2011 Mısır Başkanlık Seçimleri ve Beklentiler

Yrd. Doç. Dr. Kürşad Turan, ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Gazi Üniversitesi U.İ.B., kursadturan@orsam.org.tr
 Başkanlık seçimlerinin 2011 yılında yapılacağı Mısır’da 2010 yılı da seçimlerle geçecek. Başkanlık sistemiyle yönetilen Mısır’da iki kanatlı bir parlamento da bulunuyor. Bu yıl önce Mayıs ayında üst meclis olan Danışma Konseyi (Majilis Al-Shura), Kasım ayında ise alt meclis olan Halk Meclisi (Majlis Al-Sha'b) için seçimler yapılacak. Bu seçimlerden özellikle Halk Meclisi seçimleri önem arz ediyor çünkü 2011 Başkanlık seçimlerinde aday olmak isteyenlerin Halk Meclisi’nin üçte biri tarafından aday göstertilmesi ve üçte ikisi tarafından onaylanması gerekiyor.   1981 yılından beri Başkanlık görevinde bulunan Hüsnü Mübarek’in henüz yeniden aday olup olmayacağını açıklamamış olması, 81 yaşına girmesi ve bugüne kadar kendisine bir halef belirlememiş olması, Mısır’ın gelecekteki başkanı konusundaki tartışmaların sürmesine neden oluyor. Uzun yıllardır Mübarek’in başkan yardımcılığı makamını boş bırakmış olması ve oğlu Cemal Mübarek’in son yıllardaki hızlı yükselişi dikkate alındığında Mısır’ı yakın gelecekte önemli bir başkan değişikliğinin beklediğini söylemek mümkün.   1952 yılından beri Mısır sadece üç devlet başkanı gördü. Bunların tamamı askeri kökenli ve 1952 darbesini gerçekleştiren gruptan gelen liderlerdi. Ülkede siyasi yapı zaman içinde köklü değişiklikler geçirmesine rağmen güvenlik güçlerinin etkisi ve ağırlığı hiç azalmadı. Ama 1952’nin üzerinden yarım yüzyıldan fazla geçmiş olması ve o dönemin lider kadrosundan hayatta kalanların yaşlarının oldukça ilerlemiş olması nedeniyle bu gelenekte bir değişiklik olacak gibi görünüyor. Ama yine de önümüzdeki yıl Hüsnü Mübarek’in aday olmaması durumunda kimin başkan olacağı konusunda henüz bir netlik yok gibi. Kesin olan tek şey güvenlik güçlerinin desteklemediği bir adayın başkanlık koltuğuna oturmasının zor olduğu.
2000 yılında yapılan analizlerde 1990’larda yaşadığı zorluklardan başarıyla çıkmayı bilen Hüsnü Mübarek’in en azından on yıl daha iktidarda kalacağı ve bu süre içinde iktidarı herhangi bir nedenle bırakması halinde bile görev değişiminin yumuşak ve statükoyu tehdit etmeyecek bir şekilde gerçekleşeceği öngörülüyordu.[1] O dönem için Mübarek’e halef olabilecek adaylar arasında Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Tantavi, Genelkurmay Başkanı Mecdi Hatata ve istihbarat örgütü başkanı Ömer Süleyman gösteriliyordu.[2] Bu beklentiler büyük ölçüde haklı çıktı. Hüsnü Mübarek sadece on yıl daha iş başında kalmayı başarmadı, aynı zamanda bu süre boyunca çok büyük bir tehditle de karşılaşmadı. Öte yandan bundan on yıl önce adı geçen adaylar bugün gündemde yer almıyor.   Daha bir yıldan fazla zaman olmasına ve adayları belirleyecek ve onaylayacak Halk Meclisi seçimlerinin bile yapılmamış olmasına rağmen başkanlık seçimleri için adı geçen iki adaydan bahsedebiliriz. Hüsnü Mübarek’in aday olmaması durumunda oğlu Cemal Mübarek ve kendisini aday göstermeye yetecek desteği sağlayabilmesi halinde Muhammed El Baradey.   Baba Mübarek Başkanlığı Bırakabilir mi? Öncelikli olarak ele almamız gereken ihtimal Hüsnü Mübarek’in yeniden aday olması. Her ne kadar yaşı 80’i geçmiş olsa da Mübarek’in yeni bir altı yıl için aday olması tamamen ihtimal dışı değil. Özellikle kendisinin iki selefinin de ölene kadar başkanlık yaptığı ve otoriter sistemlerde liderlerin ancak ölüm veya güç kullanımıyla iktidardan uzaklaşma eğiliminde olduklarını hesaba katarsak Mübarek kısmen elindeki gücü kaybetmemek için kısmen de oğluna başkanlığa hazırlamak amacıyla daha fazla zaman kazanmak için yeniden aday olabilir. Bu durumda Mübarek’in altı yılı tamamlayamaması ihtimalini dikkate almak ve onun yokluğunda Cemal Mübarek’in iktidarı ele geçirmekte daha fazla zorlanabileceğini de düşünmek gerekir. Bunları hesaba katan Hüsnü Mübarek geçiş sürecinin mümkün olduğunca sorunsuz olmasını sağlayabilmek için, sürecin kendisi hayattayken gerçekleşmesini tercih edebilir.
Oğul Mübarek ve Güvenlik Bürokrasisi  Babasının aday olmaması durumunda Mübarek’in başında yer aldığı Ulusal Demokratik Parti’nin adayının Cemal Mübarek olması muhtemel görünüyor. Askeri bir deneyimi olmayan Cemal Mübarek daha çok iş çevreleri tarafından destekleniyor. 47 yaşında olan Mübarek on yıl önce de potansiyel lider adayları arasında bahsedilmesine karşılık hem tecrübesizliği hem de güvenlik güçleri tarafından şüpheyle karşılanıyor olması nedeniyle kendisine fazla şans verilmiyordu.[3]Aradan geçen on yıl içinde Mübarek bu eksikliğini gidermiş görünüyor. Son bir yıl içinde güvenlik birimleriyle ilişkilerini güçlendirmesinin yanında Mısır’ın güvenlik ihtiyacına da yaptığı vurguyu arttırdığını görüyoruz.[4] Buna rağmen Cemal Mübarek’in lehine ve aleyhine faktörler aynı kaynaktan, yani babasının devlet başkanı olmasından kaynaklanıyor. Mübarek’in seçilmesi halinde, bugüne kadar başkanlarının tamamının ömürleri boyunca bu görevde kalmasından dolayı eleştirilen Mısır’da liderlik herediter bir özellik de kazanmış olacak. Bu demokratik bir ülkede rastlanmayan bir durum olması nedeniyle Mısır’ın demokratik bir ülke olma iddialarını zedeleyecek.   Baradey’in Yükselen Popülaritesi Adaylık sürecini başarıyla atlatacak kadar destek sağlamayı başarması halinde, muhalif söylemiyle şu ana kadar en çok dikkat çeken kişi Birleşmiş Milletler Atom Enerjisi Kurumu eski başkanı Muhammed El Baradey. Gittikçe yükselen bir popülaritesi olmasına rağmen Baradey’in işi zor görünüyor. BM’den ayrılmasının ardından Mısır’da hükümetin otoriter uygulamalarına ve reform ihtiyacına dikkat çeken Baradey uzun yıllar Mısır dışında yaşamış olması ve sisteme yabancı olması nedeniyle eleştiriliyor. İktidardaki Ulusal Demokratik Parti dışında kalan gruplarla bir araya gelerek Halk Meclisi’nde kendisini aday göstermeye yetecek bir destek oluşturmaya çalışan Baradey bir taraftan yıpratılmaya çalışılırken, diğer taraftan kendi açıklamaları nedeniyle zaman zaman zor durumda kalıyor. Yıpratma çabalarının en son örneği, Müslüman Kardeşlerle yakınlaşma iddialarıydı. Yaptığı uzlaşma toplantılarına diğer siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra Müslüman Kardeşlerden de temsilcilerin davet edilmesi dışında bir bağlantı gösterilememesine rağmen bu tür iddiaların ortaya atılması Baradey’in desteğini zayıflatmayı hedefliyor izlenimi yaratıyor.[5] Diğer taraftan Muhammed El Baradey aday olabilmek için desteklerine ihtiyaç duyduğu siyasi partilerle ilişkilerinde bazı zorluklar yaşıyor. Özellikle Nasırcılar, sol görüşlü Tagammu ve merkez sağdan Wafd partileri yapmayı planladığı bazı reformlar nedeniyle El Baradey’i Mısır halkının sorunlarına yabancı olmakla suçluyorlar.[6] En büyük eleştiri ise önerdiği reformların diğer muhaliflerin son on yıl boyunca öne sürdüklerinden farklı olmaması.   Sonuç: En Güçlü Aday Oğul Mübarek Yukarıda bahsettiğimiz nedenlerle Muhammed El Baradey’in adaylık süreci oldukça problemli görünüyor. Son başkanlık seçimlerinde önemli bir destek sağlamayı başaran Ayman Nour’un kendisine seçimlerden sonra verilen hapis cezası nedeniyle tekrar aday olamayacağı da dikkate alındığında en güçlü aday Cemal Mübarek olarak ortaya çıkıyor. Parlamento seçimlerinden başarıyla çıkması halinde Ulusal Demokratik Parti’nin bazı anayasa değişiklikleri planlıyor olması da bu görüşü güçlendiriyor. Cemal Mübarek’in Mısır’ın bir sonraki devlet başkanı olması halinde ise esas önemli olan nokta o makamda ne kadar uzun süre kalacağı. Buna ancak koşullu bir yanıt verilebilir: Güvenlik güçlerinin ve babasının desteği arkasında olduğu sürece bir zorlukla karşılaşmayacağını öngörebiliriz ancak bu iki desteğin ne kadar devam edeceğini tahmin etmek zordur.     
  [1] Jon B. Alterman, “Egypt: Stable, but for How Long?” 2000, The Washington Quarterly 23:4 sayfa 107-118. [2] “Mapping Egypt’s Future: The Fading of Old Certainties,” Ağustos 2001, IISS Strategic Comments 7:7. [3] “Mapping Egypt’s Future: The Fading of Old Certainties,” Ağustos 2001, IISS Strategic Comments 7:7. [4] Jon B. Alterman, “House of the Rising Son,” Kasım 2009, CSIS Middle East Notes and Comment. [5] Samer Shehata, “A Flirtation that Wasn’t,” Nisan 2010, Foreign Policy, http://mideast.foreignpolicy.com/
posts/2010/04/08/a_flirtation_which_wasn_t [6] Gamal Essam, “Open Day for Critics,” 2010, Al-Ahram Weekly, http://weekly.ahram.org.eg/2010/994/eg4.htm.