İsrail ile Hamas Arasındaki Takasın Nedenleri ve Kısa Vadede Beklentiler

Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen, ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Ahi Evran Üniversitesi
25 Haziran 2006’da Hamas’ın silahlı kanadı olarak bilinen İzzettin El Kasım Tugayları’nın önderlik ettiği bir eylemle kaçırılan İsrailli asker Gilat Şalit o tarihten bu yana bilinmeyen (büyük bir olasılıkla Gazze Şeridi’nde) bir yerde rehin tutuluyordu. Şalit’in esir alınmasının hemen ardından İsrail askeri operasyonlar düzenlenmiş ancak sonuç alamamıştı. O tarihten itibaren İsrail İstihbarat teşkilatlarının pek çok kez Hamas ile pazarlık yaptığı, ancak bu pazarlıkların çoğunlukla Hamas’ın istekleri bazen de İsrail’deki iç anlaşmazlıklar nedeniyle kapsamlı bir anlaşmaya dönüşemediği belirtilmektedir. İki taraf arasında uzun süren pazarlıkların geçen hafta sonuca bağlandığı ve Şalit ile Filistinli tutukluları takas etmeye dayanan uzlaşı yaşandığı ilan edilmiştir. Pazarlık sürecinin sonucunda, geçtiğimiz hafta Hamas’tan gelen bir açıklamayla anlaşmaya varıldığı ve Şalit’in serbest bırakılacağı açıklanmıştır.

İsrail ve Hamas arasında Mısır ve Almanya’nın arabuluculuğunda yürüyen ve Türkiye’nin de rol oynadığı görüşmeler sonucunda İsrail’in Gilat Şalit karşılığında 1027 Filistinli tutukluyu serbest bırakması bugün uygulamaya geçirilmeye başlamıştır. Bugün başlayan sürecin en az iki ay içinde tamamlanması beklenmektedir. Çünkü, İsrail aralarında uzun süreli hapis cezalarına da çarptırılmış olan kişilerin de bulunduğu ve çoğu Hamas üyesi tutukluları iki parti halinde serbest bırakacaktır.  Birinci aşamada Şalit’in teslimine 450 tutuklunun (kimlerden oluştuğu Hamas tarafından hazırlanan bir listeyle karar verilen) serbest bırakılması eşlik ederken, ikinci aşama önümüzdeki aylarda gerçekleşecek ve 550 tutuklu (bu tutukluların kimler olacağına İsrail karar verecektir) daha salıverilecektir. Bunlara ek olarak 27 kadın tutuklu Şalit’in teslimi sırasında özgürlüklerine kavuşacaklardır.

Takasın Nedenleri

Bu takasın gerçekleşmesi akla 3 önemli soru getirmektedir. Bu uzlaşıya nasıl, hangi nedenlerle ve neden şimdi varılmıştır. Uzlaşıya nasıl varıldığı sorusunun yanıtı İsrail medyasında ayrıntılarıyla yer almıştır. Görüldüğü kadarıyla, İsrail ile Hamas arasında yıllardır süren gizli görüşmeler kısa süre önce İsrail’in ve Hamas’ın karşılıklı tavizleriyle sonuca varmıştır. Uzlaşının nedenlerinin ne olduğu ise aslında en kilit sorudur. Gerek İsrail’in gerekse Hamas’ın bu tür bir pazarlık sürecinin olası sonuçlarından çekindiği bilinmektedir. İsrail hükümetleri pazarlık sürecinin sonunda serbest bırakılan tutukluların içinde bulunduğu bir saldırının düzenlenmesi ya da bir başka kriz anında bir İsrail askerinin kaçırılmasının gerçekleşmesinden çekinmektedir. Çünkü, bu durumda takas anlaşmasını yapan hükümetin başındaki kişi ve partinin siyasi prestiji büyük bir zedelenme yaşayacaktır. Ayrıca, Hamas’a taviz veren hükümet olarak anılmak da pek çok İsrail hükümeti açısından kaçınılan bir durumdur. Hamas ise Şalit’in serbest bırakılmasının sadece bir tutuklu ya da esir değişimi değil aynı zamanda siyasi bir kazanıma dönüşmesini istiyordu. Bu çekinceler nedeniyle iki taraf da anlaşmaya varma konusunda acele etmiyordu. Bununla birlikte, son dönemde yaşanan gelişmeler her iki tarafın da yeni birer hamleye gereksinim duymasına neden oldu.
İsrail hükümeti Filistin Yönetimi’nin BM’deki başvurusu karşısında yaşadığı uluslararası yalnızlığını kırmak ve iç politikada gündemi değiştirmek için önemli bir araca ihtiyaç duymaktadır. Şalit’in gelişi, İsrail gündemini bir anda değiştirmiştir. Dahası, son gelişmeler, İsrail’in Hamas ve El Fetih arasındaki denge oyunun bir parçası olarak da değerlendirilebilir. Hamas kurulduğundan bu yana ne zaman Hamas ile Fetih arasında birinin lehine bir güçlenme meydana gelse İsrail diğerine yönelik yaptığı bir hamle ile aralarında dengenin yeniden kurulmasına gayret etmiş, böylece siyasi farklılığı iki başlılık ve ayrılığa dönüştürmek için elinden geleni yapmıştır. Bu bağlamda İsrail’in hamlesi bir anlamda Fetih’in son dönemde artan popülaritesini dengeleme çabası olarak da görülebilir.

Hamas’ın da Arap Baharı’ndan etkilendiği görülmektedir. Bir yandan,  Suriye’deki gelişmeler nedeniyle Şam’daki varlığını kaybetme riskiyle karşı karşıya olan Hamas, Şam’dan çıkmak zorunda kalırsa kendisine kalıcı bir dış adres aramaktadır. Mısır’da yaşanan siyasi değişim sonrası oluşan yeni yapının Hamas’a Mübarek’e göre daha yakın bir duruş sergilemektedir. Bu nedenle, Şam’dan sonra Kahire Hamas’ın yeni dış ofisi olabilir. Fakat Mısır’ın bu rolü üstlenebilmesi Hamas’ın Mısır için bazı jestler yapmasına ve bölgesel gelişmelere bağlıdır. Hamas’ın tavrını etkileyen bir diğer gelişme ise 23 Eylül tarihinde Mahmut Abbas’ın BM’de Filistin Devleti’nin tanınması konusunda yaptığı girişimdir. BM süreci ile iç politikada desteğini artıran El Fetih’e karşı Hamas’ın daha somut ve kısa vadede zafer olarak sergileyebileceği bir gelişmeye ihtiyacı bulunmaktadır. Şalit’e karşı 1000’den fazla Filistinlinin serbest bırakılması bu bağlamda Hamas için somut bir kazanım yaratabilecektir.

Takasın Olası Sonucu

Anlaşmayı ve esir değişimini her iki taraf da kendi zaferi olarak gösterme çabasındadır. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Gilat Şalit’i ülkesine geri getiren bir kahraman rolü üstlenme arayışındadır. İsrail medyasındaki genel hava da bu yöndedir. Ancak, İsrail sağının bu değişime çok da sıcak baktığı söylenemez. Nitekim, esir değişimini sağlayan anlaşmaya hükümetin içinde birisi Likud ikisi ise Evimiz İsrail üyesi olmak üzere 3 bakan karşı çıkmıştır. Benzer bir durum Hamas cephesinde de geçerlidir. Hamas üyeleri de takas sürecini büyük bir başarı olarak göstermektedir. Takasın Filistinliler arasında büyük bir sevinç yarattığı görülmektedir. Fakat, aynı İsrail’de olduğu gibi Filistin’de de gelişmeleri şüpheyle ve eleştirel bir gözle izleyenler de bulunmaktadır. Bu süreçte Hamas’a yöneltilen eleştirilerin başında bazı önemli tutukluların serbest bırakılmaması gelmektedir. Başta Mervan Barguti olmak üzere uzun süredir İsrail hapishanelerinde kalan ve Filistin’de sembolleşen isimlerin salıverilmemesi Hamas’ın süreci tüm Filistinlilerin değil kendisine yakın grupların çıkarı doğrultusunda yönlendirdiği eleştirisini yaratmaktadır. Öte yandan, serbest bırakılan kişiler arasında önemli bir oranın Filistin dışına gitmek zorunda olması da bir başka eleştiri konusudur.

Eleştirilerin dozajı ve boyutu ne olursa olsun, konuya insani bir yönden bakıldığında İsrail ile Hamas arasındaki anlaşmanın önemli olduğu bir gerçektir. Siyasi ve stratejik nedenleri ne olursa olsun toplamda 1028 kişi alıkonulmaktan kurtulmaktadır. Bu yüzbinlerce kişinin etkilendiği Filistin Sorunu’nda belki çok küçük bir aşama olabilir. Fakat, sürecin vardığı tıkanık nokta bu gelişmenin bölge insanlarına bir an olsun nefes aldırmasını sağlayabilir. Yine de İsrail ile Hamas arasındaki takas anlaşmasının Ortadoğu Barış Süreci’nde ciddi bir canlanma yaratmasını beklemek doğru olmayacaktır.