Irak’ın Dördüncü Cumhurbaşkanı: Abdullatif Reşid

10 Ekim 2021’de gerçekleşen parlamento seçimlerinin üzerinden bir yıldan daha fazla süre geçmesine rağmen cumhurbaşkanının seçilememesi ve dolayısıyla yeni hükûmetin kurulamaması, Irak’ı yeni krizlerle karşı karşıya bırakmıştır. Seçimden birinci siyasi oluşum olarak çıkan Mukteda Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi, seçimin ardından Kürt ve Sünni siyasi oluşumlarla birlikte hükûmeti kurmaya yönelik adım atsa da parlamentoda çoğunluğu sağlayamadığı için bu girişim başarısız olmuştur. Ardından 13 Haziran 2022’de Sadr Hareketi milletvekillerinin Sadr’ın kararı doğrultusunda görevlerinden istifa etmesi ise Irak’ta yeni bir krizi beraberinde getirmiştir. Sadr Hareketi, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Sünnilerden oluşan Egemenlik Koalisyonu tarafından tesis edilen Vatanı Kurtarma Koalisyonu’nun başarısız kalması, seçim sonrası kurulan diğer bir koalisyon olan Şii Koordinasyon Çerçevesi’ni harekete getirmiştir.  Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu, Hadi Amiri liderliğindeki Bedir Örgütü, Ammar el-Hekim liderliğindeki Ulusal Hikmet Akımı ve İran’a yakın diğer grupların oluşturduğu Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne en ciddi engel ise Sadr tarafından ortaya konmuştur.  Milletvekillerini parlamentodan çeken Sadr, ani bir kararla 29 Ağustos 2022’de siyasetten çekildiğini duyurmuştur. Bu karar, Sadr’ın çözümü sokakta aramasını da beraberinde getirmiştir. Ağustos ayıyla birlikte Sadr taraftarlarının Bağdat’taki Yeşil Bölge’de yer alan parlamento binasıyla diğer hükûmet binalarına sıçrayan protesto gösterileri, parlamento oturumlarının iptal edilmesine neden olmuş ve Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin hükûmet kurma çabalarının önüne geçmiştir.

Taraflar Arasındaki Gerginlikler
Sadr Hareketi tarafından tüm engelleme girişimlerine rağmen, Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin önceki dönemlerde Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığıyla İnsan Hakları Bakanlığı görevlerinde bulunmuş Muhammed Şiya Sudani’nin başbakan adaylığında ısrarı sürmektedir. Hatta tüm protestolara ve Sadr Hareketi’nden gelen açıklamalara rağmen, başta Maliki olmak üzere Şii Koordinasyon Çerçevesi’ndeki pek çok siyasi Sudani’nin adaylığından vazgeçilmeyeceğini dile getirmiştir. Dolayısıyla Irak için yeni bir çıkmaz bu noktada kendini göstermektedir. Seçim sonrası ilk aşamada Sadr’ın hükûmet kurma süreci Şii Koordinasyon Çerçevesi tarafından engellenmiştir. Şimdi ise Sadr, Şii Koordinasyon Çerçevesi liderliğinde kurulacak bir hükûmetin önüne geçmeye çalışmaktadır. Ancak her ne kadar Sadr öncülüğünde kurulan Vatanı Kurtarma Koalisyonu pek çok siyasi konuda birliklerini bozmamış olsa da Sudani’nin adaylığı noktasında hem Kürtler hem de Sünniler Şii Koordinasyon Çerçevesi’yle müzakere masasına oturmuştur. Bu görüşmelerin en somut çıktısı ise 25 Eylül’de kurulan “Devleti Yönetme İttifakı”nın kurulması olmuştur. Söz konusu ittifaka Şii Koordinasyon Çerçevesi ve Kürdistan Demokratik Birliği’nin (KYB) yanı sıra Sadr’ın daha önce ittifak yaptığı KDP ve Egemenlik Koalisyonu da katılmıştır. İttifakın kurulmasıyla birlikte Sadr’ın Irak siyasetinde güçlendirmeye çalıştığı Kürt ve Sünni ittifakının da ilk ciddi ayrışmayı yaşadığı söylenebilir. Özellikle Devleti Yönetme İttifakı’nın Sudani’yi ortak başbakan adayı olarak öne sürmesi parlamento siyasetinden çekilen Sadr’ın diğer alanlarda tepki göstermesine neden olabilir.

Bu yeni tabloda Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin, Kürt ve Sünni siyasi partileri yanına çekerek önemli bir avantaj elde ettiğini söylemek mümkündür. Ancak cumhurbaşkanı adayını belirlemesi beklenen Kürt siyasi partiler olan KDP ve KYB’nin hâlen aday noktasında anlaşamaması veya anlaşılsa dahi parlamentodaki cumhurbaşkanı seçmek üzere gerekecek nitelikli çoğunluğun (329 milletvekilinden en az 220’sinin katılımı) sağlanıp sağlanamayacağı gibi hususlar tartışma konusu olmuştur. Siyasetten çekilmek gibi radikal adımlar atan ve ardından gösteriler neticesinde istediğini alamamış gözüken Sadr’ın, yeni hükûmet kurulması için gerçekleştirilecek parlamento oturumlarını sabote etmek amacıyla tekrar sokakları hareketlendirmesi veya kendisi dışında kurulacak bir hükûmetin işlerliğini bozmak için girişimde bulunması beklenebilir. Bu noktada Sadr’ın kurulacak yeni hükûmetten bir “erken seçim” taahhüdü alarak Sudani’nin başbakanlığına yeşil ışık yakması da olasıdır. Ancak bu durum, muhtemel Sudani hükûmetinin seçime giden süreçte oldukça yıpranmasının da önünü açabilir.

Parlamentoda Cumhurbaşkanlığı Seçim Oturumu
Bu denklem içerisinde cumhurbaşkanlığı seçimi gündemiyle parlamento 13 Ekim 2022 tarihinde toplanmıştır. Oturumun sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için oturumdan önceki akşam, gösterilerden sonra yapılan diğer oturumlarda olduğu gibi birçok yol trafiğe kapatılarak güvenlik önlemleri alınmıştır. Buna rağmen oturumun yapıldığı gün Yeşil Bölge saldırıya uğramıştır. Hatta oturumun saat 11’de başlaması beklenirken yeter sayıya ulaşılamamış ve toplantı bir süreliğine ertelenmiştir. Diğer yandan KDP’nin cumhurbaşkanı adayı olan IKBY İçişleri Bakanı Rebar Ahmed yaptığı açıklamayla adaylıktan çekildiğini açıklamıştır. Bunun üzerine KDP cumhurbaşkanlığı makamı hedefinden vazgeçtiğini açıklamış ve KYB’li eski Irak Su Kaynakları Bakanı Abdullatif Reşid’i desteklediği aday olarak ilan etmiştir. Hatta KDP’nin Irak Temsilciler Meclisi Grup Başkanı Viyan Sabri, Reşid’in adaylığı konusunda Kanun Devleti Koalisyonu ve Egemenlik Koalisyonu’yla uzlaşıya varıldığını açıklamıştır. Bütün bunlara rağmen Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Birinci Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin oturumdan önce Salih ve Reşid’le görüşmesi siyasi süreçteki diyaloğa verilen önemi göstermiştir. Ancak aynı diyalog sürecinin aday belirleme sürecinde ortaya konmaması dikkat çekmektedir.

Irak Parlamentosu üyeleri ise saat 13.00 itibarıyla genel kurul salonunda toplanmaya başlamıştır. Oturuma 277 milletvekili katılmış ve oylama saat 13.30 itibarıyla başlamıştır. Irak Ulusal Haber Ajansına (INA) göre oylamanın ardından 157 milletvekili Abdullatif Reşid’e, 99 milletvekili ise Berham Salih’e oy vermiştir. Ancak her iki adayın nitelikli çoğunluğa sahip olmaması nedeniyle parlamento basit çoğunluğun aranacağı ikinci tur seçimler için tekrar toplanmıştır. İkinci seçim turunu Yeni Nesil Hareketi ve diğer milletvekillerinin boykot etmesiyle genel kurulda hazır bulunan milletvekili sayısı azalmıştır. Ancak oturum yeter sayısı olan 220’den fazla milletvekilinin hazır olması sayesinde oy verme işlemi başlatılmıştır. Bu oylamada ise Reşid, Salih’in 99 oyuna karşılık 162 oy alarak cumhurbaşkanı seçilmiştir.

Seçimler, 2003 sonrasında gayriresmî Kürt kotasına dönüşen cumhurbaşkanlığı makamı konusunda önde gelen iki Kürt partisi olan KDP ve KYB’den herhangi birinin istediğini doğrudan elde edemediğini göstermiştir. Zira Kürt kotasına dönüşmesinin ötesinde KYB kotasına dönüşen makam, KDP’nin öne sürdüğü Hoşyar Zebari’nin adaylığının iptal edilmesinin ardından ikinci aday olan Rebar Ahmed tarafından da elde edilememiştir. Ancak KDP’nin KYB’nin resmî adayının seçilmesini engellemiş olması, Kürt partileri arasında cumhurbaşkanlığı pozisyonunun sonraki dönemlerde de bir mesele hâline geleceğini göstermektedir. Bununla birlikte KYB üyesi Reşid’in bağımsız aday olmaktan öte KYB’nin kurucu başkanı İbrahim Ahmed’in kızı olan Şanaz İbrahim’in eşi olması, makamın KYB’de kalmasında rol oynamıştır. Ancak bu durum, KYB içerisinde de Talabani ve Ahmed aileleri arasında yeni bir ayrışmanın önünü açarak KYB’yi cumhurbaşkanlığı makamını elde etmesine rağmen zayıflatabilir. Bu aşamada KYB, içerisinden ayrılan oluşumlar ve liderlik mücadelesi nedeniyle güç kaybederken pozisyonunu korumayı başaran KDP’nin sonraki dönemlerde daha talepkâr hâle gelmesi beklenebilir.

Reşid, cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından yemin ederek göreve başlamıştır. Bunun ardından, başbakan adayı olarak Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin önerdiği isim olan Sudani’yi görevlendirmiştir. Bu doğrultuda anayasal takvim doğrultusunda Sudani’nin parlamentodan güvenoyu alabilmesi için 30 günlük süre başlamıştır. Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin ötesinde diğer parlamento gruplarının da desteğini alan Sudani’nin hükûmeti kurması beklenebilir. Ancak hükûmetin kurulabilmesinin ötesinde 2018 seçimleriyle dile getirilmeye başlayan ulusal birlik hükûmeti yerine çoğunluk hükûmeti kurulması taleplerinin göz ardı edildiği görülmektedir. Bu durum, hükûmet içerisinde bakanlıkların farklı gruplarca paylaşıldığı kota sisteminin devam edeceği anlamına gelmektedir. Bu ise Ekim 2019’da başlayan hükûmet karşıtı gösterilere zemin hazırlayan dinamiklerin 2022 yılında hâlâ devam ettiğini göstermektedir. Diğer yandan, yaptığı kamu görevleri kapsamında hakkında hiçbir yolsuzluk şüphesi olmayan bir isim olan Sudani’nin göreve gelmesi, çatışma dinamiklerinin yoğunlaştığı Irak açısından bir şans olarak değerlendirilebilir. Buna rağmen farklı siyasi gruplardan isimlerle oluşması beklenen kabine üzerinde Sudani’nin kuracağı etki, Irak’ın geleceğini şekillendiren bir boyut kazanabilir.