Türk Dünyasının Geleceğiyle İlgili Kazakların Fikirleri

Doç. Dr. Canat Momınkulov, ORSAM Avrasya danışmanı Al-Farabi Kazak Ulusal Üniversitesi
Bulunduğumuz yüzyılın, aydınlarımız tarafından Türk dünyasının altın asrı olacağı sık sık konuşulmaktadır. Geçen yüzyılda bazı objektif ve sübjektif nedenlerden dolayı Türk dünyası birleşememiştir, hatta aralarındaki bağ ve ilişkilerin kopması büyük trajediye; Türk halklarının birbirlerini anlayamamalarına ve birbirlerinden uzaklaşmalarına kadar götürmüştür. Bu açıdan ortak Türk dili meselesi güncelliğini hala korumaktadır.
 
Ortak Türkçe dil kavramı Türk halklarının aydınları tarafından her zaman düşünülen ve tartışılagelen bir mesele olmuştur. Bu konuda bile Türk aydınlarının görüşleri farklılık arzetmekte, bazı fikri çelişkilere neden olmaktadır. Kazakçanın 2025’ten başlayarak tamamen latince harflerde yazılıp okunacağı gerçeği, Kazakistan toplumunda faklı ve birbirine zıt fikirleri doğurmuştur. Rusça eğitim gören ve o dilde konuşup düşünen (Ruslar, Slav halkları ve bazı Kazaklar) bazı vatandaşlarımız bu fikri rahatsızlıkla kabul etmiş, Kazakça eğitim görüp, o dilde konuşanlar (şehirli Kazaklar) ise bu habere büyük bir umut ve sevinçle bakmışlardır.
 
Hiç olmazsa, bu asırda Türkler olarak birleşebilecek miyiz? Orta Asya Birliği’ni bile kuramadığımız dönemde Türk Birliği’nin kurulması hala mümkün müdür? Türk olmakla Türki olmanın farkı nedir? Uluslararası meselelerle ilgilenen bazı yetkililerimizin bile Türk ve Türki kelimelerinin birbirinden ayıramaması düşündürücüdür. Bu tür ayırmanın nedenleri nedir?
 
Sultanmurat Ermentay, Türk Halkları Dünya Asamblesi Başkanı
 
Türki sözünün 20.asrın başlarında Sovyet yönetimi altında yaşayan Türk halklarını Türkiye Türklerinden ayırmak veya ayırdedebilmek için kullanıma sokulduğunu unutmamak gerek. 20.asıra kadar sadece Türk terimi vardı. Dünyaca ünlü Doğubilimci Bartold kitaplarında Orta Asya halklarıyla ilgili hep Türk terimini kullanmıştır. Ayrıca Bartold Türk halklarını böyle yapay olarak ayırmanın o halkların gelişiminde olumsuz etki edeceğini söylemişti. Bartold, halkların o dönemlerde zaten birbiriyle tercümansız anlaşabildiğini yazmıştı. O zamanlarda Turar Rıskulov başta olmak üzere Kazaklar Orta Asya’da Türk Cumhuriyeti’ni kurma planını Stalin’e bildirmek için Moskova’ya gitmişlerdi. Stalin onların hepsini kovmuş, ayrıca, Orta Asya’yı ayrı ayrı devletlere bölerek onların Türkiye Türklerinin kardeşleri olduğunu unutturma kararı almıştır.
 
Namazalı Omaşev, Gazeteci, Profesör
 
Orta Asya Türk Cumhuriyeti isminin tehlikeli olduğunu anlayan Bolşevikler onun yerine Türkmenistan Cumhuriyeti ismi bile teklif etmişlerdir. Bence Türki sözü geçici olarak kullanılmak içindi. Ama milyonlarca kişi bu terimi hala kullanmaktadır. Türk teriminden korkmamamız lazım. Biz Türk terimini kullanmaya başlarsak diğerleri o şekilde kullanmaya başlayabilir. Turar Rıskulov zamanında Türk Cumhuriyeti’ni kuracaktı, bunu Lenin anlamış olsa dahi, Stalin sertçe reddetmiştir.
 
Koyşığara Salğarin, Kazak Yazarı
 
Eskilerde sadece Türk terimi vardı. 1926 yılında Bakü’de Sovyet Türkologları Toplantısı’nda “Sovyetler Birliği’nde yaşayan Türk halkları Türkiler, Türkiye’dekileri ise Türkler olarak isimlendirelim” kararına varılmıştır. Rusça orijinalinde çoğul türü тюрки (tyurki-türkiler), tekili ise тюрок (tyurok- türki) olmuştur. Türkiye Türkleri ise, турки (turki), ve tekili de турок (turok) olmuştur. Sovyetler bir harfle meseleyi ortadan kardırabilmiştir. Hatta bu Türki terimi çağdaş Türkiye Türkçesine bile girmiştir.
 
Sultanmurat Ermentay, Türk Halkları Dünya Asamblesi Başkanı
 
Yanlış terimler ile düşüncemizi zehirliyorlar. Biz Kazaklığımızı korumalıyız. Çünkü bizim Türkçe düşünme tarzımız Rusça ile kıyasla tamamen başka yöndedir. Ortak dil meselesine gelirsek, bununla devlet değil, vatansever şahısların uğraşması lazım. Mesela Kazakalpakistan’daki bir kardeşimiz ortak Türrçe konusunda araştırma yapmış ve övünebilir sonuçlara varmıştır. Günlük yaşamımızda kullanabileceğimiz 4000-6000 kelimeyi kapsayan ve tüm Türk halklarının anlayabileceği dil modeli yapmıştır. Bize kalan iş ise bu dilde internet-gazetesini ve elektronik basınları kurmaktır. Birbirimizi anlamazsak biz hiç bir zaman birleşemeyiz. En önemli mesele, ortak yazıdır. Ben gençlere “ortak dil olsaydı konuşur musunuz?” diye sorduğumda onlar hep evet cevabını verirler. Bunun için finansa ihtiyaç duyulmaktadır. Bu mesele çözülürse bu ortak dil, iş ve kültüre dönüştürülebilir. İnternet ortamında, ortak Türkçede tüm Avrasya kıtasını kapsayan farklı bölgelerden gelen farklı haberlerin ve kaliteli bilgilerin sunulması durumunda Türklerle birlikte o kaynakları Ruslar bile kullanabilirlerdi. Bizim geleceğimiz birbirimizle kardeş olarak gelişmemizdedir.
 
Yahya Yusuf Janiyar, Türk Dünyası Stratejik Araştırma Akademisi Başkan Yardımcısı
 
Ortak Türkçenin u’si hazır durumdadır. Biz sadece eşitlik ve adalet prensiplerine dayanan ortak dile sahip olduğumuzda ancak birleşebileceğiz. Türkiye’de hepimiz Türkiye Türkçesinde konuşalım, finans meselesini biz çözebiliriz diye konuşanlar da vardır. Oğuzlar tüm Türklerin sadece yarısıdır. 1926’da meseleyi anlayamamıştık, şimdi de bu hatayı tekrarlamayalım. Ama ortak dil yapmak için çok çaba sarfetmek gerekir. Bu iş çok çalışmayı ve adaleti talep eder.
 
Namazalı Omaşev. Gazeteci, Profesör
 
Şimdi de bir büyük kardeşten kurtulduk derken, ikincisine bağlı olmayalım. Bu konulardaki planlara dikkatle bakmamız gerekmektedir. Ortak dil, kanımızın bir, canımızın bir, dil ve dinin bir, tarihimizin de bir olduğunu bu ortak dil sorununu çözebilirsek ancak ispatlayabileceğiz.
 
Sultanmurat Ermentay, Türk Halkları Dünya Asamblesi Başkanı
 
Bu ortak dil meselesini nasıl çözebiliriz sorununa gelirsek, bu iş yüksek üretim ve somut sonuçlar ister. Hükümet bu işe yardım edemez. Şimdi internet zamanıdır. O ortamda iş ve business konularında elektronik basınların kurulması gerekir. Ortak gazete, televizyon, radyo, forumlar, bloglar ve websiteleri kurmak lazım.
 
Jandarbek Malibekov, Mimar, Professör
 
İlk önce Türk halklarının tarihinin ortak olduğu konusunda tüm Türkler ortak bir görüşe sahip olarak birbirlerine fikri olarak yaklaşmaları gerekmektedir. Her Türk halkı kendi tarihini incelemeden, kendinin kim olduğunu bilmeden, ortak soyunu ve geçmişini hissetmeden Bir El – Türk Eli kavramını oluşturmak zordur. Ancak bundan sonra ortak dil meselesi çözülebilir.
 
Aydos Sarım, Siyaset Uzmanı
 
Bence Türk terimini kullanmak mantıklıdır. Çünkü şairimiz Mağcan Jumabayoğlunun:
Türkistan eki düniye esigi ğoy,
Türkistan er türktin besigi ğoy
 
dediği gibi, neden Türklüğümüzden utanmalıyız? Biz de Türküz. Türk dememiz kendi Kazaklığımızı unutmak anlamına gelmez tabii... Yakın dönem, 15-20 yılda Ortak Türk dilinde belki konuşamayız, ama daha ileride konuşabiliriz. Kardeş Türklerin birbirini anlaması ve yaklaşması için bir Oğuz Kıpçak Türkçesini, bir Kıpçak’da Oğuz Türkçesini öğrenmelidir. Türkiye’nin bölgemizdeki nufüzünün artmasına gelince, biz bundan hiç bir zarar görmeyeceğiz. Aksine, Türk halklarının birleşmesi veya bütünleşmesi Kazak halkının önümüzdeki yüzyıllarda kendi bağımsızlığı ve devletini korumasının garantisidir. Bundan dolayı bunu bir sorun yapmamak gerek ve kendimize düşen vazifelerimizi kendi çıkarlarımızın çerçevesinde yerine getirmeye devam etmemiz lazım. Tabii, Türklük meselesi Kazaklığımızdan vazgeçme anlamına gelmez. Türklerin birleşmesi o kadar kolay olmayacaktır. Bu konuda planladığımız somut işleri tamamlayabilirsek bile yeterlidir. Tabii, bunun için büyük gayret göstermemiz ve yılların geçmesi gerekir.
 
Kaynakça:
 
Türki Aleminin Ğasırı Türklerdi Biriktire Ala Ma?
Aykın Cumhuriyet Sosyal ve Siyasal Gazetesi. 3. Sayfa, No 39, 2194, 2 Mart 2013, Cumartesi. (Yazının kısaltılmış ve değiştirilmiş nüshasıdır) www.aikyn.kz