Bakış

Suriye Rejiminin Zor Yılı: Gösteriler, Yaptırım Süreci ve Mahluf Krizi Perspektifinde Son Gelişmeleri Anlamak

17 Temmuz 2000 tarihinde babası Hafız Esad’ın vefatı sonrasında iktidara gelen Beşar Esad, 2011 yılından beri ülkenin içinde bulunduğu iç savaş durumu nedeniyle ortaya çıkan meşruiyet tartışmalarına rağmen iktidarının yirminci senesini geride bırakmıştır. Beşar Esad’ın iktidara gelişinin ardından çalkantılı süreçlere tanık olan rejim, 2011 sonrasında yaşanan iç savaş sürecinin henüz tamamlanmamış olması, çatışma sürecinde aktif bazı aktörlerin ülkedeki çıkar temelli mevcudiyetlerini korumaları gibi meseleler nedeniyle yeni sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. İç savaş her ne kadar şiddetini kaybetse de Suriye Savaşı’nın ekonomik maliyeti oldukça sarsıcıdır. Dünya Bankası tarafından Temmuz 2017’de yayınlanan, savaşın ekonomik ve toplumsal sonuçlarını mercek altına alan raporda gayrisafi yurt içi hasıladaki kaybın 226 milyar dolar olduğu belirtilmiştir. Rapora göre ülkedeki konut stokunun %27’si zarar görmüş ve %7’si yok edilmiştir. Gıda fiyatlarının da artışı anlamına gelen bu gelişmeler halkın alım gücünün ciddi oranda daralmasına sebep olmaktadır. Mevcut durumda nüfusun yaklaşık %80’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığı Suriye’de, Dünya Gıda Programı›na göre 9,3 milyon Suriyelinin gıda güvenliği bulunmamaktadır. Ekonominin gelmiş olduğu bu nokta bugün Suriye’de halk sağlığının güvence altına alınması konusunda yaşanan krizleri, işsizlik ve gıda yardımına bağımlılık gibi yeni sorunları beraberinde getirmiştir.

Son dönemlerde Suriye’de dokuz yıldır farklı yoğunluklarla devam eden iç savaş sürecinin çatışmaların azaldığı bir sürece doğru evrildiği görülmektedir. Ülkedeki çatışmaların azalması ülkede yaşamını devam ettiren 18 milyon civarındaki nüfusun normalleşme sürecinin başlamasına dair beklenti ve taleplerinde bir artış durumunu ortaya çıkarmıştır. Bu beklentilerle birlikte rejim; 2020 yılında ekonomik gidişatın gittikçe kötüye gitmesine tepki olarak ortaya çıkan gösteriler, Sezar Yasası kapsamında ABD tarafından 17 Haziran 2020 itibarı ile uygulanan yaptırımlar ve Suriye ekonomisini ayakta tutan önemli bir isim olan Rami Mahluf ile alakalı yaşanan gelişmeler nedeniyle yeni meydan okumalarla karşı karşıyadır. Tüm uluslararası aktörler tarafından farklı yoğunluklarla da olsa takip edilen bu yeni gelişmeler; rejimin içinde bulunduğu parçalanmış ekonomi ve çalkantılardan, kısa ve uzun vadede kazanç sağlayan Rusya ve İran tarafından bilhassa takip edilmektedir. Çalışmada öncelikli olarak yukarıda bahsi geçen son gelişmeler Esad rejiminin yönetim gücüne olan etkileri açısından değerlendirilecektir. Sonrasında ise rejimin ayakta kalması için destek veren ve halk tarafından gerçekleştirilen protestolarda eleştirilere maruz kalan Rusya ve İran tarafından bu eleştirilerin ne şekilde değerlendirildiği ele alınacaktır.