İran ile Suudi Arabistan Arasındaki Görüşmeler Irak'a Nasıl Yansır?

ABD medyası, 9 Nisan 2021’de İran ve Suudi Arabistan yetkilileri arasında Bağdat’ta bir görüşmenin gerçekleştiği haberini yayımlamıştır. Habere göre her iki taraf da 5 yıldan beri kopuk bulunan diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması için olumlu mesajlar iletmiştir. İran-Suudi Arabistan görüşmesi, ABD’nin İran’a karşı uyguladığı yaptırımların kaldırılması ve İran’ın 2015’te imzalanan nükleer anlaşmaya dönüşü görüşmelerinde ilerlemenin sağlandığı bir dönemde gerçekleşmiştir.

Şüphesiz ki Irak diplomasisinin İran ile Suudi Arabistan yetkililerini aynı masaya oturtmayı başarması, İran-Suudi Arabistan ilişkileri başta olmak üzere bölgesel düzeyde önemli bir gelişmedir. Zira Irak’ın iki ülke arasındaki ara buluculuğu yeni bir mesele değildir. Irak’ın eski Başbakanı Adil Abdulmehdi, İranlı General Kasım Süleymani ile Haşdi Şaabi güçleri başkan yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in 2020 Ocak’ta Bağdat Havaalanı’nda öldürülmesinin ardından Süleymani’nin Suudi Arabistan tarafına iletilecek mesaj taşıdığını açıklamıştır. Bu durum da İran ile Suudi Arabistan yakınlaşmasının Irak başta olmak üzere bölge ülkeleri için önemini ortaya koymaktadır.

İran ile Suudi Arabistan’ın, Irak’taki görüşmesine dair ortaya çıkan haber Suudi Arabistan tarafından reddedilirken İran tarafından ise doğrulanmamakla birlikte açık bir şekilde de reddedilmemiştir. İran ile Suudi Arabistan arasında Bağdat’taki görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmediğine dair tartışmalar yapılmasına rağmen birçok gösterge görüşmenin yapıldığını göstermektedir. 2021 Nisan ayının başlarında Bağdat’ta güvenlik güçlerinin ani bir şekilde sokaklara dökülmesi ve güvenlik tedbirlerinin artırılması Iraklı uzmanlar tarafından görüşmenin yapıldığına dair bir gösterge olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Mustafa el-Kazımi’nin Suudi Arabistan’a yaptığı son ziyarette 3 milyar dolarlık anlaşmalar imzalanmıştır. Irak ile Suudi Arabistan arasında imzalanan anlaşmalar genellikle pratiğe dökülmemiştir. Irak’ın iki hasım arasında ara buluculuk yapması, Suudi Arabistan yatırımlarını Irak’a çekmek istediği bağlamında değerlendirilebilir. Dolayısıyla İran-Suudi Arabistan görüşmesinin, Kazımi’nin Suudi Arabistan ziyareti ardından gerçekleşmesi de görüşmelerin yapıldığına dair bir işaret olarak okunabilir. İran’ın Bağdat Büyükelçisi İreç Mescidi 20 Nisan 2021’de Irak’ın, İran ile Suudi Arabistan arasında ara buluculuk yapmasını olumlu karşılamıştır. Suudi Arabistan’ın Katar ve Umman üzerinden İran’a açılmak istediği yönündeki iddialar, İran ve Arap ülkeleriyle iyi ilişkiler içerisinde olan Irak’ta iki ülkenin görüştüğüne dair olan haberin doğruluğunu desteklemektedir.

İran ile Suudi Arabistan’ın Irak’ta görüşmesi, iki ülkenin buluşabilecekleri ortak bir zeminde ileri doğru adım atmak istediklerini göstermektedir. Nitekim Irak, uzun zamandan beri tüm bölgesel taraflarla dengeli ilişkiler kurma arayışı içerisindedir. Adil Abdulmehdi ve Mustafa el-Kazımi’nin Arap ülkelerine açılımı bunu göstermektedir. İran ile Suudi Arabistan’ın Irak’ta yakınlaşması; Yemen krizinin çözümüne, Lübnan’da yeni hükûmetin kurulmasına, Suriye ile Arap devletlerinin ilişkilerin yeniden tesis edilmesine katkı sağlayabilir. Nitekim Irak, bu krizlerle bir anlamda ilintilidir. Irak hükûmetinde geniş nüfuza sahip olan ve silahlı grubu olan siyasi güçler, direniş ekseni anlayışı kapsamında Yemen krizine müdahale etmeye çalışırken bir kısmı Suriye krizine hâlihazırda açık bir şekilde müdahildir. Ayrıca kendini direniş ekseni olarak tanımlayan güçlerin Lübnan’da Hizbullah ve Emel Hareketiyle güçlü ilişkileri bulunmaktadır. 2021 Nisan’da Irak topraklarından Suudi Arabistan’a karşı insansız hava araçlarıyla saldırıların yapıldığı yönünde tartışmalar yapılmıştır. Tüm bu hususlar, İran ile Suudi Arabistan’ı Irak’ta görüşmeye iten sebepler olarak değerlendirilebilir.

Irak, bütün bölgesel güçler için elverişli bir hareket alandır. İran ve Suudi Arabistan’ın Irak’a yönelik bakış ve anlayışları, birisinin nüfuz alanı kazanması diğerinin ülkeden çıkartılması mantığı üzerine tesis edilmiştir. Buna karşın ise Irak hükûmeti, iki tarafın Irak’ta bir araya gelmesiyle tesis edilecek ekonomik iş birliği üzerinden kendi çıkarlarını korumaya çalışmaktadır. ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını hafifletmesi Irak’ın İran’a olan borcunu ödemesine yol açabilir. Bunun üzerine de İran, Irak’taki yerel siyasi ve güvenlik müttefikleri üzerinden Suudi Arabistan’ın tarım, enerji, gayrimenkul vb. alanlardaki yaptırımlarıyla Irak’ta ekonomik rolünün genişletilmesine izin verebilir.

Irak hükûmeti, İran ile Suudi Arabistan arasındaki karmaşık bölgesel sorunlara girmekten kaçınmaya çalışmaktadır. Nitekim İran ve Suudi Arabistan’ın bölgedeki rekabeti, duruma göre Şii-Sünni çatışması veya Arap-Fars kavgaları şekillerinde belirmektedir. İki ülke arasındaki rekabetin her iki çeşidinin de Irak içinde yıkıcı yansımaları bulunmaktadır. Nitekim Irak, iki ülke arasında gergin bir bölge olabilir. Bu nedenle Irak, güvenlik ve siyasal istikrarını garanti altına alabilmek için iki ülkeyi bir araya getirmeye çalışmaktadır. Ancak burada söylenebilir ki, İran-Suudi Arabistan arasındaki görüşmelerin konusunun Irak olmaması durumunda görüşmeler sonuçsuz bir şekilde uzayabilir. İran ve Suudi Arabistan arasındaki krizlerin birçoğunun tarihî, dinî, bölgesel ve uluslararası birçok boyutu bulunmaktadır. Bu sorunların çözüme kavuşturulması zaman gerektirebilir. Ancak Irak’ın IŞİD’e karşı elde ettiği zaferden sonra nispi olarak istikrara kavuşması ardından, terörün sebep olduğu yıkımın imarı arayışına girmiştir. Böylece 2003 yılından sonra terörün sebep olduğu yıkımın imarı bağlamında Irak hükûmeti, İran ve Suudi Arabistan’a birçok ekonomik imtiyaz verebilir. Böylece iki ülkenin Irak’taki rekabetini sonlandırabilir.

Irak bağlamında İran-Suudi Arabistan görüşmesinin başarılı olabilmesi için Irak’ın görüşmelerde taraf olması gerekir. İran ve Suudi Arabistan’ın çıkarlarının birleştiği ülke olan Irak, görüşmelerin başarılı olmasına katkı sağlayabilir. Ancak diplomatik kaynaklara göre Irak hâlihazırda sadece ara buluculuk yapmaktadır. Irak’ın sadece ara buluculuk yapması, İran-Suudi Arabistan arasındaki buzların Irak çıkarına hizmet edecek şekilde erimesi için herhangi bir rol almadığı anlamına gelebilir. Irak, 2003 yılından sonra İran ve Suudi Arabistan’ın çatışma alanına dönüşmüştür. Bu çatışma gerilemesine rağmen Irak’ın, İran ve Arap ülkeleriyle olan çıkarlarını garantiye alabilmesi en azından güvenlikle ilgili meselelerde görüş sahibi olması gerekmektedir. İran ile Suudi Arabistan’ın Irak’taki görüşmesi, Irak’ın çıkarı bağlamında Iraklılar için önemlidir.  Daha önce iyi ikili ilişkilere sahip bazı devletlerin Irak’ta çatıştığı gerçeğinden hareketle İran ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasının kesin bir şekilde Irak’ın çıkarlarına hizmet edebileceğini söylemek doğru olmayabilir. Irak başta olmak üzere bölgedeki sorunların çözümü, komşu ülkelerle ekonomik bütünleşmeyle gerçekleşebilir. Irak’ın, İran ve Suudi Arabistan kaynaklı birçok sorunla karşı karşıya olması, Katar ve Umman gibi sadece ara buluculuk yapan bir ülke konumunda kalmasını gerektirmemektedir.

Bu analiz 29 Nisan 2021’de Kerbala Üniversitesine bağlı Stratejik Araştırmalar Merkezinde internet sitesinde "كيف يمكن ان تنعكس المفاوضات الايرانية والسعودية على العراق؟" başlığıyla yayınlanmıştır.