Bakış

Suriye’de Güvenli Bölge Tartışmaları

Güvenli bölge, uluslararası literatürde her türlü saldırıdan uzak tutulması sağlanan, tarafsız askeri birliklerin ve insani yardım kuruluşlarının serbestçe seyahat edebildiği, sınırları belirlenmiş ve uluslararası koruma altına alınmış yerler olarak tanımlanmaktadır. Tampon bölgeyse, birbiriyle çatışma halinde olan iki oluşumun arasında kurulan, çatışan tarafların askerlerinin giremediği, askerden arındırılmış ya da uluslararası güçlerin denetiminde olan yerlerdir. Bu tanımlara bakıldığında Suriye’de Fırat’ın doğusunda, Türkiye’nin daha çok “güvenli bölge” ABD’nin ise “tampon bölge” oluşturmak istediği anlaşılmaktadır.

Esasen Türkiye, Suriye krizinin başından bu yana ülkenin kuzeyinde bir güvenli bölge kurulması talebini yineledi. Krizin ilk aşamalarında bu talebin temel motivasyonu, Suriyeli muhalifler ve Esad rejiminin saldırılarından kaçan sivil halka güvenli bir bölge oluşturmaktı. Suriye iç savaşının zaman içinde değişen karakterine bağlı olarak Türkiye’nin Suriye’deki öncelikleri değişmeye başladı. Suriye’nin kuzeyinde iki terör örgütü YPG/PKK ile IŞİD’in tek taraflı egemenlik iddiası, bu örgütlerin Türkiye’ye dönük güvenlik tehdidi oluşturması ve Suriye’den mülteci akınının kritik boyuta ulaşması ile beraber Türkiye güvenli bölge talebini yine güçlü bir şekilde ancak bu kez farkı motivasyonlarla gündeme getirmeye başladı.

Artık Türkiye öncelikli olarak sınır güvenliğini sağlamayı, kamu otoritesinin ortadan kalktığı sınırın Suriye tarafında düzen ve istikrar sağlayarak kendi güvenliğini garanti altına almayı, terör örgütleri ile sınırdaşlığa son vermeyi, olası yeni göç dalgalarını Suriye tarafında karşılamayı ve en önemlisi yaşamsal tehdit olarak gördüğü YPG/PKK ile mücadelede elini güçlendirmeyi hedefliyordu. Türkiye’nin güvenli bölge talebi o dönemde Suriye’de birlikte hareket ettiği güçler tarafından kabul görmedi ve Türkiye, Suriye kaynaklı güvenlik tehditlerinin kritik seviyeye yükselmesi ile tek taraflı olarak fiilen bu bölgeyi Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları ile kurmuş oldu.

Bu askeri harekatlar Türkiye’nin yukarıda sıralanan amaçlara ulaşmasında önemli rol oynadı. Bu tarihten itibaren Suriye topraklarından Türkiye’ye dönük terör saldırıları en düşük seviyeye indi, yeni Suriyeli akınları Türkiye sınırını geçmeden söz konusu bölgelerde karşılandı, IŞİD terör örgütü sınırdan süpürülerek bir anlamda örgütün Suriye’deki sonunun başlangıcı sağlanmış oldu. Ancak Türkiye açısından en kritik hedef olarak YPG/PKK’nın maksimalist hedefine ulaşmasını engellendi ve Afrin operasyonu ile örgütün tepe noktadan geriye dönüş süreci başlatılmış oldu.