Felluce’de Başlatılan Operasyonun Siyasi Boyutları

Felluce'de devam eden savaşın askeri açıdan önemi büyük olmakla birlikte, Irak için doğuracağı siyasi sonuçlar daha fazla önem arzetmektedir. Kendi içinde Şii-Sünni ekseninde devam eden bu savaşla, parçalanan Şii kampının birleştirilmesi amaçlanıyor. Görevlerinde krize doğru sürüklenen Irak Başbakanı Haydar el-Abadi ve Irak Meclis Başkanı Selim el-Cuburi ise siyasi konumlarını güçlendirmek için savaşı kullanıyorlar. Ayrıca yaşanan bu savaş, Irak'ta devam eden İran ve ABD arasındaki rekabetin de bir göstergesidir.

Felluce'de başlatılan operasyonun, IŞİD'in Irak'taki askeri varlığını azaltmak amacıyla, Abadi hükümetinin ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava desteğini ve beraberinde Irak Silahlı Kuvvetleri'ni,  Haşdi Şaabi (Halk Yığınları) ve Haşd el-Aşairi (Sünni aşiret milisleri) güçlerini de kullandığı benzer operasyonlarla bağlantılı olduğunu görmek gerekir. Bu operasyon, birçok yönden Ramadi ve Tikrit'te IŞİD kontrolünde olan bölgeleri geri almak için başlatılan operasyonların tekrarı niteliğindedir ve başarıya ulaşırsa, Musul'u geri almak için yapılacak olası, güçlü bir operasyona da katkısı büyük olacaktır. Dahası Irak hükümeti, Bağdat'a 70 km uzaklıkta bulunan Felluce'de, IŞİD’in varlığını ciddi bir askeri tehdit olarak nitelendirirken, Felluce'nin ülkenin güneyindeki Sünni direnişin son kalesi olduğunu da belirtti. Güvenlik yetkilileri, Felluce ve civarındaki kasabaları, IŞİD'in artan askeri saldırılarının Bağdat'taki menşei olarak görüyorlar. Birçok gözlemci de Felluce geri alınırsa, IŞİD'in sonunun gelebileceği görüşünde. Ayrıca Felluce geri alındığında, Bağdat’tan Ürdün ve Suriye’ye giden ve IŞİD, İran ve Irak için stratejik askeri önem taşıyan yolun kontrolü de Irak hükümetinin eline geçmiş olacak.

23 Mayıs 2016'da ‘terörü bitirme’adı altında başlayan operasyon üç aşamada uygulandı. Basında çıkan haberlere göre, 3,0000 Irak askeri, milislerin de desteği ile önce Felluce'nin yaklaşık 16 km kuzey doğusunda bulunan Karma ve 10 km kuzeybatısında bulunan Saklaviya(Saqlawiya) gibi çok sayıda çevre köy ve kasabayı geri aldı. Sonra da terörle mücadele, federal polis ve Sünni aşiret milisleri gibi birimler birleşerek, şehir merkezine doğru saldırıya geçtiler. Birleşen birimler de bölgede artakalan 500-1,000'e yakın IŞİD militanı ile çarpışma halindeler. 

Iraklı liderlerin iyimser tahminlerinin aksine, bazı uzmanlar başka sorunların yaşanacağını düşünüyorlar. Örneğin, İslami Hareketler uzmanı Hasan Ebu Haniye, Felluce'deki savaşın, IŞİD ile yapılan diğer savaşlardan daha farklı olacağını, "Bu seferki savaş çok zor olacak, sonuna kadar mücadele edilecek ve IŞİD taktiksel veya stratejik olarak asla geri çekilmeyecek" sözleriyle açıkladı. Diğer yandan, savaş Felluce'de mahsur kalan 50,000'e yakın sivilin yaşam koşullarını zorluyor. Ayrıca IŞİD saflarında savaşmayı reddeden erkeklerin idam edildiğine dair haberler de geliyor. 

Irak hükümeti güvenli koridorlar kurulacağına dair söz verse de, şiddetli çatışmalar ve IŞİD'in demir yumruk yönetimi ile sivilleri canlı kalkan olarak kullanmak istemesi yüzünden, bunu gerçekleştirmek o kadar da kolay olmadı. Ayrıca bölgede yaşayanlar, milislerden korktuklarından kenti terk etmeye cesaret edemediler. Sünni milletvekilleri de yaşanan vahşete son verilmesi için Başbakan Abadi'ye çağrıda bulundu. Nihayetinde sivillerin Felluce'den kaçabilmesi ve insani yardım gönderilmesi için operasyona bir süre ara verildi. Felluce'de yaşanan savaş yine derin bir mezhep çatışmasına dönüştü. Şii milis güçleri tarafından kullanılan mezhebi içeriklerin belgelenmiş örneklerine rastlandı. Bu tarz gelişmeler sebebiyle Irak'ın bütünlüğü sarsılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

Bazı gözlemciler, Abadi hükümetinin Felluce operasyonunu tam da hükümette kriz yaşanırken başlatmasını, dikkatleri kendi üzerinden uzaklaştırmak için yaptığı görüşündeler. Şii siyasi gruplar kendi aralarında çatışmalar yaşarken, bazı Şii grupları ise Başbakan Abadi'nin istifasını istemektedirler. Abadi’yi Irak Terörle Mücadele Birimi’ne ait askeri bir üniforma içinde, Operasyon Komuta Merkezi’nde otururken ve operasyonları bizzat kendisinin yönettiğini söylerken görmek oldukça şaşırtıcıydı. Ayrıca Felluce operasyonu başlamadan hemen önce, binlerce Şii milis arasında Bağdat caddelerinde ve diğer şehirlerde çatışmalar yaşanmıştı. Felluce operasyonu sayesindeyse Bağdat'ta sular kısmen de olsa duruldu.

Son olarak, ABD ve İran da, Irak'ta kimin daha üstün olduğunu göstermek için Felluce'deki savaşı kullanıyor. ABD önderliğindeki koalisyon güçleri, İran yanlısı Şii milisleri Felluce'ye girmemeleri konusunda uyardı ve aksi durumda saldırıya geçeceklerini bildirdi. Irak Terörle Mücadele Birimi, Irak Özel Operasyon Kuvvetleri ve sayıları 3,000'i bulan Sünni aşiret milislerine, operasyon kapsamında önemli roller verildi.

İran hükümeti ve Iraklı müttefikleri, Felluce’deki operasyonun zamanı ve koşullarını kendilerinin planlayıp uygulamaya koyduklarını açıklamakta geç kalmadılar. Basında çıkan haberlerde, İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani'nin, Anbar Operasyon Komuta Merkezi’nde, operasyonu yönetirken görüldüğü ortaya çıktı. Haşdi Şaabi'nin lideri Hadi El-Amiri de Komuta Merkezi’nde bulunduğunu teyit etti. Bedir Örgütü komutanlarından biri olan Muin el-Kazimi ise operasyonu kendi kuvvetlerinin yürüttüğünü ve Felluce'yi kuşatanların kendileri olduğunu belirtti. El Kazimi’nin dialarına göre, Irak Terörle Mücadele Birimi’nin kente girmesini sağlayan da yine kendileriymiş.

İran'ın Felluce savaşında üstlendiği bu büyük rol uluslararası basında da yer aldı. ABD, İran yanlısı milislerin vahşeti son bulmadığı sürece, mezhep kavgalarının artacağı konusunda endişe duyuyor. Bu acımasız eylemler, ABD'nin Abadi hükümetini güçlendirme çabalarına da engel olabilir.  Ayrıca ABD, -Tikrit ve diğer bölgelerde yaşananlardan farklı olarak-savaş herhangi bir zulme sahne olmadan biterse, IŞİD'i yok etme konusunda kendilerine düşen görevin kolaylaşacağı görüşünde.

Şimdiye kadar ele aldığımız konular göz önüne alındığında, Felluce'de yapılan operasyonun son derece önemli askeri ve siyasi boyutları var. Savaşın nasıl gelişeceği, IŞİD'e karşı ileride yapılacak mücadeleleri ve dolayısıylaIrak siyasetinin geleceğinide belirleyecek.