Suriye Gündemi: 10-16 Eylül 2018

Uluslararası Suriye Gündemi
Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin 7 Eylül 2018 tarihinde Suriye meselesini konuşmak üzere toplandığı Tahran zirvesinin yankıları uluslararası basında sürmeye devam etti. Zirvede Türkiye, İdlib konusundaki anlaşmazlığın askeri değil, diplomatik yollarla çözümü ve ateşkes durumunun devamı konusunda ısrarcı oldu. Buna karşın Rusya ve İran, Suriye rejiminin İdlib’e askeri operasyon yapması konusundaki ısrarını sürdürdü. İdlib konusunda Tahran Zirvesi’nde kesin bir sonuç alınamamış olsa da, taraflararası diyaloğun devam ettiği görülüyor. Bu çerçevede Erdoğan ve Putin’in Soçi’de bir araya gelmesi gündemdedir.
Uluslararası basında Suriye ile ilgili diğer bir gündem maddesi yine İdlib ile bağlantılı olarak olası İdlib operasyonunda rejim güçlerinin kimyasal silah saldırısı düzenleme ihtimali üzerine tartışmalardı. Bu noktada Rusya, muhaliflerin bir mizansen şeklinde kimyasal silah kullanıp suçu rejime yıkacağını iddia ederken, Batı merkezli yayınlarda Esad’ın daha önce defalarca yaptığı kimyasal silah saldırıları örnek gösterilerek böyle bir saldırının tekrar yapılabileceği vurgulandı.
İdlib gündemi nedeniyle arka planda kalsa da ABD’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki nüfuzunu konsolide etme yönünde bazı askeri sevkiyatlarının gerçekleştiği görüldü. ABD, Deyr ez-Zor’daki askeri üssüne yeni konvoylar göndererek caydırıcılığını arttırırken, Çin Doğu Akdeniz’de Rusya’nın gerçekleştirdiği tatbikata 3500 kişilik bir askeri güç ile katılarak ilk defa Suriye savaşı ile ilgili doğrudan askeri bir girişim içinde yer aldı.
Suriye’de askeri çatışmalar devam ederken siyasi çözüm konusunda da girişimler olmakta. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura liderliğinde toplanan ve Türkiye, Rusya, İran üst düzey diplomatlarının katıldığı Cenevre’deki toplantıda İdlib özelinde Suriye ile ilgili konular konuşuldu. Bu toplantıda Rusya’nın Suriye Özel Temsilcisi Lavrentiev’in söylediği ‘Türkiye’nin İdlib’deki İslamcı unsurları temizlemekle yükümlü olduğu’ ifadesi, Rusya’nın geçen haftaki hava saldırılarını meşru kılma çabalarını yansıtıyordu.
14 Eylül 2018 tarihinde İstanbul’da gerçekleşen ve Türkiye, Almanya, Fransa, Rusya temsilcilerinin katıldığı Suriye konulu toplantı da haftanın önemli gelişmelerindendi. Bu toplantı daha çok olası İdlib operasyonunun Avrupa’ya etkileri üzerine görüş alışverişi şeklinde gerçekleşti.

Bölgesel Suriye Gündemi
Haftalık basında en çok atıf alan yazılardan biri, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Wall Street Journal’a yazdığı makale olmuştur. Erdoğan bu yazısında Suriye halkının Esad rejiminin insafına bırakılamayacağını ve Esad’ın durdurulması gerektiğini özellikle vurguladı.
Bu haftanın en dikkat çeken gelişmelerinden biri de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Suriye rejiminin kalesi diye atfedilen Lazkiye’de gerçekleştirdiği ve 2013’deki Reyhanlı terör saldırısında hayatını kaybeden 53 kişinin katil zanlısı Yusuf Nazik’in Türkiye’ye getirilmesi oldu. Türkiye’nin İdlib operasyonunun gündemde olduğu bir dönemde bu operasyonu gerçekleştirmiş olması, Rusya ve Suriye rejimine İdlib operasyonunu gözden geçirmeleri konusunda verilen bir mesaj izlenimi yarattı.
Suriye’de üzerinde tartışılan diğer bir başlık olan Münbiç’te ise somut adımların atılamadığı gözlenmekte. ABD ve Türkiye arasında varılan mutabakat çerçevesinde Eylül 2018 tarihine kadar YPG’lilerin Münbiç’i terk etmesi gerekirken bu konuda adım atılmadığı görülmektedir. Şimdilik Türkiye ve ABD orduları Münbiç çevresindeki bağımsız sınır devriye görevlerini yerine getirmekte. Pentagon tarafından yapılan son açıklama Münbiç’e Türk birliklerinin girmeyeceği şeklinde oldu. Türkiye ile ABD arasındaki Suriye özelindeki muhtemel gerilimlerle ilgili olarak, Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ABD güdümündeki YPG’nin İdlib operasyonunda rejime destek verebileceği ihtimalinin altını çizdi. Trump’ın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’un, Münbiç Askeri Konseyi Sözcüsü Şirvan Derviş’i muhaliflerle mücadele edecek oluşumun başına ataması, Çavuşoğlu’nun bahsettiği bu ihtimali kuvvetlendirir nitelikte bir gelişme olarak gösterilebilir.
Suriye’deki savaşa dolaylı ve doğrudan taraf olan tüm aktörler buradaki varlıklarını bir şekilde güçlendirme yoluna gitti. Geçen hafta Rus jetlerinin İdlib’e yönelik saldırılarından sonra Türkiye de bölgedeki varlığını güçlendirmek üzere sınıra ve İdlib içerisindeki bazı noktalara  askeri sevkiyatlar yaptı.

Yerel Suriye Gündemi
İdlib’de başlayan gerilim ortamı burada yaşayan 3,5 milyon halk üzerinde olumsuz anlamda bir domino etkisi yaratmaya başladı. Son raporlara göre geçtiğimiz iki haftada 38,500 kişi güvenlik gerekçesi ile yerlerini terk etmek zorunda kaldı.
Rusya’nın geçen hafta İdlib’e yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları bu hafta devam etmese de Esad’ın topçu birlikleri Hama ve İdlib dolaylarını bombalamaya devam etti. Özellikle İdlib’in güney bölgeleri sürekli bir şekilde rejim saldırılarının hedefinde bulunuyor. Bu saldırılardan birinde Tahrir el-Şam’ın müstahkem mevkilerinden birisinin yok edildiği belirtiliyor. Rejim her ne kadar enerjisini İdlib’e yöneltme eğiliminde olsa da Suriye’nin diğer bölgelerinde zararlı gördüğü unsurlara karşı saldırılarını da devam ettiriyor. Bu hafta içinde rejim güçleri tarafından Hama ve Suveyde dolaylarında birtakım operasyonlar gerçekleştirildi.