Mesut Barzani’nin Bağdat Ziyareti: Nedenler ve Sonuçlar

Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen, ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Ahi Evran Üni. Uluslar. İliş.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani 7 Temmuz Pazar günü uzun bir aradan sonra Bağdat’ı ziyaret etti. Normal şartlarda federal yapıya sahip bir ülkede önemi sınırlı olacak bu ziyaret, Irak’ın özgün şartları ve içinde bulunduğu siyasal durum dikkate alındığında pek çok açıdan önem arz etmektedir.
 
Öncelikle bu ziyaret 2010 yılında Erbil Anlaşması çerçevesinde hükümet kurma çabalarından beri (neredeyse iki yıldan fazla bir süredir) Mesut Barzani’nin Bağdat’a yaptığı ilk ziyarettir. Aradan geçen süre zarfında Irak’ın üst düzey siyasetçilerinin çoğu defalarca Erbil’e gitmesine rağmen Barzani çeşitli nedenlerle Bağdat’a gitmemiştir. Özellikle 2012 yılında Erbil ile Bağdat arasında siyasi uzlaşmazlıkla başlayan tartışmanın bir süre sonra Maliki ile Barzani arasında kişisel tartışmaya varan bir boyut kazanmasıyla birlikte Barzani’nin Bağdat ziyareti imkânsız hale gelmişti. 2012 yılında en az iki kez Irak merkezi hükümetine bağlı güçler ile KBY’ye bağlı güçler arasında doğrudan çatışma olasılığı doğmuş (Tuzhurmatu/Kerkük hattı ile Musul’daki Zummar’da), buna ilaveten pekçok kez de kuvvet kullanımına ilişkin karşılıklı restleşmeler yaşanmıştır. Barzani, Maliki’yi diktatörlükle suçlamış ve parlamentoda Maliki hükümetini devirme girişimine tam destek vermiş; Maliki ise Barzani’yi Bağdat’taki parlamentoda sorguya çağırtma girişiminde bulunmuştu. 2013’ün ilk ayları dâhil olmak üzere Bağdat ve Erbil arasındaki gerilim doruk noktasına çıkmışken son 3 aydır göreli bir yumuşama yaşanmıştır. Çeşitli görüşmelerden sonra, 29 Nisan 2013 tarihinde KBH Başbakanı Neçirvan Barzani Bağdat’ı ziyaret etmiş ve Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile 7 maddelik yazılı bir anlaşma imzalamıştır. Neçirvan Barzani’nin ziyaretinden sonra 9 Haziran 2013’te Maliki, Bağdat’ı ziyaret etmiş ve Erbil ile Bağdat arasındaki buzların kırılması için önemli bir adım atmıştır. Karşılıklı sıcak mesajların verildiği bu ziyaretten sonra Mesut Barzani’nin Bağdat ziyareti kısmen bir iade-i ziyaret kısmen de Irak dengelerine şahsen geri dönüş olarak nitelenebilir. Bu bağlamda ziyaretin nedenleri ve önemi şöyle sıralanabilir:
 
Nedenler:
 
1. Irak’ta iç dengeler hızla değişmektedir. Son derece kaygan ve kırılgan bir ittifaklar sistemi bulunmaktadır. Hiçbir parti, kitle ya da siyasal oluşum bir diğerini ilelebet dost ya da düşman kabul etmemektedir. Bu nedenle, sürekli diyalog ve esnek ilişki modeli tüm taraflarca uygulanmaktadır. Bu bağlamda herhangi bir parti ya da liderin bir gün suçladığı liderle ertesi gün samimi pozlar vermesi hiç şaşırtıcı olmamalıdır.
 
2. Irak seçim sathı mahalline girmiştir. Seçimlerin ürettiği sonuçlar ya da yaklaşan seçimler Maliki Barzani diyaloğunun en önemli nedenlerinden birisidir. Nuri Maliki’nin 20 Nisan 2013 seçiminde uğradığı göreli başarısızlık onu Kürtlerle olan ilişkilerini gözden geçirmeye itmiştir. Maliki’nin güneyde (Şii Arapların çoğunlukta olduğu vilayetlerde) rakipsiz olmadığını görmesi onu mecburen Kürtlere yönlendirmiştir. Maliki için halihazırda iki önemli faktör vardır: a. Seçime kadar hükümetini sürdürmek b. Seçimden sonra oluşabilecek denge ortamında yeniden başbakan seçilebilmek için Kürtlerin desteğini alabilmek. Geçtiğimiz senenin aksine şu anda Irak parlamentosuna Başbakan Maliki’ye yönelik bir güven oylaması getirilirse büyük bir olasılıkla başarılı olabilecek ve Maliki hükümeti devrilebilecektir. Öte yandan Maliki, Şiiler arasındaki birinci konumunu sürdürse de son seçim sonuçlarının gösterdiği gibi büyük bir olasılıkla 2014’teki seçime Şiiler yine iki ayrı koalisyonla girerse bu sefer Sadr Hareketi ve IİYK’nin oluşturacağı koalisyon Maliki’yi yenecektir. Bu nedenle Maliki’nin tekrar başbakanlığa aday gösterilmesi, ancak Şii koalisyonunun dışında da desteklenmesine bağlıdır. Görüldüğü gibi her iki faktör için de Kürtlerin Maliki’ye desteği şarttır. Bu nedenle Maliki bu desteği sağlayabilmenin altyapısını hazırlamaya çalışmaktadır. Öte yandan, Mesut Barzani de KBY’de çok rahat değildir. 30 Haziran’da çok tartışmalı bir biçimde görev süresi iki yıllığına uzatılmış olsa da muhalefetin ciddi bir tepkisi bulunmaktadır. 21 Eylül 2013’te yapılacak seçimin KBY’de nasıl dinamikler üreteceği belli değildir. Dahası 2014’te Irak’ta yapılacak seçimde de KYB-KDP ittifakı muhtemelen sürmeyecektir. Dolayısıyla KDP’nin Bağdat’ta artık KYB ile değil tek başına hükümet dengelerinin bir parçası olduğu günler söz konusu olabilir. Bunun da ötesinde eğer M. Barzani’nin görev süresi eğer sadece iki yıllığına uzatıldıysa (ki bu tartışmalı yeniden seçilme hakkının tanınmasıyla bu süre 6 seneye kadar çıkabilir), Barzani için sonraki bir sonraki koltuk Irak cumhurbaşkanlığı olacaktır. Bunun için de Bağdat ile ilişkileri farklı bir zemine oturmalıdır.
 
3. Irak’ta merkeziyetçilik-ademi merkeziyetçilik ilişkisi yeni bir döneme girmiştir. Maliki’nin merkeziyetçi politikalarının otoriterlik suçlamasına dönüşmesi ve yerel seçimlerde bu tepkinin sandığa yansıması, Irak’ta 2005-6 yıllarında olduğu gibi tekrar merkeziyetçilik, yerel yönetimlerin iktidarları, petrol gelirlerinin paylaşımı ve tartışmalı bölgelerin statüsü gibi konuların gündeme gelmesine neden olmuştur. Bu çerçevede çıkartılan ve yerel yönetimlere (yani vilayetlere) daha fazla yetki tanıyan yasanın kabulü bir mihenk taşıdır. Fakat bu yasanın federal bölge olmayan vilayetlere tanıdığı yetkiler, Irak’taki merkez çevre (Bağdat-Erbil) ilişkisini de etkilemiştir. Böylece aşağıda kısaca belirtilecek bazı konularda (tartışmalıbölgelerin sınırları, petrol yasası, bütçe, peşmergelerin statüsü…) Bağdat Erbil pazarlığı yeniden gündeme gelmiştir.
 
4. Mesut Barzani ve Iraklı Kürtler için bu gezinin diğer bir önemi ise kendileri için stratejik gördükleri konularda Maliki’yi zayıf yakalamışken istediklerini elde etmektedir. Irak’ta yaygın olan bir siyasi kanaate göre Başbakan Maliki sıkıştığında sözler vermekte, güçlendiğinde ise bunu tutmamaktadır. Bu nedenle Neçirvan Barzani’nin ziyaretindeki aslında Erbil’in Bağdat’tan taleplerini içeren konular bir anlaşma ile somutlaştırılmış, hatta genellikle saklanan bu tür anlaşmalar bu sefer kamuoyunun bilgisine bile açıklanmıştır.
 
Özetle, Kürtler, Maliki’nin verdiği sözleri, o zayıfken yerine getirtmeye çalışmaktadır.
 
Ziyaretin Önemi ve Sonuçları
 
Mesut Barzani’nin ziyaretinin önemi ve sonuçları kısa ve uzun vadede değerlendirilmelidir.
 
Önemi:
 
1. Mesut Barzani, hem iç politikada (KBY’de) hem de Bağdat ile ilişkilerde bir kez daha psikolojik üstünlüğü eline almıştır. Kendisini Bağdat’a sorgulamak üzere çağırtan Maliki’ye önce başbakanını göndermiş, sonra da Maliki’nin önce Erbil’i ziyaret etmesini sağlamıştır. Sonunda da Bağdat’a Irak’ın tüm önde gelen siyasetçileriyle görüşmek üzere gitmiştir. Barzani’nin ziyareti sırasında verilen öğle yemeğinde Mesut Barzani, İbrahim Caferi, Usame Nuceyfi, Ammar El Hekim ve Nuri Maliki’nin bir arada olması son derece semboliktir. Mesut Barzani, Celal Talabani’nin yokluğunda sadece Erbil değil Bağdat’ta da çok önemli bir figür olacağını göstermeye çalışmış ve başarılı olmuştur.
 
2. Maliki, kısa ve uzun vadede başbakanlığı elinde tutmakiçin bir geri adım daha atmıştır. Bu onun diğer siyasilerle ilişkisini uzun vadede etkileyecektir.
 
3. Irak’ta bir süreliğine bile olsa siyasi istikrar dönemine girişmiş olabilir. Tartışılan konuların uygulamaya geçmesi için en az birkaç aylık süre gerekmektedir. Bu süre zarfında beklenmedik bir gelişme olmazsa ırak siyasi krizden kısa süreliğine çıkabilir.
 
4. Ramazan’ın başlamasıyla yükselişe geçmesi beklenen saldırılarda Maliki bir de siyasi krizle uğraşmak zorunda kalmayacaktır.
 
5. Mesut Barzani, KBY’de sorunlar yaşasa da Bağdat’ta Talabani’nin çekilmesiyle birlikte çok kritik bir figür olduğunu göstermiştir. Bu durum KDP’lilerin Barzani’nin görev süresinin uzatılmasında kullandığı olağanüstü geçiş dönemi ve Barzani’nin yerini doldurulamayacağı argümanlarının altını doldurmak açısından önemlidir.
 
Ziyaretin Olası Kısa ve Uzun Vadeli Sonuçları
 
1. Gezinin kısa vadeli en olası sonucu Bağdat’taki siyasi tansiyonun düşmesidir. Buna mukabil, Irak siyasetinin son 10 yılına damgasını vuran İyad Allavi ve Celal Talabani’nin farklı nedenlerle tabloda olmamaları önemlidir. Yavaş yavaş, Barzani’nin yerini Talabani, Allavi’nin yerini de Nuceyfi alabilir.
 
2. Ziyaret Erbil ve Bağdat arasındaki tansiyonu bugün için düşürse bile anlaşma maddelerinin uygulanması yeni krizler üretecektir. Çünkü Maliki’nin aşağıda belirtilecek anlaşma maddelerini yerine getirmesi onun Kürtlerle iyi ilişkilere sahip olmasını sağlasa da Sünni Araplar arasındaki destekçilerini feci şekilde kızdıracak, hatta karşı cepheye geçmelerine neden olacaktır. Kabaca, anlaşma maddelerinin yerine gelmesi, genel bir Kürt-Şii Arap yakınlaşmasını sağlarken, Sünni Arapların yeniden kendilerini sistem dışında hissetmelerine neden olabilir.
 
3. Maliki-Barzani anlaşması uzun vadede Irak’ta yeni ve çözülmesi güç siyasal sorunları ve krizleri üretme potansiyeli taşımaktadır. Anlaşmanın maddeleri hatırlanacak olursa:
 
i. Federal hükümetin bölgede yaşayan mültecilere ve yerlerinden edilmiş inşalara yetecek miktarda bir fon tahsis etmesi için özel bir yasa taslağının (Enfal saldırıları, kimyasal silahlar ve toplu mezarların kurbanları için tazminatı da içerecek şekilde) hazırlanması
ii. Güvenlik işbirliği için bir üst güvenlik komitesi kurması
iii. Tartışmalı bölgelerde Dicle Operasyonlar Merkezi de dahil olmak üzere operasyon güçleri komutanları tarafından yürütülen özel mekanizmalar yoluyla ortak güvenlik idaresinin detayları üzerinde çalışmak üzere taraflar arasında (Bağdat ve erbil) bir komite kurulması
iv. Cumhurbaşkanlığı’nın parlamentoya sunduğu vilayetlerin idari sınırları belirleyecek bir yasa taslağı hazırlamak ve Kabine tarafından sunulan yasanın (Devrim Komutanlık Konseyi kararlarının) iptal edilmesi için ortak faaliyet yürütülmesi
v. Federal ve bölgesel hükümet sınırları içinde yargı, gümrükler, seyahat ve sınır geçişlerine ilişkin sorunların araştırılması için ortak bir komite kurulması
vi. 2013 Federal bütçe Yasası’nın ve eklerinin yeniden değerlendirilmesinin parlamentodan talep edilmesi
vii. Petrol ve gaz yasası ile kaynakların dağıtımına ilişkin yasa taslağı hakkında iki tarafın hemfikir olacağı bir teknik komite oluşturmak
 
Yukarıda belirtilen maddelerin Barzani’nin ziyaretinin ana gündemini oluşturduğu yanına aldığı heyetten de görülmektedir. Bu maddelerden bir kısmı siyaseten önemli psikolojik ve sembolik anlamlar ile uzun vadede kriz çıkmasını engelleyici koşullardır. Örneğin 1. Madde Iraklı Kürtlerin tarihsel hafızasının (seçilmiş travma) en önemli dönüm noktalarından olan Enfal olaylarının tazminatını gündeme getirmektedir. Bu madde maddi olduğundan fazla psikolojik ve sembolik önem taşımaktadır. İkinci ve üçüncü madde ise 2008, 2009 ve 2012’de sıklıkla tekrarlanan siyasal gerginliklerin fiili çatışmaya dönüşmesi olasılığına karşı bir tedbir olarak düşünülmüş gibi görünmektedir. Bütçe yasası uzun süreden beri sıkıntıda olan KBY ekonomisinin sıkıntılarını aşmak için bir fırsattır. Bu çerçevede anlaşmanın en kritik maddeleri 4 ve 7. Maddeleridir. 7. Madde Irak’ta uzun süreden beri çıkartılamayan petrol yasasına işaret etmektedir. Petrol yasasının çıkartılabilmesi, ülkedeki çok önemli bir siyasi anlaşmazlık noktasını ortadan kaldırabileceği gibi şu ana kadar tarafların konuyu ele alışları uzun vadede uzlaşabileceklerine dair bir işaret vermemektedir.
 
Tüm bu maddeler içinde bu nedenle uygulanması halinde en büyük önemi taşıyan 4. Maddedir. Irak Anayasası’nın 140.maddesi çerçevesinde çözülmesi planlanan ancak maddenin uygulanırlık süresinin 2007 yılında sona ermesiyle tam bir çözümsüzlüğe sürüklenen tartışmalı bölgeler meselesi bu anlaşmayla birlikte yeni bir yöne doğru gitmektedir. Anlaşma maddesinde geçen ifade Cumhurbaşkanı’nın (yani Celal Talabani’nin) 2011 sonlarında gündeme gelen 2012 başında parlamentoya sunduğu bir teklifi baz almaktadır. Buna göre bir belirsizlik vardır. Talabani’nin sunduğu yasada eski rejim tarafından siyasi amaçlarla yapılan tüm adil olmayan değişikliklerden bahsetmektedir. Konu bu çerçeveden değerlendirildiğinde 1968 yılından sonra sınırları değiştirilen vilayetlerin sınırlarının yeniden değişmesi gündeme gelmektedir. Yani Duhok ve Selahaddin vilayetlerinin olmadığı, Kerkük, Musul ve Bağdat’ın sınırlarının çok büyük olduğu bir vilayete işaret etmektedir. Eğer öngörülen buysa o zaman demografik ve siyasi şartlar göz önüne alındığında Musul ve Kerkük vilayetleri Kürtlerin etki alanına genişletilmiş Bağdat ise Şii Arapların etki alanına girecektir. Eğer sadece Devrim Komutanlık Konseyi kararı olması değil de adil olmaması şartı da dikkate alınacak olursa o zaman Çemcamal ve Kalar’ın Süleymaniye’den, Tuzhurmatu’nun Kerkük’ten Kıfri’nin de Diyalada’dan alınarak sınırları büyütülmüş bir Kerkük; Duhok’tan alınan Musul’a verilen Akre de dahil olmak üzere sınırları değişen Musul, Bağdat ile olası birleşmesi halinde Sünni Arap çoğunluğunu kaybedecek olan Selahattin gibi vilayetlerde çok ciddi bir değişim yaşanabilir. (Bu değişikliklere Diyala bağlamında Hanekin ve kuzeyi, Necef ve Musanna gibi vilayetleri de eklemek lazım) Özetle, sınırların yeniden değişimi sadece KBY’nin yetki sahasının belirlenmesi açısından değil Irak’ta hangi bölgelerin federal bölge ilan edileceği açısından da önemlidir. Kısacası (bu konu çok ayrıntılı olduğundan başka bir yazıda detayları tartışılacaktır) Maliki ile Barzani anlaşması uzun vadeli stratejik sonuçları açısından Irak’ta vilayetlerin sınırlarının yeniden çizilmesiyle sonuçlanabilir. Bu normal şartlarda bir ülkede idari teşkilatlanma sorunu olsa da Irak’ın şartları dikkate alındığında petrolün paylaşımı, demografik dengeler, siyasi şiddet ve federal bölgelerin ilan gibi çok temel konuları içermektedir. Bu nedenle geçtiğimiz günlerde çıkartılan vilayetlere daha fazla yetki tanıyan yasayla çok yakından bağlantılıdır. Ancak unutulmaması gereken en önemli nokta, Irak’ta daha önce de benzeri gündemler oluştuğu fakat siyasi krizler nedeniyle rafa kalktığıdır. Dolayısıyla, bu ziyaret yukarıdaki anlaşma maddeleri gerçeğe dönüşmediği üreteceği somut sonuç sayısı azdır. Ancak, yine de ziyaretin Irak’taki genel siyasi dengeleri resmetmesi açısından önemi göz ardı edilmemelidir.