Wikileaks Belgelerinde Afganistan

Sercan Doğan, ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı
Son on gündür gündemde bir hayli yer etmiş bulunan Wikileaks sızıntılarında Afganistan ile ilgili belgeler, konuyla ilgilenenler için çok ilginç birtakım bilgiler sunmaktadır. 7 Aralık 2010 tarihi itibariyle Wikileaks sitesinde yayınlanan 960 belgeden 119 tanesi Afganistan konu etiketi altında sunulmaktadır. Afganistan’a dair bu kriptoların 47 tanesi ABD’nin Kabil Büyükelçiliği’nden, 72 tanesi de Londra, Paris, Riyad, Abu Dhabi ve diğer Büyükelçiliklerden çekilmiştir. Bu 119 belge 2006’dan 2010’a uzanan bir süreci kapsamaktadır. Bu zaman aralığında Afganistan’a dair daha fazla belge yayınlanıp yayınlanmayacağı bilinmemekle birlikte belgelerin yıllara göre dağılımı şu şekildedir: 2006’da 2, 2007’de 11, 2008’de 19, 2009’da 59 ve 2010’da 28.  

Bu yazıda ABD Büyükelçiliği kriptolarında Afganistan’da iç siyasi dengelere dair yapılan bir takım tespitlerin değerlendirilmesi yapılacaktır. Malum koşullardan ötürü sağlıklı bir saha araştırmasının yapılamadığı Afganistan’a dair değerlendirmelerde bir miktar derinlik kazanabilmek için, elbette dikkati ve kuşkuyu da elden bırakmadan, kriptolarda sunulmuş bilgileri gözden geçirmek gerekmektedir. 

Afganistan’a dair sunulan kriptoların medyaya yansıdığı kadarının hep yolsuzlukla ilgili olduğu görülmüştür. Bu doğru olmakla birlikte, şu noktaya dikkat çekmek gerekmektedir. Yolsuzlukla ilgili kriptolar Kabil Büyükelçiliğinden çekilen kriptoların arasında önemli bir tema olan yönetim/kötü yönetim konusunun altında ele alınabilir. Wikileaks’de Afganistan ile ilgili toplam 119 kriptonun hemen hemen yarısını 2009 yılına ait belgeler oluşturmaktadır. Hatırlanırsa 2009 ve 2010 yılları Afganistan’da başkanlık ve parlamento seçimlerinin yaşandığı bir süreç olmuştu. Bu süreçte gerçekleşen seçim usulsüzlükleri Karzai hükümetinin Batı’dan gelen ciddi eleştirilere hedef olmasını beraberinde getirmişti. Aynı zamanda, ABD Başkanı Obama’nın yeni Afganistan stratejisi formüle etme çalışmalarına giriştiği 2009 yılı ABD’nin, 2001’de kurulan Karzai rejiminin çürümüşlüğünün, yönetim anlayışının ve pratiğinin üzerinde durduğu bir yıl olarak değerlendirilebilir. ABD Başkanı Obama, 2009 stratejisinde Afganistan’da bir ulus inşası kurma peşinde olmadıklarından bahsetse de, ABD’nin Afganistan’da devlet mekanizmasının kurumsallaştırılması konusunda önemli kaygıları olduğundan bahsedilebilir. Bu husustaki bazı kriptolar, Kandahar’da yerel siyaset, Helmand Valisi ile görüşme, yerel yöneticilerin yozlaşmışlığı, Ahmed Veli Karzai, Karzai hükümetinin yerel siyaset ile kurduğu kişisel ilişkiler konularına odaklanmaktadır. 

Afganistan’da Türkiye’nin de içinde bulunduğu güvenlik ve istikrar çabalarının önemli bir unsuru Karzai hükümetidir. Zira uluslararası kuvvetlerin çekilmesi Karzai hükümetinin güçlü bir meşruiyet tabanına sahip olmasına ve Afgan silahlı kuvvetlerinin yeterliliğine güvenerek gerçekleşecektir. Bu hususta öngörülen süreç, Afgan silahlı kuvvetlerinin eğitilmesi ve donatılması yoluyla isyancı gruplarla baş edebilecek bir duruma getirilmesinin yanı sıra kamu hizmetlerinin, siyasi temsilin ve devlet mekanizmasının düzgün işleyişinin sağlanmasını kapsamaktadır. Ancak, kriptolarda sunulan birtakım bilgiler, bu sürecin ikinci ayağının çok ciddi bir sorun yaşamakta olduğuna işaret etmektedir. Örneğin Afganistan’ın güneyinde hükümet temsilcisi ve aynı zamanda Başkan Hamit Karzai’nin üvey kardeşi olan Ahmet Veli Karzai’nin Kandahar’daki durumuna değinilmektedir. Buna göre, Ahmet Veli Karzai’nin ve Hamit Karzai’nin Kandahar’daki bazı aşiretle kurmuş oldukları ilişkiler hem geleneksel ve kişisel bir nitelik taşımakta hem de maddi çıkar temeline oturmaktadır. Ahmet Veli Karzai’nin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına dair daha önce de haberler çıkmıştır. Kriptolarda, Ahmet Veli Karzai’nin Kandahar aşiretleriyle gerek uyuşturucu kaçırmak gerekse de Kandahar’dan geçen otoyoldan haraç toplamak gibi faaliyetleri olan bir çıkar şebekesi içerisinde olduğu belirtilmektedir. Öte yandan, Kandahar’ın kuzeyinde Arghandab vadisindeki Alikozai aşireti ile geleneksel tabanda ilişkiler geliştiren Hamit Karzai’nin de bu yolla kendisine bir meşruiyet tabanı sağlamış olduğuna işaret edilmektedir. 

Karzai ailesinin Kandahar’daki bağlantılarının kendilerine siyasi destek sağlamasının esasında Afganistan’da devlet mekanizmasının inşa edilmesi bakımından ciddi olumsuz etkileri mevcuttur. Hükümet temsilcisi Ahmet Veli Karzai’nin aşiretleri dahil ettiği ekonomik çıkar şebekesi, ülkede artık 30 yıldır norm haline gelmiş olan olağandışı ekonomik aktivitenin merkezi hükümet kanalıyla ilerleme imkanı bulması anlamına gelmektedir. Veli Karzai’nin düşük popülaritesi ve dışlayıcı yönetim tarzı, kurduğu çıkar şebekesinin halkta yarattığı hoşnutsuzluğu daha da artırmaktadır. Hamit Karzai’nin aşiretlerle içerisinde bulunduğu kişisel ve geleneksel ilişkiler ise devlet mekanizmasının üzerinde durmak durumunda olduğu kurumsal ilişkilerin gelişmesine ket vurmaktadır. Kriptolarda dikkat çekilen bu durumlar güvenlik ve istikrar çabalarının ilerlemesinde büyük bir engel teşkil etmektedir. Bu hususta dikkatli ve sağlam adımlar atılmadıkça Afganistan’da başarı olarak gösterilen kimi gelişmeler sadece kozmetik nitelikte kalacaktır. Afganistan’da kısa dönemli maddi çıkarın ve kişisel ilişkilerin yerini kurumsallaşmanın alması açısından bu adımlar elzemdir. Ancak sorulması gereken soru bu adımları mevcut bağlantıları ile Karzai hükümetinden beklemenin ne ölçüde mantıklı olduğudur.