Irak'ta Seçim Hazırlıkları ve Allavi'nin Koalisyonu

Ziya Abbas, ORSAM Asistanı
Irak’ta seçim hazırlıkları erken başlamasına rağmen bazı siyasi grup ya da seçim ittifaklarını yapmakta geç kalmıştır. Bu durumu bir kaç başlıkta özetleyebiliriz. Birincisi, bazı gruplar tek başına bir şey kazanamayacağını bildiğinden diğerleri ile ittifaka girmek zorunda olduğunu anlamıştır, ancak İyad Allavi liderliğindeki El Irakiye listesinde olduğu gibi bu gruplar kendi plan ve beklentileri doğrultusunda hareket ettiğinden diğerleriyle görüşmeler uzun sürmüştür. Maliki liderliğindeki Dava Partisi ile Birleşik Irak İttifakı görüşmelerinde olduğu gibi bazen görüşmeler tıkanmış ve başarsızlıkla sonuçlanmış ve her bir taraf kendi ittifakını kurmuştur. İkinci olarak bir kısım grup önceden mevkileri paylaşma düşüncesinde olduğundan, özellikle en etkin mevki olan başbakanlık kürsüsünü istemesi nedeniyle diğerleri ile uzlaşamamıştır. Bunun en bariz örneği Allavi ve Maliki’nin Şii partiler tarafından kurulan Ulusal Irak İttifakı’na katılamamasıdır. Bir başka örnek ise İçişleri Bakanı Cevat El- Bolani’nin başbakanlığa aday olduğunu bildirerek kendi ittifakını kurmuş, bu ittifakın önümüzdeki seçimlerde beklenmedik bir şekilde Irak’ın en etikli ittifaklarından biri olacağını iddia etmiştir. Bu çerçevede onu içişleri bakanlığına getiren Şii ittifakından ayrılmıştır. Bir diğer sebepse siyasi liderlerin şahsi problemleri nedeni ile karşı ittifakın veya rakip olarak algıladıkları kişilerin bulunduğu ittifaklara kesinlikle katılmayacaklarını açıklamışlardır. Örneğin Allavi, Maliki’nin bulunduğu hiçbir ittifaka katılmayacağını açıklamıştır.

Genel duruma baktığımızda 2005 seçimleri ve öncesinde ön plana çıkan ve iktidarda hassas mevkiler elde eden kişiler başbakanlık arayışındadır. Bununla birlikte 2005 seçimi öncesinde kurulmuş olan büyük gruplar, ittifaklarını devam ettirme çabasındadır. Nitekim Dava Partisi liderlerinden Sami El-Askeri son günlerdeki açıklamalarında Ulusal Irak İttifakı’nın kendi partilerine baskı yaparak bu ittifaka katılmalarını zorlama çabasında olduğunu söylemiştir. Öyle ki, El- Askeri Ulusal Irak İttifakı’nın Dava Partisi’ni zorlamak için Şii mercilerini devreye sokma çabasında olduğunu açıklamıştır. Eski ittifakını devam ettiren bir başka grup ise Kürtler olmuştur. Sünni Araplar ise yine bir bölünme içerisinde oldukları söylenebilir. Türkmenler ise bölülmüş olarak farklı ittifaklara katılmışlar ve önceki seçimdeki siyasetlerini devam ettirmişlerdir. Duruma bu açıdan baktığımızda gelecek seçimlerin sonuçları 2005 seçimlerinden pek farklı olmayacağını kestirmek mümkündür.

Allavi’nin başbakan olmak için kendi listesinin yeterli olmayacağını gördüğünden Sünni gruplar ile ittifak yaptığı ifade edilebilir. Sünnilerin güçlü bir şekilde seçimlere katılacağı görülmektedir. Bu bağlamda Suudi Arabistan’ın Sünni Araplar için 250 milyon doları aşan ciddi miktarda bir bütçe de ayırdığı iddia edilmektedir. Birleşik Arap Emirlikleri liderliğindeki körfez ülkelerinin aynı grupları desteklemekte olduğu ve bunların Suudi Arabistan’ın ayırdığından daha büyük bütçe ayırdığı söylenmektedir. Allavi’nin ve Salih Mutlak’ın ittifak görüşmelerine baktığımızda bu görüşmelerin Ürdün ve Körfez Ülkelerinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bu da Allavi’nin Sünni Araplar ile görüşerek Körfez Ülkeleri isteği doğrultusunda  ittifak kurma çabasında olduğunu düşündürmektedir. Allavi’nin listesinde yer alan Ulusal Diyalog Cephesi lideri Salih Mutlak, Yenileme Listesi lideri Tarık El-Haşimi, İstikbal Topluluğu Listesi Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Rafi El-İsavi ve Iraklılar Topluluğu Listesi Başkanı Usame El-Nuceyfi gibi isimler Allavi’nin Sünni Araplarla işbirliğinden yarar umduğunu göstermektedir. Böyle bir oluşumla seçimlere katılan Allavi’nin geniş bir ittifakla güçlü bir konum elde edebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Zira Sünni Arapların büyük bir kısmı ve Arap ülkelerinin de desteğiyle yeterince iyi bir seçim kampanyası yürütebilir.

Seçim hazırlıklarına ve ittifaklara genel açıdan bakarsak ülkede yine mezhepsel ve etnik kutuplaşmalar devam etmektedir. Zira, Şiilerin ve Kürtlerin eski ittifakları hemen hemen hiç değişmeden yeni kılıklara girmiştir. Sünni Araplarsa laik kesimler ile ittifaka girmiştir. Ancak bu laik kesimin büyük çoğunluğu Sünni’dir. Laik kesimin lideri Allavi’nin Şii olmasına rağmen başbakanlık için Sünnilere yönelmiştir. Geride bir tek başbakan Maliki kalmıştır; ancak Maliki de İslamcı olan bir Şii partisi liderliğinde ittifaka girdiğinden ülke genelindeki kutuplaşmaları sürdürmektedir. Belki de sandığa gidilmeden önce Maliki Ulusal Irak İttifakı’yla işbirliğine yönelebilir. İki koalisyon arasında seçim ittifakı yapılmasa bile seçimden sonra yeniden birleşme ihtimallinin göz ardı edilmesi gerekmektedir.