Sudan Krizinde Yeni Boyut: Ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri Arasında Çatışma

Sudan’da Aralık 2018’de dönemin Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’e karşı protesto hareketleri başlamış ve Nisan 2019’da askerin yönetime el koymasıyla Askerî Geçiş Yönetimi kurulmuştu. Takip eden süreçte el-Beşir’e karşı protestoları yürüten grupların çatı örgütü Özgürlük ve Değişim Güçleri Birliği (ÖDGB) ile Askerî Geçiş Konseyi arasında müzakereler yürütülmüş, Ağustos 2019’da iki aktör arasında imzalanan anlaşma sonucunda Hartum’da sivil-asker ortaklı geçiş yönetimi kurulmuştu. Bu kapsamda sivillerle ortak 11 üyeli Egemenlik Konseyi oluşturulmuş; Ordu Komutanı Abdülfettah el-Burhan başkan, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo yardımcı, sivilleri temsilen 6 konsey üyesi belirlenmiş ve Abdullah Hamduk da başbakan olmuştu ancak süreç içerisinde siviller ile askerler arasında yönetim konusunda anlaşmazlık çıkmış ve Ekim 2021’de Ordu Komutanı Abdülfettah el-Burhan ve HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo’nun askerî ittifakı ikinci bir darbe gerçekleştirmişti. Takip eden süreçte sivil ortaklı yeni bir geçiş yönetimi için aktörler arası tartışmalar sürmüş, 5 Aralık 2022 tarihinde ise “Siyasi Çerçeve Anlaşması” imzalanmıştı. Ancak 15 Nisan Cumartesi günü sabah saatlerinde Ordu ve HDK arasında çatışmalar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla Sudan’da el-Beşir yönetimine karşı Aralık 2018’de başlayan protestoları takip eden süreçte dört temel aşama kaydedilmiştir. Bunlar: El Beşir’e karşı gerçekleşen Nisan 2019 darbesi, sivil – asker ortaklı Egemenlik Konseyinin kurulduğu Ağustos 2019 anlaşması, Dagalo ve Burhan ortaklığındaki Ekim 2021 askerî müdahalesi ve 5 Aralık 2022’de imzalanan Siyasi Çerçeve Anlaşması’dır. Bu kapsamda çalışmanın temel amacı Sudan’da siyasi krizin çatışmaya dönüşmesinin arka planını ve muhtemel senaryoları mercek altına almaktır.

Çatışmalar Nasıl Başladı?
15 Nisan sabah saatlerinde Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Abdülfettah el-Burhan’la Başkan Yardımcısı ve HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo’nun orduları arasında çatışma çıktığı rapor edilmiştir. Her iki taraf da ilk kurşunu sıkma noktasında birbirlerini suçlamış, dolayısıyla saldırıya geçen taraf değil, meşru müdafaa hakkını kullanan taraf olduklarını iddia etmiştir ancak olayın yakın arka planında, 12 Nisan’ı 13 Nisan’a bağlayan gece HDK’den yaklaşık 100 kamyonetlik askerin Hartum’un kuzeyinde yaklaşık 200 kilometrelik mesafede bulunan Merove Havalimanı’nı ele geçirmek için hareket etmeleri ve burada Sudan Silahlı Kuvvetleriyle karşılaşmaları bulunmaktadır. Dolayısıyla son aylarda medyaya da yansıyan Dagalo ve Burhan arasındaki gergin ilişkiler Merove olayıyla kopma noktasına gelmiş ve 15 Nisan sabah saatlerinde de sıcak çatışmaya dönüşmüştür. Her iki aktör de 15 Nisan’da el-Cezire Arapça kanalına röportaj vermiş ve birbirlerini suçlamıştır. Afrika Birliği, BM, IGAD, Doğu Afrika Topluluğu, Avrupa Birliği, ABD, Türkiye, BAE, Mısır, Suudi Arabistan ve pek çok uluslararası aktör de taraflara çatışmaları sona erdirmeleri, ateşkes yapmaları ve müzakere masasına oturmaları çağrısında bulunmuştur.

Çatışma haberlerinin medyada yer almaya başladığı andan itibaren gerek internet haber kanallarında gerekse sosyal medya hesaplarında verilen bilgiler üzerinden çarpıcı bir algı çalışması yürütüldüğü gözlemlenmiştir. Öyle ki Merove Havalimanı’nın HDK’den geri alındığı iddia edilse de HDK’nin resmî sosyal medya hesabından yayımlanan videolarla Mısır askerlerinin HDK’ye teslim olduğu, diğer taraftan HDK askerlerinin orduya katıldığı ilan edilse de böyle bir şeyin söz konusu olmadığı ortaya çıkmıştır. Sudan’da ordu ve HDK arasındaki çatışmalar uluslararası aktörlerin ateşkes çağrısına rağmen başkent Hartum’un yanı sıra el-Kadarif, El-Ubeyd, Demazin ve Darfur gibi pek çok bölgede hâlen sürmekte, yabancı ülke diplomatlarının ve vatandaşlarının tahliyesi devam etmektedir.

Temel Sebepler
Sudan’da yaşanan ordu ve HDK arasındaki çatışmaların arka planında iki aktör arası güç paylaşımı sorunu bulunmakta ve bu durumun çatışmaya dönüşmeden önce kamuoyundan uzun süre gizlendiği anlaşılmaktadır. Burhan ve Dagalo ittifakı Ekim 2021’deki müdahalenin ardından 18 aydır başbakan atayamamıştı. Afrika Birliği, Birleşmiş Milletler ve IGAD öncülüğündeki arabulucuların teşvikiyle 5 Aralık’ta Burhan, Dagalo ve Özgürlük ve Değişim Güçleri Birliği içindeki 10 sivil aktörün anlaştığı “Siyasi Çerçeve Anlaşması” imzalanmıştı. Bu kapsamda Burhan ve Dagalo’nun neden anlaşamadığının siyasi açıdan cevabı da bu süreçte yaşanan gelişmelere bağlıdır. Bu gelişmeler; Dagalo’nun Ekim 2021 müdahalesini hata olarak nitelendirmesi, sivil kıyafet giyerek diplomatik görüşmeler yapması ve bu durumun siyasi ve askerî liderlerin dikkatini çekmesi, Dagalo’nun sivil bir siyasi ittifaka hazırlanma noktasında demokratik geçiş vurgusu hem el-Burhan’ın hem de Dagalo’nun son aylarda Hartum’a daha fazla asker sevk etmesi; Dagalo’nun HDK ile eşit güvenlik ve eğitim ekipmanlarına sahip olmak istemesi (Rusya’dan askerî helikopter talep etmiş fakat verilmemiştir); HDK’nin tek orduyu kabul etmesi fakat Dagalo 10 yıl içinde entegrasyonun gerçekleşmesini isterken, Burhan’ın 2 yılda tamamlanmasını istemesidir ki Dagalo’nun askerleri Sudan Ordusu askerlerinden daha fazla maaş almaktadır; El-Beşir dönemi eski Dışişleri Bakanı ve Halk Savunma Güçleri’nin Komutanı Ali Karti’nin Burhan ile yakınlaşmasından Dagalo’nun memnuniyetsizliğidir.

 

Muhtemel Senaryolar
Sudan’da çatışmanın nasıl gelişeceğine dair bir tarafın diğerini kısa vadede yok edebileceği, çatışmaların uzun yıllar devam edebileceği ve arabulucu aktörlerin girişimiyle tarafların barış anlaşması imzalaması olmak üzere üç muhtemel senaryodan bahsedilebilir. Aktörlerden birinin diğerini kısa vadede yok etmesi ihtimali oldukça düşüktür. Bunun temel nedeni, Abdulfetteh el-Burhan liderliğindeki Sudan Ordusunun konvansiyonel silahlarla donatılmış kara ve hava gücüne sahip olmasına rağmen, Muhammed Hamdan Dagalo liderliğindeki HDK’nin şehir içi çatışma noktasında gerilla gücüne sahip (Darfur’daki tecrübelerinin de etkisiyle) bir kuvvet olmasıdır.

Dagalo’nun BAE ve Rusya ile kayda değer yakın ilişkilere sahip olması Hartum’daki sivillerin tahliyelerinin ardından çatışmaların artarak devam etmesini kolaylaştırabilir. Sudan’ın yaklaşık 390 farklı kabilevi unsura sahip olması ve 30 yıllık Beşir yönetimi geçmişinden miras olan milis grupların bir taraf lehine konumlanması göz önüne alındığında ordu ve HDK arasındaki çatışmaların uzaması ve yayılmasındaki temel etkenler olabilir. Bu anlamda ordu ve HDK’nin söz konusu milis güçleri taraflarına çekmeleri muhtemeldir ki son olarak Port Sudan bölgesindeki Beja Yüksek Konseyi orduya bağlılığını ilan etmiştir. Benzer şekilde HDK’nin de çatışma öncesinde ve mevcut durumda bilhassa Darfur bölgesinde girişimleri mevcuttur.

Uluslararası aktörler ordu ve HDK arasındaki çatışmada ateşkesin uzatılması için çaba sarf etse de taraflar arasındaki angajman tam anlamıyla kesilmemekte ve her iki aktör de Hartum’a askerî konuşlanma yapmaya devam etmektedir. Her iki tarafın da kayda değer askerî güce sahip olması ve BM Genel Sekreteri Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes’in kazanan tarafın izole edileceği uyarısında bulunması, her iki aktörü de müzakere masasına oturmaya teşvik edebilir. Mevcut durumda BM, Afrika Birliği ve Hükûmetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) olmak üzere üçlü arabuluculuk ve ABD, İngiltere, Suudi Arabistan ve BAE olmak üzere dörtlü arabuluculuk girişimleri bulunmaktadır ancak tarafların siyasi, askerî ve ekonomik güç temelindeki çatışması, uluslararası aktörlerin ekonomik yaptırımlarıyla geliştirecekleri arabuluculuk görüşmeleriyle sona erdirilebilir.

Sonuç olarak, HDK’nin Güney Darfur başta olmak üzere farklı bölgelerdeki etkinliği göz önüne alındığında Sudan’da taraflar arasındaki çatışmaların “kalıcı ateşkes ve müzakereye” dönüşmesi ümit edilmektedir ancak aksi durumda askerî kapasitesinden hareketle Sudan Ordusunun HDK’yi başkentten uzaklaştıracağı ve özellikle Hartum dışında çatışmaların yoğunlaşacağı öngörülebilir. Ayrıca söz konusu senaryo dâhilinde Dagalo’nun mücadele edeceği ordu dışındaki milis çatışmalar da gündeme gelebilir. Bu kapsamda Dagalo ile Darfur’daki Arap Mahamid kabilesinin aşiret lideri Musa Hilal, Sudan Halk Kurtuluş Hareketi Lideri Abdulvahid el-Nur ve Darfur Eyaleti Başkanı Mini Arko Minavi’nin milis güçleri arasında çatışmalar izlenebilir ve ordu da bu gruplara destek verebilir.