Analiz

Türkiye-Lübnan İlişkileri: Lübnanlı Dinsel ve Mezhepsel Grupların Türkiye Algılaması

Türkiye-Lübnan ilişkileri 2005 sonrası dönemde hızlı bir şekilde gelişmiş ve bu durum toplumlar arasındaki ilişkilere de yansımıştır. Genel olarak Lübnanlı grupların Türkiye algılamasını belirtmek gerekirse, Türkiye’yi ekonomik, askeri ve siyasal olarak bölgenin en önemli aktörlerinden biri olarak görmektedirler. İran ve İsrail’den farklı olarak Türkiye’nin Lübnan’daki iç sorunlar karşısında tarafsız bir dış politika yürüttüğüne yönelik güçlü bir inanç oluşmuştur. Lübnanlı Hıristiyan ve Müslüman grupların Türkiye’nin tarafsızlığına güçlü bir vurgu yapması dikkat çekicidir. Sünni seçkinlerden bir kısmı Türkiye’nin büyük bir Müslüman ülke olarak, Lübnanlı Müslüman gruplar arasında yaşanan sorunların çözümüne yardımcı olabilecek yeteneğe ve tarihi birikime sahip olduğunu belirtmektedir. Lübnanlı grupların önemli bir kısmı Türkiye’deki mezhepsel olmayan hukuki ve siyasal sistemi, Lübnan’da yaşanan mezhepçi anlayışa alternatif olarak görmektedirler. Hizbullah’ın kalesi sayılan Sur’daki İslam Üniversitesi’nde ders veren akademisyenler bile Lübnan’ın mezhepçi politik yapısının ülkeyi derin krizlere sürüklediğini belirtmiş ve bu çerçevede Türkiye’nin demokrasi yolunda kat ettiği başarıları takdir ve hayranlıkla izlediklerini ifade etmiştir. Marunî kesimin temsilcilerinden ve eski Cumhurbaşkanı Emin Cemayel de Lübnan’daki mezhepçi siyasal yapıdan kaynaklanan sorunların Türkiye modeli ile aşılabileceğini dile getirmiştir. Diğer Lübnanlı toplum liderleri de Türkiye’nin Lübnan krizinde oynadığı barışçıl çözüm çabalarını iki ülke halkları arasında yeni başlangıç olarak görmektedirler. Sonuç olarak Türkiye-Lübnan ilişkilerinin toplumsal düzeyde her geçen gün daha güçlü bir şekilde gelişeceği kuvvetle muhtemeldir.