Irak’ta Kalkınma Yolu Projesi Adımları

27 Mayıs 2023 tarihinde Bağdat’ın duyurduğu Kalkınma Yolu Projesi, ilk andan itibaren bölgesel ve küresel bir etki oluşturdu. İlk olarak Kuru Kanal Projesi olarak adlandırılan girişimin ismi, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin 21-22 Mart 2023 tarihlerinde gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde Kalkınma Yolu Projesi olarak değiştirildi. Basra’dan Türkiye’ye uzanan hat, Avrupa’yı Doğu Asya ve Hindistan’a bağlaması hasebiyle jeostratejik öneme sahip. Aynı zamanda Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’yle de uyumlu olması Pekin’in de dikkatini celbediyor.

Proje, Irak açısından uluslararası alanda ülkenin önemini arttıracak potansiyelde. Hayata geçirilmesiyle de Irak, bölgesel bağlantısallığın yanı sıra uluslararası etkileşim noktasında da stratejik ehemmiyeti artan bir aktör pozisyonuna gelecek. Bu da yeni bölgesel dinamikler anlamına geliyor. Nitekim projenin faaliyete geçmesiyle Süveyş Kanalı’nın oynadığı bölgesel role bir alternatif olarak rekabet dinamiği ortaya çıkacak.

Öte yandan Irak’a yönelik yatırımlar konusunda hareketli bir döneme de giriş yapıldığını ifade etmek mümkün. Zira projenin duyurulmasının ardından başta Türkiye olmak üzere Katar ve Çin gibi ülkeler proje kapsamındaki yatırımlarla ilgilendiklerini belirterek çeşitli hamlelerde bulundu. Bu da maliyeti tahmini olarak 17 milyar dolar olan 1200 km uzunluğundaki kalkınma yolu kapsamında, yatırım düzeyinde bir rekabetin ortaya çıktığını gözler önüne seriyor. Irak da bahsi geçen ülkelerin katılımından memnun. Yapılan ikili görüşmeler ve mutabakatlar da bunu doğruluyor. Dolayısıyla ülkede gerçekleşecek yatırımlar, bu aktörlerin Irak’taki varlığını ve projedeki rolünü arttıracak nitelikte olacak.

Bu kapsamda yaşanan son gelişme Irak ve Türkiye arasında yeni iş birliği süreçlerinin yaşanacağının açıklanması oldu. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 22-24 Ağustos 2023 tarihlerinde gerçekleştirdiği Irak ziyaretinden kısa bir süre önce Irak Ulaştırma Bakanlığından bir heyet de Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. 20 Ağustos 2023 tarihinde Irak kanadından yapılan açıklamada, iki ülke arasında Kalkınma Yolu Projesi ile ilgili ikili anlaşmaların imzalanacağı duyuruldu.  Irak Başbakanı Sudani’nin Ulaştırma Danışmanı Nassir Al-Assadi, “Irak’ı Türkiye üzerinden Ortadoğu ile Avrupa arasında önemli bir mal geçiş merkezî hâline getirecek bu projeyle ilgili olarak Türkiye ile yakın zamanda bir anlaşmaya varmayı bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Türkiye kanadında da proje kapsamında faaliyetlerde bulunulduğu biliniyor. Örneğin, heyetler arası görüşmede Türk yetkililer Büyük Fav Limanı’nın Avrupa’ya bağlanmasını sağlamak amacıyla Türk demiryollarını Irak-Türkiye sınırına bağlayacak 133 kilometrelik demiryolunun inşasına başladıklarını belirtti. Heyetler arası görüşmenin ardından duyurulduğu üzere yeni ikili anlaşmalarla da çeşitli adımların atılacağı söylenebilir.

İkinci bir gelişme ise Türkiye Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın Irak ziyareti. İki ülke arasındaki ticareti yeniden şekillendirecek olan ziyaret, iş birliği ve ortaklıkların geliştirilmesi açısından önem taşıyor. Aynı zamanda ziyaretle birlikte Irak’taki Türk şirketlerin etkilerinin ve rolünün artması da beklenebilir. Nitekim Türk iş insanları ve yatırımcılardan oluşan bir heyet de Bolat’a eşlik etti. Fidan’ın ziyaretinde olduğu gibi Bolat liderliğindeki heyet de çok sayıda üst düzey görüşme gerçekleştirdi. Ticaretten yatırıma ve yeni ortaklıklara kadar birçok konu ele alındı. Bu açıdan gerek proje kapsamındaki faaliyetlere yönelik ilgi gerekse tarafların bu konuda iş birliğini geliştirmeye dair adımları, projeye ve karşılıklı iş birliğini geliştirmeye ne kadar ehemmiyet verildiğinin de bir göstergesi.

Bununla birlikte Irak’taki Türk yatırımlarının iki ülke arasındaki ilişkilerde sahip olduğu büyük rol, proje kapsamındaki ortaklıklarda da kendini gösterecek gibi görünüyor. Irak’ta çoğunlukla gıda, temizlik ve inşaat alanlarında faaliyet gösteren Türk şirketler, Kalkınma Yolu Projesi kapsamındaki çalışmalarda önemli rol oynayabilir. 2021 yılında Irak genelinde 2 binin üzerinde Türk firması faaliyet göstermekteydi. Bilhassa IŞİD’in düşmesinin ardından ülkenin yeniden yapılandırılması kapsamında önemli adımlar atılmıştı. İki büyük Türk şirketi olan TAV İnşaat ve 77 İnşaat tarafından yeniden inşa edilen Musul Havalimanı bunlardan biri. 2024 yılında yeniden faaliyete geçmesi beklenen havalimanı, taraflar arasındaki yoğun çalışmaların yansımaları arasında yer alıyor. IŞİD yıkımının ardından yeniden inşa faaliyetleri kapsamında gündeme gelen Kerkük Hastanesi de bir başka örnek. Benzer şekilde altyapı, ulaşım, sağlık sektörü çalışmalarının ve okul ve köprü yapımı gibi birçok faaliyetin Türk şirketlerce hayata geçirildiği biliniyor. Dahası yatırım konusunda Türk iş insanları arasında, Irak’ta özellikle güneyin ticaret ve müteahhitlik hizmetleri bakımından bakir kaldığı yönünde bir düşünce söz konusu. Buradan hareketle Kalkınma Yolu Projesi çerçevesinde hayata geçirilmesi planlanan proje ve yatırımların önemli ölçüde ilgi göreceği söylenebilir. Bu da Irak-Türkiye ilişkilerinin ekonomi ve ticaret anlamında ivme kazanacağının habercisi niteliğinde.

Öte yandan Kuşak ve Yol Projesi’yle çok sayıda ülkeyle olan bağlarını derinleştiren ve güçlendiren Çin’in de Irak yatırımlarını arttıracağı anlaşılıyor. Kalkınma Yolu Projesi’nden önce de Irak’taki yatırımlarını geliştirme eğiliminde olan Çin’in, söz konusu projeyle ülkeye olan ilgisini arttırdığını gözlemlemek mümkün. Zira projenin duyurulmasının ardından Çin’in Irak büyükelçisinin Irak Başbakanı Sudani’yle gerçekleştirdiği görüşme, Pekin’in ortaya çıkan yatırım fırsatlarını kaçırmak istemediğinin bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Bilhassa enerji konusundaki ortaklıklarını derinleştiren iki ülke arasında, proje kapsamında yeni iş birliği süreçlerinin gündeme geleceğinden bahsedilebilir.

Büyükelçi Cui Wei’nin açıklamaları da Pekin-Bağdat hattında Kalkınma Yolu Projesi merkezli ortaklıkların görüşüleceğine işaret ediyor. Wei, “Kalkınma Projesi Irak için çok önemli çünkü bölgede barış ve refaha giden yol olacak ve Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’nin tamamlayıcısı olacak” ifadelerini kullanmıştı. Bu doğrultuda taraflar arasında fizibilite çalışmaları ve teknik destek konusunda iş birliği adımlarının atılması beklenebilir. Nitekim Pekin açısından önemli bir enerji tedarikçisi konumunda olan Irak, Çin’in özellikle altyapı yatırımları konusunda desteğini almak istemektedir.

Taraflar arasındaki ikili ortaklıklar da bu temelde yürütülmektedir. Bu durumun ise Çin’in ülkedeki varlığını derinleştirdiğini söylemek mümkün. 2020 yılında Pekin, Irak’tan yaklaşık toplam 55,49 ton petrol ithal etmiştir. China National Petroleum Corporation (CNPC), Sinopec, China National Offshore Oil Corporation ve Zhenhua Oil gibi büyük petrol grubu şirketlerinin de yer aldığı firmaların ülkedeki faaliyetleri, Bağdat ve Pekin arasındaki enerji-yatırım dengesini gözler önüne sermektedir. Son olarak Haziran 2023’te Nasıriye Yeni Ham Petrol Deposu Projesi’nin inşaatına yeniden başlandığı duyurulmuştu. Çin devlet şirketi CNPC’nin bir yan kuruluşu olan China Petroleum Pipeline Company’nin projeyi 2025 yılının ikinci çeyreğine kadar teslim etmesi bekleniyor.

Bununla birlikte Irak, 2021’de bölgede, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nden en çok fayda sağlayan ülke olmuş ve 10,5 milyar dolardan fazla yatırım almıştır. Bunun üzerine mevcut projelerin ve iş birliklerinin geliştirilmesi ve derinleştirilmesi noktasında, Kalkınma Yolu Projesi çatısı altında kurulacak yeni mekanizmaların ikili ilişkiler açısından fırsat barındırdığı söylenebilir. Pekin de limanlar, demiryolları, yollar ve çeşitli endüstriyel projelerin inşasını içeren bu fırsatı değerlendirmek isteyecektir. Dolayısıyla Çin’in Kalkınma Yolu Projesi’nin ana katılımcılarından biri olacağı aşikâr. Bu da Bağdat-Pekin diyaloğunun güçleneceğine işaret ediyor.

Irak’ın bu büyük projesiyle ilgilendiğini ortaya koyan bir başka aktör ise yatırımcı profiliyle dikkat çeken Katar oldu. Mayıs ayında projenin duyurulmasının ardından Katar Emiri Tamim bin Hamad Al Sani’nin Irak’a gerçekleştirdiği ziyaret, Doha’nın projeye olan ilgisini ortaya koydu. Nitekim Emir, yaptığı görüşmeler neticesinde çeşitli alanlarda anlaşmalara ve yatırım iş birliklerine imza attı. Emir’in iki yıl içinde gerçekleştirdiği bu ikinci ziyaret, Katar-Irak ortaklığının artacağını gösteriyor. Gerek proje kapsamında gerekse yapılan iş birliği ve yatırım anlaşmalarında hareketle bahse konu ortaklıkların Kalkınma Yolu Projesi temelinde yürüyeceği söylenebilir. Emir’in ziyareti sırasında yapılan anlaşmalar arasında ortak bir (Irak-Katar) petrol şirketinin kurulması ve Irak’a sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sağlanması da yer alıyor. Aynı zamanda geleceğe yönelik 5 milyar dolarlık yatırım taahhüdü de gündeme gelmişti. Bu çerçevede Kalkınma Yolu Projesi ortaklarından birinin de Katar olacağı anlaşılıyor. Doha merkezli yatırımların artacağına işaret eden bir örnek de 19 Haziran 2023 tarihinde yapılan açıklamayla üç Katarlı şirketin Irak Ulusal Yatırım Komisyonu ile birlikte Irak’ta gerçekleştirecekleri 9,5 milyar dolar değerindeki projedir. İkili arasındaki enerji ortaklığı ve yatırım iş birliklerinin karşılıklı ziyaretler ve ortak mekanizmalarla yürüyeceği öngörülebilir.

Netice itibarıyla, Irak bu proje ile bölgesel rolünü güçlendirirken aynı zamanda yatırım çekme noktasında da önemli kazanımlar elde edecektir. Ülkede yıllardır faaliyet gösteren ve çeşitli alanlarda başat aktör konumunda olan yatırımcı ve iş birlikçi ülkeler olarak Katar, Çin ve Türkiye’nin bu süreci yönetirken iş birliği içerisinde mi hareket edeceği yoksa bir yatırım rekabeti mi görüleceğini zaman gösterecek. Ancak her üç devletin de projenin ana ortaklarından olma yolunda ilerlediği ve belirleyici role sahip olmayı amaçladığı görülüyor. Irak’ın, projenin duyurulduğu konferansta bahsedildiği üzere önümüzdeki 5 yıl için 21 milyon doların üzerinde ulaşım yatırımına ihtiyacı olduğu düşünüldüğünde; Katar, Türkiye ve Çin gibi ülkelerin mevcut ikili ilişkiler çerçevesinde bu fırsatı değerlendireceği öngörülebilir.

Öte yandan bölgede etkin olan aktörler olarak İran ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) açısından bakıldığında projenin hayata geçmesinin bu iki ülkenin çıkarlarına olumsuz yansıyacağı söylenebilir. Özellikle projenin finansmanının Irak’ı zorlaması hâlinde Çin’in devreye girme ihtimali Pekin’in Ortadoğu’da ve Irak’ta etkinliğinin artması anlamına gelecektir. Bu durumun da Washington’u rahatsız edeceği söylenebilir. İran limanlarının öneminin artması amacıyla hareket eden Tahran ise Fav Limanı’nın jeostratejik olarak yükselmesini istemeyecektir. Aynı zamanda Irak’ın bölgesel siyasette öne çıkmasını ve güçlenmesini de arzu etmeyecektir. Dolayısıyla genel itibarıyla ekonomik ve politik olarak projeden memnun olmadığı ifade edilebilir.

Bununla birlikte her ne kadar yatırımlar konusunda ilerlemeler görülse de projenin istikrarlı bir şekilde ilerlemesi ve hayata geçirilmesinde karşılaşılacak zorlukların iş birliği süreçlerini ve yatırımları etkileyeceği söylenebilir. Olası terör saldırıları, ülke içi istikrarsızlıklar ve çatışmalar yatırımlara da olumsuz yansıyabilir ya da ulaşımı sekteye uğratabilir. Aynı zamanda Irak içerisinde yaşanan yapısal problemler, yolsuzluk ve anlaşmazlıklar da süreci engelleyici ya da kısıtlayıcı etki oluşturabilir. Aynı zamanda limanın faaliyete geçmesi bölgedeki diğer limanların stratejik önemini azaltacağından bölgesel rekabet ve zorluk çıkarabilir. Bu açıdan projenin sürekliliği ve yatırımların istikrarı konusunda birtakım risklerin de bulunduğu hesaba katılmalıdır.