Barzani’nin Bağdat’ı Ziyaret Sebebi: Erbil ve Bağdat Arasında Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

 

Bazı Iraklı ve Kürt siyasetçiler, Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani’nin 29 Eylülde Bağdat’a yaptığı ziyareti Irak’ın hızla değişen siyasi ortamında yeni bir dönemin başlangıcı olarak görmüştür. Ancak Erbil ve Bağdat arasındaki ilişkilerin yakın zamanda düzene girmeyecek kadar karmaşık olduğu kanaati hakimdir. İki taraf arasındaki karşılıklı güvensizlik ve düşmanlık da sürmektedir. Ayrıca, iki taraf arasında ayrılığa yol açan anlaşmazlıklar kolaylıkla çözüme kavuşturulamayacak kadar çoktur. Ancak ülke içinde iki tarafı birbirine yakınlaşmaya zorlayan nedenler görülürken, ABD iki tarafa da bir süreliğine güç birliği yapmaları için büyük bir baskı uygulamaktadır.

Irak Başbakanı ile Bağdat’ta yapılan toplantının ardından, IKBY Başkanı ve KDP lideri Mesut Barzani Erbil’in hala Irak ile ilişkilerini sürdürdüğünü ve iki tarafın da diyalog ve uzlaşma ile tüm uyuşmazlıkları çözmeye çalıştıklarını belirtmiştir. Barzani şunları eklemiştir: "El-Abadi’ye güçlü bir destek vermek için buradayız. Bağdat’ı stratejik derinliğimiz olarak görüyor ve Bağdat’taki siyasi durumun gelecek vaat ettiğine inanıyoruz.” Haydar El-Abadi ile düzenlenen ortak basın toplantısında Barzani ekonomik kriz, petrol ve gaz meseleleri ve IŞİD’le mücadele dahil olmak üzere tüm sorunları çözmek için Irak Başbakanı HaydarEl-Abadi ile anlaşmaya vardığını ifade etmiştir. Haydar El-Abadi ise hükümetinin “ulusal mutabakat ve tüm Iraklıların refahı için” çalıştığını söylemiştir. El-Abadi şunları belirtmiştir: "Kerkük petrolü konusu çözülmelidir. Valiliklere daha çok yetki vermek istiyoruz. Kürdistan Bölgesi de bundan yararlanacaktır."

İlk bakışta bu ifadeler hem IKBY’nin hem de Bağdat hükümetinin ilişkilerinde yeni bir döneme başladığı izlenimi vermektedir. Ancak bu toplantının yapılmasını sağlayan iç ve dış nedenler incelendiğinde Erbil ve Bağdat arasında devam eden savaş retoriğinde geçici olarak ateşkes ilan edildiği görülmektedir. Hem El-Abadi’nin hem de Barzani’nin kendilerini tamamen karşıt siyasi hedefleri gerçekleştirmeye adadıklarını unutmamak gerekir. Bu iki isim Paris’teki kısa görüşme dışında son beş yılda hiç görüşmemiştir. El-Abadi Dava Partisi Başkanı olarak Kürtlere imtiyaz vermeyi hep reddetmiştir. 2009-2014 yılları arasında Irak Parlamentosu Maliye Komitesi üyeliği sırasında eski Başbakan Nuri El-Maliki’nin IKBY’deki finansal abluka politikasının mimarı olmuştur. Barzani ise son zamanlarda hem ülke içinde hem de ülke dışında IKBY’nin bağımsızlığı referandumunun yapılması için çok çalışmaktadır ve Irak’ın “Kürdistan’ın stratejik derinliği” olduğu ifadesi de bu duruma neredeyse hiç uymamaktadır.

İç Muhalefet

Her iki taraf da kendi ülkelerinde çetin bir muhalefetle karşı karşıya kalmıştır. Son zamanlarda El-Maliki yavaş ama kararlı adımlarla gücünü geri kazanmaktadır. Maliki aynı zamanda Irak’ta siyaset ve güvenlik alanında kendisine büyük bir nüfuz sağlayan Halk Yığınları (Haşdi Şaabi) ile güçlü ve özel ilişkilere sahiptir. Nuri El-Maliki, 100 üyesi olan (Parlamento üyelerinin üçte biri) al-Islah(reform) adında bir parlamento bloğunun başında yer almaktadır. Bu bloğun üyeleri Dava Partisi, Fazilet Partisi, Bedir Örgütü gibi Şii gruplar ve ait olduğu gruplardan ayrılan birkaç Sünni milletvekilinde oluşmaktadır. Ya kaos ortamını kullanarak darbe yoluyla ya da gelecek seçimlerle El-Abadi hükümetini devirme ve Maliki'yi tekrar başa getirme planının parçası olarak, son zamanlarda birçok bakanın görevinden alınmasının arkasında bu blok vardır. 22 Eylülde, yakın zamanda görevinden alınan Maliye Bakanı Hoşyar Zebari Rudaw'a Kanun Devleti Koalisyonu ile gizli anlaşma yapan Parlamento Başkanı Selim El-Cuburi'nin "yasadışı hedeflerine" ulaşmak için parlamentoyu kullanan Maliki projesinin bir parçası olarak kendisini görevden aldığını belirtmiştir. Maliki yanlısı blok ne El-Abadi'ye olan öfkesini ne de El-Maliki'nin onun yerine geçmesine yönelik isteklerini saklamıştır. Islah Bloğu sözcüsü Haytam El-Cuburi 10 Eylülde Al-Ghad Press'e şunları söylemiştir: "Abadi ülkeyi yönetemedi ve verdiği sözleri tutamadı… Artık ülkeyi yönetemeyecek hale geldi...". Bağdat'taki bu güç mücadelesinin farkında olan Barzani ortak basın konferansında "El-Abadi'ye güçlü bir destek" vermek için Bağdat'ta olduğunu söylemiştir.

Gelecekte kurulacak hükümette de IKBY desteği önem arz etmektedir. Bu nedenle, El-Maliki Barzani ile zorlu bir güç mücadelesine giren KYB ve Goran Hareketi ile görüşmek için temmuz ayında Süleymaniye'ye ani bir ziyarette bulunmuş ve IKBY ile Bağdat arasındaki soğuk ilişkilerin geleceğini tartışmıştır. Bunun ardından KYB ve Goran üyeleri de Bağdat'ı ziyaret etmiştir. Barzani bu duruma sinirlenmiş ve Amerikalılar aracılığıyla El-Abadi ile iletişime geçmiştir. Böylece Barzani, Şii gruplarına kendisini alt edemediklerini göstermek için Bağdat ziyaretinde KYB'nin önde gelen birçok üyesini kasten heyetine dahil etmiştir.  Bu ziyaret Irak Parlamentosundaki Maliki yanlısı bloğu öfkelendirmiş ve Barzani'nin Irak ulusal çıkarlarını tehlikeye atacak şekilde terör örgütü ve yabancı devletler ile anlaşma suçlarından tutuklanması açıkça talep edilmiştir.  

Dış Baskı

Barzani ve El-Abadi’nin aniden fikir değiştirmesinde dış baskının da payı olmuştur. Musul için sürdürülen savaş ile Suriye ve Irak’taki IŞİD’le mücadele ABD başkanlık seçimlerinde önemli ölçüde dikkat çekmiştir. ABD Başkanı Barack Obama Musul’da hızla elde edilecek bir galibiyeti en öncelikli dış politika hedeflerinden biri olarak değerlendirmektedir. Musul mücadelesi öncesi veya sonrasında istikrarlı bir galibiyete ulaşılamaması veya Irak güçleri ile Kürt peşmerge güçleri arasında ani bir karşılaşma olması Demokrat başkan adayı üzerinde ters yönde bir etki unsuru olacaktır. KYB kontrolündeki Millet Press 29 Eylülde ABD yetkililerinin son üç ayda el-Abadi ve Barzani’nin IŞİD’i Musul’dan çıkarmak için yakınlaşması ve güçlerini birleştirmesini teşvik etmek amacıyla Erbil ve Bağdat arasında yoğun bir mekik diplomasisi yürüttüğünü bildirmiştir. Barzani’nin Bağdat’a gittiği gün IKBY resmi basınından yapılan bir açıklamada Joe Biden’ın Barzani’yi aradığı ve El-Abadi ile uzlaşmaya çağırdığı belirtilmiştir. Bu, Musul mücadelesi ve sonrasındaki mülteci sorununun toplantının gündeminde olduğunu ve Barzani’nin Bağdat ziyaretinden elde edilen tek somut sonucun peşmerge ile Irak güçleri arasında ortak bir askeri komutanlık kurulması olduğunu açıklamaktadır. Her iki taraf da bundan sonra Kerkük ve petrol sorunlarına yönelik komiteler kurma konusunda uzlaşsa da IKBY'deki pek çok kişi El-Abadi’nin iki tarafın da ciddi ve gerçek bir uzlaşma sağlayamadığı bu karmaşık konuları çözecek gücü veya isteği olup olmadığı konusunda endişe duymaktadır.

Bu nedenlerden dolayı, Barzani’nin Bağdat ziyaretini dış baskı ile Bağdat ve Erbil’deki güç mücadelesinden dolayı her iki tarafın da bulunduğu taktiksel bir hamle olarak düşünmemek çok zordur.