Bafel Talabani’nin Terör Örgütü PKK/YPG’yi Ziyareti

Irak’taki Kürtlerin önde gelen iki temsilcisinden biri olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Bafel Talabani, Suriye’nin kuzeyine bir ziyaret gerçekleştirmiş ve terör örgütü YPG/PKK'nın elebaşlarından “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile bir araya gelmiştir. Şahin ile Bafel Talabani’nin görüşmesine ilişkin Bafel Talabani’nin sosyal medya hesaplarından açıklama yapılmış ve fotoğraflar paylaşılmıştır. Ancak görüşmenin ne zaman ve hangi şehirde gerçekleştirildiği belirtilmemiştir.

Gerçekleştirilen görüşmeye Uluslararası Koalisyon Güçleri Genel Komutanı General Matthew McFarlane de katılmıştır. Görüşmeye ayrıca, KYB Terörle Mücadele Genel Müdürü Vahab Halepçe’nin de katıldığı ve “Rojava”daki siyasi durum ile Kürt sorununa ilişkin siyasi gelişmelerin ele alındığı kaydedilmiştir.

Görüşmenin başında Mazlum Abdi’nin Bafel Talabani’nin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiği, kendilerine verdikleri desteği unutmayacaklarını belirttiği ve “Kürt sorununun çözümü için her türlü çabayı gösteriyoruz” dediği kaydedilmiştir. Bafel Talabani’nin de KYB'nin sorunları barışçıl bir şekilde çözme konusundaki kararlılığını yinelediği ve diyaloğun temel alınması için her türlü çabayı göstereceklerini vurguladığı belirtilmiştir. Talabani’nin görüşmede, “Rojava ile ilişkilerimiz elbette devam edecek ve daha da gelişecektir. KYB kendisini tüm Kürtlerin hizmetkârı olarak görmektedir. Kürt olmak bizim gururumuzdur ve bekamız birlik olmamıza bağlıdır” dediği bildirilmiştir.

Bafel Talabani, Şahin ile görüşmesinin ardından PYD eş başkanları Asya Abdullah, Salih Müslim ve PYD Eş Başkanlık Komitesi üyesi Foza Yusif ile de bir araya gelmiştir. PYD’nin resmî sitesinde, Talabani’nin Rojava’ya yaptığı bu ilk ziyaret esnasında bölgesel istikrar ve barış konularının ele alındığı, Kürt taraflar arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine işaret edildiği ve ziyaretin “hassas bir siyasi sürece” denk geldiği ileri sürülmektedir.

Lahur Cengi’nin eş başkanlıktan ve partiden ihracı sonrası KYB’de tek lider hâline gelen Bafel Talabani, Süleymaniye merkezli tabanında gücünü pekiştirme ihtiyacı duymuştur. Bu açıdan bakıldığında Lahur Cengi’nin tekrar KYB’ye dönmesi veyahut yeni bir parti kurup karşısına çıkması gibi ihtimaller Bafel Talabani’y’i siyaseten bu şekilde davranmaya itmiş olabilirdi. Bafel Talabani’nin Suriye’nin kuzeyine yaptığı ziyaret, Lahur Cengi’nin dış temaslarını da devraldığına ve bundan böyle bu temasları kendisinin yürüteceğine dair ortaya koyduğu bir mesaj olarak okunabilir. Öyle ki Lahur Cengi, KYB’deki görevleri sırasında YPG/PKK'nın elebaşlarından Ferhat Abdi Şahin ile temasları yürüten isim olarak bilinmekteydi. Suriye’nin kuzeyine ziyaretlerde bulunan Lahur Cengi, başta Şahin olmak üzere YPG/PKK unsurlarının Irak’taki siyasi aktörlerle görüşmelerini sağlayan isim olmuştur. 2020’de Şahin Cilo ile Lahur Cengi’nin Irak’ta birlikte bazı temaslarda bulunduklarına hatta Şahin Cilo’nun, Berham Salih ile görüşmesine Lahur Cengi’nin aracılık ettiğine dair haberler de basında yer almıştır. Hatta Lahur Cengi, “Rojava” ile ilgilenmesi gerektiğini bizzat Amerikalı yetkililerin istediğini söylemiştir. Bu açıdan bakıldığında KYB Eş Başkanı ve Süleymaniye’de hem istihbarat sorumlusu hem ABD tarafından eğitilen Terörle Mücadele Grubu’nun başkanı olarak görev yapmış olan Lahur Cengi ABD’nin Suriye kanadıyla ilişkileri idare etmesi için yetkilendirdiği önemli aktörlerden biri olmuştur. Bu görevi ABD’nin yeni isim olarak Bafel Talabani’ye verip vermediği kuşkuludur ancak ne olursa olsun Bafel Talabani’nin Suriye ziyareti, Lahur Cengi’nin bu rolünü kendi üzerine almak istediğini göstermesi bakımından önemlidir.

Diğer yandan ziyaretin zamanlaması ve bunun PYD açıklamasında özellikle vurgulanması da dikkat çeken ayrıntılardan biridir. PYD, Bafel Talabani’nin ziyaretine ilişkin açıklamasında ziyaretin “hassas bir siyasi sürece denk geldiğini” vurgulamıştır. Bu açıklamayla Türkiye’nin Suriye’ye yönelik olası bir askerî harekâtının kastedildiği; hatta Irak’ta Türkiye’nin devam eden operasyonlarına da bir gönderme yapıldığı düşünülebilir. Bafel Talabani’nin bu esnada yapmış olduğu ziyaretle PKK/YPG ve KYB arasında bir destek ve iş birliği mesajı verme amacında olduğu değerlendirilebilir.

Bafel Talabani tarafından hem elebaşı Şahin Abdi ile hem de PYD kadroları ile ayrı görüşülerek temaslar kurulması ziyaretin yalnızca temsilî bir anlam taşımadığını, ilişkilerin derinleştirilmek istendiğini de göstermektedir. Nitekim ziyaret sırasında Bafel Talabani’nin “İlişkilerimiz elbette devam edecek ve daha da gelişecektir” vurgusu bunu doğrulamaktadır. Diğer yandan bu durum, Bafel Talabani liderliğindeki KYB’nin yeni dönemde nasıl konumlanmayı seçtiğini göstermesi bakımından da önem taşımaktadır. Bafel Talabani’nin Türkiye ile ilişkileri zaten sorunlu olan KYB’yi, Türkiye karşısında daha keskin bir şekilde konumlandıracak bu ziyaretten çekinmemiş olması; liderliği döneminde Türkiye-KYB ilişkilerinin de göz ardı edilebileceğini göstermektedir.

Bafel Talabani’nin son dönemde attığı adımları yalnızca Süleymaniye merkezli değil genel olarak IKBY siyaseti çerçevesinde değerlendirmek de mümkündür. Irak’taki Kürt siyasetinde partisini KDP’nin etkinliğine bir alternatif olarak göstermek isteyen Bafel Talabani, son dönemde bu yönde kendini daha fazla sahne önüne çıkarma gayreti içerisindedir. Nitekim Cumhurbaşkanı Reşid’in adaylık sürecinde kendisini Reşid’in arkasındaki isim gibi göstermeye gayret göstererek Reşid’in başarısını KYB’nin başarısına dönüştürmeye çalışmıştır. Bunun yanı sıra Bafel Talabani yeni kurulan hükûmetteki dengelerde de ön plana çıkma, Kürt siyasetini ilgilendiren meselelerde insiyatif alma telaşı içerisine girmiştir. Geçtiğimiz haftalarda Iraklı siyasetçilerin eski Irak Cumhurbaşkanı ve KYB’nin kurucu lideri Celal Talabani’nin evinde Bafel Talabani’nin ev sahipliğinde toplanması buna önemli bir örnektir. Toplantıda Irak’ın yeni Başbakanı Muhammed Şiya Sudani’nin yanı sıra, Irak Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi, Kanun Devleti Koalisyonu Başkanı Nuri el-Maliki, Egemenlik Bloku Başkanı Hamis Hancar, Bedir Örgütü Lideri Hadi el-Amiri, Hikme Hareketi Başkanı Ammar el-Hekim ve Haşdi Şaabi Komisyonu Başkanı Falih el-Feyyad gibi isimler bulunmuştur. KDP’den bir ismin olmadığı ve başbakan ile birlikte Irak’taki Sünni ve Şii siyasetinin en üst düzey isimlerinin hazır bulunduğu bu toplantıdan somut bir karar da çıkmıştır. Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin çözümüne ilişkin 140. maddenin hayata geçirilmesi için bir komisyon kurulması kararlaştırılmıştır. Böylece Irak siyasetinin başat aktörlerinin Bafel Talabani’nin ev sahipliğinde bir araya geldiği toplantıda Irak’taki Kürt siyaseti için önemli bir karar çıkmıştır. Bu kararın ardından birkaç hafta sonra Bafel Talabani Suriye’ye gitmiştir. Suriye’nin kuzeyinde terör örgütüne yaptığı ziyaret esnasında da “Kürt sorunu” vurgusu yapmış ve KYB’yi “Kürt siyasetinin hizmetkârı” olarak nitelendirmiştir. Bafel Talabani bu adımıyla birlikte Irak iç siyaseti yanında Irak dışında da temaslara sahip ve süreçlere dâhil olan bir “lider” portresi ortaya koymaya çalışmıştır.

Sonuç itibarıyla Bafel Talabani’nin Suriye ziyareti gibi adımlarını Lahur Cengi sonrası liderliğini güçlendirme amaçlı adımlar olarak okumak mümkündür. Suriye’de terör örgütü YPG/PKK’ya ziyaretiyle Lahur Cengi’nin yürüttüğü süreçleri devralmak isteyen Bafel Talabani, diğer yandan Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik güvenlik endişelerini de göz ardı eden bir hamlede bulunmuştur. Öyle ki ziyaretin Türkiye’nin Suriye’deki terör örgütüne operasyon olasılıklarının konuşulduğu bir dönemde gerçekleşmiş olması da zamanlama açısından manidardır. Öte yandan Bafel Talabani’nin iç ve dış siyasi hamleleriyle birlikte Kürt siyasetinde lider bir aktör olarak sivrilmeye çalıştığı da söylenebilir. Ancak Süleymaniye merkezli özellikle ekonomik ve sosyal sorunları görmezden gelerek atılan bu adımların Talabani’nin geleceği açısından ne kadar faydalı olacağı soru işaretidir. Lahur Cengi’nin eş başkanlıktan ve partiden ihraç edilmesine rağmen Bafel Talabani’nin liderliği ve KYB’nin başarısını sorgulayacak en önemli aktörün Süleymaniye halkı olduğu söylenebilir. Maaşların ödenmesindeki aksamalar, bütçe sorunu ve kamu hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle Süleymaniye’de parti yönetimine karşı önemli bir halk öfkesi mevcuttur. Nitekim bu öfke son yıllarda bilhassa genç kitle tarafından sokağa taşınmış, KYB çok sayıda protesto gösterisiyle karşı karşıya kalmıştır. Ancak KYB, Lahur sonrası dönemde Süleymaniye kamuoyunun ihtiyaçlarına yönelik çözümlerden daha çok Bafel Talabani’nin liderliğini pekiştirmeye çalıştığı siyasi adımlarla gündeme gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Suriye’ye yönelik ziyaret ve “Kürt sorunu” ile “Kürt siyaseti” gibi söylemler üzerinden verilmeye çalışılan mesajlar da KYB’nin Süleymaniye’de yaşanan ekonomik ve toplumsal sorunların üstünü siyasi hamlelerle kapatmaya dönük bir girişim olarak da okunabilir.