Analiz

Suriye’de Güvenli Bölge Tartışmaları: Türkiye Açısından Riskler, Fırsatlar ve Senaryolar

Suriye’de 15 Mart 2011 tarihinde başlayan halk ayaklanmasında bugüne kadar 9000’in üzerinde sivil hayatını kaybetmiştir. Kayıp ve akıbeti bilinmeyen insanların sayısı ise daha fazladır. Birinci yılın sonunda ortaya çıkan gerçek Suriye’de iktidar mücadelesinin tam bir bilek güreşine dönüştüğü ve hem rejim hem de muhalefetin pozisyonlarından geri dönmesinin çok zor olduğudur. Mücadele, rejim değişene ya da muhalefet bastırılana kadar devam edecek gözükmektedir.
 
Mevcut durumda Suriye ordusu ile Suriye askeri muhalefeti arasında güç dağılımı açısından rejim lehine bir dengesizlik söz konusudur. Bu da Suriye askeri muhalefetinin ülkede kontrolü ele geçirdiği bölgelerde kalıcı olmasını engellemektedir. Direnişin merkezine dönüşen Humus yakın zaman önce Suriye ordusunun askeri operasyonu ile rejimin kontrolüne geçmişti. Stratejik öneme sahip Humus’un ardından Suriye ordusu bir diğer ayaklanma merkezi olan Idlib vilayetine yönelmiştir. Türkiye sınırında yer alan Idlib’e düzenlenen askeri operasyonlar neticesinde çok sayıda Suriyeli Hatay’a göç etmeye başlamış ve Hatay’daki Suriyeli misafir sayısı 24.000’i geçmiştir. Göçlerin artması önlem alınması yönünde bir tartışma başlatmıştır. Bu tartışmaları alevlendiren Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun “güvenli bölge konusunun masada olduğu” yönündeki açıklamaları olmuştur. Buna göre Türkiye – Suriye sınır bölgesinde, Suriye toprakları içinde bir güvenli bölge oluşturularak göç dalgası sınırın öte tarafına karşılanacaktır.