Türkiye'deki Başarısız Askeri Darbe'ye Karşı Irak'ın Tutumu

15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye’de yapılan askeri darbe girişimine karşı Irak’tan gelen tepkiler ve tutumlar çok şaşırtıcı değil. 16 Temmuz’da Irak hükümetinin resmi açıklamasında şöyle denildi: Irak, tüm ülkelerin devlet kurumlarına saygı duyar. Irak, Türkiye’yle iyi komşuluk ve iyi ilişkiler temellerine dayanarak, Türkiye’nin içişlerine karışmamaktadır”. Fakat Irak’taki siyasi güçler ve diğer oluşumlar Türkiye’de darbe gecesini değerlendirmekte tamamen farklı ve çelişkili ifadeler kullanılmıştır. Tabii ki bu çelişkili tutumlar Irak’ta yaşanan gerginlik ve siyasi farklılıklarındandolayı ortaya çıkmıştır. Irak’taki siyasioluşumların bölgesel konulara ve Irak’a komşu ülkelere karşı tutumları ve görüşleri birbirinden tamamen farklıdır. Irak’ın Türkiye’deki darbe girişimine karşı tutumunuüç bölüme ayırabiliriz: Birincisi Irak hükümetin resmi tutumu, ikincisi Irak’taki siyasi güçlerin tutumu ve üçüncüsütoplumun tutumu.

Irak hükümetin resmi tutumu gelince, 16 Temmuz Cumartesi, yani askeri darbe girişiminin ikinci gününde, Türkiye’deki darbe girişimi ile ilgili olarakBakanlar Seviyesinde Ulusal Güvenlik Konseyi, Haydar El-İbadibaşkanlığında acil bir toplantı gerçekleştirmiştir. Toplantı sonrası Haydar el İbadi’ninbasın ofisinden yapılan açıklamada konsey,“Bütün ülkelerin devlet kurumlarına saygı duyulmasını, bu kapsamda Türkiye ve Türkiye vatandaşlarının hakları ve milli iradelerine de saygı duyulması gerektiğini”vurgulamıştır.

Aynızamanda, gerçekleştirilen toplantı esnasında Konsey: “Irak, her ülkenin devlet kurumlarına saygı duyar. Irak, Türkiye ile iyi komşuluk ve iyi ilişkiler temellerine dayanarak Türkiye’nin iç işlerine karışmaz”şeklinde açıklama yapmıştır.Bakanlar Seviyesinde Ulusal Güvenlik Konseyi, ayrıca “Türkiye’de istikrarın olmasını temenni ettiğinive Türk halkı arasında kan dökülmesini istemediğini” eklemiştir.Irak Dışişleri BakanlığıTürkiye’deki askeri darbe girişimini şöyle değerlendirmiştir: “Konu Türkiye’nin bir iç meseledir, vatandaşların güvenliği önemlidir ve Türkiye’de demokrasiye saygı duyulması ve devlet kurumlarının uluslararası toplumla ve komşu ülkelerle ilişkilerini koruması gerekmektedir.” Başbakan Haydar El-İbadi’nin ofisinden ve Dışişlerinden gelen açıklamaya dikkatle bakarsak, bu açıklamalarda birgenelleme olduğu ve açık tutum belirtmekten uzak durulduğu açıkça görülmektedir. Irak hükümetine bağlı olan El-Irakiyetelevizyon kanalının Türkiye’de askeri darbe girişimiyle ilgili yalan haberler yayınlaması ve Irak hükümetinin bu haberlere göz yumması sebebiyle Irak hükümeti,  eleştirilere maruz kalmıştır.

El-Irakiye kanalı askeri darbe hakkında yalan ve abartılı haberler yayınlayarak, darbe olayının gerçekleşmesini sıcak karışlamıştır. Ancak Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masumtutumunu açık bir şekilde, şu sözlerle ifade etmiştir: “Irak'ın, komşu ülke Türkiye'nin bu krizi aşacağı yönündeki ümitleri çok yüksektir. Türkiye’nin içerisinde olduğu olağanüstü durumu atlatabileceğine inanıyorum.” Öte yandan Irak yönetimindenen açık resmi açıklama,Irak ParlamentoBaşkanı Selim El-Cuburi’den gelmiştir: Cuburi, açıklamasında “Irak Meclisinin, darbecilerin saldırısına uğrayan Türkiye Büyük Millet Meclisi “TBMM” ile tam dayanışma içinde olduğunu, Türk siyasi partilerinin darbe girişimi karşısında ortak duruş sergilemesinin Irak siyaseti için ilham kaynağı olduğunu ve demokrasi sisteminin korunması ve Türkiye’de tümtarafların siyasi sürece saygı duyması gerektiğini” belirtmiş vedemokrasinin her ülkenin istikrarı için “emniyet sübabı”olduğunu kaydetmiştir.

Sonuç olarak, Irak’ta darbe girişimi için yapılan üç başkanlığın(cumhurbaşkanı, başbakan, parlamento başkanı) resmi açıklamaları, dengeli ve kabul edilebilirbirer tutumdur. Bu arada, Irak’ta her başkanlığın, mezhepsel kota sistemi içerisinde farklıbir oluşuma mensup olduğunu açıkça söylemek mümkündür. Irak’ı mezhepsel kota sistemi rejimiyönetiyor ve budurum her başkanlığın tutumu ve görüşünün başkasından farklı olmasının nedenidir; Aynızamanda, başkanlıkların tutumu mezhepsel baskılardan da çok etkilenmektedir.Irak’takisiyasiakımlar, güçler ve partilerin televizyon kanallarında haber ve yorum şeklinde ya da sosyal medya hesaplarında darbeyle ilgili tutumlarına bakarsak, çok farklı ve çelişkili tutumlar görebilmekteyiz. Bazı tutuların hızlı ve dengesiz ve çok duygusal olduğunu ve sanki siyasi tutumlardan uzak olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin,eskiden Nuri El- Maliki'nin Kanun Devleti Partisi’ne üye olan, daha sonra bağımsız bir kitle oluşturanmilletvekili HananEl-Fatlavi, darbe girişimini en başından hoş karşılamış, özellikle Facebook’tabirmilletvekiline hiçbir şekilde yakışmayan açıklamalarda bulunmuştur. Karşı tarafta bazı Irak siyasilerden başarısız darbe girişimi ile ilgili akıllı ve makulsözler de gelmiştir.

Türkmen milletvekilli Casım Muhammed Cafer Beyatlı Irak Dışişleri Bakanlığı’nınaçıklamasını eleştirerek,şunları ifadeetmiştir:“Türkiye’deki başarısız darbe girişimi, ülkedeki meşru hükümeti yıkmagirişimidir ve Irak’ın Türkiye’deki darbe girişimi karşındaki tutumu uygun değildir”.Bayatlı,açıklamasınındevamında,“Irak’ın Türkiye’deki darbe girişimi karşındaki tutumu zayıftır ve uygun değildir.Türkiye’de meşru ve seçilmiş hükümetin yanında durmak yerine, darbecilereve seçilmiş hükümete aynı gözle bakmış ve darbeninbir iç mesele olduğunu vurgulamıştır. Bu darbe girişimi meşruiyete ve demokrasiye tehdittir, seçime katılan vatandaşlara kötü mesaj mahiyetindedir”demiştir. Bilinmesi gerekir ki Bayatlı eski başbakan Maliki’nin partisinin üyesidir ve aynı zamanda Türkiye CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan’ın politikalarına karşı olmakla tanınmaktadır.

Genel olarak Irak siyasi güçlerinin darbe girişimine karşı tutumlarına bakarsak, Türkmen milletvekilleri başta olmak üzere Irak koalisyon güçleri (Sünni milletvekilleri) açık bir şekildedarbe girişimine karşı gelmiştiler. İkinci aşamada, Kürdistan Demokratik Partisi(KDP) Kürt milletvekilleri kabul edilebilirbir şekilde darbe girişimine karşı gelmiştir. Daha sonra Şii milletvekilleri zayıf bir şekilde, en zayıf ve çok az açık bir şekildeKürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) veDeğişim Hareketi (Goran), darbe girişimine karşı bir tutum sergilemiştir.

Irak toplumunun sosyal medyada darbe girişimine karşı tutumunu ele aldığımız zaman, ne yazık ki ortayaacı ve hayal kırıklığına neden olanbir sosyal ve kültürel gerçek çıkmaktadır. Darbe girişimininilk saatlerinde sosyal medyada Irak vatandaşları arasında darbe girişimine karşı çıkanlar ve darbe yapılacağını kabul edenler arasında bir savaş başlamıştır. Enacı olan şey, darbeye karşı çıkanlar ve darbe yapılacağını kabul edenlerin tutumlarınınmantıklı ve kabul edilebilirbirgörüşe dayanmamasıdır ve aynı zamanda bu görüşler, darbenin başarılı ya da başarısız olması durumunda Irak’ın çıkarlarını göz önünde bulundurmamalarıdır.

Arz edilen bu görüşler, Irak toplumunda 2003’ten beri gelişmiş olaylar ve siyasi mezhepçiliğin yaratmış olduğu tepkiler ve duygusal görüşler içeren bir tutumu yansıtmaktadır. Irak toplumundan, sosyal medyada darbe girişimi için gelen olumlu ya da olumsuz tutumlar, Irak’ın çıkarlarınıdeğil, kendi siyasi partileri ve mezheplerinin çıkarlarını ortaya koyan tutumlardır. Darbe girişimi ile ilgili olarak Irak’taki tutum ne olursa olsun, Iraklıların önemli bir gerçeği bilmeleri gerekir:Eğer Türkiye’deki darbe girişimi başarılı olsa idi,buIrak için dört ana stratejik tehlikeyi beraberinde getirecekti.

 Birinci tehlike:Eğer darbe başarılsaydı bölgedeki terör örgütlerine büyük bir destek vermiş olacaktı; çünkü terör örgütleri hedeflerine ulaşmak için silahlı eylem yöntemini benimsemekte ve bölgedekitüm demokrasi uygulamalarını hayali ve gerçek dışı olarakgörmektedirler. Onlar, bölge halkının sadece silahlı eylem kullanarak kendi haklarını geri alabileceklerine inanıyorlar. İkinci tehlike, eğer darbe gerçekleşseydi, bu muhtemelenIrak SilahlıKuvvetleri’nin Irak yönetimini ele geçirmesi için iştahını açabilirdi..Özellikleşu anda, Irak’ta hükümete bağlı kuvvetler, silahlı milisler ve partilerin silahlı grupları birbirine karışmış durumdadır. Irak Silahlı Kuvvetleri’nin üzerindeki siyasi baskılar açıkça görülmektedir.

 Üçüncü tehlike, eğer Türkiye’de darbe gerçekleşseydi Türkiye’de uzun bir dönem güvenlik, ekonomi, sosyal ve siyasi istikrarsızlık gerçekleşirdi.Bölgenin tarihine baktığımız zaman, bir ülke sıkıntı ya da düzensizlik yaşadığı zaman, bu durum komşu ülkeleride olumsuz etkiler ve sorunlar yaratabilir. Irak’ın şu andaki sorunları başından aşmıştır. Dördüncü tehlike, Türkiye’de darbe gerçekleşseydi, muhtemel ülkedegüvenlik, ekonomi ve siyasi düzensizlikler meydana gelir ve Türkiye’de yaşayan “ 600,000”Iraklıgöçmen Türkiye’yi terketmekzorunda kalırdı. Bu kadar çok sayıda göçmeninTürkiye’den Irak’a dönmesi, Irak hükümetinizora sokar ve üzerinde birbaskı yaratırdı;çünkü Irak’taki kurumlarınbu kadar göçmeninihtiyaçlarını gidermesive onlara hizmet sunması çok zor olurdu.

Dolayısıyla her Irak vatandaşın Türkiye’deki başarısız darbe girişimi hakkında tutumunu belirtmeden önce iyice düşünmesi gerekir ve “bu darbe gerçekleşseydi Irak’ın çıkarına mı zararına mı olurdu?” sorusuna cevap vermek durumundadır. Irak vatandaşlarının, Türkiye–Irak çağdaş ilişkilerini geçmişe bakarak insaflı değerlendirmeleri gerekir ve AKParti döneminde Türkiye’nin değer hükümetlerine göre, Irak’a karşı olumlu pozisyonlar ve işbirliği alanlarına bakarak,tutumlarını ortaya koymaları gerekir. Türkiye–Irak arasındaki küçük sorunlara önem vermemeleri gerekir, çünkü bu sorunlar, eğer iki ülke arasındaki bu sorunları çözmek için gerçek bir irade bulunursa,uluslararası ve bölgesel etkenleri uzak tutuğumuz zaman, kolayca çözülebilir.