Suriye Muhalefetinin Antalya Toplantısından Gözlemler-1

Doç. Dr. Veysel AYHAN, ORSAM Ortadoğu Danışmanı / Oytun ORHAN, ORSAM Ortadoğu Uzmanı
(ANTALYA) - Suriye Devlet Başkanı Esad’ın genel af ilan ettiği gün Suriye muhalifleri de rejimin değiştirilmesi konusunda işbirliği yapmak için 1 Haziran 2011'de Antalya'da toplantı halindeydi. “Değişim İçin Suriye Konferansı”na Sünni Arap aşiretlerinden Alevilere, Kürtlerden, Hıristiyanlara, sürgünde doğan muhalif gençlere ve kadın aktivistlere kadar oldukça geniş bir katılımın olması dikkat çekmiştir. Antalya Falez Otel'de düzenlenen toplantıya katılan grupların önemli bir kısmını sürgündeki muhalif lider ve partiler oluşturmasına karşın aynı zamanda doğrudan Der’a’dan, Humus’tan, Deir Zor’dan Arap aşiretleri ve din adamları, Suriye’nin değişik bölgesinden Alevi Araplar, Hıristiyan liderler ve Kürt partileri de destek vermiştir. Toplantıya katılan muhaliflerin sayısı hakkında net bir bilgi olmamasına karşın ilk gün doğrudan kayıt yapanların sayısı 500’ü bulmuş ve bu sayının yeni katılımcılarla birlikte kısa sürede 700 kişiyi bulacağı düşünülmüştür. Dolayısıyla Suriye’de gösterilerin başlamasından sonra muhaliflerin ilk kez bir araya geldiği ve rejimin değişmesi için işbirliğine gittiği görülmektedir.   Suriye İçin Değişim Toplantısına Katılan Gruplar ve Temel Hedefleri   Toplantının başında muhaliflerin doğrudan özgürlük sloganı eşliğinde Suriye bayrağı açarak birlik mesajları vermesi Antalya’ya gelen muhaliflerin beklentilerini de özetlemektedir. Diğer bir deyişle çeşitli grup ve görüşleri temsilen toplantıya katılan muhaliflerin ortak noktası ve hedefi Suriye’deki değişim taleplerini bir kez daha dile getirmek ve söz konusu muhalif örgütler ve liderler arasında ortak bir mutabakat ve koordinasyon oluşturmaktır. Muhalifler arasında Suriye Komünist Partisinden temsilciler olduğu gibi Müslüman Kardeşlerden de temsilcilerin olması Suriye’li muhaliflerin farklı kesimlerden oluştuğunu bir kez daha göstermektedir. Nitekim, toplantı öncesi kendi aralarında nasıl bir strateji izleyeceklerine dair yaptıkları küçük toplantılardan elde ettiğimiz izlenime göre her kesim kendi aralarındaki anlaşmazlıkları bir yana bırakıp, ortak taleplerini yazılı bir hale getirmeye çalışmaktadır.   Toplantının başında görüştüğümüz muhalif liderlerin altını çizdiği temel olgu " Suriye’deki tüm etnik, mezhepsel ve siyasi eğilimlerinin içerisinde yer aldığı bir Suriye Konferansı düzenleme kararını” daha önceleri aldıklarını ve Antalya toplantısının bu yönde atılmış bir adım olduğunu ifade etmişlerdir. Konferansta öne çıkan temel vurgu ise “Suriye vatandaşlığı” temelinde tüm Suriyeli muhalifleri bir araya getirmek ve böylelikle hem rejime hem de Suriye içinde gösterilerini sürdüren muhalif gruplara açık bir mesaj vermektir. Suriye rejiminin muhalifleri kendi içerisinde parçalama girişimlerine karşı muhaliflerin birlik mesajı vermesi ve kendi aralarındaki anlaşmazlıkları Konferans esnasında dile getirmeme kararı almaları önemlidir. Ayrıca Aşiret liderlerinin de sürece destek vermek için Suriye’den Antalya’ya gelmiş olmaları da Esad rejiminin içeride uyguladığı tüm baskılara rağmen muhaliflerin yılmayacağını göstermektedir.   Konferansın en önemli özelliği tüm muhalif örgütleri olmasa da önemli bir kısmını bir araya getirmiş olmasıdır. Görüştüğümüz aşiret liderlerinin bir kısmı doğrudan Der’a’dan katılırken diğerleri de Deir ez-Zor başta olmak üzere çeşitli Suriye kentlerinden katıldıklarını ifade etmişlerdir. Toplantıya en önemli katılımı yapanların başında ise Şam Deklarasyonu lideri olarak bilinen Dr. Abdul Rezzak Eid, eski Parlamenter Mamun Homsi, Suriyeli entelektüel Sadık Jala Azm, Suriye Politik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Şakir Rezvan Ziyade ve Müslüman Kardeşler örgütü temsilcileri olmuştur. Bunların dışından Ürdün, Mısır ve Körfez ülkelerinden yaşayan Suriye kökenli muhalif gençlik örgütleri, Amerika’da yaşayan Avukat Yaser Tabbara gibi hiçbir örgüt veya toplulukla ilişki olmayan sivil aktivistler de toplantıya katılan örgütler olmuştur.    Kürtler adına Konferans’a katılan parti ve oluşumlar ise oldukça farklılık göstermektedir. Kürt partilerin önemli bir kısmı Türkiye’nin Kürt politikasından duydukları rahatsızlığı dile getirip, konferansa katılmazken, konferansı düzenleyen kesimler ise yalnızca beş Kürt partisi ve sürgünde yaşayan bazı bağımsız muhalifleri davet ettiklerini açıklamışlardır. 12 Kürt partisinden oluşan Suriye’deki Ulusal Kürt Hareketi liderleri Asharq al-Awsat yayınladıkları bir bildiride toplantının Türkiye’de gerçekleşmesinden dolayı boykot ettiklerini açıklamışlardı. Toplantıya davet edilen Suriye Kürdistan Demokrat Partisi, Solcu Kürt Partisi, Azadi Partisi, Gelecek Partisi ve Demokratik İlerlemeci Partisinden bazıları toplantıya doğrudan katılmazken Gelecek Partisi lideri de bireysel olarak toplantıya katıldığını açıklamıştır. Buna karşın hiçbir partiye doğrudan mensup olmayan bir çok Kürt muhalifin yanı sıra 2004 yılında tutuklandıktan sonra işkence ile öldürülen İslam Merkezi Başkanı Şeyh  Muhammed Maşûk el- Haznevi'nin oğlu da Antalya’ya gelerek toplantıya destek verdiklerini göstermiştir.   Diğer yandan konferansa katılan değişik kesimden kişilerle yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz izlenimlere göre muhalifler konferans esnasında şu konular üzerinde yoğun tartışmalarda bulunacaklardır: Ulusal ve uluslararası kamuoyuna Suriye’deki barışçıl gösterilere açık destek verdiklerini açıklamak; Muhalifler arasında koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma kurmak için Libya benzeri bir Geçici Ulusal Konseyi kurmak. Muhalifler böylelikle, Konseyin kendilerini temsilen uluslararası alanda rejime yönelik örgütlü ve etkili bir muhalefet yürüterek Esad rejimi üzerindeki uluslararası baskının artırılmasına katkı sağlayacak. Özgür, şeffaf ve adil seçimlerin gerçekleştirilmesi isteği ortaya konacak ve serbest seçimleri, Parlamentonun egemenlik yetkilerini ele almasını öngörmeyen her türlü kısmı reform sözleri doğrudan reddedilecek. Ayrıca, Suriye vatandaşlığı temelinde her kesin eşit haklara sahip olduğu yeni bir Anayasa taslağının hazırlanması konusunda ortak bir komite kurulacak. Askeri müdahale dışından uluslararası kamuoyunun Suriye’deki devrim sürecine her türlü katkıyı sağlaması için de birlikte hareket etme kararı alınacak.   Sonuç olarak yukarıda özetlenen konular üzerinde bugün ve yarın yürütülecek görüşmelerden ciddi kararlar çıkması beklenmektedir. Tüm bunların hiç şüphesiz Suriye rejimi ve muhalefeti üzerinde de oldukça önemli bir etkisi olacaktır.


NOT: Bu gözlemler ORSAM Danışmanı Doç.Dr. Veysel Ayhan ve ORSAM Uzmanı Oytun Orhan'ın Antalya'da bizzat katılmakta oldukları toplantıdan aktarılmıştır.