Ortadoğu’da Devrim Dinamikleri Bağlamında İran’da Rejim Protestoları

Sercan Doğan, ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı
Yaklaşık bir buçuk ay kadar önce Tunus’ta başlayan protesto gösterilerinin siyasi alanın alabildiğince dar tutulmaya çalışıldığı Ortadoğu devletleri açısından bir domino etkisi yaratıp yaratmayacağı konusunda hem heyecanlı hem de temkinli analizler mevcuttu. Çok hızlı değişen Ortadoğu gündemi geride bıraktığımız son kırk-elli gün içerisinde en çarpıcı olarak yaklaşık otuz yıllık Hüsnü Mübarek iktidarının devrilmesinin yanı sıra Yemen, Bahreyn, Libya, Irak ve İran’da da yoğunlaşan protesto gösterilerine ve kitle hareketlerine sahne oldu. 2011 yılının ilk haftaları Ortadoğu bağlamında öne çıkan bu yeni dinamiğin “domino etkisi” analizlerini ne ölçüde haklı çıkaracağı önümüzdeki dönemde daha sağlıklı bir değerlendirme ile mümkün olacaktır. Gene de başta Mısır ve İran olmak üzere Ortadoğu’daki siyasi şekilleniş ve uluslararası ilişkiler açısından öncelikli gözlemlerden biri mevcut rejimlerin bir müddet içe kapanarak kâh reform kâh baskı yoluyla bu dinamikle baş etmenin yollarını arayacak olmalarıdır. Bu yazıda İran’da 20 Şubat’ta gerçekleşen protesto gösterileri ele alınacaktır. Henüz bu gösterilere dair bilgiler çeşitli önemli haber sitelerinde ve ağırlıklı olarak sosyal paylaşım ortamlarında yer almaktadır. Enformasyon kirliliğinin yaratacağı sakıncalardan ötürü bu yazıda hâlihazırda ulaşılan bilgilere yönelik temkinli bir yaklaşım benimsenmeye gayret edilmiştir.

Tunus ve Mısır’da sonuç alan kitle hareketliliğinin ilham ve cesaret verdiği bir başka örnek İran’da hâlihazırda yaşanmaktadır. 20 Şubat Pazar günü, İran takvimine göre Esfand ayının ilk gününde İran’da düzenlenen rejim karşıtı gösteriler 2009’daki başkanlık seçimlerinden bu yana değişen sıklıklarla gündeme gelen protestolar dizisinin son halkası olarak cereyan etmiştir. On binlerle ifade edilen sayıda göstericinin toplandığı Tahran’ın yanı sıra Şiraz, İsfahan, Mahabad, Meşhed ve Tebriz’de protesto hareketlerinin başladığı sosyal paylaşım ortamları aracılığıyla gündemde yer etmiştir. Tahran’da Veli-yi Asr, İnkılab, Azad gibi meydanların göstericilerle rejim yanlısı Besicler ve polisler arasındaki çatışmalara sahne olduğu iddia edilmektedir. Rejimin son bir buçuk yıl itibariyle muhalefete ve rejim karşıtlarına yönelik muamelesi özellikle de geçen haftaki (14 Şubat) gösterilere kanlı tepkisi dikkate alındığında iddialarda gerçek payı bulmak mümkündür.  İran’daki son protestolar, gidişat itibariyle niteliksel bir dönüşüm yaşanabileceğinin ipuçlarını vermektedir. 2009 Başkanlık seçimlerindeki usulsüzlük ve hile iddialarının ardından “Where is my vote?/Oyum nerede?” sloganlarıyla Ahmedinecat karşıtı gösterilere girişen rejim karşıtları 2009 Aralığındaki Aşure protestolarında rejimin kanlı müdahalesine rağmen dağılmamış ve Yeşiller Hareketi diye bilinen bir hareket olarak adlandırılmıştır. Bu süreçte Mehdi Kerrubi ve Mir Hüseyin Musavi gibi sistemin içinden çıkan figürlere de muhalefet hareketinin liderliği atfedilmiştir. İran’da önemli dini ve resmi tatil günlerinde devam eden protestolar Tunus ve Mısır olaylarının yarattığı atmosfer içerisinde hızlanmıştır. İran Devrimi’nin 32. Yıldönümünde denk gelen 11 Şubat’tan sonra 14 ve 20 Şubat günlerinde gerçekleşen protestolar bir yandan gösterilerin artan sıklığına işaret ederken diğer yandan da içerikleri itibariyle önem kazanmaktadır.  Aralık 2009’daki Aşure Günü gösterilerinden bu yana “Mübarek, Bin Ali, ve şimdi Seyyid Ali (Hamaney)”, “Diktatöre ölüm”, “Özgürlük”  ve Allahu Ekber” gibi sloganların artan yoğunlukta kullanılması artık Cumhurbaşkanı Ahmedinejat’tan ziyade rejimin kendisinin ve meşruiyet dayanaklarının hedef alındığını göstermektedir. Bu arada Kerrubi ve Musavi’nin ev hapsine alınmasının da herhangi bir önemli etkisinin olmadığı görülmektedir. Bu hususta mevcut protestoların rejim içi muhalefetle yetinip yetinmemek bakımından Kerrubi ve Musavi çevresinden ne ölçüde mesafeli olacağı da tartışma konusudur.

Ortadoğu’daki son ayaklanmalarda, rejimlerin kolluk kuvvetlerinin yanı sıra, rejim yanlısı sivil kişilerin de protestocuların üzerine sürülmeleri dikkat çekmektedir. Bu husus Mısır ve Libya’da da gözlemlenmiştir. İran’da Besic adı verilen bu milis kuvvetleri aracılığıyla mevcut rejim kolluk kuvvetlerini tahkim etme olanağı bulmuş aynı zamanda yıkıcı bir potansiyel taşıyan sosyal kesimleri devşirerek veya bastırarak kontrol altında tutmayı ummuştur. İran’daki motosikletli gruplar halinde, üniformasız olarak göstericilere saldıran Besicler 20 Şubat protestolarında da rejimin tepkisinin bir yönünü teşkil etmiştir. Bunun yanı sıra rejim, son ayaklanmalarda yinelenen bir olgu olarak dikkat çeken sosyal medyayı da kısıtlandırma ve hatta erişimi engelleme girişimlerinde bulunmuştur. Öte yandan rejim yanlılarının İnternet ortamlarında dezenformasyon amacıyla bilgi paylaşımında bulunduğu da iddia edilmektedir. Rejim tarafından “fitne” olarak adlandırılan protestolar, yarı resmi Fars Haber Ajansında Halkın Mücahitleri Örgütü, monarşistler ve Kerrubi ve Musavi çevresinin yürüttüğü dış kaynaklı bir komplo olarak nitelendirmiştir. Rejim, bilgi aktarımını sınırlarken bir yandan da polisin şiddetten kaçındığı, “sayıları iki yüzü bile bulmayan fitnecilerin on binlerce insan tarafından bastırıldığını” iddia etmektedir. İran’da kozmetik bazı girişimlerle rejimin meşruiyetini ve aldığı desteği ortaya koymaya çalışan rejim Aralık 2009’daki Aşure Olaylarından bir ay sonra İslam Devriminin 31. Yıldönümü kutlamalarında benzer bir izlenim ve görüntü yaratmaya çalışmıştı. Rejimin bu gayretlerinin muhalefeti demoralize etme ve gayri meşru gösterme niyetleri olduğunu ifade etmek mümkün ancak yetersiz kalacaktır. İran rejimi aynı zamanda kendi iç gündeminin uluslararası alanda dillendirilmesini önlemek istemektedir. Bu husus İran rejimi açısından bir beka ve güvenlik önceliği haline gelmiştir ve İran dış politikasına da kendi etkisini yansıtmaktadır.

Ortadoğu’daki devrim dinamiğinin İran muhaliflerine verdiği ilham ve cesaret sonucu bir hafta içinde kolluk kuvvetleri ve rejim yanlıları tarafından şiddetle karşılanan bu eylemler, bir buçuk yıldan bu yana devam ede gelen silsilede sıradan bir niteliğe mi bürünecektir, yoksa bazı ufak ipuçlarının işaret ettiği gibi gidişatta niteliksel bir dönüşüme mi erişilecektir? Bu soruları cevaplayabilmek için henüz erken olsa bile bazı hususları ifade ederek konuyu toparlamak mümkündür. Görüldüğü üzere, Ortadoğu’daki son gelişmelerden sonra İran’da kazanlar tekrar kaynamaya başlamıştır. Kaynayan kazanın devrilip ocağı söndürmesi ise muhtemeldir, ancak bu süreç öncelikle eylemcilerin sürekli bir kitle mobilizasyonunu gerçekleştirebilmesine bağlıdır. Rejim güçlerinin müdahale ve engellemelerine rağmen protestoların örgütlü bir şekilde sürebilmesi rejimin tek tek olaylarda aldığı itibarsızlaşma tedbirlerini etkisiz hale getirebilecek ve meşruiyetini idame ettirme girişimlerini boşa çıkarabilecektir. Bunun yanı sıra, elbette ki hem muhalefetin hem de rejimin arkasındaki toplumsal destek ve sınıflar hesaba katılmalıdır. İktidardaki sağcı Abadgaran (İslami İran’ı İnşa Edenler İttifakı) İttifakının ve topyekûn olarak Velayeti Fakih rejiminin ruhban kesiminden, kentli orta sınıflardan, esnaf ve sanatkârlardan destek bulduğu ortadadır. Protestocuların ise eğitimli, kentli orta sınıflardan çıktığı ifade edilmektedir. Buna göre, rejimin üzerinde yükseldiği toplumsal dokunun eylemlerden kaynaklanan bir parçalanma tehdidi altında kalması İran’daki süreç üzerinde belirleyici olma potansiyeli taşımaktadır. Bir başka faktör ise İran’da silahlı kuvvetlerin tutumu olacaktır. 1979’da Şah’ı desteklemekten vazgeçip kışlaya çekilen ordunun gücü İslami rejimin tam anlamıyla güvendiği bir kurum olmaktan uzaktır. Devrim Muhafızlarının kara, hava ve deniz kuvvetleri ile adeta paralel bir silahlı kuvvet haline gelmesi ve ulusal ordu kadrolarının rejimin ideolojisi doğrultusunda yoğun bir endoktrinasyona tabi tutulmaları bu güvensizliği işaret eder niteliktedir. İran’da rejim ve muhalifleri arasındaki çatışmanın gidişatını, önümüzdeki dönemde, bu faktörlerle ilgili gözlemlere dayanarak tespit etmeye çalışmak yerinde olacaktır.