Suriye Gündemi: 8-14 Nisan 2019

Uluslararası Gündemde Suriye
Cumhurbaşkanı Erdoğan Moskova’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi ve Rus mevkidaşı Putin ile Suriye meselesi üzerine görüşmelerde bulundu. İki ülkenin Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak, terörist gruplarla mücadele etmek ve siyasi çözümün bir parçası olarak Anayasa Komitesinin kurulması için işbirliğini arttırmayı hedeflediği belirtildi. Cumhurbaşkanı ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için Türkiye-Rusya işbirliğinin kritik olduğunu söyledi. Putin ise yaptığı açıklamada, Suriye’de her türlü bölünmenin önlenmesinin kritik olduğu ve bu nedenle iki ülke arasındaki işbirliğinin önemli olduğunu vurguladı. Ortak basın toplantısında Putin kendisine yöneltilen ABD’nin Golan Tepeleri hamlesiyle ilgili soruları yanıtladı. Rus lider, Rusya’nın bu hamle karşısında tutumunun belli olduğu ve ABD’nin bu hareketiyle BMGK kararlarını ihlal ettiğini söyledi.

Rusya'nın BM Daimî Temsilcisi Vassily Nebenzia, bir Arap medya organına açıklama yaptı. Suriye'deki Rus varlığının meşruiyetini savunan Nebenzia, İran, Türkiye ve diğer ülkelerin en nihayetinde Suriye topraklarını terk etmeleri gerektiğini iddia etti. Nebenzia, İdlib’deki mevcut durumun sonsuza dek donmuş halde olmayacağının altını çizerek, Suriye’de istikrarı sağlamak için tek etkili mekanizmanın Astana formülü olduğunu belirtti. Ayrıca BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in yakın zamanda Suriye’de anayasa komisyonunun kurulduğunu açıklamasının beklendiğini dile getirdi.

Rusya'nın BM Büyükelçisi Vasily Nebenzya BM Güvenlik Konseyi'nde mültecilerle ilgili bir toplantıda, Temmuz 2018’den bu yana Moskova ve Şam’ın yardımıyla 177 binden fazla Suriyeli mültecinin gönüllü olarak evlerine döndüğünü açıkladı. Lübnan ve Ürdün üzerinden günlük yaklaşık bin kişinin Suriye’ye döndüğünü belirten Nebenzya bu süreçte istikrarlı bir artışa tanık olduklarını vurguladı.

Moskova'da, Rus Parlamentosunun alt kanadı Duma'da Rusya, Türkiye ve İran parlamentolarından heyetlerin katılımıyla "Suriye krizi" görüşüldü. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, burada yaptığı konuşmada, söz konusu toplantının tarihi olduğuna belirterek Türkiye, Rusya ve İran temsilcilerinin bir araya gelmesinin bütün dünya ve bölge için önemli bir mesaj olduğuna işaret etti. Bozkır, Türkiye, Rusya ve İran'ın gayretleri ve işbirliği ile IŞİD terör örgütünün eylemlerinin sınırlandırıldığını söyledi. Bozkır, Astana süreci çerçevesinde Cenevre sürecinin tekrar hayata geçtiğini, Anayasa Komitesinin bir an önce oluşturulması için adımlar atıldığını da kaydetti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile bir araya geldi. Görüşme sonrasında yapılan basın toplantısında, BMGK’nın 2254 sayılı kararı ile Suriye Ulusal Diyalog Kongresi kararı doğrultusunda krize siyasi bir çözümden başka bir alternatif olmadığının altını çizdiklerini ifade eden Lavrov, bu kararlar çerçevesinde şimdi Anayasa Komitesi kurma yönündeki çalışmaların tamamlanmakta olduğu açıkladı. Komitenin en yakın zamanda Cenevre’de çalışmaya başlaması gerektiğini de vurguladı.

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Suriye'deki sorunda askeri çözümün işe yaramayacağını, sorunun kaynağının siyasi çözümün bulunmaması olduğunu ve eğer çözüm bulunmazsa bu şekilde devam edeceğini ifade etti. Türkiye ile AB'nin Suriye krizine yaklaşımının her zaman aynı olduğunu, BM’nin öncülüğünde Cenevre'de yürütülen süreci desteklediklerini belirtti. Berger Türkiye'nin çok zorlu bir coğrafyada yer aldığını, terörle mücadelesinin de bu anlamda büyük önem taşıdığını da sözlerine ekledi.

Fırat’ın Doğusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya ziyareti sırasında, Türkiye’nin Suriye’de yeni bir operasyon düzenleme olasılığını Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmek istediğini açıkladı. Sınırdaki hazırlıkların tamamlandığını ve her an operasyona başlayabileceklerini söyleyen Erdoğan Moskova ziyareti sonrasında Putin ile yaptıkları ortak açıklamada “IŞİD ne kadar büyük bir tehlike ise YPG ve PKK da aynı ölçüde bir tehdittir.” şeklinde konuştu.

Türk ordusu ve ÖSO güçleri, YPG’nin Halep’in kuzeyindeki askeri noktalarına operasyon düzenledi ve bölgede şiddetli çatışmalar yaşandı. YPG ve ÖSO arasındaki gerginlikler, Halep’in kuzey kırsalında son zamanlarda artış göstermekteydi. Türk Ordusunun, Suriye’nin kuzeyinde, başta Menbiç ve Tel Rıfat olmak üzere SDG’nin kontrolü altında bulunan bölgelere karşı yeni bir askeri operasyon başlatması beklenmekte. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü YPG/PKK’ya karşı sınır ötesi bir operasyon başlatacağının sinyalini vermesinden bu yana Türkiye, Suriye sınırındaki askeri varlığını pekiştirmekte.

Demokratik Suriye Güçleri’nin sözde komutanı Mazlum Kobani, Kobani’de, PYD’ye bağlı olan sözde “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi” tarafından gerçekleştirilen etkinlikte yaptığı konuşmasında, “Kobani’nin IŞİD’e karşı verilen savaşta kurtarılmasına destek veren Peşmerge Güçleri’ne teşekkür etti. Mazlum Kobani, askeri ve siyasi yöneticilerin yanı sıra eski Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’inde katıldığı etkinlikte Suriye rejimiyle müzakerelerde bulunmak istediklerini de kaydetti. Konuşmasında dikkat çeken bir diğer nokta ise, Kobani’nin Türkiye ile görüşmelere hazır olduklarını ancak bunun için iki şartlarının olduğunu söylemesi oldu. Türkiye’nin Afrin’den çekilmesi gerektiği ve Suriye’nin kuzey ve doğusuna müdahale etmemesi şartlarını öne süren Kobani SDG’nin hiçbir kesime saldırmadığını, bölgeyi geriletecek bir harekette bulunmadığı ve amaçlarının halkı terörden korumak olduğunu idda etti.

Suriye Demokratik Ulusal İttifakı Tabka Şube Başkanı Selam Hisen, Suriye krizinin siyasi bir kriz olduğunu ve askeri çözüm seçeneklerinden uzak durmak gerektiğini belirterek, Suriye’nin kuzeyi ve doğusundaki yönetim şeklinin krizin tek çözüm yolu olduğunu iddia etti. Suriye’deki durumun çözümünün, krize müdahil ülkelerin yönlendirmeleriyle çözülemeyeceğini söyleyen Hisen, Rusya’nın Suriye rejimi ile masaya oturmaları konusunda garantörlük yapabileceğini ama Suriyeliler arası diyaloğun Şam’da olmasının şart olmadığını, kuzey ve doğu Suriye’de de olabileceğini sözlerine ekledi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ABD Kongresi’nde gerçekleştirilen 2020 bütçe görüşmelerinde, Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD askerlerinin sayısını azaltmayı ve Avrupalı güçlerin sayısını arttırmayı tartıştıklarını söyledi. Pompeo, bölgede IŞİD’in tekrar belirmesini engellemek için bölgede istikrarlı bir güç bulundurmak zorunda olduklarını ve bir felaketin yaşanmaması için her şeyi yaptıklarını ifade etti.

Londra Merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi yaptığı bir açıklamada, ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin, askeri ve lojistik ekipman  taşıyan onlarca kamyonla yeni bir askeri konvoyu Irak Kürdistan Bölgesi’nden Demokratik Suriye Güçlerinin Fırat’ın doğusunda işgal ettiği bölgelere gönderdiğini açıkladı.

Suriyeli muhalifleri temsilen katılan Riyad görüşmelerinde Mustafa Seceri, Suriye’de Ayn el-Arab (Kobane) savaşının ilk günlerinden itibaren YPG/PKK ile yakın ilişki kurmaya başlayan BAE ve Suudi Arabistan’ın bugüne kadar örgüte 1 milyar dolar kaynak aktardığını açıkladı. Seceri, PKK’nın yerel yapılanması konusunda verilen ciddi orandaki mali desteğe ek olarak bölgede etkin Arap aşiretlerini ikna görevini de yine BAE ve Suudi Arabistanlı yetkililer tarafından sağlandığını sözlerine ekledi.

Suriye Rejimi Bölgesi
Rusya’nın BM Büyükelçisi Vasily Nebenzya, günde ortalama bin kişinin Suriye’ye döndüğünü ve Haziran 2018’den buyana bu sayının toplam 177 bin olduğunu belirtti. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ise 6 milyondan fazla Suriyelinin evlerine dönmek istediğini fakat bazılarının dönmeye korktuklarını ifade etti.

9 Nisan 2019 tarihinde Hama’ya yönelik bir intihar saldırısı gerçekleştirildi. Rejime ait bir askeri noktayı hedef alan saldırı neticesinde 3 rejim askeri öldü. Saldırıda ayrıca bir tank da imha edildi. Olayın ardından rejime ait birlikler tarafından bölgeye yönelik karşı saldırılar başlatıldı.

İsrail tarafından Hama’daki askeri noktalara düzenlenen hava saldırısı sonucunda 3 rejim askeri yaralandı ve birçok bina da yerle bir edildi. İsrail tarafından anlık bir açıklama yapılmazken saldırının bölgedeki İran hedeflerine yönelik olduğu tahmin edilmekte.
 

İdlib, Fırat Kalkanı ve Afrin Bölgesi
14 Nisan 2019 tarihinde rejim tarafından İdlib’e yönelik yapılan hava saldırısı sonucunda 5 sivil yaralandı. Gece yapılan saldırı Urum el-Cavz ve Bsankul kasabaları ile Cebel el-Arabeyn’i hedef aldı. Silahsızlandırılmış bölgeye yapılan bu saldırı rejimin ihlallerine bir yenisini ekledi.

Türkiye tarafından 13 Nisan 2019 gecesi Suriye sınırına başlatılan askeri sevkiyat 14 Nisan’da da devam etti. Bu son sevkiyat İdlib’e komşu olan Hatay’a yapıldı. Özellikle komandoların bölgeye sevk edildiği belirtildi.

Beyaz Baretliler’in raporuna göre Esad rejimi ve İran destekli militan gruplar tarafından Mart 2019 içerisinde İdlib’de oluşturulan silahtan arındırılmış bölgeye toplam 6 bin 422 saldırı gerçekleştirildi. Ayrıca rejim tarafından İdlib’deki sivillere karşı 86 hava saldırısı yapıldığı da raporda belirtildi.