Anbar ve Musul’da Seçimler: Irak’ta Yeni Bir Sünni Liderlik mi Doğuyor?

Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen, ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Ahi Evran Üni. Uluslar. İliş.
Irak, 20 Haziran tarihinde, iki Sünni Arap vilayetinde il genel meclisi için tekrar seçime gitti. Savaş mağduru ülkenin 18 ilinde bir ay önce seçimler yapılmıştı. Fakat yetkililer Anbar ve Musul’daki seçimleri güvenlik gerekçesiyle ertelemişti. Çünkü bu iki il, Başbakan Nuri el Maliki hükümetine karşı yürütülen Sünni protesto dalgalarının en geniş çaplı ayaklanmalarına tanıklık etmişti. Yoğun güvenlik kaygılarına rağmen, seçimler nispeten sakin bir atmosferde gerçekleştirildi. Yaklaşık 2,8 milyon Iraklı iki ilde 1.200’den fazla seçim merkezinde oy kullandı. İl genel meclislerinde yer edinmek için Musul’da 28, Anbar’da 16 siyasi parti seçimlere katıldı. Bu seçimlerde, Musul 39 Anbar 30 sandalye kazandı.
 
Basın açıklamalarına ve gözlemcilerin ifadelerine göre, seçmenleri korkutma amaçlı küçük çaplı saldırılar dışında, önemli bir güvenlik olayı yaşanmadı. Fakat seçime katılım oranı ile ilgili çelişkili raporlar bulunmakta. Bazı kaynaklar 20 Nisanda diğer illerde gerçekleştirilen seçimlere oranla katılım oranının nispeten daha yüksek olduğunu savunurken, diğer bir kesim Musul’da katılımın hayli düşük olduğunu ve hatta bazı bölgelerde ’i aşmadığı görüşündeler. Belki de bu durumun en önemli sebeplerinden biri araç yasağı.
 
Büyük ilçe ve şehirlerde seçim merkezlerine düzenlenebilecek muhtemel saldırıları önlemek amacıyla sıkı bir araç yasağı -ambulans, polis askeri araçlar ve seçim otoriteleri tarafından izin verilen araçlar dışında- uygulaması vardı. Fakat seçim günü öğle saatlerinde seçmenlerin seçim merkezlerine ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla bu yasak kaldırıldı.
 
Seçim öncesi yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, hiç bir parti veya koalisyon yeni il genel başkanını ve valiyi belirlemek için yeterli oyu veya sandalyeyi alamayacaktı. Fakat kurulacak olan meclis son zamanlardakinden farklı olacaktı. 2009’da Musul, El Nuceyfi Kardeşler liderliğindeki El Hadba Koalisyonu tarafından yönetilmekteydi. Bu koalisyon kurulduğu zaman Irak’ın işgal sonrasında Musul’daki Kürt karşıtı otoriteyi sona erdirmişti. 2009 seçimlerinde en yüksek oy oranına sahip olan El Hadba, son 4 yıl boyunca bölündü. Al Hadba’nın bir parçası olan güçlü koalisyonlar -son seçimlerde tekrar birleşseler de- El Nuceyfi Kardeşler’in ideolojisinden ayrıldılar.
 
Fakat yerel seçimlerin önemi, sadece o ilin iç dinamikleri ile sınırlı değil. Örneğin, Musul’da öncelikleri birbirinden ciddi farklılıklar gösteren Sünni Araplar arasında çok güçlü bir rekabet var. Musul, merkezi hükümet ile Kürt Bölgesel Yönetimi arasındaki bölgeleri tartışırken, bazı Arap koalisyonları bu sorunun çözümüne öncelik veriyor ve bu topraklarda herhangi bir Kürt yönetimini tanımıyor. Diğer taraftan, en güçlü koalisyona sahip El Hadba’nın il sınırlarını aşan siyasi planları var.
 
Şu çok iyi bilinen bir gerçek ki; 2010 yılı Irak genel seçimlerinin kazanan koalisyon partisi Irak Ulusal Hareket Partisi dağıldı ve parti lideri Eyad Allavi eski gücünü kaybetti. Şimdi bile, Allavi’nin popüleritesi azalırken, El Irakiye’nin önemli isimleri onun yerini alma planları yapıyor. Irak Parlamentosu sözcüsü Usame Nuceyfi, Allavi’nin yerini alabilecek en güçlü aday.
 
20 Nisan seçimi göstergelerine göre, özellikle Bağdat’ta El Nuceyfi Koalisyonu geleneksel etki alanı sınırlarını aşarak halkın daha çok desteğini almıştır. Fakat El Nuceyfi Iraklı Sünni Arapların etkin lideri olmak istiyorsa, daha fazlasına ihtiyacı var. Bu nedenle Anbar ve Musul onun yeni önemli siyasi hedefleri. Başarısını Musul’da da tekrarlaması ve Anbar’da müttefiklerini güçlendirmesi gerekiyor. Şu ana kadar, Anbar’ın en güçlü aşiretlerinden birçoğu Maliki’nin gücünü dengeleyebilmek için yeni Sünni liderleri destekleyeceklerini belirttiler. Fakat diğer taraftan Maliki’nin de kendi kartları mevcut. Maliki tarafından desteklenen ve böylece il genel meclislerinde yer edinen birçok koalisyon var. Her iki ilde de Maliki karşıtı bir duruş olsa da Sünni koalisyonlar hükümet yanlısı bir politika izliyor. Anbar’da aşiretçilik önemli bir etken olduğu için, yerel çıkarlar ulusal çıkarlardan daha önemli olabiliyor. Bugüne kadar Maliki bu zihniyeti kendi kazanımları için başarılı bir şekilde kullandı. Selahattin’deki seçim yerel aşiretler arasında güçlü bir işbirliği oluşturmanın ve ülke çapında siyasi koalisyon kurmanın kolay bir iş olmadığını açıkça göstermiştir.
  
İşgal sonrasında, Irak’taki tüm il genel meclisi seçimleri, genel seçimler öncesinde bir gösterge gibi okundu. 20 Nisan’da yapılan son seçim Maliki’nin üçüncü döneminin risk altında olduğunu gösterdi. Belki de Sadr Koalisyonu ve Ammar el Hakim önderliğindeki Irak İslami Yüksek Konseyi Maliki’ye karşı kazanacaktı ve Irak’ın gelecek dönem başbakanını belirleyeceklerdi. Fakat Musul ve Anbar’daki seçimler Irak’taki Sünni Arapların gelecek seçimler için yeni ve güçlü bir liderlik oluşturabileceğini göstermiştir. Eğer Irakiye’nin başarısı tekrarlanırsa, Irak daha istikrarlı bir ülke olma şansına sahip. Bu nedenle Anbar ve Musul’daki seçimler sınırlarının ötesinde büyük bir öneme sahip.