Hindistan’ın Suriye Hamlesi

Sercan Doğan, ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı
21. yüzyılın yükselen güçlerinden Hindistan, 2011’in Ağustos ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanlığı görevini üzerine almasıyla birlikte son ayların sıcak gündem maddesi olan Suriye krizi ile ilgilenmeye başlamıştır. Suriye’de yaşanan rejim krizi, bilindiği gibi, pek çok alternatif senaryonun arasında bir uluslararası müdahalenin de tartışılmasını beraberinde getirmiştir. Yılbaşından bu yana Ortadoğu’daki gelişmelerle ilgili olarak bölgenin dışına da taşan bir diplomatik hareketlilik mevcuttur. Hindistan, BMGK başkanlığının sağladığı imkanları da kullanarak bu hareketliliğin içerisinde başlıca bir konum almaya niyetli görünmektedir.    Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faisal Mekdad 1 Ağustos 2011 tarihi itibariyle Hindistan’a üç günlük bir ziyarette bulunmuştur. Mekdad, Hindistan TV kanallarına verdiği mülakatlarda ziyaretinin sebebini “Hindistan yönetimini, Suriye’ye karşı girişilen yanlış bilgilendirme ve gerçek-dışı propaganda konusunda bilgilendirmek üzere buradayım” sözleriyle açıklamış ve Hindistan Dışişleri Bakanı S.M. Krishna ile ülkesindeki şiddet olayları, Esad yönetiminin reform vaatleri ve hükümet ile muhalefet arasındaki ulusal diyalog girişimleri konusunda görüşmelerde bulunmuştur. [1] Bunun yanı sıra, Mekdad BMGK Başkanlığını devralan Hindistan’a, BM platformlarının Batı devletleri tarafından Suriye’ye karşı kullanılmasını önlemesini konusundaki beklentilerini aktarmıştır. [2]    Hindistan’ın Suriye’ye olan tavrının Batı devletlerinden farklı bir niteliğe sahip olduğunu söylemek mümkündür. Mekdad’ın ziyareti esnasında yapılan açıklamada, Hindistan Suriye’de olup bitenlerle ilgili olarak “kaygı” duyduklarını ifade etmiş ve Suriye hükümetinden şiddeti sonlandırmasını, ılımlı davranmasını ve halkın talepleriyle paralel olarak siyasi reformlar gerçekleştirmesi konusunda beklenti içerisinde olduklarını belirtmiştir.[3] Bu hususta bir başka gelişme ise 9 Ağustos’ta Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika (IBSA devletleri) temsilcilerinin gerçekleştirdikleri Şam ziyaretidir. Bu ziyarette IBSA devletleri Suriye’den sivillere karşı şiddet kullanımını durdurmasını ve demokratik reformlar gerçekleştirmesini talep etmişlerdir.[4]    Görüldüğü üzere, Hindistan BMGK Başkanı sıfatıyla Suriye ile yaşanan uluslararası krizde aktif ama sorumlu bir rol oynamaktadır. Bugüne kadar Hindistan’dan Esad rejiminin çekilmesi hususunda bir çağrı gelmemiştir; ancak Hindistan Suriye’nin protestoları şiddetler bastırmasından dolayı kaygılı olduğunu ifade etmektedir. Aynı şekilde Hindistan Suriye ile diplomatik kanallarını da açık tutmaktadır. Bu yolla Hindistan, Suriye krizi konusunda BM organlarındaki inisiyatifin tek yanlı olarak kullanılmasını engellemeyi ummaktadır. En azından Hindistan, görev süresi boyunca Suriye krizine yönelik sert tutum ve girişimlerin öncüsü olmak istememektedir. Bunun sebeplerinden biri Hindistan’ın Keşmir sorunu sebebiyle halihazırda kötü bir imaja sahip olduğu Ortadoğu kamuoyundaki itibarını daha da olumsuz bir duruma düşürmekten kaçınmasıdır. Zira bu kötü imajın Hindistan’a terör saldırıları olarak geri dönme ihtimali mevcuttur. 2008’deki Mumbai saldırılarının da gösterdiği üzere bu durum Hindistan açısından ciddi bir güvenlik sorunu yaratmaktadır. İkinci sebep olarak Hindistan’ın uluslararası politikada erişmek istediği konum ifade edilebilir. Ekonomik ve askeri gücü artmakta olan Hindistan’ın BMGK’da kalıcı bir koltuk edinme niyetinde olduğu söylenebilir. Bu çerçevede Suriye krizi Hindistan açısından önemli bir fırsat sunmaktadır. Süreç içerisinde Hindistan’ın pasif davranarak geri planda kalmak yerine aktif girişimlerde bulunarak yapıcı bir tutum takınması uluslararası politikada önde gelen aktörlerden biri olma niyetlerini sağlam bir zemine oturtacaktır. Brezilya ve Güney Afrika temsilcileriyle birlikte Hindistan temsilcisinin Şam’ı ziyaret etmesi, Suriye konusundaki uluslararası girişimlerin Batılı devletlerin tekelinde olmadığını göstermesi bakımından anlamlıdır. Son bir husus ise Libya’da iç savaş ve uluslararası müdahale sürerken Suriye’deki durumun dış müdahalelere meydan verecek hale gelmesinin bölgesel istikrara olacak etkisidir. Hindistan açısından bölgesel istikrarın sarsılması güvenlikten ekonomiye birçok farklı alanda olumsuz etkiler yaratacaktır. Suriye’deki süreç ağırlaştıkça ve uluslararası tepkiler sertleştikçe krizin derinleşmemesi için alınacak diplomatik önlemler bakımından Hindistan’ın Brezilya ve Güney Afrika ile birlikte yürüttükleri girişim büyük önem taşıyan bir hamle olarak karşımıza çıkmaktadır.    [1] “Syria seeks India's support against 'Western propaganda'”,  http://www.deccanchronicle.com/channels/world/middle-east/syria-seeks-indias-support-against-western-propaganda-813 [2] “Syria lobbies India” http://www.dp-news.com/en/detail.aspx?articleid=91948 [3] “Syria lobbies India to avert UN condemnation of crackdown” http://www.interaksyon.com/article/9913/syria-lobbies-india-to-avert-un-condemnation-of-crackdown [4] “IBSA envoys visiting Syria to seek reforms, end to violence” http://ibnlive.in.com/generalnewsfeed/news/ibsa-envoys-visiting-syria-to-seek-reforms-end-to-violence/781500.html