Disi Akiferi Konusunda Anlaşma: Sınıraşan Yeraltı Sularının Yönetimi Üzerine Suudi Arabistan-Ürdün İşbirliği

Bu yıl Nisan ayında Ürdün Haşimi Krallığı Hükümeti ve Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti arasında Al Saq/Al Disi Tabakasındaki Yeraltı Sularının Yönetilmesi ve Bu Sulardan Faydalanılması Anlaşması imzalanmıştır.  İki ülke arasındaki anlaşma, neredeyse hiç yüzey suyu olmayan bir alanda bulunan ve yüzlerce kilometre boyunca uzanan önemli yeraltı sularının koordinasyonuna yönelik büyük bir adım olarak algılanabilir. Suudi Arabistan’da Saq akiferi olarak bilinen Disi akiferi, yaklaşık 280 kilometreküplük iyi kalitede su stoğuyla Bölge’deki en önemli su kaynaklarından biridir.

Anlaşma, imza tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde Koruma Alanı (Yasaklı Alan)’ndaki tüm mevcut yüzey sularının çıkarılması aktivitelerinin tasfiye edilmesi çağrısında bulunmaktadır. Anlaşma aynı zamanda, Alan'dan yüzey suyu sağlanmasına yönelik her türlü girişimden muaf olan Koruma Alanı (Yasaklı Alan)’ın sürdürülmesinin her iki ülke tarafından desteklenmesini şart koşmaktadır. Anlaşma’ya göre yeraltı sularının kalite ve seviyesi konusunda bilgi edinmek amacıyla Korunan Alan'da açılacak olan gözlem kuyuları, kuyuların açılmasının öncesinde, Ortak Teknik Komite aracılığıyla koordinasyon sağlanması şartıyla açılmalıdır.

Öte yandan Korunan Alan'dan daha büyük olan Yönetim Alanı'nda açılacak kuyular, iki devlet tarafından onaylanan teknik standartlara uygun bir biçimde açılmalıdır.

Anlaşma’yı imzalayan taraflar, herhangi bir kirliliği önleyebilmek amacıyla kuyuların yatay veya eğimli bir biçimde kazılmasını yasaklama konusunda da anlaşmışlardır. Dahası, iki ülke arasındaki Yönetim Alanı'nda bulunan yüzey sularının herhangi bir kirlilikten korunması ek tedbirlerle desteklenmelidir. Anlaşma’ya göre Yönetim Alanı'ndaki yüzey sularına, kalitesi veya miktarı ne olursa olsun, herhangi bir kirletici maddenin enjekte edilmesi müsaade edilemez bir durumdur.

Sözleşmede yer alan önemli noktalardan biri Yönetim Alanı'ndaki yüzey sularının kullanımının yalnızca kentsel kullanımla sınırlı olmasıdır. Bu, Disi akiferinin bundan sonra sulama amacıyla kullanılamayacağı anlamına gelmektedir. Ancak tarımsal amaçla kullanım konusunda Suudiler’in yoğun tüketimine bakıldığında Anlaşma’nın yalnızca yeni su kullanımları için geçerli olacağı beklentisi oluşmaktadır. Suudi Arabistan'ın mevcut sulama için kullandığı miktarı azaltmasını beklemek makul bir durum olmayacaktır.

Anlaşma’nın bir diğer boyutu da kurumsallaşma ile ilgilidir. İki ülke, Anlaşma’nın öngördüğü görevlerin koordinasyonunu sağlayabilmek için bir Ortak Teknik Komite'nin kurulması konusunda anlaşmıştır. Teknik Komite, her ülkeden beş üyenin katılımıyla oluşturulacaktır. Suudi tarafına Su ve Elektrik Bakanlığı Müsteşarı'nın, Ürdün tarafına ise Su ve Sulama Bakanlığı Genel Sekreteri'nin başkanlık etmesi beklenmektedir. Düzenli olarak her altı ayda bir buluşacak olan Ortak Teknik Komite, belirtilen faaliyetlerin yürütülebilmesi amacıyla her iki ülkeden veya başka yerlerden uzmanların ve danışmanların bilgilerinden faydalanma ve asistan, teknisyen ve yetkilileri istihdam etme haklarına sahip olacaktır. Ortak Teknik Komite'nin sorumlulukları şu şekilde sıralanmıştır: a.  Anlaşma’nın koşullarının uygulanmasını denetlemek, b. Yüzey sularının; çıkarılan suyun miktarı, kalitesi ve seviyesi bakımından gözlenmesi ve denetlenmesi ve c. Bilgi, veri ve çalışmalar ile bunların analizlerinin toplanması ve iki ülke arasında değişimi ve elde edilen sonuçların Suudi Arabistan ve Ürdün yetkili makamlarına sunulması.

Burada unutulmaması gereken, Ortak Teknik Komite tarafından toplanan veya üretilen bilginin her iki ülkenin mülkiyetinde olduğu, ve Suudi Arabistan ve Ürdün'ün yazılı izni olmadan üçüncü taraflarla paylaşılamayacağıdır.

Anlaşma’da yer alan 4. maddeye göre Anlaşma her 25 yılda bir yenilenecektir. Madde 4 aynı zamanda gerek görüldüğü takdirde Anlaşma üzerinde değişiklik yapabilecek yetkili makamlara da değinmektedir. Anlaşma’nın önceki kısımlarından da anlaşılabileceği üzere Suudiler için yetkili otorite Su ve Elektrik Bakanlığı Müsteşarı, Ürdünlüler için ise Su ve Sulama Bakanlığı Genel Sekreteri'dir.

Kısaca özetlemek gerekirse, Anlaşma’nın -sınıraşan sular konusundaki uluslararası hukuk yasalarına uygunluğuyla alakalı sorunlar bir tarafa- Suudi Arabistan ve Ürdün arasındaki bu Anlaşma çeşitli açılardan iki ülkenin sınıraşan su kaynakları konusundaki ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcına karşılık gelmektedir: Öncelikle ülkeler, aksi yönde bir davranışın zararlarını görerek, Disi (Saq) akiferindeki ilişkilerini  kurumsallaştırmak ve işbirliklerini ilerletmek kararı almıştır. Disi gibi fosil bir akiferin kontrolsüz kullanımının sürdürülemez olduğu ve Suudi Arabistan'ın Tebük bölgesi ve Ürdün'ün tamamı için oldukça kritik olduğu görülmüştür. İkincisi, her iki ülke yeni su çekimlerini yalnızca, su kullanımı hiyerarşisinin tepesinde bulunan kentsel kullanım ile sınırlandırmıştır. Tarımsal kalkınma için, Disi suyu olmadan yeni bir çerçevenin çizilmesi, Bölgede yenilikçi teknolojilerin ve su tasarrufuna yönelik eğilimlerin daha geniş ölçüde kullanılmasını teşvik edebilecektir. Üçüncüsü, her iki ülke de "kalite" sorununa büyük önem atfetmiş ve hayati önemdeki bu su kaynağının korunması konusunda fikir birliğine varmıştır. Su kalitesinin, su kaynakları yönetiminde birincil önceliğe sahip bir mesele ve vazgeçilemez bir unsur olarak görülmesinin, ülkelerin, suyun miktarına ilişkin meselelerle neredeyse eşit oranda suyun kalitesine -ve daha geniş bir perspektiften- çevresel kaygılara odaklanmaya başladığı Ortadoğu'da yeni bir paradigma oluşumuna işaret ettiği söylenebilir.