İran ile Kuveyt ve Suudi Arabistan Arasında Araş/ed-Dürra Gaz Sahası Sorunu

Tahran ile Riyad arasındaki ilişkiler, 10 Mart'ta (2023) Pekin'de imzalanan anlaşmayla “yumuşama” (détente) dönemine girerken, haziran ayının sonunda, İran Ulusal Petrol Şirketi Genel Müdürü Muhsin Hüceste Mehr'in “Araş (ed-Dürra) petrol sahasında sondaja başlamak için tam hazırlık yapıldığını” ve açık deniz sahasını keşfetmek için “önemli miktarda kaynak” tahsis edildiğini açıklamasının ardından görece gerilmiştir. Dolayısıyla Araş/ed-Dürra meselesi İran ve Suudi Arabistan arasında hâlâ önemli sorunların devam ettiğini göstermektedir. İran Ulusal Petrol Şirketi Araş/ed-Dürra sahasıyla ilgili olarak sınır anlaşmazlıklarına rağmen, sahanın geliştirilmesini aktif bir şekilde takip etmiş ve bu konudaki hazırlığını Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi de dâhil olmak üzere ilgili makamlara sunmuştur. Bu doğrultuda, jeofizik ve jeoteknik operasyonlar için gerekli tesisler ve planlanan geliştirme operasyonlarını başlatmak üzere sondaj kulelerinin konuşlandırılması hazırlanmıştır. Bu sahanın geliştirilmesi için yeterli ödenek ve donanım kaynakları da tahsis edilmiştir.

Kuveyt ve Suudi Arabistan, bu gelişmenin ardından İran'ın Araş/ed-Dürra gaz sahası üzerindeki "iddialarını" reddederek, Tahran’a deniz sınırlarının belirlenmesi için müzakerelere başlama çağrısında bulunmuştur. Ayrıca birkaç gün sonra Suudi Arabistan Petrol Şirketi ve Total-Energies, açık deniz sahası yakınlarında bir petrokimya kompleksi inşa etmek üzere 11 milyar dolarlık bir sözleşme imzaladığını duyurmuştur. Tartışmanın patlak vermesinin ardından İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 5 Temmuz'da Bakü'de Bağlantısızlar Hareketi üyesi ülkelerin dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde Kuveytli mevkidaşı Şeyh Salim Abdullah el-Cabir es-Sabah ile görüşmüştür. Basında yer alan haberlere göre iki bakan bölgenin güvenliğinin ve istikrarının korunması için iş birliğinin artırılmasının önemini belirtmiş ve diyaloğun sürdürülmesi gerektiğini vurgulamıştır. Benzer şekilde İran Petrol Bakanı da Suudi mevkidaşı Prens Abdülaziz bin Salman ile Viyana'daki OPEC Enerji Konferansı çerçevesinde bir araya gelerek "ikili konuları" görüşmüştür. Ancak bu diyalogların yaşandığı kritik süreçte, 9 Temmuz’da Kuveyt, Araş/ed-Dürra Sahası'ndaki "çalışmaları hızlandırmak" için Suudi Arabistan ile bir toplantı gerçekleştirmiştir. Kuveyt Petrol Bakan Vekili Şeyh Nemr es-Sabah, toplantıda bölünmüş bölgeyle ilgili petrol projelerindeki çalışmaların hızlandırılması konusunun ele alındığını açıklamıştır. Şeyh Nemr bu güncellemenin bölünmüş bölgeyle ilgili petrol projelerini kolaylaştıracağını, ortak operasyonlarla ilgili işlerin kolaylaştırılmasını sağlayacağını ve Saudi Aramco Gulf Operations Company, Saudi Chevron Arabian Company ve Kuwait Gulf Oil Company'nin de aralarında bulunduğu işletmeci şirketlerdeki işçilerin herhangi bir acil ya da istisnai durum karşısında güvenliğini sağlayacağını ifade etmiştir. Aynı gün Kuveyt Petrol Bakanı Saad el- Barrak yaptığı açıklamada, Kuveyt ve Suudi Arabistan'ın Arap Körfezi'ndeki Dürra gaz sahasında "münhasır haklara" sahip olduğunu söylemiş ve İran'ı öncelikle kendi deniz sınırlarını belirleyerek saha üzerindeki iddiasını doğrulamaya çağırmıştır.

Tahran, Araş/ed-Dürra gaz sahasının İran, Kuveyt ve Suudi Arabistan arasında paylaşılan bir saha olduğunu iddia etmektedir ancak Kuveyt ve Suudi Arabistan ise İran'ın bu gaz sahasında hiçbir payı olmadığını savunmaktadır. 1960'lı yıllarda Basra Körfezi sularında keşfedilen İran’ın Araş, Arapların ise Dürra olarak isimlendirdikleri gaz sahası, üç ülke arasında bir anlaşmazlık konusu hâline gelmiştir. Tahran, deniz sınırları açısından kabul ettiği paylaşıma göre Araş/ed-Dürra sahasının %40'ının İran sularında, %60'ının ise Kuveyt ve Suudi Arabistan arasındaki ortak alanda bulunduğunu iddia etmektedir ancak geçtiğimiz yıl gaz üretimi için bu sahada anlaşmaya varan Kuveyt ve Suudi Arabistan, İran'ın bu sahada herhangi bir paya sahip olmadığını ileri sürmekte ve deniz sınırlarının belirlenmesi için İran'ı müzakerelere davet etmektedir. Bu anlaşmazlıklar, elli yılı aşkın bir süredir bu sahanın kullanımını ve üretimini engellemektedir. Gaz sahası, bol miktarda doğal gaz rezerviyle dünyanın en büyüklerinden biridir. Yaklaşık 20 trilyon feet küp gaz ve 310 milyon varil civarında petrol rezervine sahip olduğu kaydedilmiştir. Araş/ed-Dürra petrol sahasının stratejik önemi ve sahip olduğu potansiyel zenginlik, sınır ülkelerinin dikkatini çekmektedir. Mülkiyet ve kullanım hakları konusundaki anlaşmazlık, deniz sınırlarının farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır.

Araş/ed-Dürra gaz sahasına üç ülkenin de ihtiyacı vardır ancak Kuveyt için gittikçe daha önemli hâle gelmektedir. Kuveyt, Temmuz 2021 başında faaliyete geçen ve yılda yaklaşık 22 milyon tonluk tahmini tasarım kapasitesine sahip ez-Zûr bölgesindeki LNG terminali sayesinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde en büyük ve en önemli doğal gaz üreticisi haline gelmiştir. Aynı zamanda Kuveyt’in ülke içinde de gaz tüketimi artmaktadır. Araş/ed-Dürra Suudi Arabistan için daha az kritik ama yine de önemli bir sahadır. Suudi Arabistan, enerji üretiminde petrolün yerini tamamen gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına bırakma planlarının bir parçası olarak 2030 yılına kadar gaz üretimini iki kat arttırmak istemektedir. Toplam talebi karşılamak için yaklaşık 11 bcf/d satış kalitesinde gaz üretiminin yaklaşık 19,5 bcf/d'ye çıkması gerekmektedir ve mevcut proje planları bu açığı tam olarak kapatmamaktadır.  Bir anlaşmaya varılması durumunda İran'ın bu sahadan üretimdeki payı ulusal gaz üretiminin %1 ila %2'si arasında olacaktır. İran sınır ötesi sahaların geliştirilmesine her zaman öncelik vermiştir, özellikle de bir komşusu geliştirmeye başladığında ancak bu prensip çoğu zaman üretimle sonuçlanmamıştır.

İran medyasının aktardığına göre; Tahran’ın Araş/ed-Dürra gaz sahasında sondaja başlama kararı bazı gelişmelerin ardından gelmiştir. Bu yılın mayıs ayında Suudi Arabistan’ı ziyaret eden İran Ekonomi ve Maliye Bakanı Seyyid Ehsan Handuzi görüşmeleri sırasında Araş/ed-Dürra gaz sahası konusunu ele almaya çalışmış ancak Suudi tarafı İran ile görüşmek istediği ortak bir saha olmadığını söyleyerek görüşme teklifini reddetmiştir. Ayrıca Suudi Arabistan ile Kuveyt arasında Mart 2022’de yapılan anlaşma da Tahran’ın tepkisine yol açmıştır. İki ülke 22 Mart 2022’de Araş/ed-Dürra sahasının geliştirilmesi için bir sözleşme imzalamıştır. Kuveyt devlet petrol şirketi, bu anlaşma ile Araş/ed-Dürra gaz sahasının günde 1 milyar fit küp doğal gaz ve 84.000 varil kondensat üretmesinin beklendiğini ve bunun iki ortak (Suudi Arabistan ve Kuveyt) arasında eşit olarak paylaşılacağını belirtmiştir. Bu anlaşma geçmişte yaşanan tartışmaları yeniden gündeme taşımış ve İran yetkililerinin sert eleştirilerine yol açmıştır. Dönemin İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Katibzade bu anlaşmayı yasadışı olarak nitelendirmiş ve bu sahadan yapılacak herhangi bir istifadenin üç ülke arasında koordinasyon içinde yapılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca İran Petrol Bakanı Cevad Oci de karşılık olarak "keşif sondajı ve sismik araştırmalarla ortak Araş/ed-Dürra sahasının kapsamlı çalışmalarının tamamlandığını ve yakında platformun kurulmasıyla bu sahada sondaj çalışmalarının başlayacağını" duyurmuştur. Son aylarda ise Kuveyt ve Suudi Arabistan’ın bu sahadaki faaliyetleri hız kazanmıştır.

İran, ilk defa 2003 yılında bir keşif kuyusunun kurulmasıyla birlikte Araş/ed-Dürra gaz sahasında sismik araştırmalara başlamıştır.  İran'ın kabul ettiği deniz sınırlarına yakın olan bu saha için platform yapım aşamasındayken Kuveyt Emiri'nin İran'ı ziyaretiyle durdurulmuştur. Bu sondaj kulesi daha sonra başka sahalar için kullanılmıştır ancak Kuveyt ve Suudi Arabistan arasındaki anlaşmanın imzalanması ve İran'ın petrol ekipmanlarının teknolojik olarak geri kalması ve eskimesiyle birlikte bu sahanın İran'ın komşuları tarafından geliştirilmesi tamamlanmış ve tek taraflı kullanıma hazır hâle gelmiştir.  Geçtiğimiz günlerde İran Petrol ve Gaz Sondaj Şirketleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hidayatullah Khademi Tahran'da ILNA haber sitesine verdiği demeçte, "Suudi Arabistan, Araş sahasına girdi ve biz ortak sahaları komşularımıza devretmiş gibi görünecek kadar sessiz kaldık" demiştir. Bu çıkışın hemen ardından Tahran yönetiminin sahada sondaj çalışmaları planladığını duyurması ise bir başka dikkat çekici noktadır.

Araş/ed-Dürra gaz sahası, İran ve komşuları tarafından paylaşılan ve sık sık anlaşmazlıklara konu olan 27 ortak petrol ve gaz sahasından biridir. İran, yaptırımların üretim ve kullanım seviyeleri üzerindeki etkisi nedeniyle Güney Pars da dâhil olmak üzere ortak sahalarının çoğunda paydaşlarının gerisinde kalmıştır. Genel olarak modern teknoloji ve zamanlama, paylaşılan sahalardan kaynak çıkarma kabiliyetinde önemli bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla Araş/ed-Dürra sahası üzerindeki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması, çıkarma kapasitesi açısından İran'a Kuveyt ve Suudi Arabistan'ın güncel teknolojileri karşısında çok büyük bir avantaj sağlayacak gibi görünmemektedir. Bu anlaşmazlık daha çok ülkelerin toprak egemenliği ve komşuların dostluk ve iyi komşuluk ilkelerine bağlılıkları etrafında tartışılmaktadır. Ancak İran ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin seyri bu yıl 10 Mart’ta Pekin’de imzalanan anlaşma ile farklılaşmıştır. Suudi Arabistan ve İran ikili ilişkilerin geliştirilmesi yönünde ilerleme kaydetmiştir. İran geçtiğimiz ay Riyad'daki büyükelçiliğini yeniden açmıştır. Mayıs ayında Suudi Arabistan, İran'ın bölgedeki kilit müttefiki Beşar Esad ile ilişkilerini düzeltmeyi kabul etmiştir. Ayrıca Suudi Arabistan henüz bir sonuç alınamasa da bu yıl Yemen'deki İran destekli Husiler ile ilk defa resmî görüşmeler gerçekleştirmiştir. Bu gelişmeler Basra Körfezi'ndeki deniz sınırlarının belirlenmesine ilişkin İran-Suudi Arabistan-Kuveyt anlaşmazlıkları üzerinde potansiyel olumlu bir etkiye sahiptir. Bu dönemde gerçekleştirilen uzlaşma ve diplomatik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik çabaların, bazı çekişme noktalarıyla sınanması kaçınılmaz bir durumdur. Araş/ed-Dürra gaz sahası sorununun çözümü, İran'ın Körfez'deki komşularıyla ilişkilerinde yakınlaşma derecesini ve kalıcılığı ortaya koyan erken bir gösterge olacaktır. Bu tartışmaların yaşandığı atmosferde hem İran tarafında hem de iki Körfez ülkesinde genel beklenti Araş/ed-Dürra gaz sahasına ilişkin uzun süredir devam eden anlaşmazlığın çözüme kavuşturulabileceği yönündedir.