Irak'tan Seçim Öncesi Analizler 11: Türkmenlerin Seçime İlişkin Beklentileri

Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen, Oytun Orhan; ORSAM Ortadoğu Araştırmacıları
Irak’ın kurulduğu tarihten itibaren siyasetin çeşitli alanlarında yer almış Irak Türkmenlerinin 2003’ten bu yana çeşitli siyasi partiler içinde yer aldıkları görülmektedir. Birkaç kez tek bir çatı altında birleşmeye çalışmış olan Türkmen örgütleri siyasi, örgütsel veya ideolojik nedenlerle bir araya gelememiştir. Bunun sonucunda 2010’da yapılacak seçimlere her Türkmen örgütünün kendi kararı çerçevesinde belirlediği bir listeden katılması kararlaştırılmıştır. Mart ayında yapılacak seçimlere El Irakiye listesinden Irak Türkmen Cephesi (ITC), Kanun Devleti Koalisyonu listesinden Irak Türkmenleri İslami Birliği ve Türkmen Karar Partisi, Irak Ulusal Uzlaşısı listesinden Türkmen Adalet Partisi, Kürdistan İttifakı’ndan Türkmen Erbil Listesi, Irak Ulusal İttifakı Listesi’nden ise Türkmen Vefa Hareketi ve Türkmeneli Partisi gibi siyasi oluşumlar seçime girmektedir. Ayrıca, çeşitli partilerden de bazı Iraklı Türkmenler aday olmuştur. Türkmenlerin seçime bu kadar geniş bir siyasi yelpazede katılmasının en önemli amaçlarından birisi de hangi siyasi görüş veya kimliğe sahip olursa olsun Irak parlamentosundaki Türkmen sayısını artırmak ve bir meclis grubu oluşturmaktır.   Türkmenlerin Seçime Girecekleri Vilayetler ve Beklentiler Türkmenler açısından seçimlerde en fazla önem taşıyan vilayet Kerkük’tür. İki Irak Türkmen Cephesi adayı (Erşat Salihi ve Jale Yunus Neftçi)’nın yanı sıra çoğunluğu Şii İttifakından olmak üzere 40’ın üzerinde Türkmen milletvekili adayı Kerkük’ün Irak Parlamentosuna göndereceği 12 sandalye (1 sandalye Hıristiyanlara kota olarak ayrılmıştır) için yarışacaktır. Kerkük’te yapılan gözlemler sonucunda Türkmenlerin 2 milletvekili çıkarma şansının yüksek olduğu görülmüştür. Kerkük, hem uzun Türkmencilik mücadelesi geçmişi hem de Kürtlerin baskısı ve şehirdeki faaliyetleri nedeniyle Türkmenlerin tek çatı altında birleşebildiği bir şehirdir. Bu yapısı itibariyle Türkmen oylarının El Irakiye Listesi’nden seçime katılan ITC etrafında birleşerek iki Türkmen adayını seçtirme şansı yüksek gözükmektedir. Kerkük’te yaklaşık 150.000 civarında bir Türkmen oyu bulunmaktadır ve bu potansiyel doğru dağılması durumunda en az bir adayın daha seçilebilmesine imkan tanıyabilir. Ancak adayların fazlalığı dezavantaj yaratmaktadır. Kazanma şansı yüksek ITC adaylarının yanı sıra, Şii İttifakı’nın Kerkük’te barajı geçmesi durumunda seçim sistemi gereği Şii İttifakı’ndan aday olan bir Türkmen adayın da seçilme şansı bulunmaktadır. Bu ittifaka mensup adayların seçim stratejisi vilayet barajını aşmak üzerine kurulmuştur. Eğer Şii İttifakı vilayet barajını aşabilirse böylece listede en çok oy alan kişi diğer listelerden seçilenlerden daha düşük bir oyla seçilebilecektir. Şii İttifakı’ndan seçime giren adayların şansını azaltan bir faktör, İttifakın Kürtlerle yakın ilişkisi ve Ammar El Hekim’in birkaç ay önce Kerkük’ün Kuzey bölgesine bağlanması gerektiğine ilişkin açıklamaların Türkmenler arasında tepki çekmesidir. Buna rağmen Şii İttifakı’nın Kerkük için gösterdiği 24 adayın da Şii-Sünni dengesini koruyan bir dağılım göstermesi dikkate değer bir unsurdur. Şii İttifakı böylece Kerkük’te Türkmenlere verdiği önemi ortaya koymaya çalışmaktadır.   Kerkük’te önemli bir sorun güvenlik nedeniyle Türkmenlerin seçime katılımının düşük olması olasılığıdır. Örneğin, Kürtlerin çoğunlukta olduğu Faylak gibi bölgelerde oy vereceği belirlenen Türkmenler baskı ve can güvenliği nedeniyle sandığa gitmeyebilir. Kerkük’te seçimlere ilişkin en önemli sorunlardan biri de olası sandık hileleridir. Bu sorun sadece Kürtlerin değil aynı zamanda Arapların da kontrol ettiği sandıklar için geçerlidir. Goran Listesi’nin Kürdistan İttifakı karşısında güçlü bir rakip olarak yükselişi, Kürtlerin hakimiyetindeki sandıklarda kendiliğinden bir iç denetim mekanizmasının oluşmasını sağlayabilir. Propaganda döneminin başlamasıyla beraber Gorancılarla Kürdistan İttifakı’nı destekleyenler arasında nerdeyse her gün baş gösteren gerginlikler bir yandan seçim öncesi kentteki atmosferi germekte diğer yandan seçim sırasında gerçekleşebilecek hilelerin azalacağını düşündürmektedir.   Kerkük’te seçmenlerin tercihlerini belirleyecek konuların başında ulusal meseleler ile birlikte günlük yaşama ilişkin ihtiyaçların karşılanması gelmektedir. Kerkük’ün statüsü, Türkmen haklarının korunması ve şehir idaresinde daha adil bir dağılımın sağlanması gibi konuların yanı sıra toprakları ve mülkleri ellerinden alınmış kişilerin sorunlarının çözülmesi de Türkmen seçmenlerin tercihlerinde belirleyici olmaktadır. Saddam rejimi boyunca Kerkük’teki yerel halkın arazileri ellerinden alınarak devletleştirilmiş ve başkalarına verilmiştir. Normalleştirme süreci çerçevesinde bu yerlerin eski sahiplerine iade edilmesi kararlaştırılmıştır. Bu sebeple kurulan komisyona yapılan başvurular 40 binin üzerine çıkmıştır ve bunların yüzde 90’dan fazlasını Türkmenler oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra işsizlik, şehrin altyapı sorunlarına ve belediye hizmetlerine çözüm bulunması gibi unsurlar da etkili olacaktır.   Türkmenlerin milletvekili çıkarma potansiyeline sahip olduğu vilayetlerden bir diğeri de Musul’dur. Musul merkez ve çevresinde yer alan yerleşim birimlerinde yaklaşık 400.0000 Türkmen yaşamaktadır. Musul Türkmenlerinin en büyük oy deposu Telafer’in yanı sıra; Musul’ın merkezi, Karakoyun, Reşidiye, Şirinhan, Muhallebiye, İyaziye gibi kayda değer Türkmennüfusun yaşadığı yerleşim birimleri bulunmaktadır. Esasen Musul, potansiyeli itibariyle en fazla Türkmen milletvekili (4 sandalye) çıkarma şansına sahip vilayet olmakla birlikte daha önceki seçimlerde bu imkanın kullanılamadığı bilinmektedir. Buna neden olan faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:   - Katılımın düşük olması (özellikle kadınlar), - İslamcı partilere yönelme, - Mezhepçiliğin siyasal tercihlerde önemli bir etken olması, - Türkmenlik bilincinin gelişme aşamasında olmakla birlikte halen birleştirici bir unsur olmayı başaramaması, - Musul’daki güvenlik ortamı nedeniyle siyaset yapmanın ve seçime girmenin zorluğu, - Ortak bir seçim çalışması yapılmaması   Bu faktörlerde nispi iyileşme sağlanmış olmakla birlikte sorunların büyük ölçüde devam ettiği ve buna bağlı olarak en fazla 3 Türkmen milletvekili çıkacağı söylenebilir. Bu adaylardan ikisinin ITC’den birinin de Şii İttifakı’ndan katılan adaylar arasından olması beklenmelidir. Musul’da Türkmen adayların şansını azaltan diğer bir unsur Türkmenler açısından oy deposu konumundaki Telafer’den çıkan aday sayısının son derece fazla olmasıdır. Bu adayların neredeyse hiçbirinin tek başına seçimi kazanma şansı bulunmazken oyların bölünmesine neden olmaktadır.   Geçen seçimlere göre bir olumlu gelişme siyasal bilincin gelişmesidir. Daha önceki seçimleri boykot eden ya da ilgi göstermeyen seçmenin, oy kullanılmamasının sonucu olarak siyasal alandan dışlanmanın neticesinde seçime katılım isteğinin arttığı görülmüştür. Önceki seçimlerde düşük seviyede kalan kadınların katılım oranının bu seçimde artması beklenebilir. Bunun yanı sıra seçim merkezlerinin ve sandıkların uzaklığının yarattığı sorunların çözülmesi yönünde partilerin daha bilinçli şekilde çalıştıkları görülmüştür. Bu sorun tamamen ortadan kalkmamakla birlikte seçmen listelerinde gerekli düzeltmeler yapılmaktadır. Son olarak, Irak Diyalog Cephesi’nin seçime katılmaması aynı listede seçime giren Türkmen milletvekillerine sıralamada yer açılması nedeniyle Türkmenleri olumlu etkileyebilir. Böylece daha düşük bir oyla bir milletvekili daha seçilme şansı yakalayabilir.   Erbil Türkmenlerinin seçimlere ilişkin çok fazla bir beklentisinin olduğunu söylemek mümkün değildir. Bunun temel nedeni seçimlerin herhangi bir sonuç üreteceğine olan inancın son derece zayıf olmasıdır. Erbil, Duhok ile beraber en fazla seçim hilesinin yapılmasının beklendiği vilayetlerden biridir. Dolayısıyla Erbil’de seçimler, Türkmen adayların kazanmasından ziyade bir Türkmen varlığının ispat edilmesi ve gelecek dönemde Kuzey Irak siyasetinde Türkmenlerin bir aktör olarak varlığının ortaya konması açısından önem taşımaktadır. Bir önceki seçimlerde Erbil’de Türkmen adaylar toplamda 3000 civarında oy toplamıştır. Bugün Erbil’de 500.000-600.000 arası Türkmen yaşadığı ancak baskı sonucunda insanların çoğunun kimliğini değiştirdiği ifade edilmektedir. Bu rakam düşünüldüğünde geçen seçimlerde alınan 3000 oy son derece az bir sayıdır. Alınan sonuç Erbil’de çok az sayıda Türkmen yaşadığını ileri sürenler için bir argüman olarak kullanılmaktadır. Bir milletvekili seçilmesine yetmese dahi 20.000’in üzerinde alınacak Türkmen oyu bu argümanları çürütmek ve Türkmenlerin milli ve siyasi varlıklarını göstermek açısından önem taşıyacaktır. Ancak bu sayı da seçilebilmek için yeterli olmayacaktır. Katılımın son seçimlerdeki gibi e’ler seviyesinde olacağı düşünülürse Erbil’de milletvekilliğini kazanabilmek için 40.000-45.000 arasında bir oy alınması gerekmektedir. Seçimin Türkmenler açısından bir diğer önemi de propaganda döneminde Türkmen adayların Arapça, Kürtçe ve aynı zamanda Türkçe broşürler ve pankartlar hazırlayarak bunları şehrin çeşitli yerlerinde dağıtmaları ve asmaları olmuştur. Böylece Türkçe üzerindeki ambargonun kırılması sağlanacaktır. Bundaki en önemli etken Türkiye’nin son dönemde Kuzey Irak’a yönelik açılım çabaları olmuştur. Türkiye’nin politikasındaki değişimin Erbil Türkmenleri üzerindeki en önemli sonucu Kürt yönetimi baskısının azalması olmuştur. Bu süreç seçimlerde Türkmenlerin kendi adaylarına daha rahat bir şekilde oy vermeye yönlendirebilir ve geçen seçimlere göre daha fazla Türkmen oyunun alınmasına neden olabilir.   Erbil’de 3’ü Irak Türkmen Cephesi, 3’ü Şii İttifakı ve biri de Kürdistan İttifakı’ndan olmak üzere 7 Türkmen aday seçimlere katılmaktadır. Oy potansiyelinin düşüklüğü ve seçim hileleri gibi nedenlerin yanı sıra Erbil’den fazla sayıda Türkmen adayın seçime katılıyor oluşu seçilme şansını daha da düşürmektedir. Kürdistan İttifakı’ndan aday olan Taife Kassap’ın, seçim sistemi gereği bayan adayların erkek adaylara göre çok daha az oy ile seçilme şansının bulunması ve Kürdistan İttifakı içinden katıldığı için sandık hilelerine maruz kalmayacak olması nedeni ile şansının diğer adaylara göre yüksek olduğu söylenebilir. Ayrıca İhsan Doğramacı Erbil Vakfı’nın ve Erbil’in önde gelen ailelerinden Çelebilerin desteklediği aday olması itibariyle de şansı yüksektir. Zira İhsan Doğramacı Erbil Vakfı şehirde tüm Erbilliler’e ancak özellikle de Türkmenlere yönelik son derece önemli projelere imza atmaktadır.   Bu bölgeler dışında Bağdat, Selahattin, Diyala, Vasıt, Süleymaniye’den de Türkmen adaylar seçime katılmaktadır. Bağdat’tan ikisi ITC, biri Şii İttifakı, ikisi Kanun Devleti Koalisyonu, bir Tavafuk Listesi ve bir de Irak’ın Birliği Koalisyonu’ndan olmak üzere 7 Türkmen aday seçimlere katılmaktadır. Irak’ın en kalabalık vilayeti olan ve parlamentoya 68 kişi gönderecek olan Bağdat’ta çeşitli Arap partilerinin güçlü olduğu bilinmektedir. Bağdat, uzun yıllardır bürokrat olan veya ticaretle uğraşan binlerce Türkmen’e ev sahipliği yapmaktadır. Ancak, bunların büyük bir kısmı zaman içinde farklı siyasal ve kültürel eğilimlere sahip olmuştur. Şu anda Bağdat’ta 20.000 civarında Türkmenin kimliğine sahip çıkarak yaşadığı bilinmektedir. Irak’ta siyasi eğilimler genelde etnik, ulusal veya mezhepsel kimliklerle yakından ilişkili olduğu için bu kişilerin Türkmen adaylarına destek vermesi beklenebilir. Bu durumda, Bağdat’ta Türkmenlerin seçilme şansı düşük görünmektedir. Bununla birlikte, ITC’den aday olan Aydın Aksu ve Nermin Müftü’nin Bağdat’ta Araplarla iyi ilişkilere sahip olması ve Iraklılık kimliklerine yaptıkları vurgu ile tanınmaları, Kanun Devleti Koalisyonu’ndan aday olan Irak Türkmenleri İslami Birliği adlı partinin başkanı Abbas Beyati’nin de Başbakan Nuri El Maliki ile yakın ilişkisi bu adayları şanslı kılabilir.   Selahattin vilayetinden biri ITC, ikisi Şii İttifakı ve ikisi Kanun Devleti Koalisyonu’ndan olmak üzere beş Türkmen aday yarışacaktır. Nüfusun büyük çoğunluğunu Arapların oluşturduğu ve eski Baasçılar ile Arap aşiretlerinin kalesi olarak bilinen Selahattin vilayetinde en ilginç seçimlerden birisi Tuzhurmatu’da yaşanacaktır. Selahattin vilayetinin ikinci büyük ilçesi olan Tuzhumatu Türkmen, Arap ve Kürtlerin bir arada yaşadığı bir yerdir. Selahattin ilçesindeki Türkmen ve Kürt adaylar bu ilçeden kendilerine destek aramaktadır. Tuzhurmatu, Türkmenlerin Irak siyasetinde en başarılı olduğu bölgelerin birisidir. 2009 yılında yapılan vilayet meclisi seçiminde ITC’nin 2 sandalye çıkarttığı bu ilçe, geçmişten beri Türkmen siyasetçilerin önemli merkezlerinden birisi olmuştur. Örneğin, geçen dönem Irak hükümetindeki tek Türkmen bakan olan Casim Muhammed’in yanı sıra Fevzi Ekrem, Abbas Beyatlı, Muhammed Mehdi Beyatlı gibi çok sayıda milletvekiline de sahiptir. Türkmenlerin farklı listelerden birbirleriyle de yarıştığı Selahattin’de El Irakiye listesinden ITC’nin adayı olan Ali Haşim Muhtaroğlu’nun önemli bir şansı bulunmaktadır. Ancak, Selahattin’de yaşanan mücadele ve Irak Ulusal Diyalog Cephesi’nin seçimden çekilmiş olması Selahattin’deki yarışı daha da ilginçleştirmektedir.   Türkmenlerin seçime girdiği diğer bir bölge olan Diyala vilayeti güvenlik koşulları nedeniyle çok da rahat seçim çalışması yürütülebilecek bir vilayet değildir. Irak’ın işgalinden sonra en kanlı olayların yaşadığı ve gözlerden uzak bir yer olan Diyala geçmişte Türkmenlerin kalabalık olarak yaşadığı bir yer iken, asimilasyon ve göç nedeniyle bugün Türkmen nüfusunda önemli bir azalma meydana gelmiştir. Bununla birlikte, Karatepe, Kızlarbat, Adanaköy, Mendeli, Kazaniye, Hanekin ve Celevle gibi ilçe ve nahiyelerde Türkmen nüfus bulunmaktadır. Ancak, hem Araplaştırma politikasının de hem de mezhepçiliğin etkisiyle Türkmenlerin milletvekili çıkarma şansı azalmaktadır. Diyala’da ikisi ITC, biri Irakiye Listesi ve bir de Tavafuk Listesin’den olmak üzere 4 Türkmen milletvekili adayı seçimlere katılmaktadır. Burada Türkmen adayların kazanma şansı az olsa da yürütülen çalışmalar Araplaşma sürecinin yavaşlatılması, Türkmen bilincinin oluşturulması ve gelecek dönemler için sağlam bir altyapı oluşturulabilmesi açısından önem taşımaktadır.   Süleymaniye’de Türkmen varlığı son derece sınırlıdır. Tamamı ITC’den olmak üzere 3 Türkmen aday seçimlere katılmaktadır. Ancak burada milletvekilliği kazanmaktan ziyade Süleymaniye’de bir varlık gösterme düşüncesinin ön planda olduğu söylenebilir. Vasıt’tan bir ITC adayı seçimlere katılmaktadır. Vasit’te aday çıkarılması özellikle, Kut ve Aziziye çevresinde yaşayan 2-3 bin arasındaki Türkmen varlığının kanıtlanmasına ilişkin bir durum olarak değerlendirilebilir. ITC’nin bu durumda tek başına Vasit’ten milletvekili çıkarması zor gözükmektedir.    Irak’taki temel aktörlerin ve ittifakların seçime ilişkin beklentilerinin ele alındığı yukarıdaki tablo siyasi partilerin beklentilerini seçime değil asıl olarak seçim sonrasına odaklamasına neden olmaktadır. Seçim ittifakları oluşturulurken yaşanan anlaşmazlıkların büyük bir kısmı liderin kim olacağı, hangi grubun ne kadar milletvekili alacağı gibi tartışmalardan kaynaklanmaktaydı. Irak’ta hiçbir siyasi parti muhalefette yer almak istememektedir. Çünkü, Irak siyasi hayatında muhalefet güçlenme değil, iktidardan dışlanma yeridir. Kayırmacılık ve nepotizm çok ileri safhalarda olduğundan partiler bir anlamda kaynakların ve çıkarların dağıtıldığı merkezler haline gelmektedir. Bu durum partilerin ideolojik duruşlarını zayıflatmaktadır. Kuruluşu ve örgütlenmesi bağlamında ideolojik partiler olan siyasi oluşumlar bile çıkarların dağıtıldığı merkezlere dönüşmeye başlamışlardır. Irak halkında güçlü olana kayma eğilimi son derece kuvvetli olduğu için Sadr Hareketi, İslami Dava Partisi, Baasçı oluşumlar ve hatta IİYK gibi partiler bile ideolojik birer parti olmaktan kaynak dağıtan partilere dönüşmeye başlamışlardır. Bu durum sadece taban da değil parti yönetimlerinde de benzerdir. Koalisyonların oluşumunda milletvekilliği, bakanlık, müsteşarlık, genel müdürlük gibi makamların dağılımı birçok kişi ya da grubun bir ittifak içinde yer almasının ya da ondan çıkmasının en önemli nedeni olmuştur.