Bennett Hükûmeti Başarıyı Dış Politikada Arıyor

İsrail’de 12 Haziran 2021 tarihinde güvenoyu alarak iktidara geldikten sonra kendisini değişim hükûmeti olarak tanımlayan hükûmet, yeni süreçte gerek iç gerekse dış politikada birtakım zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.  Son dört seçimde yaşanan zorluklar ve bu zorluklar nedeniyle biriken problemler, İsrail halkının yeni hükûmet ile alakalı beklentilerini artırmış gözükmektedir. Bu noktada hükûmet kendisini her ne kadar bu taleplere cevap verecek bir değişim hükûmeti olarak tanımlamış olsa da iç sorunların çözülmesinde yaşanan zorluklar, birkaç ayını geride bırakmış hükûmetin tıkanma yaşamamak için daha kolay ilerleme sağladığı dış politika konularına yoğunlaştığına işaret etmektedir. Çalışma, İsrail’de koalisyon hükûmetinin iktidara gelmesini izleyen aylarda iç ve dış politikada yaşanan gelişmeleri incelemektedir.

Aile Birleşimi Yasası’nda Yaşanan Tıkanıklık
İsrail’de dört seçimdir yaşanan siyasi kriz süreci yeni kaolisyon hükûmeti ile birlikte çözülmüş gözükse de siyasi yapıyı önemli oranda şekillendiren ve tarihî arka plana sahip olan gelişmeler yeni sorun ve açmazların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Temmuz ayı içerisinde koalisyon üyeleri arasında yapılan görüşmelerde Aile Birleşimi olarak bilinen ve İsrail vatandaşı Filistinlileri hedef alan tartışmalı yasanın tekrar uzatılması görüşülmüştür. Mevcut koalisyonda yer alan Meretz ve Birleşik Arap Listesi partileri, yasanın uzatılmasına destek vermeyeceğini duyurmuş olsalar da koalisyon partileri arasında yapılan konuşmalar sonrasında yasanın uzatılması ve sayıları binin üzerinde olan Filistinli ailelerin yasadan faydalanması düşünülmüştür. Buna rağmen yasanın uzatılmasında evet-hayır oyları konusunda, mecliste eşit bir durum ortaya çıkmış ve bu nedenle yeni hükûmet bu önemli iç politika konusunda başarılı bir profil ortaya koyamamıştır. Yasa konusunda bir sonuç alınamaması, İsrail vatandaşı Filistinliler ile Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler arasında yapılan evliliklerde mevcut sorunların devamına sebebiyet vermektedir.[1]

Dış Politikada Yaşanan Gelişmeler
Aile Birleşimi Yasası konusunda bir araya gelmekte zorlanan hükûmetin, dış politikada daha kolay ve rahat adımlar attığı görülmektedir. Bu bağlamda dikkat çeken ilk husus, İsrail’in gerek Körfez ülkeleri gerekse Afrika ülkeleri ile olan ilişkilerinde yaşanan yeni gelişmelerdir.  Afrika Birliği'nin öncülü olan fakat 2002 yılında dağılan Afrika Birliği Örgütü'nde daha önce gözlemci statüsüne sahip olan İsrail yönetimi, temmuz ayında 20 yıllık bir aradan sonra Afrika Birliği'ne gözlemci statüsüyle geri döndüğünü duyurmuştur.[2] Afrika Birliği’nin 46 üyesi ile diplomatik ilişkilere sahip olan İsrail yönetiminin, 1973 Yom Kippur Savaşı sonrasında kıtada bulunan ülkeler ile ilişkileri kesintiye uğramıştı. Fakat yaşanan bu son gelişme kıta ülkeleri ve İsrail arasındaki ilişkileri yeni bir noktaya taşımıştır.

Diğer taraftan Fas-BAE ekseninde yaşanan gelişmelerle İsrail ve Fas arasında imzalanan normalleşme anlaşmasının kalemlerinden biri olan büyükelçilik ve başkonsolosluk açılması ve karşılıklı uçuşların başlaması konusunda mesafe kat edildiği görülmektedir. Bu noktada İsrail-BAE arasında, 29 Haziran’da Yair Lapid’in BAE’yi ziyaretinin ardından Abu Dabi’de İsrail Büyükelçiliğinin ve Dubai’de İsrail Başkonsolosluğunun açıldığı kamuoyuna ilan edilmiştir.[3] İsrail-Fas ekseninde ise hâlihazırda 3 bin kadar Yahudi’nin yaşadığı Fas, İsrail yönetimi ve halkı tarafından tarihî bağların olduğu bir ülke olarak kabul edilmektedir. Haftada üç uçuş gerçekleştirilmesi kararlaştırılan yeni hattın uçuşuna İsrailli süpermarket zinciri sahibi Rami Levy’nin de katılmış olması iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin süreç içerisinde geliştirileceğine işaret etmektedir.[4]

İsrail dış politikasının önemli gündem maddelerinden bir diğeri olan İran konusunda ise yeni hükûmetin Netanyahu döneminden farklı bir profil ortaya koymadığı görülmektedir. 2018 yılında eski ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan tek başına çekildiğini duyurması sonrasında bu durumdan memnun olan İsrail’in, ABD’de yaşanan yönetim değişikliğinin ardından İran konusundaki eski kaygılarına geri döndüğü görülmektedir. Bu bağlamda İsrail Başbakanı Bennett yeniden canlandırılması planlanan görüşmelerin devam ettiği bu süreçte uluslararası kamuoyunu İran tehdidi konusunda uyarmaktadır.  ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve Almanya'nın nisan ayından beri devam eden görüşmeleri nedeniyle kaygılı olan İsrail, hâlen İran’ın nükleer silah geliştirme gayreti içerisinde olduğu tezini savunmaktadır.   ABD’den gelen baskılar nedeniyle zor bir süreç yaşayan İran’ın ise cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında İsrail’e karşı olan söylemlerindeki eleştirel dozu düşürdüğü dikkat çekmektedir.[5] Yeni Cumhurbaşkanı Reisi’nin, nükleer anlaşma ile ilgili yaptırımların kaldırılması ve ABD’nin nükleer anlaşmaya tam dönüşünü desteklemesi nedeniyle[6] İran’ın anlaşma sürecine halel getirmemesi açısından bu tavrı sergilediği düşünülmektedir. 

Diğer taraftan, geçtiğimiz haftalarda Türkiye ve İsrail Cumhurbaşkanları Erdoğan ve Herzog arasında gerçekleşen 40 dakikalık görüşmenin İsrail basınında yoğun bir şekilde ele alındığı görülmektedir.[7] Türkiye’den İsrail’e son dönemlerde olumlu mesajlar gittiğine işaret eden İsrail basını, Erdoğan’ın bundan sonraki görüşmeyi İsrail Başbakanı Bennett ile yapacağına işaret etmektedir. Türkiye ile ilişkilerin geleceği konusunda İsrail’de iki farklı grubun ortaya çıktığı dikkat çekmektedir. Bunlar arasında Türkiye-İsrail ilişkilerinin daha iyi bir seviyeye yükseleceğine inanan grubun Türkiye’yi, Ortadoğu ve Orta Asya'da önemli nüfuz merkezleri olan bir bölgesel güç ve İran'ın uydusu olmayan bir devlet olması nedeniyle İsrail açısından daha sıkı ilişkiler geliştirilmeye çalışılan bir ülke olarak değerlendirdiği görülmektedir.

Sonuç
İsrail’de göreve gelen yeni koalisyon hükûmetine üye olan partilerin profili, ideolojik farklılıkları ve ülkenin ihtiyaç duyduğu yenilikleri gerçekleştirmede ne kadar başarılı olacakları konusu İsrail kamuoyunu meşgul etmektedir. Netanyahu’nun iktidarda kaldığı sürece karar alma mekanizmalarının en temel aktörü olmasının, İsrail Dışişleri Bakanlığını zayıflatmış olsa da aynı zamanda farklı kesimlerden oluşan yeni hükûmetin üyelerinin birlikte çalışabilmeleri için bir örnek oluşturduğu değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Netanyahu’nun görevden ayrılması ile ülkede yeni bir diploması atağının yaşanması potansiyeline dikkat çekilmiştir.  Netanyahu görevde olduğu son aylarda her ne kadar BAE, Bahreyn, Sudan ve Fas gibi ülkelerle birtakım ittifaklar kurmuş olsa da Batı kamuoyunda övgüyle bahsedilen bir politika profili ortaya koyamamıştır. Netanyahu, her ne kadar her fırsatta İsrail’i Ortadoğu’nun tek demokrasisi olarak nitelendirmiş olsa da demokrasi ve yönetim anlayışının temel kaidelerinden uzaklaşması nedeniyle eleştirilmiş ve uyguladığı politikalar bölgesel istikrar açısından kuşku ile karşılanmıştır. Bu bağlamda en temel sorun olarak 1967 öncesi sınırlara dayanan iki devletli çözüm konusunda geri dönülemez adımlar attığı ve barış sürecini önemli ölçüde baltaladığı iddia edilmiştir. Netanyahu'nun görevden ayrılması sonrasında, İsrail’in Türkiye gibi ikili ilişkilerde zorluklar yaşadığı ülkelerle ilişkilerinde yeni bir sayfa açacağına dair umutların arttığı görülmektedir. Bu noktada hükûmetin öncelikli olarak Körfez ve Afrika ülkeleri ile başlatılan süreçleri geliştirmeye çalıştığı ve gerçekleşmesi mümkün olan dış politika konularına odaklandığı görülmektedir. Bu noktada Türkiye’nin dış politikada sıkışmalar yaşadığı ve İsrail’e ihtiyaç duyduğu söylemi daha sık tekrarlanmakta, Türkiye’den daha somut adımlar beklendiği vurgulanmaktadır ve İsrail yönetiminin bölgede alternatif bir eksen oluşturmak için Rum yönetimi ve Yunanistan ile ilişkilerini geliştirme gayreti içerisinde olduğu görülmektedir.  


[1] The Times of Israel, Government reaches agreement on six-month extension on family unification law, 06.06.2021; Anadolu Ajansı, İsrail'in 'aile birleşimi' yasası, Filistinli aileleri yıllarca mağdur etti, 07.07.2021.

[2] The Jerusalem Post, Israel regains observer status in the African Union, 22.07.2021.

[3] Al Jazeera, UAE inaugurates Israel embassy after normalisation deal, 14.06.2021.

[4] Al Jazeera, Israel officially launches direct flights to Morocco, 25.07.2021.

[5] The Jerusalem Post, Is Iran toning down its anti-Israel, anti-US rhetoric?, 24.07.2021.

[6] BBC News, Iran nuclear deal: President-elect Raisi issues warning over talks, 21.07.2021.

[7] The Jerusalem Post, Israel’s Herzog, Turkey’s Erdogan hold 40-min. phone call, 13.07.2021.