Kazakistan-2050 Stratejisi

Doç. Dr. Canat Momınkulov, ORSAM Avrasya danışmanı, Al-Farabi Kazak Ulusal Üniversitesi
Bu yazıda Kazakistan Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in 14 Aralık 2012 tarihinde ülkenin 2050 yılına kadar olan gelişme stratejisiyle ilgili yaptığı önemli konuşmasının kısa bir analizi sunulmaktadır.
 
16 Aralık Kazakistan’ın Bağımsızlık günüdür. 14 Aralık 2012 tarihinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev Astana’nın yeni Opera ve Bale Tiyatrosu binasında Kazakistan 2050 Stratejisi: Başarılı Bir Devletin Yeni Siyasi İstikameti konusunda çok önemli bir konuşma yaptı. Kazakistan’ın 2050 yılına doğru dünyanın en gelişmiş 30 ülkesi arasında yer alma hedefini koydu.  
 
Konuşmasına, “bağımsızlık ülkemizin en kutsal değeridir” diye başlayan Cumhurbaşkanı, 20 sene önce Kazakların dünyada bilinmeyen bir halk olduğunu dile getirdi. Şu anda ise Kazaklar kendi devletlerini kurmuş, devletin temellerini atmış, piyasa ekonomisini geliştirmiş, istikrarlı ve bölgesel bir güce dönüşmüştür. Ayrıca bölgeler arasında yeni endüstriyel bağlar kurulmuştur. 90’lı yılların sonunda gerçekleştirilmeye başlanan, Kazakistan’ın stratejik gelişim yollarını belirleyen 2030 Kalkınma Programı’nda öngörülen esas sorunların yarısından çoğu çözülmüş durumdadır. Yani, 2030 Programı’nın bir kısmı zamanından önce gerçekleştirilmiştir.  Ayrıca global şartların değişmesi, finans krizi gibi faktörler de yeni bir programın yapılmasını gerektirmektedir.
 
Ülkenin 2050 yılına kadar gelişmesini belirleyen yeni stratejik programı son iki yıl içerisinde titiz ve detaylı olarak dünyaca tanınmış uzmanların da katılımıyla hazırlanmıştır.
 
Kazakistan’ın 2030 Kalkınma Programı çerçevesinde gerçekleştirebildiği esas siyasal, ekonomik, sosyal ve diğer başarıları
 
14.000 kilometreyi bulan uzun sınırlara sahip Kazakistan’ın Çin dahil olmak üzere komşularıyla aradaki tüm sınır meseleleri tamamen çözülmüştür. Semey Nükleer Deneme Alanı kapatılmıştır. ABD, İngiltere ve Çin gibi nükleer güçlerin garantileri alınmıştır. Son 15 yılda GDP oranı 16 kat artmıştır. GSMH göstergesi 1.500’den 12.000 dolara yükselmiştir. Ülkenin farklı projelerine 160 milyar dolar dış yatırım (bunların yarısı son 4 yılda) çekilmiştir. Astana’da düzenlenecek olan EXPO-2017’de büyük miktarda dış yatırım sağlayacaktır. Kazakistan’ın altın ve para fonları toplam 87 milyar dolara ulaşmıştır. 6 sene önce Kazakistan’ın dünyanın en gelişmiş 50 ülkesi arasına gireceği planlanmıştı ve 2012 itibarıyla World Economic Foruma göre Kazakistan 51. ülke olmuştur. Ayrıca 2011 yılında GDP büyüklüğü açısından 50. Sıradadır. Son 15 yılda ortalama gelir 9,3 kat artmıştır. Doğum oranı 14 milyondan 17 milyona yükselmiştir. Eğitim harcamaları 8 katına çıkmıştır.
 
Enerji kaynakları ülkenin gelişmesinin garantisi olarak kalacaktır. Ülkede kara yolların yapımı için 7 milyar dolardan fazla para harcanmış; Batı Avrupa – Batı Çin kara yolu inşasının 2014 yılında tamamlanması beklenmektedir; Uzen kara yolundan Türkmenistan aracılığıyla İran’ın limanlarına çıkılabilecektir. Ülke profesyonel devlet olma yolunda e-devlet kurmaktadır. Böylece 2030 Kalkınma Programının temel gayeleri yerine getirilmiş ve Kazakistan genç bir devlet olarak ayağa kalkabilmiştir. Hiç bir dış güç artık Kazakistan’ın topraklarını tartışma konusu yapamaz, bu konuda bir iddiada bulunamaz. Çünkü Kazakistan’ın bütün sınırla ilgili sorunları tamamen çözülmüştür.
 
Nursultan Nazarbayev, 21. yüzyılda insanlığı bekleyen ve çözülmesi gereken başlıca sıkıntı ve sorunları şöyle sıralamıştır:
 
1. Küresel gelişimin hızı: Son 60 yılda Dünya GDP’si 11 kere artmış; küresel güç dengesi yavaş yavaş Doğu’ya, Asya ve Pasifik bölgesine doğru kaymaktadır. Böylece Kazakistan jeopolitik ve jeoekonomik güçlerin ortasında bulunacaktır.
 
2. Global demografik sorunlar: 21. asrın ortalarında dünya halk sayısı 9 milyara ulaşacaktır. Yaş ortalaması 35 olan Kazakistan, kendi gelişiminde bu durumu da hesaba katmalıdır.
 
3. Gıda güvenliği sıkıntıları: Buğday ve un ihracatçısı olan Kazakistan gıda üretimini daha sistemli yapmalı ve yeni imkanlardan istifade etmelidir.
 
4. Sürekli artan su ihtiyaçları: Bundan 40 yıl sonra su ihtiyaçları 8 kat artarak içilebilir su kaynakları azalacaktır. Ülkenin su politikaları ele alınmalıdır.
 
5. Küresel enerji sorunları: 2050 yılına doğru kullanılan enerji kaynaklarının P’si yeşil enerji olacaktır. Kazakistan yeni enerji kaynaklarını geliştirmelidir. O zamana kadar enerji ihtiyaçları iki kat artacaktır.
 
6. Doğal kaynakların sınırlılığı: Rezerv doğal kaynaklar yeniden değerlendirmeli ve yeni enerji yönetim yollarını araştırılmalıdır.
 
7. Üçüncü teknoloji devrimi: Teknolojik gelişim göz önünde bulundurarak yeni çözümler bulma.
 
8. Sosyal istikrarsızlık: Dünyada 200 milyon işsiz olduğunu ifade eden Kazak lider her türlü zor durumlara hazır olmanın gerekliliğinin altını çizdi.
 
9. Değerler kriziyle ilgili çelişkiler: Kültürlerarası diyalog ve barışın istikrarın temeli olduğunu her zaman aklımızda tutmak lazım.
 
10. Yeni krizin doğurdukları problemler: 2013-2014 yıllarında hammadde fiyatlarının ani düşme olasılığına karşı her türlü senaryo ve risklere hazır olmak gerekir.  
 
Yukarıda sözü edilen global şartları temel alarak ufuklarımızı genişletmeliyiz diyen N. Nazarbayev bütün şirket ve kuruluşların 2050 yılına kadar planlar geliştirmesi ve onu takip etmeleri gerektiğini vurguladı. Kazakistan’ın 2050 yılına doğru dünyanın en gelişmiş 30 ülkesi arasında yer alması için tüm gerekli insani, sosyal, doğal ve maddi imkan ve kaynaklar bulunmaktadır. Onun için gençlere gerekli eğitim vermek gerekir.
 
Aşağıda Kazakistan’ın yeni 2050 Kalkınma Programı’nın kısaca özeti verilmektedir:
 
1- Ekonomik politika bundan böyle kazançlılık, pragmatizm, kaynakların tasarrufu, verimliliği, ve korunması prensiplerine binaen yürütülecektir. Bunun için yeni gelişim kaynakları ve piyasalarının aranması, yatırımlar için verimli şartların sağlanması, devlet ve özel sektör işbirliğinin sağlanması düşünülmektedir. Ayrıca yeni kadro politikası, bütçe ve vergi sistemi ıslah ve kontrol edilecek. Yeni teknoloji ve yeniliklere elverişli vergi şartları düşünülecektir. Paraların ancak devlet ihtiyaçlarına göre harcanılmasına dikkat edilecektir. Ülke büyük bir şirket gibi işleyecek ve kaynaklar doğru ve kanuni şekilde yönetilecektir. Bunun için ciddi idari ve hukuki reformlar gerçekleştirilecektir. Zaten yönetim açısından Kazakistan büyük bir ülke değildir. Devlete ait zenginlikler ve maddi varlıklar profesyonelce yönetilecektir.
2- Kazakistan’da birkaç yıldır Endüstriyel ve Yenilikçi Kalkınma programlarını gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Ülkenin hammadde ihracatına bağlılığını maksimum ölçüde azaltmak için yerel sanayi geliştirilecektir. Sanayi ve yenilikçi düşünceler olmadan hiç bir ülkenin geleceğinin olmadığını vurgulayan Kazak lideri, yeni kadroların yetiştirilmesi ve yeni teknolojilerin sağlanması gerektiğini söyledi. 2025 yılına doğru Kazakistan’ın ihracatındaki hammadde dışı malların 2 kat, 2040 yılına kadar 3 kat artacağı tahminleri büyük ilgiyle karşılandı. Ayrıca köy işlerinin modernleştirilmesi ve işletmecilik sahasının devletçe desteklenmesi gerektiği söylendi. Bunun için tarımcılılık ve hayvancılığın geliştirilmesine önem verilecektir. Bunun için bu sahaya yapılacak yatırımın 4,5 arttırılacağı ve su sorunlarının çözülmesi düşünülmektedir. Ticaret Odası, yerel işletmeleri koruyacak kurum olarak düşünülüyor. Bütün işletmeciler artık Ticaret Odasına üye olmaya mecbur olacaktır. 2030 yılına doğru özel sektörün 2 kat artması, 2050 yılına doğru ise ulusal ekonominin omurgası haline geleceği planlanmaktadır. Bunun için işletmelerin gelişmesi yönünde gerekli verimli şartlar sağlanacaktır.
 
3- Sosyal politikaya konusunda, ihtiyaç sahibi kesimlere maddi yardımların azaltılmayacağı belirtildi. Yeni sosyal politikanın amacı fakirliği azaltarak hayat standartlarının yükselmesini sağlamaktır. Bunun için bölgesel idarecilerin kontrolü, iç göçlerin denetimi, yeni iş alanlarının yaratılması, anne ve çocuklar korunmasına yönelik düzenlenmelerin yapılması, sağlık sisteminin modernleştirilmesi planlanmaktadır.
 
4- Eğitim sisteminde uzman ve kadroların yeniden yetiştirilmesi düşünülmektedir. Rekabet edebilir bir millet olmak için Kazakistanlı’ların dünyanın bilimsel donanıma sahip halklarından biri olması gerekiyor. Teknik eğitime, özellikle mühendislik dallarına büyük önem verilecektir. Üretim ve eğitimin işbirliğinin geliştirilmesi, eğitim ve öğretim sisteminin modernleştirilmesi gerekir. Yeni araştırmaların yürütülmesinde teknolojiler nakline önem verilecektir. Teknolojinin nakliyle çağdaş eğitim alan Kazak gençlerin ülkenin geleceği ve temeli oldukları birkaç kez dile getirildi.
 
5- Devlet yönetiminin modernleştirilmesi ve demokratikleşmesine konusunda da; Kazakistan’da yeni bir devlet yapılanması başlayacaktır. 2013 yılında merkezi yönetim, bazı yetkilerini yerel yönetim organlarıyla paylaşacak, toplumsal katılım arttırılacak, kırsal bölgelerin yöneticileri seçim yoluyla gelecektir. Devlet memurluğunda idari reformlar yapılacak ve sistem daha şeffaf olacaktır. Parlamentonun rolün arttırılarak, Adli sistemin yeniden düzenlenip iyileştirilmesi planlanmaktadır. Kazakistan’da halkın mahkemeye olan saygı ve güveninin arttırılacağı, Bağımsız yargının kurumsallaşması gerçekleştirilecektir. 2013’te hukuk koruma memurlarının teftiş edileceği ve maaşlarının arttırılacağı ilan edildi. Ülkemizde 18.000 sivil toplum kuruluşunun faaliyet göstermesi genç demokrasimizin delilidir.
 
6- Dış politika ve bölgesel güvenlik konusunda ülkenin en yakın bölgesel ortağının Rusya, Çin, Orta Asya ülkeleri, ABD, AB ve diğer Asya ülkeleri olduğu vurgulandı. Kazak liderine göre Kazakistan’ın dış politikasının başlıca hedef ve önceliğinin Avrasya Ekonomik Birliği'ni kurmaktır. Kazakistan’ın siyasi bağımsızlığının sarsılmaz olduğunu vurgulayan Nazarbayev kimsenin ülkenin bağımsızlığını ihlal edemeyeceğinin altını çizdi. Avrasya Birliği’nin her türlü kararları ortak anlaşma ile alınacaktır ve dolayısıyla adaletsizliğin oluşmasına imkan verilmeyecektir. Ayrıca Orta Asya’nın bütünleşmesi ve güvenliğine de önem verilecektir. Kazak dış politikasının öncelikleri şunlardır: Bölgesel ve ulusal güvenliği arttırma, ekonomik ve ticari diplomasinin devam ettirilmesi, uluslararası kültürel ve bilimsel bağları arttırma, daima ülkenin ekonomik çıkarlarını hedef tutma. Güvenlik meselelerinde KGAÖ ile işbirliğine devam edilecektir.
 
7- Yeni vatanseverlik ve eşitlik anlayışı, ülkenin gelecek başarılarının temelidir. 2012 yılında Londra’da düzenlenen Dünya Olimpiyat Oyunlarında Kazakistan’ın 7 altın madalya kazanarak dünya on ikincisi olduğunu hatırlatan Nazarbayev, ülkede yaşayan farklı etnik grupların dostluğu ve uyumu sayesinde Kazakistan’ın daha nice büyük başarıları gerçekleştireceğini söyledi.
 
Konuşmanın bundan sonraki kısmı genel itibarıyla Kazaklara yönelikti. Kazakistan bütün Kazak ve Kazakistanlı’ların kutsal vatanıdır. Kazak halkı Stalin döneminde Kazakistan’a göç ettirilen farklı etnik gruplara (Tatar, Türk, Kürt, Çeçen, Koreli, Karaçay Balkar, Alman, Ukraynalı, Azerbaycanlı vs.) büyük misafirperverlik göstermiş, manevi destek vermiş, onlarla kardeşçe son ekmeğini paylaşmıştır. Kazaklar başta olmak üzere bütün Kazakistanlı’lar devletimizin gelişmesinde katkıda bulunmaktadır. Kimsenin ayrılıkçılık veya ayrımcılık yapmaya hakkı yoktur diyen Nazarbayev, 21. yüzyılda bütün devletlerin çokuluslu olacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı, kendi vatanını seven bir halk başka halkları incitmez, başkalarına büyüklüğümüzü barış ve diyalog kurmakla göstermeliyiz diye konuştu. 
 
2025 yılından itibaren Kazakçanın Latin harflerine geçilmesi önemli entellektüel değişimlerin başlangıcıdır. Kazakistan bunun için şimdiden hazırlıklara başlayacaktır. Latin harflerine geçiş sayesinde Kazakça modernleştirilecek ve zamanla uyum sağlayacaktır. Kazakça geliştirilerek bir bilgi dili olacaktır. Devlet dili olan Kazakça 2025 yılına doğru tüm sahalarda kullanılacaktır. Ama tabii bu konuda ayrımcılığın önlenmesi gereklidir. Nazarbayev’e göre Kazakistan’ın geleceği Kazak dilindedir. Çünkü toplumu birleştiren faktör dildir. 1991 yılında Kazakların sayısı 4,8 milyon (A) idi. Şu anda Kazaklar 11 milyondan fazladır (e). Kazak Kazakla Kazakça konuşsun diyen Cumhurbaşkanı dilimize olan bakışın halkımızla direk ilgili olduğunun altını çizdi. Önce kendimizi düzeltelim ondan sonra başkalarına da örnek olabiliriz. Ne zaman ki Kazak dili hayatın tüm sahalarında kullanılacak, devletimiz istikrarlı ve gelişmiş bir ülke olabilecek işte o zaman tam anlamıyla Kazak Devleti olarak adlandırılabileceğiz.  
 
Kazakların en büyük sorunu birlik meselesidir. Birlik; işbirliği, anlayış, sabır gerektirir. Kazaklar dış işgale uğramamıştır. Aramızda ayrılıklar baş gösterdiğinde, ülkemiz parçalanarak zayıflamıştır. Kazakistan’ın gelişmiş ve güzel bir ülke olması Kazaklardan başka kimin çıkarlarına uygundur? Boylara ve bölgelere bölünmek ülkenin geleceği için çok tehlikelidir. Bir bir halkız, Kazaklarız diyen Kazak lider ülkemizin yeni kahramanları çıkarması gerektiğine işaret etti.
 
Kazakistan’daki dini duruma gelince Nazarbayev tabii biz Müslümanız, müslümanlığımız da gelenek ve adetlerimizle örtüşmektedir, saygıya dayanır diye konuştu. Dış güçler gençlerimize etki ederek çeşitli olumsuz dini örgütlenmelere çekmekteler. Nazarbayev gençleri 21. asra davet ettiğini, yıkıcı ve köktenci cemaatlerin ise orta çağa götürdüğünü söyledi. Ülkemizin başarılı gelişmesinin sırrı, devletimizin laik olmasıyla ilgilidir. 2050 programı özellikle Kazaklara büyük bir mesuliyet yükler. Kazakları birleştiren faktör ecdadının savaşlarda dökülen kanıdır. Babalarımızın ruhu ve gençlerimizin iradesi arasındaki manevi bağlar kopmamalı, Kazak halkı ebedi millete dönüşme yolunda yürümeye devam etmelidir. Kazakların tek vatanı vardır, o da Kazakistan’dır. Bağımsız Kazak devleti, özgür düşünceli gençlerin bilimi ve hedefleri sayesinde Güce dönüşecektir. İrade, çalışkanlık ve hedefe odaklılık prensiplerini temel almalıyız. 21. yüzyıl Kazakistan’ın Altın Çağı olacaktır. Cumhurbaşkanı buna gerçekten inandığını ifade etti. Yeni yüzyıl Kazakistan için barış, istikrar ve kalkınma çağı olacaktır. Konuşma sonunda da Nazarbayev Kazakistan’ın hedeflerine ulaşacağını vurguladı.    
 
Bu konuşmanın önceki konuşmalardan başlıca farkı Nazarbayev’in her zamanki gibi Kazakistanlılar retoriğinin yerine, açıkça Kazaklara hitap etmesidir. Böylece, diğer etnik gruplar arasında çok takdir edilen Cumhurbaşkanı, artık Kazak milliyetçi kesiminin gönlünü de kazanmış oldu. Daha önce ülkenin Avrasya Birliği’ne girmeye karar vermesi ülkedeki Slav etnik grupları hoşnut etmişti. Bu demektir ki artık Kazakistan halkının mutlak çoğunluğu devletin yürüttüğü politikayı gerçekten destekleyecektir. Yani Kazakistan toplumu biçimsel barış ve birlikten hakiki barış ve birliği yaşama dönemine geçecektir. Bu konuşma Nazarbayev’in tüm Kazakistanlı ve Kazakların tarihi lideri olduğunun tartışılmaz delilidir. Sadece bir örnek, 2025 yılına doğru Kazak dilinin toplum hayatının tüm sahalarında başrolü oynayacağını vurgulaması ve böylelikle ülkenin Kazak Devleti olarak adlandırılmasının mümkün olabileceğini dile getirmesi, Kazakların ulusal bağımsızlığı ve gururu açısından büyük tarihi ve manevi zafer olarak kabul edilebilir. Ayrıca, 2025 yılından itibaren Kazakça Latin alfabesine dönüştürülecektir. Bu da Kazakçanın diğer Türk dillerine biçimsel olsa da yaklaşması olarak da algılanabilir. Kazakistan’ın 2050 yılına doğru dünyanın en gelişmiş 30 ülkesi arasında yer alma hedefinin küresel rekabet şartlarında çok zor olacağını unutmamak gerek. Ama Kazakistan’ın bu hedefi gerçekleştirebileceğine inanıyoruz.
 
Kazak Cumhurbaşkanı’nın bu son konuşması Kazak halkı için çok açık ve net mesajlar içermektedir. Bundan önceki konuşmalarında üstü kapalı konuşan Nazarbayev bu sefer Kazakistan’da ev sahibinin Kazaklar olduğunu ilk kez açıkça ve anlaşılır şekilde ilan etmektedir. Ulusal tarihlerinde çeşitli zorluklara katlanan Kazaklar 2050 yılına doğru dünyanın en gelişmiş 30 ülkesinden biri olabilirlerse, kuşkusuz çok güçlü bir halka dönüşecektir.