Pakistan’da Terörizmin Yükselişi

Sercan Doğan, ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı
Pakistan uluslararası terörizm ve el Kaide ile ilgili gündemde öteden beridir Afganistan ile birlikte önde gelen bir konumdadır. Mayıs ayında Üsame bin Ladin’in öldürüldüğü bildirilen operasyon bu konuda en son çarpıcı gündem maddesini oluşturmuştur. Son zamanlarda siyasi bunalımlar, istikrarsızlık ve ABD ile bozulan ilişkilerin sarstığı Pakistan’da çeşitli terörist örgütlerin eylemliliğinin ve terörle mücadelenin halen devam ettiği göze çarpmaktadır.
 
5 Eylül Pazartesi günü Pakistan ordusu tarafından yapılan bir açıklamada üst düzey el Kaide yöneticisi Younis al Mauritani’nin Pakistan’ın güneybatısında yakalandığı bildirilmiştir. Bu açıklamada Mauritani’nin istihbarat örgütü ISI’nın Belucistan Sınır Kuvvetleri koordinasyonuyla Kuetta şehrinde gerçekleştirdiği bir operasyonda ele geçirildiği ifade edilmiştir. Aynı zamanda Pakistan ordusu, bu operasyonun planlama ve yürütme safhalarında ABD istihbarat birimleriyle yakın işbirliği yapıldığına dikkat çekmiştir. [1] Takma adının işaret ettiği üzere bir Moritanyalı olan Al-Mauritani’nin son yıllarda el Kaide saflarında yükselen bir isim olduğu bilinmektedir. 2009’dan bu yana Pakistan topraklarında düzenlenen operasyonlar sonucu el Kaide ve Taliban’ın pek çok üst düzey lider ve komutan kaybettiği gözlenmiştir. Hatta bu operasyonların sonucu terörle mücadelede başarılı örnekler olarak sunulmaktadır. Bu süreçte el Kaide kadroları arasında adı öne çıkan al-Mauritani’nin Eylül 2010’da ortaya çıkarılan el Kaide’nin Avrupa’ya yönelik büyük bir saldırı planının sorumlusu olduğu iddia edilmektedir. Alman istihbaratına göre al-Mauritani Hamburg’dan Pakistan’a giden bir grup Almanyalı teröristin liderliğini üstlenmiştir. 2008’deki Mumbai saldırıları türünden eylemler gerçekleştirilmesi öngörülen bu plan açığa çıkarılınca ABD, Pakistan, Fransa ve Almanya istihbarat örgütleri ciddi bir şekilde alarma geçmiş ve önlemler sıkılaştırılmıştı. Aynı zamanda ABD, Pakistan’ın Federal Aşiret Bölgeleri’nde yoğun insansız hava aracı saldırıları düzenlemişti. Hatta 4 Ekim 2010’daki bir saldırıda bu planı uygulayacak dört Almanya vatandaşı teröristin öldürüldüğü bildirilmiştir.[2]
 
Al-Mauritani’nin yakalanmasını müteakiben 7 Eylül 2011 tarihinde, operasyonun gerçekleştirildiği Kuetta şehrinde iki intihar saldırısı düzenlenmiştir. Pakistan Talibanı’nın sorumluluğunu üstlendiği saldırılar Belucistan Müfettiş General Yardımcısı Farrukh Shehzad’ın evinde gerçekleşmiş ve 25 kişinin ölümüne sebep olmuştur.[3] Afganistan sınırındaki Kuetta şehri 900.000’e yakın nüfusuyla Belucistan vilayetinin en büyük şehridir. 2001’de ABD’nin Afganistan’ı işgalinden bu yana üst düzey el Kaide ve Taliban liderlerinin Kuetta’ya sığındığı iddia edilmektedir. Devlet kontrolünün zayıf olduğu Belucistan’daki bu kalabalık metropolün terör örgütleri için elverişli bir sığınak olduğu Al-Mauritani’nin burada yakalanması ve hemen ardından gerçekleşen çarpıcı saldırılar sonucu bir daha görülmüştür. Öte yandan, bu saldırıların Kuetta’da gerçekleşmesi, Pakistan Talibanı’nın ve el Kaide’nin sadece aşiret bölgelerinde etkili olmadığını da göstermiştir.
 
Mayıs 2011’de el Kaide lideri Üsame bin Ladin’in öldürüldüğünün açıklanmasından sonra bunun terör örgütlerinin eylemliliğinin üzerinde belirleyici, bitirici bir etkisinin olmayacağı ifade edilmişti. Afganistan ve Pakistan’da yoğunlaşmış olmakla birlikte zaman zaman Ortadoğu’ya ve Avrupa’ya da yayıldığı tespit edilen el Kaide’nin eylemliliği, görülmektedir ki, bir bireyin iradesine bağlı değildir. Daha ziyade bütün bu eylemlerin, farklı bir dünya idealini kural ve sınır tanımayan şiddet yoluyla dayatma iradesinden kaynaklandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Kuetta’daki son saldırıda intihar bombacılarından birinin 21 yaşında bir Afgan olması, terörist zihniyet ve eylemliliğin Afganistan işgalini yaşamamış yeni nesle aktarıldığını göstermektedir. Bütün bunlar, terörizm tehdidinin Afganistan ve Pakistan’da hala devam ettiğini kanıtlamaktadır. Bu noktada terör tehdidinin ülke sınırları tarafından engellenmediği ve özellikle günümüzün iletişim ve ulaşım kolaylıklarının da etkisiyle rahatça uzak bölgelere yayılabileceği görülmelidir. Bu tehditle baş edebilmek için ise terör örgütlerinin hem zihniyet temelinde hem de operasyonel kabiliyet boyutunda yenilgiye uğratılması gerekmektedir.  
 
 
 
[1] “Pakistan captures 'senior al-Qaeda leader'”, http://english.aljazeera.net/news/asia/
2011/09/201195132315498559.html  
[2] “Pakistan drone attacks kill Germans in response to Europe terror plot”, http://www.csmonitor.com/World/Asia-South-Central/2010/1005/Pakistan-drone-attacks-kill-
Germans-in-response-to-Europe-terror-plot
[3] “Twin suicide blasts rock Pakistan's Quetta”, http://english.aljazeera.net/news/asia/ 2011/09/20119743430517455.html