayarsak YSK verilerine göre 2023 yerel seçimlerine Sadr Grubu dâhil toplam katılım oranı %46,72 ve kamuoyuna göre %32 civarında gerçekleşecekti. Yani Sadr Grubu’nun boykotu, seçimlere genel katılım oranını sadece %5 oranında düşürmüştür.    

 Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin “iyimser”, Sadr Grubu’nun ise “kötümser” tutumunun yanı sıra herhangi bir siyasi partiye bağlı olmayan Iraklıların umursamaz tavırları ortamında 18 Aralık’ta yerel seçimler icra edildi. Sadr Grubu’nun dışındaki çoğu siyasi partinin katılımıyla toplam 15 vilayette (Erbil, Dohuk ve Süleymaniye hariç) yerel seçimler tamamlandı.

Valilik Koltuğu Çekişmeleri
Geçmiş seçimlerde de görülen siyasi finans, makamı kötüye kullanma, liyakatsiz adaylar, seçim bilincinden yoksunluk, oylamada teknik hatalar ve kitlelerin seçim boykotu vb. “olumsuz” diyebileceğimiz tablo bu seçimlerde de görülmüştür. Peki o halde bu seçimlerde yeni olan neydi?  Bu seçimlerde yeni olan şeyin ana başlığı “Valilik Koltuk Çekişmeleri” olacaktır. Eldeki tüm meşru ve gayrimeşru politik silahlarla kurulacak olan yeni vilayet meclislerinin ardından bu savaşlara tanıklık edeceğiz. Mevcut valiler çemberin daraldığını bildiklerinden geleneksel siyasi partilerin dışında kendi listelerini oluşturarak seçimlere kendi listelerinden girmişlerdir. Böylece kendi konumlarını güçlendirmeye çalışmışlardır.

Örneğin Basra Valisi Es’ad el-İdani, Şii Koordinasyon Çerçevesinin kendisini hedef aldığını bildiğinden seçimlere “Tasmim” listesi ile girerek 22 sandalyeli Basra Meclisinin 12 sandalyesini almayı başarmıştır. Aynı şekilde Kerbela Valisi Nasif el-Hattabi, “İbda’u Kerbela” listesinden seçimlere girerek 12 sandalyeli meclisin 7 sandalyesini almıştır. Vasıt Valisi, “Vasıt Ecmel” listesinden seçimlere girerek 14 sandalyeli meclisin 7 sandalyesini kazanmıştır. Ninova Valisi Necm el-Cebburi ise yerel seçimlerden önce “Baas Rejiminin Ortadan Kaldırılması Yasası” çerçevesinde görevden alındıktan sonra, oğlu Mühenned Necm el-Cebburi’yi seçimlerde aday göstermiş ve 55.747 oyla Ninova’da ilk sıraya yerleşmiştir. Aynı zamanda el-Cebburi’nin “Ninova Liehliha” listesi 26 sandalyeli mecliste 5 sandalye almayı başarmıştır. Ancak bu durum Ninova Liehliha listesinin valilik makamını alacağı anlamına gelmemektedir. Şüphesiz bir sonraki Ninova valisi ve meclis başkanı bu vilayette seçimi kazanan Kürt, Sünni, Şii, Türkmen ve Azınlık kotasının siyasi pazarlık ve anlaşmaları neticesinde belirlenecektir. Aynı şey Kerkük için de geçerlidir.

Valilik makamıyla ilgili farklı bir çekişmenin de Necef ve Misan’da olması beklenmektedir. Mevcut valiler Sadr’ı desteklediklerinden son yerel seçimlere katılmamışlardır. Bu vilayetlerde kazanan ise Şii Koordinasyon Çerçevesi (Nebni, Devlet’ül-Kanun, Kuva ed-Devle el-Vataniyye) olmuştur. Acaba valilik makamı konusunda Sadr Grubu ile Koordinasyon Çerçevesi Grubu arasında bir sürtüşme olacak mıdır? Yoksa ortak uzlaşı ve anlayışla mı yeni vali belli olacaktır?    Öte yandan eski Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi de kendisine karşı olan ve kendi partisi “Takaddum”a bağlı el-Anbar valisinin görevden alınmasını isteyen muhalif Sünnilere karşı pozisyonunu güçlendirmeye çalışmaktadır. Yüksek Seçim Kurulunun ilk seçim sonuçlarına göre Muhammed el-Halbusi liderliğindeki “Takaddum” ve “el-Anbar Hüviyyetuna” listeleri 16 sandalyeli el-Anbar Meclisinde 9 sandalye elde etmiştir. Bu iki liste başka bir ittifaka ihtiyaç duymadan valilik koltuğunu elde etme olanağına sahiptir.