Mısır Cumhurbaşkanlığı Seçimleri 2012: Yeni Düşünce ve Tahminler

Doç. Dr. Canat Mominkulov, ORSAM Ortadoğu-Avrasya Danışmanı, El-Farabi Kazak Ulusal Ü.
İlk önce, Mısır’daki seçimler öncesi durumu genel bir bakışla anlamaya çalışalım. Mısır Arap Cumhuriyeti’nde son bir sene içerisinde meydana gelen siyasal değişim ve dönüşümler oldukça dikkat çekicidir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde daima bir lider olma düşüncesini taşıyan Mısır, şu anda kendi iç siyasal ve idari problemlerini çözme çabasındadır. 2011-2012 Parlamento Seçimlerinde sözkonusu ülkede Müslüman Kardeşler’in Hürriyet ve Adalet Partisi bütün oyların hemen hemen yarısını toplayarak şu anda iktidarda bulunan Hüsnü Mübarek devrinden kalma askeri grup için büyük sorunlar yaratmıştır. Silahlı Güçler Yüksek Kurulu (SCAF) Müslüman Kardeşler örgütünün güç kazanarak ülkenin bir numaralı siyasal faktörüne dönüşmesini istemediği için sözkonusu kuruluşla gizli veya açık cepheleşme politikasını yürütmüştür. Bu olaylar Türkiye’de son on yıl içerisinde cereyan eden siyasal gelişmeleri biraz hatırlatıyor gibi görünse de, dikkatlice bakıldığında durumun çok daha farklı ve spesifik olduğu açığa çıkacaktır, ve hatta Pakistan’daki siyasi gelişmelere daha fazla benzediği görülecektir. Mısır’ın yeni Parlamento’sunda el-İhvanül-Müslimin ve Selefiler cemaatleri temsilcilerinin tüm sandalyelerin yüzde yetmişini elde etmesine rağmen tüm siyasi ve idari yetkiler henüz orduyu temsil eden Muhammed Tantavi gibi askeri yöneticilerin elindedir. Ayrıca, birbiriyle rekabet eden bu iki güçlü gruptan başka üçüncü çok önemli bir grup vardır. 25 Ocak 2011 tarihinde başlayan ve şimdiye kadar devam eden Mısır devriminin gençler ve işçiler tarafından başlatıldığı ve desteklendiği de büyük tarihi bir gerçektir. Bu gruba göre eski rejimi temsil edenlerin ülkeyi yönetmeye hakları yoktur. Ayrıca, Müslüman Kardeşler örgütü yeni Parlamento’ya girişini genç devrimcilere borçludur. Yukarıda anılan üç grubun ilişkilerinin nasıl gelişeceği çok önemlidir. Şimdilik devrimcilerin birçoğu yapılan devrimin esas taleplerinin tamamen yerine getirilmediğini, devrimin kendilerinden çalındığını söyleyerek islamcıları ve askerleri suçlamaktadırlar.
 
Mısır seçimleriyle ilgili başlıca sorular
 
Müslüman kardeşler Silahlı Güçler Yüksek Kurulu (SCAF) ile nasıl bir ilişki modelini seçecektir? Dindar politikacılar ve seküler askerler birbiriyle anlaşacaklar mı, yoksa siyasal iktidarı ele geçirmek için daha sert ve açık bir çatışma içerisinde mi olacaklar? Müslüman kardeşler sokağa çıkmaya mecbur olan basit halkın büyük beklenti ve isteklerini yerine getirecekler mi yoksa askerlerle gizli anlaşmalar yaparak idari yetkileri paylaşma politikasını mı izleyecekler? Bu durumda çoğu gençlerden ibaret olan halkın kendisinin seçmiş olduğu Hürriyet ve Adalet Partisi’yle ilgili henüz samimi olan düşünceleri olumsuz yönde değişmeyecek midir? Devrimi başlatan halktır, ama islamcıları Parlamento’ya sokan da aynı halktır. Demokrasi yoluyla iktidara gelen islamcılar, Şeriat unsurlarını ve seküler değerleri hangi oranda uzlaştırabilirler? Kurulacak yeni siyasi yapıda hangileri daha ağır basacaktır? Devrimin talepleri yerine getirilecek midir yoksa Mısır’ı yeni devrimler ve düzensizlikler dönemi mi bekliyor? Dindar politikacıların Parlamento’ya gelmelerini sağlayan halk, bir hayal kırıklığına uğramayacak mıdır? Peki, bu durumda asker kesimi siyasal yetkileri islamcı gruplarla paylaşmaya hazır mıdır?
 
Mısır’daki son siyasi gelişmeler
 
Bize göre Mısır’da şu anda askerler ve islamcılar ilk önce kendi ilişkilerinde kimin kim olduğunu belirlemelidirler. Son aydaki gelişmelere bakacak olursak, Askeri Kurul’un yeni Mısır Cumhurbaşkanı’nın dini ortamlardan çıkmasını önlemek istediği apaçıktır. Bu amaçla Cumhurbaşkanı Seçimi Yüksek Komitesi (SPEC) Müslüman Kardeşler’i temsil eden aday Hayrat Eş-Şatır’ı ve Selefileri temsil eden Hazem Salah Abu İsmail’i farklı neden ve bahanelerle seçime katılma hakkından mahrum ederek açık ve hızlı tedbirlere başvurmuştur. Bu adayların her hangi biri seçime katılacak olsaydı büyük ihtimalle Mısır’ın yeni cumhurbaşkanı olabilirdi. Çünkü Mısır şartları altında ikisi de yeterince mütedeyyin, yetkili ve güvenilir kişilerdi. Nisan ayında halkın tekrar protestolar düzenleyerek eski rejimin temsilcilerinin seçimden uzaklaştırılmasını talep etmesi protesto devrinin hala bitmediğinin açık delilidir. Nisan ayının ortasında durum çok değişmiştir.
 
Böylece, bu seçimlere eski İstihbarat Bürosu başkanı Omar Süleyman, Vafd Partisi kurucusu Ayman Nur, Uluslararası Nükleer Ajansı başkanı Muhammed El-Baradei gibi ünlü mısırlı politikacıların da seçime katılamayacağı kararı alınmıştır. Yapılan yeni kanuni değişiklikler sonucunda 23-24 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanı seçimine 13 adayın katılacağı kararına varıldı. Geri kalan 10 aday yarış dışı edildi. Şimdiki duruma bakacak olursak, 4 aday Mısır’ın yeni cumhurbaşkanı olma şansına sahiptir. Bunların ikisi Müslüman Kardeşlerle bağlıdır: muhafazakar fikirleriyle bilinen Hürriyet ve Adalet Partisi başkanı, eski Mısır Halk Meclisi Milletvekili Mohammad Morsi ve sözkonusu partiden ayrılarak bağımsız olduğunu iddia eden eski Müslüman Kardeşler grubu üyesi, liberal muhafazakar Abdel Mun’im Abdel-Futuh. Diğer iki aday ise merkeziciliği (centrist) savunan eski Arab Birliği Başkanı, eski Dış İşleri Bakanı Amr Musa ve eski Başbakan Ahmad Şafik’tir.
 
Mısır Cumhurbaşkanlığı seçiminin olası sonuçlarıyla ilgili tahminlerimiz
 
Bir hafta önce yapılan halk gösterilerini göz önümüzde bulunduracak olursak, Ahmad Şafik’in cumhurbaşkanı olma şansı azdır. Şafik’in en zayıf noktası Mübarek döneminin en son başbakanı olmasıdır. Ama yine de askeri dairelerde ve devlet kuruluşlarında çalışanların bir kısmı (5-10%) bu adaya oy vereceklerdir. Bize göre bu seçimlerde halkın en büyük desteğine Mohammad Morsi ve Amr Musa sahip olacaktır. Son Parlamento seçimlerinin gösterdiği gibi, Müslüman Kardeşler cemaati çok sabırlı ve sistemli siyaset yürütmekle kalmayıp, yıllarca halkla ilgilenerek büyük iş yapmıştır, halk arasında kendi fikirlerinin propagandasını yaparak en alt ve en üst idari seviyelere ulaşabilmiştir, çok geniş ve gizli kuruluşlar teşkil ederek halkın büyük desteğini hak etmiştir.
 
Baskı altında çalışan Müslüman Kardeşler bugünkü döneme yıllarca hazırlandığı ve hatta her türlü kısıtlamalara karşı tedbirler almayı öğrendiği de apaçıktır. Bundan dolayı bir yılda onlar için fazla bir şey değişmeyecektir. Bize göre bu Mayıs seçimlerinde halkın yaklaşık üçte biri (30%) Mohammed Morsi’ye destek verecektir. Bu durumda halkın bir kısmı Parti başkanı için değil, cemaatin kendisi için oy vereceklerdir. Morsi’nin zayıf noktası tam islamcı bir aday olmasıdır. Ülkedeki liberal ve milliyetçi siyasi güçler Hürriyet ve Adalet Partisini devlet yönetimini tamamen ele geçirmek istediğini savunarak sözkonusu cemaate her fırsatta itham ve saldırıda bulunabilirler. Bunun için Müslüman Kardeşler islami güçlerin dışında işçilerin, iş adamlarının, akademisyenlerin, aydınların yoğun bir desteğine muhtaçtır. Ayrıca, Müslüman Kardeşler selefilerin desteğine de çok muhtaç olacaktır. Maalesef, Hayrat Eş-Şatır’a kıyasla Mohammad Morsi’nin islamcılar arasındaki itibar ve şöhreti biraz yetersizdir. Ama buna rağmen Müslüman Kardeşler’in kazanma şansı düşük değildir.
 
Yukarıda denilenlere rağmen aynı halkın en az üçte biri (30-35%) de Amr Musa’ya oy verebilir. Uluslararası politikadaki deneyim, itibar ve otoritesi sayesinde Amr Musa’nın cumhurbaşkanı olma şansı daha fazla gibidir. Amr Musa’nın zayıf noktası, eski rejimi temsil etmesi ve oldukça yaşlı olmasıdır (yetmiş yaş).
 
Abdel Mun’im Abdul-Futuh’yı halkın 20-25% destekleyebilir. Bu adayın görüşlerinin çok geniş olması farklı içtimai ve ideolojik tabakaları kapsayabilmesini sağlayabilir. Onu sözkonusu Müslüman Kardeşler cemaatinin üyeleri değil, bazı selefiler ve bağımsız liberal görüşlüler destekleyebilirler. Selefiler gibi dindar seçmenlerin destekleri olmadan Abdul-Futuh’un kazanması zordur.
 
Bunlara ilave olarak, Müslüman Kardeşler örgütünün yeni sürprizler hazırladığı da bellidir. Bize göre Mayıs’taki seçimlerde islamcılardan bir aday, seküler sistemi temsil edenlerden bir aday kalarak, ikinci turda rekabet edeceklerdir. Şimdilik, kimin 1. turda (23-24 Mayıs 2012) galip geleceğini kesin olarak söyleyemeyiz, ama 2. turun (16-17 Haziran 2012) mutlaka yapılacağını ve son turda Amr Musa ve Mohammed Morsi’nin (veya Abdul-Futuh’un) yarışacağını şimdiden tahmin ediyoruz. Selefilere gelirsek, potansiyel seçmenlerin çok önemli bir kısmı olarak kendi adayları olmadığı için oylarını ya Mohammed Morsi’ye ya da Abdel Mun’im Abdul-Futuh’a vereceklerdir. Hatta selefilerin kime oy vereceği bu seçimlerin kaderini belirleyebilecektir. Şimdi iki islamcı aday da selefilerle yoğun anlaşmalar yapmaktadır. Abdel Mun’im Abdul-Futuh’un görüşlerinin liberal olması selefileri menfi yönde düşündürdüğü bir gerçektir. Ama son bilgilere göre selefiler grubu Abdel Mun’im Abdul-Futuh’u tercih etmiş durumdadır. Diğer yandan, Müslüman Kardeşler’in selefilerin rakibi olmasına rağmen birçok selefi farklı görüş sergileyebilecektir. Amr Musa’ya gelince, liderlik ve tecrübe açısından rakipsiz olmasına rağmen yine de eski iktidarı temsil etmektedir. Yine de kimin kazanacağını tahmin etmek kolay değildir.
 
Sonuç
 
Son olarak belirtmek gerekir ki bu cumhurbaşkanı seçimleri arap ülkelerinin lideri sayılan Mısır’ın geleceğinin nasıl bir yönde gelişeceğini gösterecektir. Hüsnü Mübarek’in gösterdiği demokratik üslubu biraz reformlaştırarak seküler ve askeri demokrasi kalıbını mı tercih edecekler, yoksa bölge için yeni olgu sayılan siyasi islam modelini mi seçecekler? Bize göre, iki taraf ta yenilmek veya çekilmek istemez. Meseleye ya islam ya asker gözüyle bakmak Mısır için yanlış ve tehlikeli neticelere neden olabilir. İki tarafın da ülkenin geleceğiyle ilgili özel plan ve projeleri bulunmaktadır. Eğer, Mısır’ın dindar politikacıları ve askeri liderleri ortak stratejik noktaları bulma, birbirlerini anlama amacıyla kendilerinin bazı prensiplerini kurban edebilirlerse ve idari yetkilerin paylaşımı konusunda anlaşabilirlerse sözkonusu ülke kimsenin beklemediği şansı yakalayabilir, hatta Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın siyasi liderine hızlı bir şekilde dönüşebilir. Ama stratejik konularda bir anlaşmaya varılmadan, sadece taktik çözümlerle yetinmek Mısır için ileride çok büyük siyasi ve ideolojik sorunlar yaratabilecektir.
 

Kaynakça:
 
Khaled Elgindy. Egypt’s Troubled Transition: Elections without Democracy. The Washington Quarterly. Spring 2012.
 
Position Paper. The Muslim Botherhood and the Military Council: The Deal and the Clash. Al-Jazeera Centre for Studies. 22 April 2012.  
تقدير موقف. الرئاسيات المصرية: أربعة في معركة فاصلة. مركز الجزيرة للدراسات. 22 أبريل 2012
تقدير موقف. الإخوان المسلمين و المجلس العسكري: الصفقة و الصدام. مركز الجزيرة للدراسات. 17 أبريل 2012
 
David D. Kirkpatrick and Mayy El Sheikh. Support From Islamists for Liberal Upends Race in Egypt. New York Times, April 28, 2012
http://www.nytimes.com/2012/04/29/world/middleeast/conservatives-in-egypt-back-liberal-to-oppose-brotherhood.html?_r=1&ref=africa